CHP'li Sakine Öz Çocuk Gelinlerle İlgili Meclise Araştırma Önergesi Verdi
CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz, çocuk gelin sorunlarının araştırılarak çözüm yollarının bulunması amacıyla Meclis’te araştırma önergesi verdi.
CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz, çocuk gelin sorunlarının araştırılarak çözüm yollarının bulunması amacıyla Meclis'te araştırma önergesi verdi.
Önergesinde Türkiye'de çocuk yaşta evliliğe yol açan sorunlara örneklerle ve verilerle değinen CHP Milletvekili Sakine Öz, Meclis'in konuya duyarsız kalmadan acilen gündeme alması gerektiğini savundu. Sakine Öz; kızların eğitime ve hayata katılması, çocuk gelin sorununun çözülmesi için çaba harcayan binlerce gönüllüyü hatırlatarak "Haydi Kızlar Okula' kampanyasını Meclis örnek almalı. Ben bu araştırma önergesiyle çocuk gelin sorununu gündeminden düşürmeyecek bir Meclis için 'Haydi Meclis Göreve' çağrısında bulunuyorum" dedi.
Son olarak, Siirt- Pervari'de henüz 14 yaşındayken ikinci çocuğunu doğuran Kader Erten, erken doğumla dünyaya getirdiği bebeğinin kaybetmesinin ardından, evinde ölü bulunmuştu.
Sakine Öz'ün çocuk gelin sorunuyla ilgili Meclis araştırma önergesinin içeriği şöyle: İçlerindeki çocuk erken yaş alan kızlarımız, yaşları büyütülerek, çoğunlukla kendilerinden oldukça büyük erkeklere ne yazık ki para karşılığında "satılmakta", "geleneksel değer" ve "namus" adı altında çocuklarımızın tüm ruhsal, eğitsel, bedensel, sosyal, ekonomik gelişimi ve hakları hiçe sayılmakta, bugünü ve gelecekleri bilinmezliğe terk edilmektedir.
"TÜRKİYE'NİN GERÇEĞİ: ÇOCUĞUNUN OYUN ARKADAŞI ANNELER"
Yaşının oldukça üzerindeki sorumluluklar henüz 10-16 yaş aralığında sırtına yüklenen çocuklarımız, tarla, ev işi, çocuk doğurma ve yetiştirme, "koca" şiddetiyle ağır bunalımlara sürüklenmektedir. Kendi kararlarını verecek yaşa ve olgunluğa erişmeden, oyun ve okul çağında evlilik kurumuna zorla itilen, "kadın rolü"ne büründürülen çocuklarımızın eğitim ve sağlık hakları elinden alınmaktadır. Çocuğuna arkadaş, abla olacak yaşta anne olmaya zorlanan, kısa zamanda çok çocuk doğurup tarlaya ve işe çocuk yetiştirmekle görevlendirilen, bedensel ve ruhsal gelişimi de görmezden gelinen çocuklarımız, "zorla evlilik" yoluyla gelenekler öne sürülerek cezalandırılmaktadır.
"DEVLETİN ÇOCUK GELİN SAYISI, GERÇEKLERDEN OLDUKÇA UZAK"
Siirt-Pervari'de henüz 14 yaşındayken ikinci çocuğunu doğuran kızımız Kader Erten'in ölüm haberiyle sarsıldık. Kader, erken doğumla dünyaya getirdiği bebeğinin ölümünün ardından evinde ölü bulundu. Acımız bu kadar tazeyken, devletin açıkladığı veriler, yaşananları algılamaktan oldukça uzak bir noktada olunduğunu gösteriyor. Ülkemizde, TÜİK verilerine göre sayısı 180 binin üzerinde çocuk yaşta evlendirilen çocuğumuzun olduğu belirtilmiyor, ancak bu sayı, dini nikahlı evlenmeleri ve evlilik dışı birlikte yaşamayı kapsamıyor. Farklı araştırmalara göre, bölgeler arasında farklar olmakla birlikte, evlendirilen kızlarımızın yüzde 20'ye yakını 10-14 yaş aralığında, kırsal kesimde ise bu oran artıyor. 15-18 yaş aralığındaki evliliklerin kızlarımızda yüzde 36-42 dolayında.
"EĞİTİM VE YOKSULLUK, ÇOCUK GELİNLERİ BÜYÜTÜYOR"
Eğitim yetersizliği ve yoksulluk erken yaşta evlendirmelerde hem bir neden hem de sonuçtur. 18 yaş altındaki evliliklerin yarısı okuryazar olmayan, yüzde 35'e yakın bölümü ise okuryazar olsa da okula gönderilmeyen çocuklarımız arasında gerçekleşmektedir. Yaş büyütme amacıyla mahkemeye yapılan başvuru oranında yüzde 90'a varan oranda artış tespit edilmiştir.
"HER 3 KADINDAN BİRİSİ KÜÇÜK YAŞTA EVLENDİ"
Bugün, ülkemizde her üç evli kadından birinin yaşı büyütülüyor ya da nikahsız olarak kendinden yaşça büyük erkeklerle birlikte yaşamaya zorlanıyor. Mal-mülk ve toprak bölünmesin diye, soyun bilinmesi, akraba çocuklarının daha iyi anlaşması ya da göç sonrasında gelenek ve namus anlayışını korumak gibi gerekçelerle meşrulaştırılan "beşik nişanı" ve akraba evlilikleri, genç yaşta evliliklerin yüzde 30-36'sını oluşturmaktadır.
"KIZLARIMIZIN GELECEĞİ ÇALINMASIN"
Kimi aileler, yoksulluk yüzünden ekonomik yük olarak gördükleri kızlarını küçük yaşta gelin etmektedir. Bu yolla, kızlarımızın sadece bugünü değil, geleceğe dönük sürekli eğitim, sağlık, kalıcı istihdam, yaşanabilir gelir, refah, topluma uyum ve huzur olanakları ortadan kaldırılmakta; kadın ve çocuk yoksulluğu ile iç içe ilerleyen cinsiyet ayrımcılığı artmakta, kızlarımız bir yaşam boyu erkek egemenliğine hapsedilmektedir.
"ANAYASAL HAKLAR VE DEVLETİN GÖREVLERİ UNUTULMASIN"
Anayasamızdaki "sosyal devlet", "kadın ve erkek eşitliği", "kadın ve çocukların korunması"na dair ilkeler ile hukukumuzdaki çocukların korunma ve gelişimine dönük hükümler uygulamada sorunlara kalıcı çözümü üretememektedir. Erken yaşta evlendirilen çocuklarımızın, çocuk haklarından tutun da insan ve kadın haklarına genişleyen bir yelpazede mağduriyetleri artmaktadır. Medeni haklara dair kazanımlarımız tek tek çürütülürken, yasama ve yürütme organı bu can yakıcı soruna asıl şimdi ilgi göstermeli ve çocuklarımızın gelişimine, huzuru önünde engel olan bu evlendirmelerin önüne geçecek bir Meclis araştırma komisyonu kurulmalıdır.
"MECLİS, ÇOCUKLAR İÇİN GÖREVE"
Biz, çocuk gelinlerin karşılaştıkları fiziksel, ruhsal, tıbbi, eğitsel, sosyo-ekonomik sorunların; uğradıkları şiddet, taciz, ayrımcılık, yaşamdan geri bırakılma, öldürülme ya da intihar vakalarının altında yatan toplumsal, siyasal, iktisadi, hukuksal ve psikolojik nedenlerin yerinde araştırılarak "çocuk gelin" olgusunun sona erdirilmesini istiyoruz.
Kızlarımızın eğitime ve hayata katılması, yoksulluğu aşarak kendi yaşamlarını kurması çok önemli. Çocuk gelin sorununun çözülmesi için çaba harcayan binlerce gönüllünün büyük başarısını hiç unutmuyoruz. O yüzden 'Haydi Kızlar Okula' kampanyasını Meclis de örnek almalı. Ben bu araştırma önergesiyle çocuk gelin sorununu çözecek bir Meclis için 'Haydi Meclis Göreve' çağrısında bulunuyorum." - ANKARA