CHP TBMM Grup Toplantısı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ölümü unuttuk, nasıl ceza vereceğiz onu tartışıyoruz.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ölümü unuttuk, nasıl ceza vereceğiz onu tartışıyoruz. Asıl tartışmamız gereken konu; bu olayları nasıl engelleriz? Tutturmuşlar 'idam mı olsun, başka bir şey mi olsun?' İdam olsa ne olur? Sorun çözülecek mi? Bu bir kişinin olayı değil. Türkiye nefes alamaz durumda. Yarı açık cezaevine döndürüldü Türkiye" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
CHP Grup toplantısına aralarında Ali İsmail Korkmaz'ın babası Şahap Korkmaz ve Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan'ın da bulunduğu, emniyet görevlileri tarafından öldürülen ya da öldürüldükleri iddia edilen gençlerin yakınları da katıldı. Aileler, grup salonunda çocuklarının fotoğrafları ile "iç Güvenlik Yasasına hayır", "Polis devletine hayır" yazan pankartlar taşıdılar. Kılıçdaroğlu, salona gelişinde ailelerle tek tek tokalaştı.
CHP milletvekilleri ve salonda bulunan bazı dinleyiciler yakalarına öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın fotoğraflarını taktılar. CHP İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak ise "Kadın Katliamı Var" yazılı yaka kartı taşıdı.
Siyah takım elbise giyen ve siyah kravat takan Kılıçdaroğlu, konuşmasının başında salondakileri Özgecan Aslan ve şiddet nedeniyle hayatını kaybeden kadınlar için bir dakikalık saygı duruşuna davet etti.
Nefes alamayan bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıya olunduğunu, yoğun bir baskının hissedildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Hiç kimse ama hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Unutmayın ki bu ülkenin CHP'si var" dedi.
Annelerin çocukları için hissettiklerinin en değerli duygular olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, cennetin anaların ayakları altında olduğuna belirtti. Kılıçdaroğlu, "Gelin 21. yüzyılın Türkiye'sine bakalım. Bu söz güzel bir söz ama neden gereğini yapmıyoruz? Neden kadına önem vermiyoruz?" ifadesini kullandı.
Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın vahşi bir cinayetle öldürüldüğünü belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Beni üzen temel nokta şu; ölümü unuttuk, nasıl ceza vereceğiz onu tartışıyoruz. Asıl tartışmamız gereken konu; bu olayları nasıl engelleriz? Tutturmuşlar 'idam mı olsun, başka bir şey mi olsun?' İdam olsa ne olur? Sorun çözülecek mi? Bu bir kişinin olayı değil. Türkiye nefes alamaz durumda. Yarı açık cezaevine döndürüldü Türkiye. Şöyle bir gerçeği oturup, bu milletin önünde rahat, rahat tartıştık mı? Kadına gerekli önemi verdik mi? Desteği verdik mi? Acılarına, sevincine ortak olduk mu? Oturup düşündüler ve söylediler, kadın kaç çocuk doğuracak. Birisi karar verecek. Nasıl doğum yapacak? Ona da karar verecekler. Nasıl giyinecek? Ona da karar verecekler. Sokağa hamile kadın çıkmasın. Ona da karar verecekler. Kadın gülmesin. Ona da karar verecekler. Eğer siz bunu toplumun belleğine şırınga eder, beslerseniz bu tür cinayetleri engelleyemezsiniz. Türkiye'nin gerçeği budur."
Devlet yetkililerinin kadının kaç çocuk doğuracağına, nasıl doğuracağına, ne giyeceğine karışmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Sana ne?" ifadesini kullandı.
-"Evlat acısını bilen biri olarak söylüyorum"
Kılıçdaroğlu, Özgecan Aslan'ın toplumun vicdanı olduğunu belirterek, "Allah kimseye evlat acısı vermesin. Acıların en büyüğüdür. Bunu yaşayan birisi olarak söylüyorum. Ateş düştüğü yeri yakar, doğrudur. Ama Özgecan, onun ateşi bütün Türkiye'yi yakıyor. Doğu, batı, güney, kuzey, bütün kadınlar ayağa kalktı. Toplumun vicdanı rahatsız, kanıyor. Bütün kadınlara sesleniyorum; bu siyasal iktidar size nefes aldırmamaya ant içmiş bir siyasal iktidardır. Bunu sakın unutmayın" diye konuştu.
-"Kadına yönelik şiddet yüzde bin 400 arttı"
İktidarın herşeye müdahale ettiğini, toplumun huzurunu kaçırdığını ileri süren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"2002-2015 döneminde öldürülen kadın sayısı, 5 bin 406. 5 bin 406 kadın öldürüldü. Tam bir katliam. Bazı arkadaşlar soruyorlar, 'kaç kadın öldürüldü' diye. 'Bizde böyle bir istatistik yok' diyor AKP'li bakanlar. Bereket versin bu ülkenin sivil toplum örgütleri, insan haklarından sorumlu dernekleri var. Onlar bu gerçekleri kamuoyuyla paylaşıyorlar. Kadına yönelik şiddet yüzde bin 400 arttı. İlgili bakan diyor ki, 'kadına karşı şiddet abartılıyor'. Abartılıyormuş. Yüzde bin 400 şiddetin olduğu senin bakanın tarafından dile getirilirse, bunu abartma olarak dillendirmek ne kadar vicdanidir, doğrudur?
Uluslararası araştırmaların Türkiye'nin son yıllarda, kadınlara yönelik konularda ülke sıralamaları içinde 20 basamak geri gittiğini gösterdiğini aktaran Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin pek çok Afrika ülkesinin bile gerisinde kaldığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Kadınlarımız oturup yeniden düşünmeliler; totaliter bir yönetimin maliyeti kadınlara nasıl yansıyacaktır. Emin olun, evlerinden dışarı çıkmasını yasaklarlar bir süre sonra bunlar. Türkiye'yi, kadınları o noktaya getireceklerdir. Bunlar kendileri söylüyorlar zaten. Aşama, aşama bunu hayata geçirmeye çalışıyorlar" diye konuştu.
-"Polis kişinin hayatını güvenceye almak için vardır"
Grup salonunda şiddet sonucu çocuklarını kaybeden aileler bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Sadece CHP'lilerin değil, bu ülkenin demokrat, yurtsever, namuslu bütün yurttaşları sizin arkanızdadır. 2007'den bu yana 183 kişi hayatını polis kurşunuyla kaybetti. Neden 183 çocuğumuz hayatını kaybetsin? Adam öldürmek için değil, kişinin hayatını güvenceye almak için polis vardır. Polisin varlık nedeni budur.
Şimdi İç Güvenlik Yasa Tasarısı geldi ve görüşülecek. 'Geçireceğiz' diyorlar. Niçin? Verilen yetki az, biraz daha yetki verelim' diye. Gelsin bakalım. Hep beraber göreceğiz. Biz üzerimize düşen görevi parlamentoda yapacağız. Ne gerekiyorsa onu yapacağız. Parlamentonun içtüzüğü bize hangi yetkileri veriyorsa bütün yetkileri sonuna kadar kullanacağız. Bu ülkenin demokrasisi, özgürlüğü için, bu ülkede mutlu insanlar yaşasın onun için."
Kılıçdaroğlu, Ankara Tabip Odası'nın Gezi olaylarında yaralananlara sağlık hizmeti verdiği gerekçesiyle yargılanacağını ifade ederek, doktorluğun sorumluluğunu yerine getiren oda üyelerinin yanında olacaklarını da söyledi.
-"Sorunlarınızı çözmek benim namus borcumdur"
Kılıçdaroğlu, konuşmasında Roman vatandaşlara yönelik partisinin çalışmaları hakkında da bilgi verdi. Roman vatandaşların sorunları en derinden yaşayan kesim olduğunu, iktidarın 12 yıllık görev süresi boyunca bu vatandaşlara yönelik hiçbir hizmet üretmediğini savunan Kılıçdaroğlu, "Ben size CHP Genel Başkanı olarak söz veriyorum; sizin bütün sorunlarınızı çözmek benim namus borcumdur" dedi.
CHP'li belediyelere sorumluluk alanları içinde yaşayan Roman vatandaşlar için hizmet üretmeleri talimatı verdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, Romanların yaşadığı mahallelerde kadın eğitim merkezleri, kreş ve etüt birimleri kuracaklarını, çocukların müzik eğitimi almalarına olanak sağlanacağını anlattı.
Kentsel dönüşüm konusunda da Roman vatandaşların yaşadıkları bölgelerde onların talepleri doğrultusunda hareket edileceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, Roman vatandaşları temsil edecek milletvekillerini de parlamentoya taşıyacağını söyledi.
(Sürecek)