DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, 8. Yargı Paketi'ni eleştirdi
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, 8. Yargı Paketi'nin toplum yararına olmadığını savunarak, hak ve özgürlüklerin sınırlandırıldığını ve temel hakların askıya alındığını belirtti. Koçyiğit, ayrıca Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini vurguladı.
Dem Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, 8. Yargı Paketi'nin toplum yararına olmadığını savunarak, "Her gelen paketle hak ve özgürlükler sınırlandırıldı ve temel haklarımız askıya alındı. Buna 'reform' demenin kendisi aslında trajikomik bir durum." dedi.
Koçyiğit, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, gündemi değerlendirdi.
Dem Parti'li Koçyiğit, yarın "Dolmabahçe Mutabakatı"nın yıl dönümü olduğunu anımsatarak, "Bu ülke Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollarla çözmelidir. Bunun yolu barış, bunun yolu diyalogdur. Kürt sorununda birinci asli muhatap olarak yeniden masanın kurulması ve masaya tarafların oturmasıdır." diye konuştu.
Kamuoyunda "8. Yargı Paketi" olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne ilişkin eleştirilerde bulunan Koçyiğit, "Her gelen paket, bedenden et koparırcasına hak ve adaletten bir parçanın yitirilmesine yol açtı. Bırakın hak ve özgürlükleri koruyup geliştirmeyi, her gelen paketle hak ve özgürlükler sınırlandırıldı ve temel haklarımız askıya alındı. Temel haklarımız yok sayıldı. Buna, 'reform' demenin kendisi aslında trajikomik bir durum." ifadelerini kullandı.
DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da düzenlediği basın toplantısında, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ardından, 5 Ağustos 2016'da dönemin İzmit kaymakamı tarafından FETÖ/PDY üyeliği ve darbe soruşturması kapsamında açığa alınanların, kamu binalarına girişlerinin engellenmesi için kamu kurumlarına "gizli" ibareli yazı gönderildiğini söyledi.
Açtığı dava sonucunda yaklaşık 8 yıl sonra bu yasağa ilişkin belgeyi aldığını anlatan Gergerlioğlu, belgenin Anayasa'ya, hukuka ve insan haklarına aykırı olduğunu iddia etti.