Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Suruç'ta Milletvekilimize Yönelik Yapılan Saldırıyı Şiddetle Kınıyorum"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şanlıurfa Suruç’ta milletvekilimiz aynı zamanda milletvekili adayına ve yakınlarına yönelik saldırıyı şiddetle kınadığımı ifade etmek isterim. İbrahim Halil Yıldız’ın seçim çalışmasına hazmedemeyen bunu kabullenmeyenler dün neyse bugünde aynıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şanlıurfa Suruç'ta milletvekilimiz aynı zamanda milletvekili adayına ve yakınlarına yönelik saldırıyı şiddetle kınadığımı ifade etmek isterim. İbrahim Halil Yıldız'ın seçim çalışmasına hazmedemeyen bunu kabullenmeyenler dün neyse bugünde aynıdır" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yenikapı'da bulanan Avrasya Gösteri Merkezinde Milli İrade Platformu Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. İftar programında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a eşi Emine Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ile birlikte eşlik etti.
"Suruç'ta milletvekilimize yönelik yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum"
İftar programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şanlıurfa Suruç'ta milletvekilimiz aynı zamanda milletvekili adayına ve yakınlarına yönelik saldırıyı şiddetle kınadığımı ifade etmek isterim. Milletvekilimizin ağabeyi de bu saldırıda PKK'lılar tarafından öldürüldü. Birçok aynı şekilde kardeşleri de yaralı vaziyette, ağır olanlar var. İbrahim Halil Yıldız'ın seçim çalışmasına hazmedemeyen bunu kabullenmeyenler dün neyse bugünde aynıdır. Olayda milletvekilimizin kardeşinin yanında karşı taraftan da 2 kişi öldü 9 yaralı var. Hayatını kaybeden milletvekilimizin kardeşine Allahtan rahmet diliyorum. PKK ve HDP'nin Kürtlerin kanından beslenerek büyüme stratejisini vazgeçmediklerini gösterir. Bizim Kürt kardeşlerimizle sorunumuz yok bizim PKK ile sorunumuz var. Kürt kardeşlerimizin bu oyunu bozacaklarına inanıyorum. 53 vatandaşımızın kanına bulaşanlar çukur olaylarında Kürt kardeşlerimizin evini yıkanlar bir kez daha partimizin mensuplarını hedef aldılar. Bölgede il ve ilçe yöneticimizi şehit ettiler. Biz bölgedeki Kürtleri PKK ve HDP boyunduruğundan kurtarma yolunda mesafe alınca onlar oradan nemalanıyorlar. Onlar silah ve şiddet elinden alınsın şu anda geldikleri noktaya gelemezler. PKK ve HDP şiddetine terk etmeyeceğiz. Bu hadisenin önünde ve arkasında kim varsa emniyetimiz mutlaka bulacaktır. Demokrasiyi ağızlarından düşürmeyen ve silahı da ellerinden bırakmayanlara derslerini veriyoruz, vereceğiz. Bir tek masum vatandaşımıza hangi parti mensubu olursa olsun, siyaseti zor kullanan en küçük kimseye müsamaha göstermeyeceğimizi bilinmesini istiyorum" dedi.
"BM Genel kurulunda alınan kararı Filistin meselesinde tarihi bir dönüm noktası olarak görüyorum"
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda alınan kararı değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "4 asır boyunca hizmet etme şerefine nail olduğumuz haremi şerifin üzerine namahrem elinin değmesine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Hem ikili düzeyde, hem uluslararası platformlarda Filistinli kardeşlerimizin hakkını savunmaya devam edeceğiz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından dün alınan kararı Filistin meselesinde tarihi bir dönüm noktası olarak görüyorum. İnşallah bu kararın gerekleri en kısa sürede yerine getirilir. Başarının dostu kadar hasmı da çoktur. Bizde ülke olarak başarı çıtamızı yükselttikçe operasyonların dozu artıyor. Türkiye bölgesinde ve dünyada meselelere müdahil oldukça birilerinin tekerleklerine çomak sokuyor. Şuan coğrafyamıza yönelik böl, parçala, yönet taktiğiyle hayata geçirilmeye çalışan senaryoların önündeki en büyük engel Türkiye'dir. Ülkemiz diplomatik ve insani yardım alanındaki gayretleriyle bir taraftan fitne teşebbüslerine set olurken, diğer tarafından kardeşliğin hamurunu karıyoruz" diye konuştu.
"Türkiye'nin hedefleri büyüdükçe saldırıların dozu yükseldi"
Türkiye üzerinden oynanan oyunları anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün Türkiye'nin Anadolu merkezli yakılan çoban ateşi Kerkük'ten Somali'ye milyonlarca mağdurun ve mazlumun yüreğini ısıtıyor. Ay yıldızlı bayrağımız Gazze'den Arakan'a kadar özgürlük, adalet ve hukuk mücadelesinin sembolüne dönüşüyor. Ülkemizin sürekli içerden ve dışardan operasyonların tek sebebi budur. Biz birini savuşturmadan bir başka saldırı üzerimize gelmesinin nedeni Türkiye'nin sembolleşen bu cesur tavrıdır. Yapılan bütün saldırıların amacı ülkemize hat bildirmektir. Bu operasyonların gayesi Türkiye'nin pençelerini sökmektik. Ülkemizin tekrar belli güçlenir yörüngesine sokmaktır. İstiklal ve istikbalinden taviz vermek istemeyen milletimize diz çöktürmek istiyorlar. Türkiye'yi tekrar eski, pısırık, korkak, sermaye ve güç sahiplerinden emir alan günlerine geri döndürmeye çalışıyorlar. Biz taleplerine boyun eğmedikçe daha pervasız hale geliyorlar. Biz bağımsızlığımızdan ödün vermedikçe daha da hırçınlaşıyorlar. Son 5 yılda beraber yaşadığımız sıkıntıları gözünüzü önünden geçirin. Ülkemizin ekonomide, siyasette, dış politikada, güvenlik ve yargıda maruz kaldığı operasyonları bir düşünün. Kim bunların tesadüf olduğunu iddia edebilir. Ülkenin dinamiklerinden kaynaklandığın söyleyebilir. Yaşadıklarımızın hiçbiri sıradan değildir. Türkiye'nin hedefleri büyüdükçe saldırıların dozu yükselmiştir. Son 16 yılda yapmadıklarını bırakamadılar. Terörden ekonomik saldırılara, sokak olaylarına kadar her türlü çirkefliği denediler. 7 Şubat'ta MİT üzerinde devlete operasyon yapmak istediler. Ülke ekonomimiz en önemli günlerinde gezi olaylarını çıkarttılar. İşte buna ekonomik terör diyorum. Onu da başaramadılar. Günlerce ülkemizin sokaklarını ateşe verdiler. Esnafımıza, polisimize, belediye otobüslerimize, helal rızık peşindeki insanlara saldırdılar. Tüketmeyin çağrılarıyla ekonomiyi çökertmeye çalıştılar. Yavuz Sultan Köprüsünden 3. Havalimanına kadar bütün projelerin durdurulmasını talep ettiler" şeklinde konuştu.
"Cezaevindeki zatın her yeri cumhurbaşkanı adayı olsa ne olur"
Muhalefete yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sivas'ta hızlı trenin ne işi var, bu göçü hızlandırır diyecek kadar ileri gittiler. Sivas'a hızlı trene ne gerek var. Bir diğer satarım diyor, durdururum diyor. Bütün bunlarda başarılı olamayınca dershane hadisesini bahane ederek emniyet ve yargı darbesiyle üzerimize geldiler. Sosyal medyadan haftalarca ortalığı yalana boğdular. 170 bin Kürt kardeşimizi topraklarımıza aldığımız dönemde Kobani bahanesiyle sokak çetelerini kışkırtarak insanımızı birbirine kırdırmak istediler. Bu insanların kahir ekseriyetleri ülkemizi de, Kürt kardeşlerimize karşı bir tavır içerisinde olsaydık onları niye topraklarımızda ağırlayalım. Onları hiç içeriye almazdık. Biz yaradılanı yaradandan ötürü sevdik ondan dolayı aldık. Aynı şeyi Suriye'den gelen diğer 3 milyon kardeşimizi ülkemizi de kabul ederken onlara ev sahipliği yaparken neyi düşündük. Aralarında fakirlerine kurban eti dağıtan Yasin Börü'nün olduğu evlatlarımızı vahşice kimler linç etti. Kürt kardeşimiz kimle öldürdü? Bu zat Edirne'de cezaevinde birileri ziyaret ediyor. Ana muhalefetin temsilcisi ziyaret ediyor. Adayların hepsi bunun her yeri cumhurbaşkanı adayı olsa ne olur. İlla mahkum mu olması lazım. Mahkum değil tutuklu, mahkum olmayacağını garantisi mi var. Milletimizi birbirine kırdıran bu insanları cumhurbaşkanı adayı olması bu mücadele içerisinde cezaevinden çıkmasını sağlayacak. Böyle bir şey olabilir mi? Bölücü terör örgütünü devreye sokarak ilçelerimize saldırdılar. 15 Temmuz gecesi FETÖ ile darbe yapmaya çalıştılar. Milletimiz bu seferde hayatını ortaya koydu 251 şehit verme pahasına ülkesini sahip çıktı. Canından aziz bildiği vatanının hainlere teslim etmedi. Suriye ırak üzerinden oynanan oyunları biliyorsunuz" diye konuştu.
"28 Şubatı 10-15 sene içerisinde mezara gömdük"
28 Şubat süreciyle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kefenimizi giyerek çıktığımız büyük ve güçlü Türkiye davasından asla taviz vermedik. Bir taraftan ülkemizi kalkındırırken, diğer taraftan da 28 şubat darbecilerinin hak ve özgürlükler konusunda bıraktığı enkazı kaldırdık. Bin yıl sürecek denen o dönemi sizlerin desteğiyle 10-15 sene içerisinde mezara gömdük. Kılık kıyafet üzerindeki kısıtlamaların yasaklarını tamamen çöpe attık. İmam hatiplere uygulanan kat sayı zulmüne son verdik. Kur'an-ı kerimi seçmeli ders olarak bütün okullara yaygınlaştırdık. STK faaliyet alanlarını genişlettik. Onları ülkemiz ve milletimiz için çalışmalarda destekledik. Hep birlikte 15-20 sene önce hayal dahi edilemeyen bir hale taşıdık. Bugün 16 yıl öncesine göre daha özgür, demokratik, güçlü, umutsuzluk girdabında boğulan değil, geleceğine güvenle bakan bir Türkiye var. IMF kapılarında borç dilenen değil, kalkınmada ve insani yardımlarda dünya şampiyonu olan bir Türkiye var. Bütün mazlumların sözcüsü bir ülke var" dedi.
"Muhalefet cephesinden garnitür olarak bulananlar bize ve milletimize ölçü değildir"
24 Haziran seçimlerine ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin başarısında STK çok büyük emeği bulunuyor. Milli iradeye yönelen saldırıları beraber püskürttük. 15 Temmuz'da FETÖ'cü alçaklara meydanları birlikte dar ettik. Yeni ve çok daha ağır bir imtihan bulunuyor. Bu imtihan 24 Haziran seçimleridir, kader seçimi dönüm noktası olacaktır. On yıllardır esir alan milli irada üzerine demokrasi kılıcı gibi sallanan mevcut sistem artık yerini cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine bırakılıyor. 24 Haziran'da bu sistemi kimin kuracağını oylayacağız. Bu bakımdan çok önemli. ya geçmişi yasaklar, darbe şakşakçılığıyla dolu muhalefete yeni sistemin anahtarını vereceğiz ya da 7 Ağustos Yenikapı ruhuyla çok daha özgürlükçü, demokratik, kadim değerlerimizle daha barışık sistemi beraberce inşa edeceğiz. Muhalefet cephesinde garnitür olarak bulunanlar bize ve milletimize asla ölçü olamaz. Biz niyete bakarız, dile getirilen icraata bakarız. Biz karşımızdakilerin bu güne kadar baş örtüsünden imam hatiplilere kadar sergilediği tutuma bakarız. Bunlar akşam başka sabah başka, uygulaman ne, icraatın ne biz buna bakarız" ifadelerini kullandı. - İSTANBUL