CHP Genel Başkan Yardımcısı Koç'un Basın Toplantısı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, "Türkiye'deki bugünkü manzaranın adı, tankla, topla, tüfekle gelen bir faşizm değil."
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, " Türkiye'deki bugünkü manzaranın adı, tankla, topla, tüfekle gelen bir faşizm değil. Ama uygulamalarıyla birlikte bir açık, net sivil faşizmdir. Bunun uygulayıcısı da bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dır" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dokunulmazlıkların kaldırılmasını gündeme getirerek milliyetçi oyların peşine düştüğünü ifade eden Koç, "Dağdan inen eli silahlı terör örgütü ile sarmaş dolaş fotoğraf çektirmek kabul edilebilir değildir, bunu masum göstermek kimsenin haddi de değildir. Bu manzara nerede gerçekleşti? Başka bir gezegende mi gerçekleştirildi? Bu manzara 10 yıldır bu ülkeyi yöneten Başbakan'ın yönettiği ülkede gerçekleşti. Bu nasıl bir iç güvenlik anlayışı, bu nasıl kamu düzeni? 'Senin sorumluluğun nerde' diye adama sormazlar mı? Hadi onlar suç işlediler, peki bu ülkenin güvenliği için genç yaşında şehit olanlara 'kelle' diyen Başbakanların hiç mi sorumluluğu yok? '3-5 Mehmet öldü diye meclis mi toplanacak?' diyen AK Parti Genel Başkan Yardımcılarının hiç mi sorumluluğu yok? Terörü ve teröristi sahiplenmenin suçunun yanında ahlaksızlık, rüşvet almak, ihaleye fesat karıştırmak, zimmetine para geçirmek, kalpazanlık suç değil mi? Bunları, bu suçlamaların hedefinde olan milletvekillerinin dokunulmazlık zırhına bürünerek TBMM'nin ahkam kesmeleri kimsenin yüreğini sızlatmıyor mu? Sayın Başbakan; yönetemediğin, güvenliğini sağlayamadığın ülkede terörist ile sarılanların dokunulmazlıklarını iç piyasaya süreceksin, perde arkasında terör örgütü ile bizzat sen ve muteber adamların millet de bu gayretkeşliği yutacak. Başbakan; çağrımız açık, yüreğin yetiyorsa, karnın ağrımıyorsa gel tüm dokunulmazlıkları kaldıralım. Dokunulmazlığı sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı tutalım. Bu arada Başbakan'da dokunulmazlığını kaldırsın. Yargıya talimat verir hale geldi artık. Kalpazanlıkla suçlanıyor, ben söylemiyorum, savcı fezlekesinde suçlanıyor. O zaman kalpazanlıkla suçlandığın davada sende yargılan, aklanabilirsen sende aklan. İllegal süreçlere ittiğin kamu görevlilerini koruma altına alma Hakan Fidan gibi. Deniz Feneri'nde köstebeklik yapan Beşir Atalay'ı kollama. Sade yurttaşlar gibi yargılanabilelim. Tutuklama olmadan sorgulanabilsin milletvekilleri, yargılanabilsin" diye konuştu.
Düzenlediği toplantıda " Türkiye'den mahkeme manzaraları" başlığı altında Deniz Feneri, Ergenekon, Balyoz davaları ile ilgili yorumlar yapan Koç, "Alman yargıçlar Deniz Feneri yolsuzluğunu 100 yılın yolsuzluğu olarak yorumluyor. Türk hükümetini de soruşturmayı engellemekle suçluyorlar" ifadelerini kullanırken, iktidarın pis işlerini temizlemeyi adalet sistemine hava ettiğini belirtti. Koç, "Ergenekon, Balyoz davalarında ilginç ilginç tipler, teröristler gizli tanık, Genel Kurmay Başkanlığı yapmış kişiler terör örgütü kurmaktan sanık. Avukatlar çeşitli davalarda savunmalardan men ediliyorlar. Yargı ve adalet kaybolmuş, bugün KCK davaları, dün faili meçhuller, bu iktidar pis işlerini temizlemeyi adalet sistemine havale etmiş durumda" dedi.
Avrupa Konseyi'nin Türkiye'yi denetimde tutma maddelerinden 12 tanesinden birisinin de bir kamu denetçisinin olmayışı olduğunu söyleyen ve bağımsız kamu denetçileri ve baş denetçi yardımcılarının hepsinin AK Parti geçmişli olduğunu söyleyen Koç, "Seçilen kişi, tarafsız olması gereken baş denetçi ve yardımcıları, 2 tanesi eski AK Parti milletvekili, Mehmet Elkatmış ve Zekeriya Aslan, bir bayan Serpil Çakır AK Parti eski kadın kolları yöneticisi. Baş denetçi Nihat Ömeroğlu'na gelince zaten yaştan bir sıkıntı var, AK Parti ile her konuda içli dışlı, TCK 301 ile verdiği Hrant Dink kararı ortada. Başbakan'ın oğlunun da nikah şahidi. Bunu AB'ye ve Avrupa Konseyi'ne biz söylediğimiz zaman Türkiye'yi ihbar mı etmiş olacağız yoksa gerçeği mi söylemiş olacağız? Sen AK Parti denetçisi ve denetçi yardımcısı atıyorsun. Bunu söylediğimiz zaman bütün zevat mecliste bağıracak, 'Bu CHP'liler şikayet ediyorlar bizi Avrupa'ya.' İlgisi yok gerçeği söylüyoruz. Bu tür uygulamalarla demokraside ileri demokrasi olmaz" ifadelerini kullandı.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın "Türkiye'nin savunma sistemini güçlendirmesine sıcak bakıyoruz" şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine, Koç, "Türkiye'nin belirli bir vilayeti eğer bir saldırı olacaksa patriot korumasından mahrum oluyor. O zaman sonuç sadece İsrail'in güvenliğini sağlayacak NATO haber alma üssü olan ve istihbarat bilgilerinin İsrail ile paylaşıldığı çok açık olan Kürecik radar sistemi ve Amerika'nın diğer üslerinin temel olarak korunmasını hedef alan bir sistem uygulanıyor. Bir savunma aracı mı, bir saldırı aracı mı? Putin'in bir sözü var, 'bir tüfek duvarda asılı durursa oyunun bir yerinde bu tüfek mutlaka patlar' Patriot Türkiye'de konuşlanır ise bu Türkiye'nin de müdahil olabileceği bir sıcak çatışmanın parçası halene gelebilir uyarısı var. MHP ile ilgili yorum yapmayacağım" şeklinde konuştu.
13 Aralık ile ilgili CHP'nin eylem planının sorulması üzerine Koç, "Bu duruşma öncesinde tüm yurttaşların mahkeme yerinin önünde bir bağımsız yargı arayışını seslendirmek için, yapılan yargı yanlışlarını ifade etmek için orada toplanacaklar. Bu resmi genelge ile CHP üyelerine duyuruldu" dedi.
Koç, Muharrem İnce ile ilgili bir soruya cevap verirken de, "Kendisi cevap verdi, dokunulmazlıkların kaldırılması ile ilgili talep ortada. Herkes kendi hesabını verir. CHP'lilerin veremeyeceği hesap yok" ifadelerini kullandı. - ANKARA