Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan depreme Hatay'da yakalanan CHP'li vekilin iddialarına yanıt
11 ilde yıkıma neden olan depreme Hatay'da yakalanan CHP Milletvekili Suzan Şahin, Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada "Zamanında gelmediniz, Hatay'ı ölüme terk ettiniz, Hatay'a kefen bile vermediniz" ifadelerini kullandı. Şahin'in sözlerine yanıt Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan geldi. Erdoğan, "Bizim bölgeye ne zaman gittiğimizden haberi olamayan garipler, ilk gün bakan arkadaşlarım tamamıyla deprem bölgelerindeydi. Biz yaralıyız, hanımefendi konuşuyor" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlere Hatay'ın İskenderun ilçesindeki evinde yakalandığını belirten CHP Milletvekili Suzan Şahin, "Hatay'a zamanında gelmediniz. Hatay'ı kaderini terk ettiniz. Hatay'a kefen bile vermediniz. İnsanları enkaz altında kederleri ile bıraktınız" ifadelerini kullandı.
"GARİP GARİP KONUŞMALARINI DİNLİYORUM"
Meclis kürsüsüne vura vura konuşan Şahin'in sözlerine yanıt Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan geldi. Seçim kararını açıkladığı basın toplantısında konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Parlamentoda muhalefetin bazı temsilcilerinin garip garip konuşmalarını dinliyorum. Bizim bölgeye ne zaman gittiğimizden haberi olamayan garipler, ilk gün Bakan arkadaşlarım tamamıyla deprem bölgelerindeydi" dedi.
"BİZ YARALIYIZ, HANIMEFENDİ KONUŞUYOR"
Açıklamasının devamında "Bütün bunlarla beraber belediye başkanlarımız deprem bölgelerindeydi" diyen Erdoğan, şöyle devam etti; "Bende hemen 2. gün deprem bölgesine ulaştım. Arından ikinci turda da Devlet Bey'le beraber buraları dolaşmaya aynı şekilde sayın Destici ile dolaşmaya başladık. Biz yaralıyız, hanımefendi konuşuyor. Hatay milletvekili olmak seni bir yere kadar bağlar. Biz sadece Hatay değil, 11 ilin 11'inde de aynı hassasiyetle çalışmalarımızı sürdürüyoruz, sürdürmeye devam edeceğiz."
CHP'Lİ ŞAHİN NE DEDİ?
İşte CHP'li Şahin'in Meclis'te yaptığı konuşmadan satırbaşları: "Hatay… 10 ilin toplamından daha fazla can verdik. Buradan arkadaşım sayıyor 'Falan yere şu kadar kurtarma, falan yere…' İskenderun'u saydın mı? İskenderun'a gelmedi. 400 göçük, 2 bin apartman yıkıldı. 35 kişi arama kurtarma ekibine soruyorum 'Nasıl çalışmalısın', 'Biz ekip çalışırız' diyor. 77, 100 olsun; 100 göçüğe gittiniz, 300'ünde kimse yok. Sekiz gün gelmedi, birçok göçüğe uğramadılar. Sebep? Hani biz uzaya gidiyorduk, hani Avrupa bizi kıskanıyordu, hani. Neredeydiniz? 'AFAD neredeydi, Kızılay neredeydi, asker neredeydi?' deyince kızıyorsunuz. Ben askerime canımı veririm, asker benim kırmızı çizgim ama o askeri oraya yığmayan iradeye söylüyorum.
Hatay'a zamanında gelmediniz, Hatay'ı ölüme terk ettiniz, Hatay'a kefen bile vermediniz, 40'lı 40'lı kıyafetleriyle battaniyelere, bazıları da sarılı olmayan bacaklarıyla gömüldüler, bazıları gömülemedi bile, uzun günler sıra beklediler. Hataylılara ilk gün bir bardak su dahi vermediniz; insanları enkaz altında, yakınları enkaz altında, başlarında kederleriyle bıraktınız; ailemiz, yakınlarımız, sevdiklerimiz gitti. Siz gönüllü gelenlere AFAD yeleği giydirdiniz, siz gönüllü gelenlere asker kıyafeti giydirdiniz. Onları korumak mıydı maksadınız, acziyetinizi kapatmak mı?"