DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit, gündemi değerlendirdi Açıklaması

Dem Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda yarın ilk toplantısını yapacak komisyonun adına ilişkin tartışmalara dair, "Komisyonun adının Kürt sorununun demokratik çözümüne, Türkiye'deki toplumsal barışa hizmet edecek bir isim olması gerektiğini düşünüyoruz." dedi.

Koçyiğit, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, hayvan üreticilerinin ciddi bir krizle karşı karşıya olduğunu, özellikle Kars, Ardahan, Eskişehir, Hakkari ve Muş gibi bölge illerinde çok yaygın bir şekilde Şap SAT1 virüsünün görüldüğünü söyledi.

Her ahırda yüzde 50 hayvan kaybı olduğunu ve sürecin palyatif tedbirlerle yürütülmeye çalışıldığını ileri süren Koçyiğit, "Tarım ve Orman Bakanlığı ve ilgili kuruluşları, hızlı bir şekilde şap pandemisini ilan etmeye davet ediyoruz. Acil olarak hayvan sağlığı seferberliği ilan edilmeli." diye konuştu.

Kamuoyunda konuşulan "sahte diploma" konusuna da değinen Koçyiğit, olayın güvenlik meselesi olduğunu dile getirdi.

E-devlet sistemine sızan şebeke eliyle insanların sahte diplomalarla sistemin tepesinde yer alabildiğini belirten Koçyiğit, "Kimse bu krizin, skandalın üzerini örtmeye kalkmasın. Sadece sahte diplomalı kişiler değil, buna göz yuman sistemin sorgulanması, bütün kamu görevlileri hakkında derhal soruşturma başlatılması gerekiyor." ifadesini kullandı.

Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Hakkari Yüksekova'da 2 sene önce bir uzman çavuşun 5 yaşındaki çocuğa çarparak ölümüne sebep olduğunu, olayda taksiri aşan kast olduğunu, ancak sanığın 1 yıl 8 ay ceza aldığını anımsatarak, cezaya tepki gösterdi.

TÜİK'in açıkladığı 2025 yılı enflasyon rakamlarını da eleştiren Koçyiğit, bu rakamlara inanmadıklarını kaydetti.

"Kürt sorunu çözüldükçe Türkiye demokratikleşecektir"

Koçyiğit, toplantının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "Yarın komisyon toplanacak. Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin önemli bir gün. Hala tartışmalar devam ediyor. Genel bir değerlendirme yapabilir misiniz?" sorusu üzerine Koçyiğit, şu görüşleri paylaştı:

"Bu süreci terör üzerinden nitelendirmeyi doğru bulmuyoruz, kabul etmiyoruz. Demokrasiyi, barışı, Kürt sorununun demokratik çözümünü içeren bir dilin hızlı bir şekilde yerine konulması gerektiğinin altını çizelim. Yarın hem komisyonun adı, çalışma sistematiği ve takvimine ilişkin bir tartışma yürüteceğimizi düşünüyoruz. Yarın büyük oranda bütün bunlar netleşmiş olacak. Ne kadar süreyle, nasıl bir yöntemle çalışacağı, çalışma ilkelerinin ne olacağı ve komisyonun adının ne olacağına dair komisyonun kendi toplantısından sonra Meclis Başkanı kamuoyuna bir açıklama yapacaktır.

Komisyonun adının Kürt sorununun demokratik çözümüne, Türkiye'deki toplumsal barışa hizmet edecek bir isim olması gerektiğini düşünüyoruz. Barış ve demokrasi perspektifini ıskalayan bir ismi, nitelendirmeyi açıkçası doğru bulmadığımızı söyledik. Demokrasi kavramı mutlaka komisyonun adında geçmelidir. Toplumsal barış olursa çok çok iyi olur. Çünkü bu süreç, toplumsal barış ve demokratik toplum sürecidir. Devletin demokratik dönüşüm sürecidir. Türkiye demokratikleştikçe, Kürt sorunu çözülecektir. Kürt sorunu çözüldükçe Türkiye demokratikleşecektir."

Bir gazetecinin, "Feti Bey (MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız), 'Milli birlik ve dayanışma komisyonu' dedi. Siz de ısrarla 'Barış ve demokrasi geçsin' diyorsunuz. Yarın bir öneriniz olacak mı?" sorusuna Koçyiğit, "İsim önerimizi yapmıştık. 'Barış ve demokratik toplum komisyonu' demiştik. Bir mutabakat önemli. Her kesimin üzerinde uzlaşabildiği, toplumu ve süreci daha tarif eden isme ihtiyaç olduğunu görüyoruz. İlla bizim dediğimiz isim değil ama demokrasi kavramında ısrarcıyız. Meclis Başkanının bu konuda bir formülasyonu var, bize de ilettiler. Muhtemelen bunu yarın toplantıda da dile getirecekler. Öyle bir formülasyon sanırım bizi de tatmin eder." yanıtını verdi.

"Yüzde yüz basına açık ya da kapalı bir formülasyon çok mümkün görünmüyor"

Bir gazetecinin, "Komisyon toplantılarının basına açık olup olmaması ile ilgili DEM Parti'nin net görüşünü" sorması üzerine Koçyiğit, şu ifadeleri kullandı:

"Partilerin bunu tek taraflı belirlemesinin doğru olmadığını ifade edelim. Her partinin kendi görüşü ve önerisi olacak. İşin doğası gereği şöyle bir şeyi kabul etmek zorundayız. Yüzde yüz basına açık ya da yüzde yüz basına kapalı bir formülasyon çok mümkün görünmüyor. Bazı bilgilendirmeler yapılacak. MİT gelecek, Milli Savunma gelecek, bilgilendirecek. O anlamıyla kapalı olmasının daha faydalı olacağı bölümleri illa ki olacaktır ama bu şeffaf olmayacağı anlamına gelmiyor. Komisyonun açık ya da kapalı olmasından ziyade sürecin şeffaf olması, toplumla paylaşılmasının çok daha önemli olduğunu düşünüyoruz."

Bir gazetecinin, "İYİ Parti'nin üye vermemesini nasıl karşıladınız?" sorusunu ise Koçyiğit, şöyle yanıtladı:

"Açıkçası biz bütün siyasi partilerin komisyona dahil olması ve üye vermesi gerektiğini ifade etmiştik. Her bir siyasi partinin bu sürece dair farklı ele alışları, itirazları, önerileri olabilir. Bu itiraz ve önerileri komisyonda yapmalarının çok daha doğru olacağını söylemiştik. Komisyonun dışında kalarak değil komisyonun içine girerek itirazlarını yapmalarının sürece katkı vereceğini hep belirttik. Bu anlamda kendi takdirleri. Bütün siyasi partilerin dahil olmasından memnuniyet duyarız."