Cevdet Yılmaz: KKTC'ye Destek Sürdürülecek
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, KKTC'ye yaptığı ziyarette Kıbrıs Türklerinin haklı davasına destek vereceklerini vurguladı. Enerji arz güvenliği konulu bir toplantıda sürdürülebilir enerji altyapısının önemine değinen Yılmaz, ayrıca KKTC vatandaşları ve gazilere çeşitli haklar tanıyacak protokollerin imzalanacağını duyurdu. Yılmaz, Kıbrıs Türklerinin egemen eşitlik taleplerinin göz ardı edilmeden müzakere yapılamayacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Biz Türkiye olarak uluslararası topluma Kıbrıs Türklerinin haklı davasını anlatmaya devam edecek ve KKTC'ye desteğimizi sürdüreceğiz." dedi.
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere başkent Lefkoşa'ya gelen Yılmaz'ı, Ercan Havalimanı'nda, KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim ve diğer ilgililer karşıladı.
Havalimanında açıklamada bulunan Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en kalbi selamlarını ilettiğini belirterek, iki ülke arasındaki sarsılmaz bağları daha da güçlendirmek için KKTC'de bulunduklarını söyledi.
Ziyaret kapsamında KKTC Cumhuriyet Meclisi'nde temsil edilen tüm siyasi partilerin katılımıyla KKTC'nin Enerji Arz Güvenliği ana başlıklı istişare toplantısını yapacaklarını aktaran Yılmaz, şunları kaydetti:
"Burada siyaset üstü bir konu olan enerji arz güvenliğiyle alakalı olarak sorunları, ihtiyacı ve çözümü birlikte tespit ederek hızlı şekilde sürdürülebilir sonuçlara nasıl ulaşacağımıza bakacağız. Kıbrıs'ta enerji arzının sürdürülebilirliğinin sağlanması ülkenin ekonomik kalkınmasının ve stratejik bağımsızlığının temel taşlarından birini oluşturmaktadır. Sürdürülebilir bir enerji altyapısı sadece bugünün ihtiyaçlarını karşılamakla kalmaz. Aynı zamanda gelecekteki büyüme ve refahın da güvencesi niteliğindedir. Bu nedenle enerji arzı konusuna Kıbrıs'ın güvenliği ve kalkınması açısından çok büyük önem veriyoruz."
Yılmaz, Yeni Girne Askeri Hastanesi'nin ilk etapta ayakta tedavi ve muayene hizmetleriyle sınırlı olarak KKTC vatandaşlarının ve burada yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kullanımına açılmasına yönelik protokol imzalayacaklarını belirterek, "Ayrıca 1974 Barış Harekatı'nda şehit olan KKTC vatandaşlarının yakınları ile gaziler ve gazi yakınlarına Türkiye'de gazi ve şehit yakınlarına tanınan haklara benzer hakların tanınmasına ilişkin ayrıca bir protokol imzalayacağız. Böylece KKTC vatandaşı şehit yakını ve gazilerimiz sosyal tesislerden yararlanma hakkı, Kredi ve Yurtlar Kurumu burs önceliği gibi birçok hak, indirim ve muafiyetten yararlanmış olacaklar." ifadelerini kullandı.
"Hiçbir senaryo, hiçbir kurgu tarihi gerçeklerin üstünü örtemez"
Son dönemde bölgede yaşanan gelişmelerin Doğu Akdeniz'de istikrarın önemini bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Her zaman ifade ettiğimiz üzere Kıbrıs Türklerinin özden gelen hakları olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüleri tescil edilmeden yeni bir müzakere sürecine geçilmesi söz konusu değildir. Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar'ın her fırsatta altını çizdiği bu hususlarla ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti ve bütün gücümüzle Kıbrıs Türkü'nün yanında olduğumuzu, bu siyasi duruşu en güçlü şekilde desteklediğimizi ifade etmek isterim. Bu haklarınızın asgari tezahürü olarak Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin maruz kaldığı insanlık dışı izolasyonun son bulması, KKTC ile doğrudan uçuşlar ve doğrudan ticaretin başlatılması gerekmektedir. Ayrıca Sayın Tatar'ın yabancı muhataplarla doğrudan temaslarda bulunmasına engel çıkarılmasına da son verilmelidir.
Biz Türkiye olarak uluslararası topluma Kıbrıs Türklerinin haklı davasını anlatmaya devam edecek ve KKTC'ye desteğimizi sürdüreceğiz. Son dönemde dijital medya kanallarında da bir kara propaganda yapma çabası var. Tarihi gerçeklerin üstünü senaryolarla örtmeye çalışanlar var ama hiçbir senaryo, hiçbir kurgu tarihi gerçeklerin üstünü örtemez. Enosis de EOKA çetelerinin yaptığı mezalim de tarihin sayfalarında duruyor. İnsanların hafızalarında duruyor. Dolayısıyla ne yaparlarsa yapsınlar tarihi gerçekler ortada."
Yılmaz, Barış Harekatı'yla birlikte hem Türk hem Rum tarafının 50 yıllık bir huzur ve güven ortamında yaşadığını dile getirerek, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti siyasi statüsüyle, ekonomisiyle, sosyal hayatıyla her bakımdan yükselmeye devam edecektir. Türkiye Yüzyılı aynı zamanda Kıbrıs Türklerinin yüzyılı olacaktır. Çok daha iyi bir geleceği hep birlikte inşa edeceğiz diye inanıyorum." dedi.