Haberler
Güney Kore'de parlamento sıkıyönetim kararını iptal etti

Sıkıyönetime karşı parlamentonun kararı ortalığı karıştıracak

Güney Kore'de askerler camları kırarak girdikleri binadan apar topar ayrılmak zorunda kaldı

Askerler camları kırarak girdikleri binadan apar topar ayrılmak zorunda kaldı

Esad isterse İran, Suriye'ye asker yığacak

Esad isterse Suriye'ye ordu yığacaklar

Çiğ köftecide genç kadını dakikalarca taciz etti

Genç kadına yaptığı rezillik, mide bulandırdı

CHP'li Yücel: Hepiniz bu bebeklerin ölümünden sorumlusunuz

CHP'li Yücel: Hepiniz bu bebeklerin ölümünden sorumlusunuz
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Sözcüsü Yücel, "Dönemin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'dan, ondan önceki Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'na, dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü, şimdiki Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'na kadar hepiniz bu bebeklerin ölümünden sorumlusunuz" dedi.

CHP Sözcüsü Yücel, "Dönemin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'dan, ondan önceki Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'na, dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü, şimdiki Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'na kadar hepiniz bu bebeklerin ölümünden sorumlusunuz" dedi.

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında yapılan MYK toplantısı devam ederken toplantı gündemine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Yücel, "Ülkemizde şiddet son dönemde toplumun tüm kesimlerini derinden etkiliyor ancak kadınlar, çocuklar ve sosyo-ekonomik durumu zayıf olan dezavantajlı gruplar üzerinde etkisi çok ama çok daha yıkıcı. Hemen hemen her gün hepimizi kahreden, bir o kadar da öfkelendiren yeni olaylarla sarsılıyoruz. Önü alınmayan, her geçen gün artan şiddetin bu seferki mağdurları yeni doğan bebekler. İstanbul'un göbeğinde içinde doktorların, hemşirelerin, sağlık çalışanlarının, özel hastane sahiplerinin de bulunduğu bir çete üç-beş kuruş kazanmak uğruna yeni doğan bebekleri ölüme terk ediyor, başta Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü olmak üzere devletin bütün kurumları ise büyük bir kayıtsızlık, acizlik ve vurdumduymazlık içerisinde bu yaşanan vahşete adeta seyirci kalıyor. Bir buçuk yılı aşkın bir süredir bilinmesine rağmen yapılan şikayetlere, açılan soruşturmalara; devletin, Savcılığın, Emniyet'in, Sağlık Bakanlığı'nın tüm gücüne ve imkanlarına rağmen henüz yeni doğmuş bebekler, insanlıktan nasibini almamış, gözü dönmüş canilerin para kazanma hırsı uğruna kan donduran, şeytanca bir planla hayattan koparılıyor" dedi.

'KÜÇÜCÜK BEBEKLERİ KORUYAMADIĞINIZ İÇİN SORUMLUSUNUZ'

Yücel sözlerine şöyle devam etti:

"19 hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesi sanki birer ticari işletmeymiş gibi kiralanıyor, bazıları hasta bile olmayan bebekler, Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) para alabilmek için birer mal gibi, emtia gibi özel hastanelerin bu kiralanan yenidoğan ünitelerine sevk ediliyor. 12 bebek bile isteye ölüme terk ediliyor. Bu iğrenç olayda ismi geçen hastanelerden birinin sahibi olan eski Sağlık Bakanı ve yine eski Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 'Vicdanım rahat' diye açıklama yapıyor. Bütün bu olayların yaşandığı dönemde, İstanbul İl Sağlık Müdürü olan, şimdiki Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, çıkmış, hiç utanmadan 'Kamuoyu yenidoğan çetesiyle meşgul ediliyor' diyor. Olayların başladığı, yoğun bir şekilde yaşandığı, CİMER şikayetlerinin yapıldığı dönemde Sağlık Bakanı olan Fahrettin Koca'nın ise gıkı dahi çıkmıyor. Dönemin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'dan, ondan önceki Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'na, dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü, şimdiki Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'na kadar hepiniz bu bebeklerin ölümünden sorumlusunuz. Nitelikli, namuslu, donanımlı sağlık çalışanlarını bu ülkede tutmayı beceremediğiniz için, herkese eşit, parasız sağlık hizmeti sağlamadığınız için, sağlık hizmetlerinin niteliğini düşürdüğünüz için, 'Sağlıkta devrim' yalanlarıyla bu ülkede sağlık sistemini bitirdiğiniz için, küçücük bebekleri koruyamadığınız için sorumlusunuz."

'YARIN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ'

Yenidoğan çetesiyle ilgili açıklamalarına devam eden Yücel, "2023 Mart ayında Cimer şikayeti yapılmış, bu şikayet Mayıs'ta İl Sağlık Müdürlüğüne ve emniyete bildirilmiş, Eylül 2023'te teknik takip yapılmış, bundan 6 ay önce operasyon yapılmış ancak geçtiğimiz hafta Cumhuriyet Savcısı'nın tehdit edildiği görüntüler ortaya çıkana kadar bahse konu hastanelerde ne ruhsat iptaline gidilmiş ne de hastaneler kapatılmış. Bu kokuşmuşluğun üzerinin örtülmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu pisliğin içinde yer alan, buna göz yuman, görevini gereği gibi yerine getirmeyerek, görevini savsaklayarak, ihmal ederek bu bebek ölümlerinde dahli ve payı olan kim varsa hak ettikleri cezayı alıncaya kadar peşini bırakmayacağız. Yarın, Genel Başkan Yardımcımız Gül Çiftci, partimiz adına dönemin il sağlık müdürü hakkında suç duyurusunda bulunacak" dedi.

'BAKAN MEMİŞOĞLU'NU İSTİFAYA DAVET ETTİ'

"Bu organize kötülüğe karışmış olan bütün hastanelerin tamamının ruhsatları askıya alınmalı. İşine geldiğinde her yere kayyım atayan AKP iktidarı, elini korkak alıştırmasın. Ayrıca kayyım ataması için gereken yasal düzenleme salı günü Meclis'e getirildiği taktirde, tüm desteğimizi vereceğimizi de buradan ifade etmek istiyorum. Böyle bir düzenlemenin Meclis'ten oy birliğiyle geçeceğinden hiçbir kuşkumuz yok. Yeter ki iktidar, 'Bu işin ucu bana dokunur mu' diye düşünmeden üzerine düşen görevi yapsın. Büyük bir yüzsüzlükle koltuğuna yapışan ve bu yaşananlardan hem İl Sağlık Müdürü hem de Sağlık Bakanı olarak sorumluluğu olan Kemal Memişoğlu'nu da bir kez olsun sorumlu davranmaya ve istifa etmeye davet ediyoruz."

'ADALET VE İNFAZ SİSTEMİ TÜMÜYLE ÇÖKMÜŞ DURUMDADIR'

"Toplumda şiddet olayları artarken elbette ilk bakmamız gereken yer adalet sistemidir. İnfaz edilmeyen bir cezanın, hukuk önünde hesap vermeyen suçluların olduğu adalet ve yargı sistemi mutlaka sorgulanmalıdır. Herkesin yaptığının yanına kar kaldığı, 'Benim suçlum iyidir, seninki kötüdür' anlayışıyla kişiye özel yasalar çıkaran bu çarpık düzen, toplumsal şiddeti tırmandıran en önemli unsurlardan biridir. Toplumsal düzeni sağlamakta önemli bir rolü olan ceza sisteminin etkili olabilmesi için her şeyden önce verilen cezanın uygulanacağı ve hükümlünün ıslah edilerek topluma yeniden kazandırılacağına ilişkin toplumda güçlü bir inanış olması gerekir. Halbuki bugün ülkemizdeki adalet sistemi ve infaz sistemi tümüyle çökmüş durumdadır. Toplum, suç işleyenin arkası sağlamsa ceza almayacağı, ceza alsa da bu cezayı çekmeyeceğini düşünmekte, bu şekilde de toplumda yaygın bir cezasızlık algısı oluşmaktadır."

'BÜTÇE ELEŞTİRİSİ'

TBMM'de görüşülecek olan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'ni değerlendiren Yücel, "'Halkın bütçesini, nasıl sarayın bütçesi haline çeviririz' diye gecesini gündüzüne katanlar, Cumhurbaşkanlığı'nın bütçesine geçen yıla kıyasla yüzde 38 arttırarak 16 milyar 928 milyon 146 bin lira ayırmışlar. Bu kadarıyla da yetinmemişler, Cumhurbaşkanlığı bütçesinde en fazla ödeneği de 9 milyar 857 milyon 811 bin lirayla mal ve hizmet alım giderlerine ayırmışlar. Anlaşılan halka dayatılan tasarruf tedbirleri sarayın bütçesine işlememiş. Ayrıca, 2025 yılı için Cumhurbaşkanlığı'na alınacak 20 araç için toplam 16 milyon 940 bin liralık ödenek ayrılmış. Oysaki Tasarruf Tedbirleri Genelgesi'ne göre, kamuda üç yıl süreyle yeni taşıt alımı kısıtlanmıştı" diye konuştu.

'ÖZEL'İN, SELAHATTİN DEMİRTAŞ İLE BİR ARAYA GELMESİ OLDUKÇA ÖNEMLİ'

Son olarak Özgür Özel'in altı gün sürecek olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu programına değinen Yücel, "Pazar gününe kadar sürecek olan programda Diyarbakır, Batman, Mardin, Şırnak, Hakkari ve Van illerimizde çeşitli programlar gerçekleştirerek, orada yaşayan vatandaşlarımızla, esnafla, STK'larla bir araya gelerek, bölgenin sorunlarını birebir muhataplarıyla görüşerek bölgenin nabzını tutacak. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in Doğu ve Güneydoğu ziyaretleri öncesinde, bugün Selahattin Demirtaş ile bir araya gelmesi oldukça önemli ve anlamlı. Biz, CHP olarak toplumun tüm kesimleriyle buluşup onların dertlerine derman olmak, onların sorunlarına çare ve çözüm üretmek için büyük bir kararlılıkla çalışıyoruz. Ülkemizin demokratikleşmesi için, toplumun tüm kesimlerinin hiçbir inanç, etnik kimlik ve köken farkı gözetilmeksizin eşit yurttaşlık temelinde, eşit haklara sahip olarak huzur, refah ve barış içerisinde yaşamaları için üzerimize düşeni yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın" diye konuştu.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Politika
title