Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Cumhurbaşkanlığının 2025 yılı bütçesi üzerinde konuştu: (2)
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Terörün gölgesinde siyaset olmaz. Nasıl ki demokrasi askeri ve bürokratik vesayet altında olmazsa, hiçbir siyasi partinin de terör örgütlerinin gölgesi altında siyaset yapmaması gerekir." dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Terörün gölgesinde siyaset olmaz. Nasıl ki demokrasi askeri ve bürokratik vesayet altında olmazsa, hiçbir siyasi partinin de terör örgütlerinin gölgesi altında siyaset yapmaması gerekir." dedi.
Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2025 yılı bütçeleri üzerine konuştu.
AK Parti hükümetlerinin 20 yıldan fazla süredir ülkeyi yönettiğini ifade eden Yılmaz, altyapıdan ekonomiye, demokratik reformlardan dış politikaya, çok çeşitli hizmet ve eserler ortaya koyduklarını söyledi.
Hizmetler kadar önemli olan konunun, hizmetleri yapmalarını sağlayan zihniyetleri olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bizim zihniyetimizin Şeyh Edebali'nin 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' ifadesine dayanır. Zihniyetimizin temeli budur. Böyle bakmasak bu kadar hizmeti yapamaz, bu kadar reformu gerçekleştiremezdik. Bizim zihniyetimiz milleti esas alır." ifadelerini kullandı.
Cumhur İttifakı'nı da milletin kurduğuna dikkati çeken Yılmaz, şöyle konuştu:
"15 Temmuz gecesi ve izleyen günlerde, sokaklarda, meydanlarda bizatihi milletimizin kurduğu bir ittifaktır Cumhur İttifakı. Bizim anlayışımız milletle devletin farklı yönlere baktığı bir anlayış değildir. Türkiye bundan uzun yıllar çekti. Devletle milleti ayrıştıran, devleti başka tarafa bakan, milleti başka bir tarafa bakan anlayışlara karşıyız. Böyle olan bir ülkenin gelişmesi, güçlenmesi de mümkün değildir. Bizim anlayışımız milletle devleti buluşturan bir anlayıştır. Geldiğimiz noktada, yaptığımız birçok demokratik reform işte bu zihniyetimizin bir sonucudur."
"Hiçbir zaman dar bir millet anlayışına sahip olmadık"
Millet anlayışlarının ırka, belli bir etnik kimliğe, kesime dayalı bir anlayış olmadığını, köklü bir tarihten gelen, köklü bir medeniyetin temsilcisi olduklarını vurgulayan Yılmaz, "Hiçbir zaman dar bir millet anlayışına sahip olmadık. Bizim anlayışımız kapsayıcı bir millet kavramına dayanır ve o milletin tüm unsurlarını, zenginliğini kapsayan bir anlayıştır. Bu anlayışımızı modern dünyanın getirdiği demokratik birikimle, hukuk devletiyle, eşit vatandaşlık kavramıyla bütünleştirdiğimizi ifade etmek isterim." dedi.
"Her türlü vesayetçi anlayışı reddediyoruz"
Türkiye'nin uzun dönem vesayetçi demokrasiyle yaşadığını, askeri müdahalelere maruz kaldığını anımsatan Yılmaz, Türkiye'nin bugün, vesayetçi anlayışları tarihin çöplüğünü attığını vurguladı. Yılmaz, "Her türlü vesayetçi anlayışı reddediyoruz. Vatandaş, özgür iradesiyle belli bir dönem için kendisini kimlerin seçeceğine karar verir. Onların performansına, başarısına bakar bir sonraki seçimde devam ettirir veya ettirmez. AK Parti ve Cumhur ittifakı olarak bu aziz milletten özgür iradeleriyle defalarca yetki aldık ve almaya da devam ediyoruz. Aziz milletimize şükranlarımızı sunuyoruz." ifadelerini kullandı.
"Bizim meselemiz terörsüz Türkiye'dir"
Genel Kurulda milletvekillerinin Alevi ve Kürt vatandaşlarla ilgili çok sayıda fikir ve görüş ifade ettiğine dikkati çeken Yılmaz, şunları söyledi:
"Ben de kendi bakışımızı ifade edeceğim. Buna hiç kimse katılmak zorunda değil. Kimseyi yüzde 100 ikna etme gibi bir sorumluluğumuz yok. Önemli olan, inandığımız şey neyse samimi olarak onu ortaya koymak. Kürt vatandaşlarımız, ülkemizin eşit, onurlu vatandaşlarıdır. Bizim Kürtlerle, Kürtçe ile bir sorunumuz yoktur. Terörle, hukuk dışı yapılarla, ülkemizin huzurunu bozan, birliğini bozma riski olan yapılarla sorunumuz vardır. Çok açık ve net bunu böyle görmemiz lazım. Hiç kimsenin Kürt vatandaşlarımızın tamamını temsil etme hakkı yoktur. Böyle bir yaklaşım sergilendiğini görüyorum. Bir defa bu Kürtlere en büyük haksızlıktır. Her topluluk gibi Kürtler de homojen değillerdir. Farklı görüşleri, siyasi anlayışları, inanç grupları, talepleri, beklentileri vardır. 'Ben bütün Kürtleri temsil ediyorum, Kürtler adına konuşuyorum' gibi bir tavrın demokratik olmadığını, Kürtlere de haksızlık olduğunu ifade etmek istiyorum. Bizim meselemiz terörsüz Türkiye'dir. Türkiye Yüzyılını 85 milyon için huzurun yüzyılı yapmaya niyetliyiz, kararlıyız. Terörün gölgesinde siyaset olmaz. Nasıl ki demokrasi askeri ve bürokratik vesayet altında olmazsa, hiçbir siyasi partinin de terör örgütlerinin gölgesi altında siyaset yapmaması gerekir."
"Kimliklerin istismarına ve kimlik siyasetine karşıyız"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bugün gelinen noktada Aleviliğin rahat bir şekilde tartışıldığını, konuşulduğunu aktardı.
Alevi vatandaşlarla ilgili son 20 yılda çok çeşitli çalışmalar yapıldığını anımsatan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Devlet olarak bize düşen vatandaşlarımızın somut taleplerini görüp o somut taleplere nasıl cevap vereceğimizi ortaya koymaktır. Ne Sünni kesimden ne Alevi kesimden ne de başka bir kesimden bir topluluğun yüzde 100'ünü memnun edecek bir formül var mıdır? Ben bilemiyorum, doğrusu olduğunu da zannetmiyorum. Önemli olan genel kitleyi memnun edecek bir takım işler yapabilmektir. Bunu başarabiliyorsanız, toplumun huzurunu refahını da artırıyorsunuz demektir. Biz de bu anlayışla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kürt vatandaşlarımız, Alevi kardeşlerimiz, hepimiz bu toplumun temel unsurlarıyız, birer parçasıyız. Hiç kimsenin bir diğerini kendisine benzetme gibi bir yükümlülüğü yok. Herkes özgür bir şekilde nasıl istiyorsa inancını, kimliğini yaşamak durumundadır. Kimliklere sonuna kadar saygılıyız ama kimliklerin istismarına ve kimlik siyasetine karşıyız."
"Kıymeti zaman içinde daha iyi anlaşılacak"
Bazı milletvekillerinin Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ilgili eleştirilerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Ekonomik krizlerin derinleştiği, küresel, jeopolitik risklerin arttığı, enerjiden suya birçok krizin dünyayı beklediği bir dönemde ülkemizin siyasi istikrarının korunması, karar alma süreçlerindeki etkinliğin artırılması hayati önemdedir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle Türkiye bunu sağlamıştır. Bunun da kıymetinin zaman içinde daha da iyi anlaşılacağına inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, yeni anayasa ve iç tüzük ile Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu'nun da bütün sivil toplum ile tartışılmasının faydalı olacağını sözlerine ekledi.
(Sürecek)