Öztrak: "Asgari ücreti 6 bin 775 lira yapın"
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, NATO Zirvesi'nde Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında imzalanan üçlü muhtıraya ilişkin, "Bu üçlü muhtıra NATO'yu bağlamıyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, NATO Zirvesi'nde Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında imzalanan üçlü muhtıraya ilişkin, "Bu üçlü muhtıra NATO'yu bağlamıyor. AB'yi hiç bağlamıyor. Hatta bu muhtıra hukuki ve teknik bakımdan, imzacılarını bile bağlayan bir metin değil. Son derece muğlak ifadelerle, esnetilip, bükülebilecek bir metin." dedi.
Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, AK Parti hükümetlerinin, ulusal çıkarlara değil, kendi siyasi ajandasına öncelik vermesinin Türkiye'ye çok büyük zararlar yaşattığını ileri sürdü.
Suriye'de yaşananların bunun en bariz örneği olduğunu ifade eden Öztrak, "Erdoğan'ın Emevi Camii'nde namaz kılma macerası, ülkemize çok pahalıya patladı. Arap baharında, Arap ülkelerinin iç işlerine müdahil olunması dış politikadaki ihtiyatsızlığa bir başka örnektir." açıklamasını yaptı.
Dış politikada kaçan fırsatların kazası olmayacağını belirten Öztrak, dış politikada hamlelerin, tavla oynar gibi bağıra çağıra yapılamayacağını söyledi.
Hamlelerin birkaç adım sonrası düşünülerek, belirli bir stratejiyle satranç gibi sessizce yapılması gerektiğinin altını çizen Öztrak, "Dış politikada oyunu bu kurala göre oynamak yerine, içeride oy devşirmek için oynayanlar, ülkelerinde millete karşı aslan kesilir. Asar, keser ama dışarıda kedi gibi pısar, siner kalır." diye konuştu.
Bu siyasetin sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a değil Türkiye'ye de zarar verdiğini savunan Öztrak, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik talebinin Türkiye'nin önüne önemli fırsatlar sunduğunu aktardı.
Öztrak, "Bu gelişmeler, ülkemizin terörle haklı mücadelesinde, NATO'nun amasız, fakatsız desteğinin sağlanması, AB'ye üyelik sürecinin yeniden başlatılması ve Türkiye'nin, Avrupa'nın güvenlik stratejisine dahil olması bakımından önemli bir fırsattı. Ama Erdoğan bunu da yine iç siyasette oy devşirmek için kullandı. Dağ yine fare doğurdu." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyeliğine karşı çıkan sözler söylediğini aktaran Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu ağır sözlere rağmen nedense hem NATO hem de ABD çok ama çok rahattı. 'Madrid'de Finlandiya ve İsveç'in üyelik süreci başlar.' diyorlardı. Sonunda kimin dediği oldu? İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine, Türkiye'de 'Hayır' diyen Erdoğan, dörtlü diye girdiği zirveden, üç imzalı muhtırayla çıktı. NATO Genel Sekreterinin bile kefil olmadığı, üç Dışişleri Bakanının imzaladığı, sıradan bir belgeyi sineye çekerek, Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliğinin önünü açtı. NATO'nun üzerinde kefaleti olmayan, bir iyi niyet belgesiyle yetindi. Türkiye'de 'Hayır' dediğine, Madrid'de 'Evet' deyiverdi. Ayağına kadar gelen topu, gole çeviremedi. Buna da hiç sıkılmadan 'diplomatik zafer' dedi. Kimse şaşırdı mı? Hayır. Çünkü 'Perşembenin gelişi, çarşambadan belli…' Dedik ya, Erdoğan'ın zaaflarını artık herkes biliyor. Erdoğan'ın kendisiyle yüz yüze görüşüp içeriye caka satarak oy devşirme sevdasının, ABD Başkanı da farkında. Nitekim, Erdoğan'ın bu zaafına oynayıp telefonla arayarak, Madrid'de ikili görüşme teklifinde bulundu. 'Anı yakala' diyerek, Erdoğan'a telkinde bulunmayı da ihmal etmedi. Böylece, Türkiye, İsveç ve Finlandiya'yı, NATO Genel Sekreteri gözetiminde masaya oturttu. Ardından da Amerikan tarafı, 'Bu üçlü görüşme olumlu sonuçlanmazsa, Erdoğan ile Biden'ın yapacağı ikili görüşmenin gereksiz olduğu' haberini etrafa sızdırdı. Sonuç, Türkiye'de esip gürleyen Erdoğan, ABD Başkanı'nın 'Anı yakala' telkinine, elbette kayıtsız kalmadı."
Türkiye'nin NATO ve AB açısından hiçbir bağlayıcılığı olmayan bir muhtıranın altına imzayı bastığını ifade eden Öztrak, "Altını bir kez daha çiziyorum. Bu üçlü muhtıra NATO'yu bağlamıyor. AB'yi hiç bağlamıyor. Hatta bu muhtıra hukuki ve teknik bakımdan, imzacılarını bile bağlayan bir metin değil. Son derece muğlak ifadelerle, esnetilip, bükülebilecek bir metin. Bu muhtıra, PYD, YPG'ye ne de FETÖ'ye bir 'terör örgütü' diyemiyor. Erdoğan, muhataplarına bunu bile kabul ettirememiş." diye konuştu.
Daha metnin mürekkebi kurumadan, İsveç Dışişleri Bakanın, "Terör faaliyeti olduğu yönünde delil olmadıkça, hiçbir iadeye razı olmayacağız, demokratik hakları değiştirmeyeceğiz." dediğini belirten Öztrak, Finlandiya Cumhurbaşkanı'nın da "Türkiye'ye suçlu iadesi politikamız değişmedi. Bizim terörist olduğuna karar vermediğimiz hiç kimse, iade edilmeyecek" dediğini aktardı.
Öztrak, "Ama dün Erdoğan çıktı, 73 teröristin bu ülkeler tarafından iade edileceğini açıkladı. Madem öyle, bu teröristlerin sayısı, açık açık bu muhtıraya neden yazılmadı? Neden muğlak ifadelerle geçiştirildi? Kaldı ki sadece 73 teröristin deport edilmesi karşılığında, bu kağıt imzalandıysa, bu yine büyük bir fırsatın kaçırıldığının ikrarıdır. Türkiye, geçmişte de buna benzer, hukuki sonuç doğurmayan muhtıraları, mektupları çok gördü." değerlendirmesinde bulundu.
"Büyük bir fırsatı yine heba etmiştir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Madrid Zirvesi'ni, iç siyasete malzeme yapabilmek için büyük bir fırsatı yine heba ettiğini savunan Öztrak, "hukuki değeri oldukça sınırlı bir muhtırayla yetinildiğini" tekrarladı.
Öztrak, şöyle devam etti:
"Bunun sakıncalarını da ileride yaşayarak göreceğiz. Şu hususun altını özellikle çizmek istiyorum, Türkiye gerek eşsiz jeo-stratejik konumuyla gerek büyük ordusuyla NATO'nun en önemli ortaklarından birisidir. Bu nedenle Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin de üyesi olduğu, NATO'nun güçlenmesi ve genişlemesinden hiçbir şekilde rahatsız olmaz. Ancak çatısı altında bulunduğumuz bu ittifakın da mevcut ve müstakbel ortaklarının da müttefiklik hukukuna uymalarını, hak ve menfaatlerimize saygılı olmalarını beklemek de en doğal hakkımızdır. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve bunun Avrupa güvenlik mimarisinde yarattığı sarsıntı, Türkiye'nin Avrupa güvenliği açısından eşsiz önemini de bir kez daha ortaya koymuştur. İmzalanan üçlü muhtıranın, bizim açımızdan tek sınırlı kazanımı AB üyesi İsveç ve Finlandiya'nın, AB Ortak Güvenlik ve Savunma Girişimlerine, Türkiye'nin katılımı konusunda, destek taahhüdünde bulunmasıdır. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, veto yetkisine sahip olduğu Avrupa Birliği'nde, bu desteğin ne kadar etkili olacağını göreceğiz. Biz muhtıra çerçevesine Finlandiya ve İsveç'in ne yaptıklarını, çok yakından takip edeceğiz."
Asgari ücret
Ekonomi yönetimine eleştirilerde bulunan Faik Öztrak, bu yılın ilk 3 ayı itibarıyla Türkiye'nin brüt dış borcunun 451 milyar dolara çıktığını söyledi.
Bunun dış borçlanmada yeni bir rekor olduğunu savunan Öztrak, "Bugün ülkemizde doğan her çocuk 5 bin 345 dolar borçla dünyaya gözlerini açıyor. Dış borcumuzun milli gelire oranı, yüzde 57 civarında. Türkiye'nin sadece dış borcu değil, devletin borçları da olağanüstü bir hızla katlanıyor." dedi.
Son 20 yılda bütçeden içeriye ve dışarıya yapılan toplam faiz ödemesinin 522 milyar dolar olduğunu belirten Öztrak, her gün 73 milyon 671 bin 775, her saat da 3 milyon 69 bin 657 doların, milletin cebinden alınıp bir avuç faiz lobisinin kasasına konduğunu ileri sürdü.
CHP Sözcüsü Öztrak, şunları kaydetti:
"Paramızı pul edenlere göre, güya faiz düşecek, TL değer kaybedecek, rekabet gücü artacak, dış açık kapanacak, rezervler artacak, TL güçlenecek, enflasyon düşecek, hayat pahalılığı bitecekti. Saraydaki hesap, çarşıya, pazara uymadı. Paramızı pul ettiler. Ama bu yılın ilk beş ayında dış ticaret açığı, yüzde 136 artarak 43,2 milyar dolara sıçradı. 2022 için belirlenen dış ticaret açığı hedefinin, yüzde 83'ü daha yılın ilk beş ayında gerçekleşti. Cari açık hedefi ise daha yılın ilk dört ayında yakalandı. Enflasyon üç haneye dayandı. İşte bugün İstanbul enflasyonu açıklandı. Haziranda yıllık enflasyon yüzde 94 oldu. Son 24 yılın enflasyon rekoru kırıldı.
Bu yanlış hesap kitabı yapan saray artık şapkasını önüne koyup, mutlaka düşünmek zorundadır. Yılbaşında asgari ücrete yapılan zam, daha şubat ayında, açlık sınırının altına düştü. Buradan sesleniyoruz, milyonlarca emekçinin enflasyonla gasbettiğiniz haklarını mutlaka telafi edin. Bugünkü açlık sınırı seviyesinin üzerine, sene başında vermeyi vadettiğiniz ama saray mamulü enflasyona kaptırdığınız ek yüzde 6 zammı da verin. Asgari ücreti 6 bin 775 lira yapın."
Soruları yanıtladı
Faik Öztrak, açıklamalarının ardından soruları yanıtladı.
"Tüm dünya Türkiye'nin NATO'dan zaferle ayrıldığı konusunda fikir birliğine varmışken, Millet İttifakı'ndan art arda bunun bir geri adım olduğu, taviz verildiği yönünde açıklamalar geldi. Sizi bu düşünceye iten gerekçeleriniz neler?" sorusu üzerine Faik Öztrak, "Fırsat ayağımıza kadar gelmiş, Erdoğan dönüp, kendi kalemize gol atmış. Rakip takımın seyircileri tabii ki alkışlar. Önemli olan dışarıdakilerin değil, milletimizin ne dediğidir." ifadesini kullandı.
"AK Parti Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ 'Danışmanlarıma borçlanmışım. Maaşımı bekliyorum. Milletvekili maaşıyla milletvekilliği yapamaz. Çok zor…' dedi. Bürokratken Yönetim Kurulu üyeliğinden de maaş aldığını, şu anki durumundan çok çok iyi durumda olduğunu da söyledi. Bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Öztrak, "Daha birkaç ay önce millete, 'İki kilo et yemeyin, yarım kilo et yiyin.' diyen bu milletvekiliydi, bugün aldığı maaşın yetmediğini söylüyorsa durum vahimdir. Benim kendisine tavsiyem, sandık artık geliyor. Gereğini yapsın, kendisini bu hale düşürenlere oy vermesin." yanıtını verdi.
"Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı kim olacak sorusuna, 'Bence doğrusu altılı masadaki liderlerden biri olmalı.' dedi. CHP de 6 liderden biri olması gerektiğini düşünüyor mu?" sorusuna karşılık Öztrak, "Sayın Davutoğlu'nun düşüncelerine saygı duyuyoruz. Millet masasında altı partinin liderleri bu konuları karara bağlar." dedi.