CHP Genel Sekreteri Sındır Açıklaması
CHP Genel Sekreteri Kamil Oktay Sındır, "Yeni bir anayasa değil, mevcut anayasada var olan, darbe hukukundan gelen maddelerde değişiklik yapılmasından yanayız. Esas olan darbe hukukundan kalan maddelerin çıkartılması ve ülkenin daha demokratik hale getirilmesidir.
CHP Genel Sekreteri Kamil Oktay Sındır, "Yeni bir anayasa değil, mevcut anayasada var olan, darbe hukukundan gelen maddelerde değişiklik yapılmasından yanayız. Esas olan darbe hukukundan kalan maddelerin çıkartılması ve ülkenin daha demokratik hale getirilmesidir." dedi.
Sındır, Parti Meclisi üyesi Ali Özgündüz ve CHP Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya ile Çankırı'da ziyaretlerde bulundu, partisinin il başkanlığında partililerle bir araya geldi.
Sındır, parti binasında düzenlediği basın toplantısında, 81 ilde CHP olarak bir çalışma içerisinde olduklarını, yerel sorunları yerelde gözlemleyip çözmek için il il gezdiklerini, insanlarla şehrin sorunlarını konuşup, çözümleri üzerine kafa yoracaklarını söyledi.
Başkanlık sistemine kesinlikle karşı olduklarını belirten Sındır, "Bugünlerde tartışılan başkanlık sistemi var. Biz bunun asla ve asla kabul edilemez olduğunu altını çizerek söylüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi tam demokrasi, birinci sınıf demokrasi, temel hak ve özgürlüklere sahip, toplumsal barışı ülkenin her yerinde güvence altına alan bir anlayışta. Yeni bir anayasa değil, mevcut anayasada var olan, darbe hukukundan gelen maddelerde değişiklik yapılmasından yanayız. Esas olan darbe hukukundan kalan maddelerin çıkartılması ve ülkenin daha demokratik hale getirilmesidir." ifadelerini kullandı.
Yargının mutlaka bağımsız olması, kuvvetler ayrılığı ilkesinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Sındır, "Medyanın özgür olması lazım. Medyayı biz 4. kuvvet olarak değerlendiriyoruz. Medyanın özgürlüğü, basın özgürlüğü, daha önemlisi yurttaşın haber alma özgürlüğünün sağlanması adına medya bağımsız olmalı. Anayasamız yetki verdiği halde ülkede sokağa çıkan, eline pankart alan gözaltına alınıp, ifadesi alınıyor. Hatta doğrudan terörle ilişkilendirip sorguya alınıyor. Anayasada toplantı ve gösteri yürüyüşü olmasına rağmen ne yazık ki bu özgürlükleri yaşayamıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Sosyal devlet anlayışıyla refahı tabana yaymak istediklerini dile getiren Sındır, CHP kurulduğundan bugüne kadar temel ilkelerinden taviz vermediğini, her zaman ezilenin, toplumsal refahın yanında olduğunu, herkesin kanun önündeki eşitliğinden yana tavır aldıklarını anlattı.
Ayrışmayı yöntem olarak gören anlayışı iktidara geldiklerinde ortadan kaldıracaklarını kaydeden Sındır, "Çözüm süreci adı altında İmralı'da, Kandil'de, Oslo'da ya da Dolmabahçe görüşmelerinde değil, TBMM çatısı altında milletin iradesi ile bir araya gelen milletvekillerimiz ile bu sorunu çözeriz' diyoruz. Herkesin bu coğrafyanın her noktasında kardeşçe, sevgiyle dolaşabileceğini savunuyoruz. 'Bunu biz tesis ederiz' diyoruz." diye konuştu.
CHP'nin birinci sınıf demokrasi istediğini vurgulayan Sındır, bugün evine ne götüreceği endişesi taşıyan vatandaş değil, sokağa çıktığında mutlu, yüzü gülen vatandaşlar istediklerini, bunun temel dayanağının da birinci sınıf demokrasi olduğunu söyledi.
Sındır, bir gazetecinin çocuk istismarıyla ilgili sorusu üzerine şöyle konuştu:
"Bu ülkede her kim yasalar karşısında suç işliyorsa gereği yapılmalıdır. Bu yapılırken iktidara yakın ya da uzak anlayışıyla yapılmamalı. Örneğin Karaman'daki çocuk istismarı konusu, sadece istismar eden kişiyle sınırlı olmamalı. Hukuken sorumlu olan Ensar Vakfı ve KAİMDER gibi kuruluşların sorgulanması, onların yargı önüne çıkartılması gerekiyor. Oradaki milli eğitim müdüründen aile ve sosyal politikalar il müdürüne, kaymakamdan valisine kadar kim varsa yaşananlardan doğan sorumluluğun gereği olarak yargı karşısında hesap vermeli. Bu ülkede her kim görevini kötüye kullanıyorsa bunlar yargı önüne çıkmalıdır. Yargı bağımsız olduğu sürece bunların hiçbiri tartışılmaz. Biri suç işliyorsa ensesinden tutar hesabını sorarsın. 'Onun hesabını sorarsak partimize böyle zarar verir, aman şunu örtelim, şunu kapatalım, bir sefer olmuş bir daha olmaz, bir seferden bir şey çıkmaz' anlayışıyla ülke yönetilmez."