CHP Grup Toplantısı…(2)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye'de kaçırılan gazeteci Cüneyt Ünal'ın Türkiye'ye getirilmesinden rahatsız olanların olduğunu dile getirerek, terör olaylarını değerlendirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye'de kaçırılan gazeteci Cüneyt Ünal'ın Türkiye'ye getirilmesinden rahatsız olanların olduğunu dile getirerek, terör olaylarını değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, öfkeye teslim olan siyasetçinin terör sorununu çözemeyeceğini söyledi.
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de ve Türkiye'nin çevresinde yaşanan acıların ve dramların olduğunu söyledi. Bunlara gözlerini kapatamayacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Ciddi olaylar var. Şu soruyu önce kendimize sormamız gerekiyor. Biz insandan vazgeçebilir miyiz? Hadi değiştirelim bu soruyu farklı bir şekilde soralım. İnsani olandan vazgeçebilir miyiz? Bunu da değiştirelim daha farklı, daha geniş soralım. İnsandan ve insani olandan hangi hal ve koşulda vazgeçebiliriz. CHP Genel Başkanı olarak, açıkça söylüyorum; ne insani olandan, ne de insandan hiçbir zaman, hiçbir koşulda vazgeçmeyiz. Bizim görevimiz insanı her hal ve koşulda yaşatmak ve sorunlarını çözmektir" dedi.
"GAZETECİ ÜNAL'IN GETİRİLMESİNDEN RAHATSIZ OLDULAR"
Suriye'de esir tutulan Türk gazeteci Cüneyt Ünal'ın CHP milletvekilleri tarafından Türkiye'ye getirilmesini değerlendiren Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Arkadaşlarımız gittiler. Suriye'de iki gazeteci arkadaşlarımız var. Alıp gelmek istiyorlar ve birisini buldular. Kendisi ile görüştüler ve aldılar Türkiye'ye getirdiler. Cüneyt Ünal'ı ailesiyle buluşturdular. Türkiye ve kendi toprağı ile buluşturdular. Arkadaşlarıyla buluşturdular. Herkeste bir memnuniyet var ve herkes teşekkür ediyor. Yüreğinde insan sevgisi olanlar teşekkür ediyor. Yüreğinde kin olanlar ise, bunu hazmedemiyorlar. Anlamakta zorluk çekiyorum. Bir gazetecinin serbest bırakılması, Suriye zindanlarından çıkarılması seni niye rahatsız ediyor. Arkadaş… Çık bunu millete açıkla bakalım. Gazeteci dernekleri devrede, aileler ve milletvekili arkadaşlarımız bu arkadaşımı kurtarmak için devrede onlar rahatsız oluyorlar. Neden serbest bırakıldı. İnsani duygularımız olduğu için serbest bırakıldılar. İnsani duygularımız olduğu için biz gidip bunun mücadelesini verdik. İnsani duygularımız olduğu için, aileye saygımız olduğu için, bizim kendi insanımıza saygı duyduğumuz için o zindanlardan çıkartıp Türkiye'ye getirdik."
"VAH ZAVALLI ADAM VAH"
Suriye'de esir tutulan gazeteci Ünal'ın serbest bırakılmasından rahatsız olanlara bir sözünün olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Zavallılar. İnsanlıktan nasibini almamış, sevgiden nasibini almamış, insanı sevmeye insanı saymayı bilmeyen, söylediği lafları da yapay bir şekilde söyleyen, Efendin neymiş, 'Yaradanı, yaradan ötürü severlermiş' sevsene kardeşim, insan serbest kaldı. Ülkesine geldi. Sevmem diyor. Niçin; benim yüreğimde kin var, kin gözümü bürümüş diyor. Yüreğinde kin olan insanın topluma vereceği bir şey yoktur. Politikacı topluma saygı gösterir. Sevgi aşılar. Sen kin aşılıyorsun. Gençlere ne diyordu, 'Kininizi unutmayın' diyordu. Bir ülkede geleceğiniz olan gençler, umut vaat etmek varken, onlara güzel bir Türkiye vaat etmek varken, gelecek açısından kininizi unutmayın diyen bir Başbakanın, yüreğinde insan sevgisi olur mu? Onun için söylüyordum vah zavallı adam vah… Sana hangi dersi nasıl vereceğiz samimi söylüyorum bilmiyorum. Onun için özel bir hoca ayarlamaya çalışıyoruz. Bir insanın yüreğine nasıl insan sevgisi aşılanır" dedi.
"ÖFKEYE TESLİM OLAN SİYASETÇİ TERÖR SONUNU ÇÖZEMEZ"
Türkiye'de yaşanılan başka bir sorunun ise 30 yıldır bitmeyen terör konusu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, terör konusunun çözümünde ilk önce terörün amacının iyi bilinmesi gerektiğini kaydetti. Terör amacının oduyla mücadele edip, orduyu yok etmek olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, teröristlerin orduyu ve güvenlik güçlerini yok edemeyeceğini iyi bildiğini söyledi. Teröristlerin amacının tamamen psikolojik olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Teröristler önce toplumun kimyasını bozmaya çalışırlar. Sonra, toplumda güven bunalımı yaratmaya çalışırlar. Toplumu ayrıştırmaya çalışırlar, düşmanlık yaratmaya çalışırlar. Terörün asıl amacı, toplumu bölmek ve toplumun içine kin tohumları ekmektir. O nedenle, akıl öfkeye yenilirse, terörle mücadelede başarılı olamazsınız. Aklın teröre yenilmemesi lazım. Basiretli olmak zorundayız. Sorunları sağlıklı çözmek durumundayız. Çözüm üretmek zorundayız. Bunu yaptığınız zaman terörle mücadelede başarılı olabilirsiniz. Bir ülkenin sağduyusu öfkeye yenilirse çılgınlığa dönüşebilir. ve biz o zaman görürüz ki; terör asıl o zaman hedefine ulaşmış olur. Akılcı olmak zorundayız. Aklı, öfkenin önüne koymak zorundayız. Siyasetçi öfkeyle hareket etmez. Kinle ve ön yargıyla hareket etmez. Akılla ve sağ duyuyla hareket eder. O zaman siz topluma bir şeyler verirsiniz. O zaman toplumun çözmek için önder rolü oynaya bilirsiniz. Öfkeye teslim olan siyasetçi terör sonunu çözemez. Siyasetçi çözüm üretmek zorunda. Çözüme odaklanmak zorunda. Çözümü üretecekken aklıyla, mantığıyla toplumun değer yargılarını dikkate alarak çözüm üretmek zorundadır. Hayır, ben öfkeyle, kinle hareket edeceğim, o vuruyorsa bende vuracağım, kine kinle müdahale edeceğim, o bölüyorsa, bende böleceğim dediğiniz zaman olmaz arkadaşlar… Öldürmekten başka çözüm üretmeyen bir siyasetçi ülkeyi yönetemez. Öldürmekten başka çözümü olmayan siyasetçinin siyaseti bırakıp gidip askere yazılması lazım. Güvenlik güçlerine yazılması lazım. Onların görevi odur. Yasal görevleri odur. Ama; siyasetçi çözüm üretmek durumundadır. Siyasetçinin görevini kavgasız bir ortam, bir barış ortamı nasıl yapılabilir, toplumun dini bütünlüğü nasıl sağlayabilirler, siyasetçinin temel görevi bu olmak zorundadır."
"BİR TEK ŞEHİDİMİZİ, BİNLERCE TERÖRİSTTE DEĞİŞTİRMEYİZ"
"Şehit sayısıyla, öldürülen terörist sayısını kıyaslayıp bunu topluma verirseniz ve bunu da başarı olarak gösterirseniz. Buda yanlıştır" diyen Kılıçdaroğlu, bir tek şehidi, binlerce teröristte değiştirmeyeceklerini söyledi. Siyasetçinin çözüm üretmesi gerektiğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Uzmanlara sorduk, dağa giden gençlerin ömürleri ne kadardır. 3 ve 5 yıl arasında değişiyor dediler. Düşünün 30 yıldır devam ediyor. Terörde bir azalma ve bitme var mı? Siyaset kurumu çözüm üretmediği için bu noktaya geliyoruz. Yapmamız gereken budur. Burada söylüyorum, bu sorunu kaynağı Diyarbakır, Bitlis, Hakkari değildir. Sorunun kaynağı Ankara'dır. Ankara'daki siyasetçilerdir. Kodluğuna oturup oy hesabı, seçim hesabı yaparak insanları birbirine kırdıranlardır. Olaya böyle bakmamız lazım" diye konuştu. - ANKARA