Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (4)
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her ne sebeple ortaya çıkarsa çıksın cezasızlık algısını ortadan kaldırmak, toplumun güvenlik ve adalet konusundaki kaygılarını süratle gidermek boynumuzun borcudur.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her ne sebeple ortaya çıkarsa çıksın cezasızlık algısını ortadan kaldırmak, toplumun güvenlik ve adalet konusundaki kaygılarını süratle gidermek boynumuzun borcudur." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 6 yıldan daha az ceza alanların hiç cezaevine girmeden hayatını sürdürmesinin toplumda infiale neden olduğunu belirtti.
Erdoğan, "Bu durumun önüne geçmek için yine belirli suçlarda infaz hükümlerinin ancak mesela alınan cezanın yüzde 10'u cezaevinde geçirildikten sonra işlemeye başlaması sağlanacaktır. Örneğin 3 yıl ceza almış bir kişi yaklaşık 3,5 ay cezaevinde kalmadan serbest kalmasıyla neticelenecek hükümlerden yararlanamayacaktır. Böylece suç işlemeye teşebbüs edecek kişilerin her halükarda cezaevine gireceğini bilerek kendini kontrol etmesi sağlanacak ve pervasızca etrafa saldırmasının önüne geçilecektir." diye konuştu.
Erdoğan, Adalet Bakanlığı ve Meclis Grubundan bu düzenlemelerin teknik çalışmalarını Cumhur İttifakı'yla beraber istişare ederek süratle tamamlamalarını istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iyice kontrolden çıkan bir riske de dikkat çekmek istediğini söyleyerek, şöyle konuştu:
"Son dönemde medya organlarımız özellikle reyting kaygısıyla basın ilkelerini umursamayan son derece sorunlu bir yayın politikası izlemeye başladı. İfade tutanaklarından polis kayıtlarına, kaynağı belirsiz iddialardan önü sonu belli olmayan videolara kadar her türlü bilgi, belge ekranlarda çarşaf çarşaf yayınlanıyor, haber ve tartışma programlarının saatlerce konusu oluyor. Habercilik adına, üzülerek söylüyorum, mağdurlar tekrar mağdur ediliyor. Cinayet vakaları insanımızın ailecek televizyon izlediği saatlerde en ince detayına kadar anlatılıyor. Bu tür olaylarda meselenin sosyal öğrenme boyutu ne yazık ki göz ardı ediliyor. Bunu kabul etmemiz, buna rıza göstermemiz söz konusu olamaz. Basınımız, medyamız elbette özgür olmalıdır ama bu bilhassa toplumsal olaylarda sorumlu yayıncılık yapmaya mani değildir. Radyo Televizyon Üst Kurulumuz bu konuları daha hassas takip etmelidir."
"Cezasızlık algısını ortadan kaldırmak boynumuzun borcudur"
Erdoğan, organlarının bağımsız, tarafsız ve objektif faaliyet yürütmesinin yanı sıra toplumda adalet duygusunun güçlendirilmesi için bugüne kadar hiçbir fedakarlıktan kaçmadıklarını, hatta her türlü desteği sağladıklarının altını çizdi.
Teknolojiyle beraber ortaya çıkan yeni sınamalar karşısında mülkün temeli olan adaletin tesisinin en öncelikli mesele olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her ne sebeple ortaya çıkarsa çıksın cezasızlık algısını ortadan kaldırmak, toplumun güvenlik ve adalet konusundaki kaygılarını süratle gidermek boynumuzun borcudur. Aksi takdirde hep birlikte milletimize karşı sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmemiş oluruz. Böyle bir vebalin altına da giremeyiz. Adalet hizmetlerinin iyileştirilmesi noktasında 22 yılda yaptığımız onca reforma, onca başarımıza, onca emeğimize kendini bilmezlerin gölge düşürmesine eyvallah etmeyeceğiz. Yapacağımız bu düzenlemelere muhalefetin de destek vereceğini ümit ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Kadının statüsünün güçlendirilmesinde elimize su dökecek kimse yoktur"
Erdoğan, kendilerinin uzlaşı ve Türkiye'nin meselelerini beraberce çözmek için el uzattıkça muhalefetin eski kutuplaştırma siyasetinde ısrarcı davrandığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Muhalefetin kodlarına kadar işlemiş bu çarpık bakış açısının değişmesi en büyük temennimizdir. Kadına şiddet meselesi bunun en çarpıcı örneğidir. Biz kadınlara haklarının teslim edilmesi konusuna siyaset üstü baktık. Kadın politikalarında her zaman en ideali, en iyiyi, ülkemiz, milletimiz ve kadınlarımız için en hayırlı olanı hayata geçirmeye çalıştık. Destek mekanizmalarından reform paketlerine ve yenilikçi uygulamalarla kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirmenin gayretinde olduk. Burada şunu öncelikle açık ve net söylemek durumundayım, kadın hakları konusunda bize ders verecek hiçbir muhalefet partisi yoktur. Kadının statüsünün güçlendirilmesinde elimize su dökecek kimse de yoktur. Kadına şiddetle mücadele noktasında ülkemize çağ atlatan kadro yine biziz. Ülkemizdeki imtiyazlı azınlık bilmese de başörtüsünden dolayı üniversite kapılarından geri çevrilen kızlarımız bizim mücadelemizi gayet iyi biliyor. Aynı şekilde kılık kıyafetinden dolayı işinden atılan, çok sevdiği mesleği ile inancı arasında tercih yapmaya zorlanan kadın doktorlar, hakimler, öğretmenler, bürokratlar, akademisyenler ve daha nicesi bizim kadınlar konusundaki hassasiyetimizi gayet iyi biliyor. Evlatlarını askeri lojmanlarda ziyaret edemeyen analar, kardeşlerinin yemin törenine katılamayan ablalar, bizim hak ve özgürlükler hususunda neler yaptığımızı gayet iyi biliyor. Bu Meclis çatısı altında sırf başındaki örtüden dolayı siyasi parti genel başkanları tarafından, altını çiziyorum, 'had bildirilen' kadın siyasetçiler Türkiye'yi nereden nereye getirdiğimizi gayet iyi biliyor."
"Özel, kadınlar arasında ayrımcılık görmek istiyorsa önce kendi tarihini okusun"
"AK Parti'ye, 'kadınları eşit görmüyor' iftirası atmak CHP Genel Başkanı'nın hakkı da haddi de değildir" ifadesini kullanan Erdoğan, kendilerinin kadınların eğitim ve çalışma haklarının önündeki engelleri kaldırırken CHP'nin yasakların devamı için tam kadro Anayasa Mahkemesine koştuğunu kaydetti.
Erdoğan, CHP'lilerin, kılık kıyafet özgürlüğünün iptali için mahkeme kapısında nöbet tuttuğunu; başörtüsüne, "1 metrekarelik bez parçası" diyerek tahkir edenlerin de yine CHP yönetiminde olduğunu belirtti.
CHP eski yönetiminin bir dönem ayyuka çıkan, taciz ve tecavüz iddialarını nasıl örtbas ettiğini gayet net hatırladıklarını söyleyen Erdoğan, "CHP Genel Başkanı Sayın Özel şayet kadınlar arasında ayrımcılık görmek istiyorsa önce kendi tarihini okusun, kendi tarihiyle bir yüzleşsin, sonra da yüreği yetiyorsa çıkıp AK Parti'yi eleştirmeye kalksın." diye konuştu.
(Sürecek)