Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Bağlama Töreni'nde konuştu: (1)
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifimiz, bu kazanımlarımızı sürdürülebilir hale getirecek, ekonomik kalkınma ve sosyal refahı önceleyen bir perspektifle hazırlanmıştır.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifimiz, bu kazanımlarımızı sürdürülebilir hale getirecek, ekonomik kalkınma ve sosyal refahı önceleyen bir perspektifle hazırlanmıştır. Bütçemiz, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen, sosyal refahı kalıcı bir şekilde artırıcı bir yaklaşıma sahiptir." dedi.
Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Bağlama Töreni'ne katıldı.
Burada konuşan Yılmaz, bugün gerçekleştirilen geleneksel bütçe bağlama merasiminin Türkiye ve millet için hayırlı olmasını diledi.
2025-2027 dönemi Orta Vadeli Programının, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığınca hazırlanarak 5 Eylül'de Resmi Gazete'de yayımlandığını hatırlatan Yılmaz, böylece ekonominin büyümesi, istihdam görünümü, finansal istikrar ve fiyat istikrarının sağlanması gibi kritik alanlarda nasıl bir yol haritası izleneceğini program yaklaşımı ile ortaya koyduklarını belirtti.
Bu çerçevede 2025 yılı bütçesi hazırlıklarının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gösterdiği vizyon ve talimatları doğrultusunda, tüm bakanlıklar, bağlı ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının katkılarıyla tamamlandığını dile getiren Yılmaz, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla 28 Haziran'da TBMM'ye sunduklarını anımsattı.
2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından TBMM'ye sunulmaya hazır hale geldiğini ifade eden Yılmaz, siyasi istikrarın da en temel göstergesi olan bütçenin, 22 yıldır aralıksız görev yapan AK Parti Hükümetlerinin 23'üncü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ise 7'nci bütçesi olduğunu aktardı.
Ekonomik istikrarın temelinin siyasi istikrar olduğuna işaret eden Yılmaz, Türkiye'nin uzunca bir süredir bu siyasi istikrarın var olduğu bir ortamda politikalarını hayata geçirdiğini, bunun da en güçlü göstergelerinden bir tanesinin 23'üncü bütçe olduğunu söyledi.
Yılmaz, bütçe görüşmeleri maratonunun, 22 Ekim'de TBMM'de Plan ve Bütçe Komisyonu'na yapacakları sunum ile başlayacağını belirtti.
Bölgede yaşanan jeopolitik gerilimlere ve küresel belirsizliklere rağmen 21. yüzyılı, "Türkiye Yüzyılı" yapma hedefine kilitlendiklerinin altını çizen Yılmaz, şunları kaydetti:
"Kararlı bir şekilde ülkemizin istikrarını ve kalkınmasını sağlayacak, refahını artıracak politikaları hayata geçirmeye devam ediyoruz. Bu anlayışla milletimizin ihtiyaçlarını öngörme ve onlara yönelik çözümler üretme vizyonumuzu insan odaklı bir anlayışla daha ileriye taşıyoruz. Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde özellikle ulaştırma, enerji, dijitalleşme gibi altyapı alanlarında yaptığımız büyük yatırımlarla ülkemizin eksiklerini giderdik. 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifimiz, bu kazanımlarımızı sürdürülebilir hale getirecek, ekonomik kalkınma ve sosyal refahı önceleyen bir perspektifle hazırlanmıştır. Bütçemiz, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen, sosyal refahı kalıcı bir şekilde artırıcı bir yaklaşıma sahiptir. Bütçemizde, büyümenin sağladığı imkanları, toplumun bütün kesimleri ile paylaşmak esas alınmıştır."
"Sürdürülebilir büyümenin desteklenmesi"
Yılmaz, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tekliflerinin işçisi, esnafı, emeklisi, genci ve yaşlısıyla toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçları gözetilerek hazırlandığını, her kaleminde 81 ilin düşünüldüğünü belirterek, 2025 Yılı Bütçesinin, güçlenen beşeri sermayenin, daha etkin hale gelen işgücü piyasasının bütçesi olduğunu vurguladı.
Hazırlanan bütçenin, yüksek katma değerli üretimin, Türkiye'nin artan AR-GE ve yenilikçilik kapasitesinin bütçesi olduğuna işaret eden Yılmaz, şunları ifade etti:
"2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifimiz, çevresel sürdürülebilirliğin, yeşil ve dijital ekonomiye geçiş yönünde teknolojik dönüşümün bütçesidir. Kamu altyapı yatırımlarının etkinleştirilmesi ve tarımda verimliliğin ve üretimin artırılmasını içermektedir. Bütçemiz, afet sonrası dönemde ortaya koyduğumuz hızlı rehabilitasyon irademizi yansıtmaktadır. Maliye politikamızı, deprem hariç harcamaları kontrol altında tutacak, kamu açığını kademeli olarak düşürecek ve bütçe disiplinini koruyacak bir yaklaşım içerisinde kararlı bir şekilde uyguluyoruz. 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifimiz, mali disiplinin sağlanması, ekonomik istikrarın korunması ve sürdürülebilir büyümenin desteklenmesi ile uyumludur."
Yeni OVP döneminde "makroekonomik ve finansal istikrarın kalıcı hale getirilmesi" hedeflerinin bulunduğunu anımsatan Yılmaz, "Daha önce öngördüğümüz takvime uygun bir şekilde geçiş sürecinin tamamlanmasının ardından, dezenflasyon sürecimiz 2024 yılı haziran ayından itibaren başlamıştır." dedi.
"Güven ve istikrarın teminatı olmaya devam edeceğiz"
Yıllık enflasyonun 2023 yılı mayıs ayında zirveye ulaştığı yüzde 75,5 seviyesinden, 2024 yılı ağustos ayı itibarıyla 26 puanın üzerinde azalışla yüzde 49,4 seviyesine gerilediğini hatırlatan Yılmaz, bu eğilimin sürmesini beklediklerini dile getirdi.
Gerçekçi ve ayakları yere basan politikalarla gelecek dönemde enflasyonu kademeli bir şekilde düşürerek, 2026 yılında yeniden tek haneli seviyelere indirmeyi hedeflediklerini dile getiren Yılmaz, vatandaşların refah seviyesini en üst düzeye çıkarmak ve millete verdikleri tüm sözleri eksiksiz yerine getirmek için güven ve istikrarın teminatı olmaya devam edeceklerini vurguladı.
Bütçe kanun teklifinin, kamuya ait harcama tavanları ve gelir kalemlerine ilişkin tahminleri içeren Anayasal bir doküman olduğunu belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
"2025 yılı merkezi yönetim bütçesi kapsamında 227 kamu idaremizin bütçesi yer almaktadır. 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde bütçe giderlerinin 14 trilyon 731 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 12 trilyon 800 milyar lira olacağını öngörmekteyiz. Bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının ise yüzde 3,1 olarak gerçekleşeceğini tahmin etmekteyiz. Bütçe gelirlerinin alt kalemleri ise Gelir Vergisi 2 trilyon 130 milyar lira, Kurumlar Vergisi 1 trilyon 637 milyar lira, Özel Tüketim Vergisi 2 trilyon 121 milyar lira, Katma Değer Vergisi 3 trilyon 599 milyar lira, diğer vergi gelirleri 1 trilyon 652 milyar lira, vergi dışı gelirler ise 1 trilyon 662 milyar liradır."
Yılmaz, 2023'te yaşanan tarihin en büyük deprem afetinde hasar gören bölgelerin yeniden ihyası, imarı ve depremin etkilerinin süratle ortadan kaldırılması için 2023 yılında 960 milyar lira harcama yapıldığını aktararak, deprem harcamalarının bütçe açığına etkisinin GSYH'ye oranla yüzde 3,6 olduğunu söyledi.
"Deprem bölgesinin iyileştirilmesine ödenek"
2023'te yüzde 5,2 olarak gerçekleşen bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının, deprem harcamaları hariç tutulduğunda yüzde 1,6 seviyesinde olduğunu belirten Yılmaz, 2024'te bütçede, depremlerin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşların ihtiyaçları için toplam 1 trilyon 28 milyar lira ödenek tahsis edildiğini kaydetti.
Bu yıl sonunda bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 4,9 olarak öngörüldüğünü, deprem harcamaları hariç ise bu oranın yüzde 2,5 olarak gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini aktaran Yılmaz, şunları ifade etti:
"2025 yılı bütçesinde deprem bölgesinin iyileştirilmesi ve afetlere karşı dirençliliğin artırılması için 584 milyar lira tutarında ödenek öngörülmüştür. Bu kapsamda Afetlere Dirençli Şehirler Projesi için ayrılan kaynak tutarı toplam 120 milyar liradır. Bu tutarın GSYH'ye oranının yüzde 0,9 olduğunu belirtmek istiyorum. Deprem hariç bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 2,2 seviyesinde gerçekleşeceğini öngörmekteyiz. Bu rakamların da gösterdiği gibi deprem harcamalarımızın etkisi giderek azalacaktır. Önümüzdeki yıldan itibaren bu yükün önemli oranda azalacağını ve bütçemizin çok daha güçlü bir şekilde yoluna devam edeceğini ifade etmek isterim. 2025 yılı bütçe ödeneklerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımını ise şu şekilde öngördük, personel giderleri için toplam 3 trilyon 911 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri 1 trilyon 24 milyar lira, cari transferler 5 trilyon 813 milyar lira, sermaye giderleri 1 trilyon 102 milyar lira, sermaye transferleri 338 milyar lira, borç verme giderleri 306 milyar lira, yedek ödenekler 287 milyar lira, faiz giderleri 1 trilyon 950 milyar liradır."
(Sürecek)