CHP Genel Başkan Yardımcısı Pavey Açıklaması

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Şafak Pavey, "Hükümet güvenliğimizle gerçekten ilgileniyorsa, hepimizin selameti için radikal teröre IŞİD'e karşı hazırlayacağı güvenlik paketini bekliyoruz" dedi.

Pavey, beraberinde CHP'li milletvekilleri Atilla Kart, Ali Özgündüz, Hasan Akgöl, Mehmet Şeker, Mevlüt Dudu, Osman Korutürk ve Refik Eryılmaz ile düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin büyük bir güvenlik riski altında olduğunu, Hükümet'in gerçek tehdit yerine vatandaşların anayasal haklarına rağmen kontrol edeceği, fişleyeceği, hayatlarını cehenneme çevireceği baskı paketini güvenlik olarak sunduğunu, ancak diğer taraftan uluslararası toplumun en büyük tehdit kabul ettiği IŞİD ve benzeri radikal canavarların yarattığı tehlikeyi gizlediğini söyledi.

"Ortadoğu tarihinin en karanlık dönemlerinden birinden geçiyoruz. Hükümet bu karanlığın bizzat planlayıcı ve uygulayıcı bir parçasıdır. Müslüman Kardeşler zihniyetini yerleştirmek için sınırımızı vahşi çağların tortusu barbarlara teslim ettiler" diyen Pavey, bu felaketin Türkiye'ye milyonlarca perişan sığınmacı, profesyonel katiller, çökmüş bir ticaret ver uluslararası itibar ve şüpheli bir NATO üyesi devlet olarak geri döndüğünü savundu.

Konuyla ilgili olarak Hükümet'e sordukları soruları "Ulusal güvenliğimiz için sorduk, cevap vermediniz. IŞİD'e, radikal teröre karşı güvende miyiz?" adlı bir kitapçıkta topladıklarını belirten Pavey, soru ve uyarılarımızı kamuoyunun önünde tekrarlamak gereği duyduklarını kaydetti. "Tekrar uygulamaya konulan 'yeniden eğit donat' ordusu cihatçılar için taze kan sağlamaktan öteye geçmeyecektir. Hangi niyetle yanlıştan ders alınmamaktadır?" diyen Pavey, şöyle konuştu:

"Hükümet'in, Suriye'de uyguladığı planın parçası olarak son dört yıldır ülkemize taşınan çoğu Çeçen ve Libyalı 50 bin civarında profesyonel cihatçı Türkiye'ye yerleştirilmişlerdir. Bunlar nerelerde ikamet etmektedirler? Günlük yaşamları için gereken finansı nereden elde etmektedirler? Sıradan insanlar için korkunç bir tehlike olan bu cihatçılar, AKP için neyin güvencesidirler? IŞİD, Kobani'den sürüldüğünde ağır silah ve mühimmatlarını, Türk istihbaratı ve ordusunun bilgisi ve yardımı altında topraklarımıza park etmiştir. IŞİD, Hükümet tarafından nasıl bu kadar pervasızca desteklenmektedir? Suriye'ye askeri müdahale için Reyhanlı'da kendi vatandaşlarımızı bombalayan IŞİD militanları korunmuş, kaçırılmış, saldırıya ait izler yok edilmiş, yerine masum insanlar tutuklanmış, işkenceden geçirilmiş, halkımız tümüyle yanlış bilgilendirilmiş, bunlar yetmezmiş gibi üstüne bir siyasi istismar masalı uydurulmuştur. Zamanın başbakanı ve bakanları tarafından günlerce ulusal kanallarda beyin yıkama masalı olarak kullanılmıştır. Bu dehşetli oyun için ne zaman özür dilenecektir? 27 Mart 2014'te Başbakan, MİT Müsteşarı, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı ve Genelkurmay 2. Başkanı'nın yaptıkları toplantıda 'Gerekirse Türkiye'ye 8 füze attırır savaş gerekçesi üretirim. Süleyman Şah Türbesi'ne de saldırtırız. Yapacağımız iş direk savaş sebebi..' konuşması ortaya çıkmıştır. Hükümet, kendi toprağını bombalamayı amaçlayan bu plan hakkında hiçbir sorumuza hala cevap vermemiştir."

AK Parti'nin küresel cihatçıların silahlandırılmaları, yerleştirilmeleri, tedavi edilmeleri, perişan gerçek sığınmacılar için ayrılmış fonlarla donatılmaları ve Türkiye'de işledikleri suçlardan kurtarılmaları ile yetinmediğini iddia eden Pavey, Türkiye vatandaşlarının da cihada katılması için imkan ve kolaylıklar sağladığını savundu.

Pavey, şöyle konuştu:

"Bugünümüze ve geleceğimize karşı yarattıkları bu felaketle nasıl baş etmeyi düşünmektedirler?  MİT bu karanlık ordunun her ayrıntısına vakıftır. Her üyesinin; kaç yılında nereden gelip, nereye gittiğine, ölü mü sağ mı olduğuna, yaralanıp yaralanmadığına, hangi eylemlere hazırlanıldığına, hangi silah kullanımı için eğitildiğine, kaç seks kölesi aldığına varıncaya kadar bilmektedir. Hükümet, bunları potansiyel silahlı gücü olarak mı tutmaktadır? Ülkemizdeki herkesin mezhebe göre fişlendiği göz önüne alınırsa, bu canilerin muhtemel hedefi hükümetin onaylamadığı inanç ve mezhep sahipleri midir? IŞİD, Irak ve Suriye topraklarında 4 binin üstünde Türkmen, Arap, Kürt, Yezidi kadını seks kölesi olarak tutmaktadır. Yaşlı ve engelli kadınları savaş artığı sayıp, ailelerinin gözünün önünde yakarak, keserek ya da taşlayarak öldürmekte, engelli çocukları intihar bombacısı olarak kullanmaktadır. AKP, kendi kontrolündeki bu örgütün akıl almaz vahşetine neden sadece seyircidir? Başımızdaki, içimizdeki ve sınırımızdaki güvenlik felaketi budur. Hükümet güvenliğimizle gerçekten ilgileniyorsa, hepimizin selameti için radikal teröre IŞİD'e karşı hazırlayacağı güvenlik paketini bekliyoruz. Vatandaşlarımıza karşı olanı değil."

Basın toplantısında söz alan CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, IŞİD'in Türkiye'nin hem iç hem de dış güvenliğinin tehdit eder hale geldiğini belirterek, "Bu iklimi AKP iktidarları yaratmış, beslemiş ve yeşertmiştir. Türkiye bu çıkmazı, siyaset, hukuk, Cumhuriyet ve demokrasiye sahip çıkarak aşacaktır" görüşünü ifade etti.

CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, IŞİD'i tebrik eden Tarık Haşimi'nin hala Türkiye'de kendisine sağlanan imkanlardan yararlandığını ifade ederek, Hükümet ile Haşimi'nin nasıl bir ilişkisi olduğunu sordu. Özgündüz, "Sultanahmet bombacısı denilen Dağistanlı teröristin hedefi, Türkiye'deki caferi camileriydi, yanlışlıkla oraya götürüldü ve panikle bomba patladı. Hükümet Güneydoğu'nun güvenliğini PKK'ya, batının güenliğini IŞİD'e mi bıraktı?" dedi.

CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz da Türkiye'nin dünyanın en tehlikeli radikal örgütlerin tehditi altında olduğunu, Hükümet'in bunlara yönelik acilen önlem alması gerektiğini ifade ederek, "Terör patlamasıyla karşı karşıya kalabileceğimizi tüm ülkenin görmesi ve anlaması gerekiyor" diye konuştu.

CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker ise kendilerinin bildiklerini Hükümet'in de bildiğini belirterek, "Biz bu bilgilerimizle bir gün onları yargının karşısına çıkaracağız" dedi.