Haberler

Destici, Bakan Şimşek'i kira zam oranı üzerinden eleştirdi: Tamam da sen belirlemişsin

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Büyük Birlik Partisi lideri Mustafa Destici, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i kira zam oranı üzerinden eleştirdi. Destici "Maliye Bakanımız 'Enflasyonu, hayat pahalılığını tetikleyen en önemli sebeplerden bir tanesi kira' diyor. Tamam da sen belirlemişsin kirayı yasayla yüzde 58 olarak. En düşük enflasyon oranı neyse kira ona göre artırılır dersin bir cümle işi çözersin" dedi.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir otelde düzenlenen, 2024 yılı değerlendirme toplantısında bazı basın mensuplarıyla bir araya geldi.

DESTİCİ'DEN DİKKAT ÇEKEN SÖZLER

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Destici, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i kira zam oranları üzerinden eleştirdi.

ŞİMŞEK'İ "KİRA" AÇIKLAMASI ÜZERİNDEN ELEŞTİRDİ

Bakan Şimşek'e geçtiğimiz günlerde yaptığı "Enflasyonu, hayat pahalılığını tetikleyen en önemli sebeplerden bir tanesi kiradır" açıklaması üzerinden tepki gösteren BBP lideri Destici, "Diyorlar ki kanun böyle yasa böyle. Tamam da sen belirlemişsin kirayı yasayla yüzde 58 olarak. Siz belirlemişsiniz, ben belirlemedim" ifadelerini kullandı.

ÇÖZÜM ÖNERİSİNDE DE BULUNDU

Destici sözlerine şöyle devam etti; "Orada ne demek gerekir? En düşük enflasyon oranı neyse kira ona göre artırılır dersin bir cümle işi çözersin."

Destici, Bakan Şimşek'i kira zam oranı üzerinden eleştirdi: Tamam da sen belirlemişsin

"GAZZE'DE SADECE ÇOCUK VE KADINLAR DEĞİL İNSANLIK ÖLDÜ"

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici'nin açıklamalarından satır başları ise şu şekilde; 'İsrail'in yaptığı bu soykırım suç ortakları var. Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere Avrupa Birliği üyesi İngiltere, Fransa, Almanya ve daha başkaları bu suçun ortakları. Arap ülkeleri gibi bazı İslam ülkeleri bunlar da sessiz kalarak bu suça ortak olmuşlardır, göz yummuşlardır. İsrail'in gerçekleştirdiği soykırım hepimize dünyaya modernlik adı altında dayatılan yaşam biçiminin evrensel insani değerlerden ne kadar uzak olduğunu, hukukun ve uluslararası kuruluşların dünyayı sömüren emperyalist güç odaklarını bir oyuncağı haline getirildiğinde gösterdi. Bu anlamda Filistin'de, Gazze'de sadece çocukların ve kadınların değil insanlığın da öldüğüne hep birlikte şahit olduk.

İsrail devleti başta bölge barışı olmak üzere dünya barışı için büyük bir tehdit olmaya devam ediyor ve tehdit gün geçtikçe de büyüyor. Filistin'in ardından Lübnan'a Beyrut'a saldırdılar ve daha sonra Suriye'ye yönelik saldırılar, işgaller İsrail tarafından devam ettiriliyor. Baktığımız zaman maalesef şu anda dünyada İsrail'e dur diyecek bir güç ya da bir kuruluş gözükmüyor. Türkiyemizin İsrail'in bu soykırımına ve saldırgan saldırganlığına karşı net bir duruş var. Bundan dolayı da bu devletin bir vatandaşı olmaktan, bu milletin bir evladı olmaktan, bu ittifakın bir parçası olmaktan gurur duyduğumu da bir kere daha burada ifade etmek istiyorum.

"SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNDEN YANAYIZ"

Suriye'de hadiseler 2024 yılında başlamadı. 2011 yılından bu tarafa gelen yaklaşık 13 yıllık bir süreç var. Yine işin başında Türkiye Cumhuriyeti, Beşar Esad'a çok uyarılarda bulundu. Yani halkına zulmetmemesi, katliamlar yapmaması, demokrasiye geçiş, anayasada ve yasalarda değişiklik yapması, bir grup üzerinden ülkeyi yönetmeyi terk etmesi noktasında büyük telkinlerde bulundu. Rusya ve İran'ın etkisiyle Esad bu telkinlere kulağını tıkadı ve tabi babasının yolundan gitti. Bu yol 13 yılın sonunda onu ülkesini terk etmek, bir yere kaçmak zorunda bıraktı. Bu yıllar içerisinde Suriye'nin pek çok kenti yıkıldı, 100 binlerce insan masum sivil hayatını kaybetti, milyonlarcası ülkesini ya da ülkesinde yer değiştirmek durumunda kaldı. Türkiye'nin başarısını takdir etmemiz gerektiğinin altını bir kere daha çizmek istiyorum.

"CENTCOM'UN DA SURİYE'Yİ TERK ETMESİ GEREKİYOR"

Devletimizin, kurumlarımızın, hükümetimizin ve Sayın Cumhurbaşkanı'nın da açıkladığı gibi Suriye'nin toprak bütünlüğünde yanayız. Barışından, Suriye'nin refahından, mutluluğundan yanayız. Lakin önceliğimiz var. Bunlardan birincisi Suriye'de ne pahasına olursa olsun terör örgütlerinin bulunmaması. Özellikle bizim güneyimizde Suriye'nin kuzeyinde Türkiye için çok açık net tehdit olan YPG/PYD'nin mutlaka Suriye'yi terk etmesi gerekir. ABD kuvvetleri CENTCOM'un terk etmesi de gerekiyor. CENTCOM, Suriye'de terörü besleyen, bölgede hakimiyetlerini sürdürmek için başka terör örgütü de kuracaklardır. Önceliğimiz elbetteki Türkmenlerdir. Türkmenlerin orada muhafazası, onların haklarının korunması, yeni oluşacak yönetimde etkin bir şekilde var olmaları önceliğimizdir. Bugün her ne kadar fazla gündeme getirilmese de Suriye'de Araplardan sonra ikinci büyük unsur Türkmenlerdir. Üçüncü önceliğimiz, Türkiye'deki geçici sığınmacıların derhal ülkelerine, Suriye'ye güvenli dönmeleridir. En kısa zamanda bu dönüşlerin de hazırlanacağını ümit ediyoruz.'

Destici, Bakan Şimşek'i kira zam oranı üzerinden eleştirdi: Tamam da sen belirlemişsin

"TAHLİYESİZ MÜEBBET HAPİS CEZASI GETİRİLMELİ"

Ceza hukukunda eksikliklerin olduğunu ve cezaların yeterli olmadığını savunan Destici şunları söyledi; 'Sıla bebeğimize, Narin kızımıza bunları yapanların cezası ne olmalı? Bizzat terör eylemini yapmış yani kurşunu sıkmış, bombayı patlatmış, sonunda ölüm olmuş bu terör eylemlerini gerçekleştirenler için mutlaka ama mutlaka idam cezasının geri getirilmesi gerekiyor. Buna ilaveten tahliyesiz müebbet hapis cezası gelmeli. Hani diyorlar ya idamın geri dönüşü yok o zaman tahliyesiz müebbet hapis cezasının da getirilmesi gerektiğini buradan ifade etmek istiyorum. Kısaca ekonomi ile ilgili de şunu ifade ediyorum tabii enflasyon düşüş trendine girdi ama yeterli değil henüz bu çarşıda pazarda markette hissedilbilmiş değil. Maalesef ki maalesef tüm hızıyla devam ediyor bir türlü önleniyor dün Kırşehir'deydim Ahi Evran'da ziyaret ettim müzesini ziyaret ettim orayı her vatandaşımızın ve özellikle de her esnafımızın ziyaret etmesi gerekiyor.'

"SİYASİ BÖLÜCÜLÜK, SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNDEN DAHA TEHLİKELİDİR"

'Öncelikle herkes bilmeli ki ülkemizde Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. Olan terör sorunudur, Kürt sorunudur diyenler bunun ne olduğunu net açıklamalıdır. Buradan kastedilen demokratik bir sorunsa bu çözülmüştür. Türkiye'de böyle bir sorun yoktur' diyen Destici, sözlerini şöyle sürdürdü; 'Ama kastedilenin bir statü sorunu olduğunu biliyoruz lakin bunu açıkça ifade etmiyorlar. Statüden kastedilen ayrılıkçılıktır. Zaten en son Kandil'den gelen açıklamalar, DEM Partisi'nin Eş Başkan seviyesinde yaptığı açıklamalar, PKK'nın Avrupa uzantılarından gelen açıklamalar bunu doğrulamaktadır. Doğal haklardan ne kastedilmektedir? Doğal haklardan kastedilen çok nettir. Anadilde eğitim, 66'ıncı maddenin değiştirilmesi ve öz yönetim. Kandil'in en tepedekilerinden bir tanesi birkaç gün önce söyledi. Terör sorunu vardır, ayrılıkçı hareket sorunu vardır. Siyasi bölücülük, silahlı terör örgütünden daha tehlikelidir. Şimdi eğer PKK'nın dış desteği olmasaydı bugüne kadar varlığını sürdürebilir miydi? Bugün Amerika Birleşik Devletleri Suriye'nin kuzeyindeki YPG/PYD'den desteğini çeksin üç gün orada kalamazlar.

"ÖCALAN SİLAH BIRAKMALARINI YA HİÇ İSTEMEDİ YA DA GÜCÜ YETMEDİ"

Hapiste geçen 26 yıla yaklaşan süreçte terörist başı Öcalan ya terör örgütünün silah bırakmasını hiç istemedi ya da buna gücü yetmedi. Yakalandıktan sonra geçen sürede terör örgütünün onun liderleri olarak kabul etmesi, terör örgütünün avukatları ve terör örgütü mensubu sözde siyasetçiler aracılığıyla iletişiminin devam etmesi Öcalan'ın bu süreçte işlenen suçlar içinde sorumlu yapar. Her devlet gibi terör ve şiddet karşısında tavizsiz olmalıyız. Türkiye Cumhuriyeti'nin 40 yıl mücadele ettiği terör örgütünden ele başından uzlaşma talep etmesi her şeyden ve herkesten çok şehit ailelerimizin, gazilerimizin, terör mağdurlarının, terörle mücadeleyle görevli olanların ve terörün etkili olduğu bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın güvenlerini zedelemektedir. Bunu geçmiş dönemlerde yaşanan benzer süreçlerde çok açık ve net bir şekilde gördük. Bugün PKK, Türkiye'ye düşman olan hemen hemen herkesin desteklediği ve halen desteklemeye devam ettiği kanlı bir terör örgütüdür. Türkiye'nin geçmişte yaptığı onca yanlışa rağmen bugün Türkiye sınırları içinde bitmiştir, can çekişmektedir. PKK ve türleri için kullanılan ya da kullanılacak 'Kürt siyasi hareketi' ifadesi Kürt kökenli vatandaşlarımıza ve onların vazgeçilmez parçası oldukları aziz milletimize hakarettir.

Destici, Bakan Şimşek'i kira zam oranı üzerinden eleştirdi: Tamam da sen belirlemişsin

"ÇÖZÜM SÜRECİNİN TÜRKİYE'YE HİÇBİR FAYDASI OLMAMIŞTIR"

Unutmayalım geçmişte yaşanan çözüm sürecinin Türkiye'ye hiçbir faydası olmamıştır. Bu teşebbüste terör yöneticilerinin ifadesiyle tarihlerinin en kötü günlerini yaşayan ve çözülme halindeki PKK varlığını devam ettirme fırsatı bulmuştur. PKK varlığını devam ettirirken Suriye'nin kuzeyinde PYD/YPG adıyla ve ABD desteğiyle geniş bir bölgeyi de kontrol eder hale gelmiştir. Yapılan görüşmelerin basına sızdırılmasıyla örgüt Türkiye Cumhuriyeti'nden bir taraf olarak lanse edilmiştir.'

Destici, Bakan Şimşek'i kira zam oranı üzerinden eleştirdi: Tamam da sen belirlemişsin
Erdem Aksoy
Haberler.com - Politika
title
Close