CHP'nin "Cumhuriyet ve Demokrasi" Mitingi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin "Silahlı Kuvvetler içinde yuvalanmış bir grup bir darbe girişiminde bulundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin "Silahlı Kuvvetler içinde yuvalanmış bir grup bir darbe girişiminde bulundu. İlk tespiti yapmamız gerekiyor. Bu darbe kime yapıldı, bu darbe Cumhuriyetimize ve demokrasimize yapıldı. Bu darbe girişimi, demokratik parlamenter sistemimize karşı yapıldı, demokratik, laik, sosyal hukuk devletimize karşı yapıldı. Cumhuriyet tarihimizin en kanlı darbe girişimidir bu darbe girişimi." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisince Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenen "Cumhuriyet ve Demokrasi" mitinginde yaptığı konuşmaya "Merhaba İzmir, merhaba Türkiye bütün inancım ve bütün güvencem sizsiniz bu ülkenin yiğit, güzel insanları koşarak geldiniz, gülerek geldiniz omuz omuza geldiniz. Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak için geldiniz hepinize yürekten sevgilerimi saygılarımı sunuyorum sağ olun var olun diyorum." sözleriyle başladı.
İzmir Marşı'ndaki gibi İzmir'in dağlarında, yaylalarında çiçek açtığını ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, " İzmir'in her yerinde çiçekler açıyor. Meydanlarında da çiçekler açıyor. Bugün Gündoğdu Meydanı'nda her birimizin kalbinde bir demet çiçek var. Cumhuriyet ve demokrasi için." dedi.
İzmir milletvekili olmaktan onur duyduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, düşmana ilk kurşunun atıldığı, düşmanın denize döküldüğü ve kurtuluştan kuruluşa kadar Cumhuriyet tarihine tanıklık eden kentte yaşamanın, İzmirli olmanın bir ayrıcalık olduğunu ifade etti.
İzmir'i "İzmir Cumhuriyet'tir, İzmir demokrattır, İzmir laiktir, emektir, alın teridir ve İzmir Türkiye'nin en kucaklayıcı kentidir." sözleri ile niteleyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin en güzel, sakin kentlerinden biri olan İzmir'in yeri geldiğinde "ya istiklal ya ölüm" dediğini kaydetti.
15 Temmuz darbe girişimi
Türkiye için 15 Temmuz 2016 tarihinin büyük önem taşıdığın söyleyen Kılıçdaroğlu, "Silahlı Kuvvetler içinde yuvalanmış bir grup bir darbe girişiminde bulundu. İlk tespiti yapmamız gerekiyor. Bu darbe kime yapıldı, bu darbe Cumhuriyetimize ve demokrasimize yapıldı. Bu darbe girişimi, demokratik parlamenter sistemimize karşı yapıldı, demokratik, laik, sosyal hukuk devletimize karşı yapıldı. Cumhuriyet tarihimizin en kanlı darbe girişimidir bu darbe girişimi." ifadelerini kullandı.
Darbe girişimini İstanbul'da havaalanına inerken öğrendiğini de aktaran Kılıçdaroğlu, "Arkadaşlarıma şu talimatı verdim 'derhal Meclise gidiniz, Mecliste çalışınız, darbeyi püskürtmek için her türlü çabayı gösteriniz'. Arkadaşlarımız Parlamentoya gittiler, top sesleri arasında kurşunlar yağarken TBMM sabaha kadar çalışmasını sürdürdü. Milletvekillerimiz Parlamentoyu asla terk etmedi. Çünkü bu Meclis, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu Gazi Meclistir. Bu Meclis, Mustafa Kemal'in Meclisidir. Top da tüfek de çalışmaz buraya." diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti temellerinin salonlarda değil, cephelerde atıldığını, bu nedenle TBMM'ye Gazi Meclis ünvanı verildiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, 22 Temmuz 1921'de Polatlı'dan Ankara'ya top sesleri gelirken Meclisin Kayseri'ye taşınmasının tartışıldığını ancak Milletvekili Diyap Ağa'nın "Biz buraya kaçmaya değil, dövüşerek ölmeye geldik." dediğini hatırlattı.
Kılıçdaroğlu, Diyap Ağa'nın anısını yaşattıklarını ifade ederek, "Bugün Gündoğdu Meydanı'nda yüz binlerce Diyap Ağa var. Çünkü Cumhuriyet kolay kurulmadı, acıyla, gözyaşıyla kurduk Cumhuriyeti. Gazimizle, şehidimizle kurduk. Kanımız var, canımız var temmellerinde. O nedenle ordunun içinde yuvalanan bir grup Çumhuriyet'e ve demokrasiye kast edecek, ilk duyduğumuz andan itibaren karşı çıktık. Her türlü darbe ve diktaya karşı çıkmaya da devam edeceğiz." dedi.
"Osmanlı heveslileri"ne de seslenmek istediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, Osmanlı'da vatandaşlığın olmadığını, herkesin padişahın kulu olduğunu, kimsenin düşüncesini açıklayamadığını, ancak cumhuriyetin "Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan her yurttaş özgür vatanın özgür yurttaşlarıdır" dediğini ve bu anlayışla yola çıkıldığını söyledi.
"Kışlaya siyaseti sokarsanız darbelere zemin hazırlarsınız"
Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz Cumhuriyet'in ayarlarıyla oynamak yerine, kurucu değerlerini güçlendirmek, bunun mücadelesini vermek zorundayız. O nedenle bu darbe demokratik, laik, sosyal hukuk devletine yapılmış bir darbedir. Bu darbe parlamenter sisteme karşı yapılmış bir darbedir. O nedenle biz kimden, nereden gelirse gelsin, tüm darbelere, tüm dikta anlayışlarına karşı çıkıyoruz, çıkmayı da sürdüreceğiz.
Darbe girişiminden sonra bir gerçek ortaya çıkmıştır. Laikliğin, seküler sistemin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Çünkü laiklik, din ve vicdan özgürlüğüne, inanca, insana saygı demektir. Laiklik bizi bir arada tutan çimentodur. İnançlarımız farklı olabilir ama biz bir arada, bayrağımızın altında, kendi vatanımızda özgürce yaşayabiliyorsak laiklik sayesindedir. Bu nedenle laiklikle oynamak, dini siyasete alet etmek, kışlaya siyaseti sokmak kabul edebileceğimiz bir uygulama değil. Kışlaya, camiye, adliyeye siyasetin girmesini asla kabul etmiyoruz. Camiye siyaseti sokarsanız vatandaşı ayırırsınız, adliyeye siyaseti sokarsanız adaleti bölersiniz, kışlaya siyaseti sokarsanız darbelere zemin hazırlarsınız.
Devlette liyakat esası olacaksa bilimsel eğitim olması lazım. Yani aklın kullanılması lazım. Aksi halde körü körüne sadakat darbeye zemin hazırlar. Düşünün, profesörü, hakimi var, kaymakamı var, generali var ama bir kişiye itaat ediyorlar, bir kişiden talimat alıyorlar. Onlar akıllarını kiraya vermiş kişilerdir. Oysa biz diyoruz ki Tanrı'nın bize verdiği en güzel şey akıldır ve biz aklımızı kullanmak zorundayız. Bu inancımızın da zorunlu kıldığı bir kuraldır. Bakara suresinin 44. ayetinde 'Aklınızı kullanmıyor musunuz?' der Yüce Yaradan. Aklımızı kullanacağız, bilimsel eğitimden yana olacağız. Elin oğlu uzaya araç gönderiyor, biz darbeyi konuşuyoruz. Bizden de bilim insanları çıkmalı. Biz de laik, bilimsel eğitimden yana tavır koymalıyız. Körü körüne bir insana sadakat olmaz. Sadakatın yolu, hukuka sadakattir, cumhuriyete sadakattir. Eğer bunu yapabilirsek Türkiye'yi darbelerden arındırmış oluruz."
(Sürecek)