CHP'den "Suruç-Kobani Raporu"
Rapordan: ''Acilen görevli sayısı artırılmalı, ailelere daha ciddi rehberlik edilmeli, sığınmacıların başta temizlik, barınma, giyinme, gıda ve sağlık ihtiyaçları giderilmeli'' ''Göçzedelerin kaldıkları yerler sağlıksız, koşulları sıhhi olmaktan uzak. Günde iki defa çorba ve makarnadan oluşan yemek veriliyor, temizlik malzemesi sıkıntısı yaşanıyor'' ''En önemli ihtiyaç sıcak su. Küçük çocukların acilen sağlık kuruluşlarında kontrol altına alınması gerekiyor'' ''IŞİD'in askeri, siyasi, istihbarat desteği olmadan ayakta kalması mümkün değildir.
CHP'nin "Suruç-Kobani Raporu"nda, acilen bölgedeki personel sayısının artırılması, ailelere daha ciddi rehberlik edilmesi, sığınmacıların başta temizlik, barınma, giyinme, gıda ve sağlık ihtiyaçlarının giderilmesi gerektiği önerisinde bulunuldu.
CHP Basın Biriminden yapılan açıklamada, Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba ve Mehmet Bekaroğlu, milletvekilleri Mehmet Şeker, Mahmut Tanal, Nurettin Demir, Hüseyin Aygün ve PM Üyesi Şenal Saruhan, İstanbul Belediyelerini temsilen Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Der, Şanlıurfa, Adıyaman ve Gaziantep İl Başkanları ve yöneticilerinden oluşan CHP heyetinin Kobani izlenimlerini bir rapor haline getirdiği belirtildi.
Heyetin, 24 Eylül sabahı Şanlıurfa Suruç Kaymakamlığında, belediyede, Mürşitpınar sınır kapısında, Yumurtalık başta olmak üzere kabul ve toplanma kapılarında, Süleyman Şah Parkı'nda, YİBO gibi kamplarda ve daha sonra da Kobani'de temaslarda bulunduğu kaydedildi.
Heyetin beraberinde Beylikdüzü, Büyükçekmece, Silivri, Çatalca, Ataşehir, Şişli, Avcılar, Sarıyer ve Seyhan belediyelerinin hazırladığı 10 tır insani yardımı beraberinde götürdüğüne ve yardımların önümüzdeki günlerde de devam edeceğini açıkladığına işaret edilen açıklamada, heyetin Kobani'ye geçiş sırasında şehrin başbakanı Enver Müslim ve PYD Eşbaşkanı Asiye Abdullah gibi şehir yetkilileriyle de görüşme imkanı bulduğu bildirildi.
-"Gelenlerin sayıları bilinmemektedir"
Heyetin hazırladığı raporda, IŞİD teröründen kaçarak Türkiye'ye sığınanların 15-16 Eylül tarihlerinde Şanlıurfa Suruç'tan Türkiye'ye akın ettiğine işaret edilerek, şu değerlendirme yapıldı:
"İlk saatlerde Türkiye Cumhuriyeti hükümeti geçişlere izin vermemişse de gelenlerin sayısının onbinler oluşu, iç ve dış kamuoyunun insani sığınma ve yardım beklentisi ve oluşan baskı gelenlere kapıların açılmasına yol açmıştır. Gelenlerin sayıları bilinmemektedir. Suruç Kaymakamı, heyetimize gelen insan sayısını 150 bini aşkın kişi olarak açıklamıştır. Bu kişilerin adlarının tek tek kaydedildiğini söylemiştir. Oysa Suruç Belediye Eşbaşkanı ise gelen insan sayısının abartılmış olduğunu, Suruç veya etraf şehirlerde yüz binlerce insanın görülmediğini, hükümetin Kobani'nin boşaldığı yönünde bir algı oluşturduğunu söylemiştir. Kobanili yetkililer ise ilk gün Türkiye'ye 50-60 bin kişinin panikten geçmiş olabileceğini, daha sonra moral bozukluğun atılmasıyla bu sayının en az yarısının geri gelmiş olduğunu, Türk hükümeti ve medyanın geri dönüşleri izlemediğini ve yayınlamadığını ileri sürmüştür."
Suruç Kaymakamının göçzedelerin "IŞİD'ten kaçtığını", Türkiye Cumhuriyeti'nin mükemmel bir insani yardım yaptığını, kriz anından beri AFAD ve diğer tüm örgütleriyle devrede olduğunu aktardığı bildirilen raporda, Suruç Belediye Başkanının ise "Kobani'de olanların Türkiye Hükümetinin izlediği politikalardan ayırt edilemeyeceğini ve Kobani'ye dönük saldırıların IŞİD'i destekleyen AKP'nin bir eseri olduğunu düşündüklerini" söylediği belirtildi.
Kobani'den göç edenlerin Suruç Süleyman Şah Parkı ve Şanlıurfa'daki YİBO binasında tutulduğu kaydedilen raporda, "Heyetimiz yüzbinler değil, bu bölgelerde onbinleri dahi görmemiştir. Her iki noktada sadece yüzlerle ifade edilebilecek insan bir arada görülmüştür. Bu durumda 150 bin kişinin nerede olduğu hükümet açısından bir soru işaretidir" değerlendirmesi yapıldı.
-"En önemli ihtiyaç sıcak su"
Göçzedelerin kaldıkları yerlerin sağlıksız, koşullarının sıhhi olmaktan uzak olduğu ifade edilerek, günde iki defa çorba ve makarnadan oluşan yemek verildiği, temizlik malzemesi sıkıntısı yaşandığı kaydedildi.
Göçzedelerin en önemli ihtiyacının sıcak su olduğu, küçük çocukların acilen sağlık kuruluşlarında kontrol altına alınması gerektiğinin belirtildiği raporda, Şanlıurfa halkının gönüllü olarak göçzedelerin sıkıntılarına ortak olduğu kaydedildi.
Raporda, "Göçzedelerin önemli bir kısmı, hayvan ve otomobilleri sınırdan alınmadığı için kabul noktasında günlerdir beklemektedir. Özellikle susuzluk ve yemsizlik sebebiyle telef olan hayvanlar Kobanililer ile aynı ortamda beklemekte, adeta hastalık saçmaktadır. Hayvanların kontrolden geçirilerek alınması, satın alınarak kesilmesi ve etinden yararlanması gibi seçenekler değerlendirilmelidir" denildi.
Göçzedeleri karşılayan ve yerleşimlerine mihmandarlık eden AFAD'ın takdir edilecek bir çalışma yürüttüğü belirtilerek, "Suruç etrafındaki sınıra giderek Kobani halkıyla dayanışma duygularını göstermek isteyen yurttaşlarımıza yönelik yoğun polis ve asker engellemesine heyetimiz canlı olarak tanıklık etmiştir" ifadesine yer verildi.
-"Tıbbi ve insani yardımlar artırılmalı"
Suruç'ta resmi olmayan bir "savaş hali"nin ilan edildiğinin gözlendiği öne sürülerek, 25 Eylül'de Kobani bölgesine giden üç milletvekilinden oluşan heyetin doktor, dışişleri sorumlusu, Kobani Başbakanı Enver Müslim ve PYD Eşbaşkanı Asiye Abdullah ile görüştüğü kaydedildi.
Raporda, Müslim'in Türkiye'den dayanışma, IŞİD'e karşı işbirliği ve kendilerine dostluk eli beklediklerini belirttiği, Abdullah'ın ise IŞİD'in Kobani'yi ele geçirmesi durumunda Türkiye'ye gireceğini, Türkiye'nin tehdit altında olduğunu ifade ettiği kaydedildi.
Yiyecek ve sağlık malzemesi sıkıntısının olduğu belirtilerek, en çok sargı bezi ve alçıya ihtiyaç duyulduğu, tıbbi ve insani yardımların acilen artırılması ve bir eylem planı doğrultusunda hareket edilmesi gerektiği ifade edildi.
-"Tampon Bölge oluşturma tezine son verilmeli"
Raporda acil eylem planı önerisinde bulunularak, Kobani'ye ambargonun acilen kaldırılması, yiyecek ve giyecek satışına, yardımına izin verilmesi gerektiği belirtildi.
Sınır kapısında yaralıların mesai saati dışında ambulansla naklinin yapılması gerektiği önerilerek, hayvanları dolayısıyla sınırdan geçemeyen sığınmacıların durumunun bir an evvel çözülmesine dikkati çekildi.
Sığınmacıların şartlarının iyileştirilmesi gerektiği belirtilerek, acilen temiz kıyafet desteğinde bulunulması, Süleyman Şah Parkı'ndaki çadırların ve YİBO binasının gerekli temizliği ve ilaçlanmasının bilinçli ve kontrollü şekilde gerçekleştirilmesi gerektiği kaydedildi.
Suruç'ta iletişim sorunu olduğu ve bu soruna son verilmesi gerektiği belirtilerek, "IŞİD'in askeri, siyasi, istihbarat desteği olmadan ayakta kalması mümkün değildir. Türkiye de bu konuda üstüne düşen sorumluluğu almalıdır" denildi.
"Tampon Bölge" oluşturma tezine son verilmesi gerektiği ileri sürülerek, "Tampon Bölge planının Suriye rejimine ve Kürtlere karşı düşünüldüğü heyetimiz yönünden tartışmasızdır. Hedef Suriye, Esad muhaliflerini eğitecek bir harekat alanı ve Kürtlerin denetim altında tutulmasıdır" değerlendirmesinde bulunuldu.
-"Masum insanların yanında yer alınmalı"
AFAD'ın çalışmalarının saygı duyulacak nitelikte olduğu, ancak yetersiz olduğu iddia edilerek, acilen görevli sayısının artırılması, ailelere daha ciddi rehberlik edilmesi, sığınmacıların başta temizlik, barınma, giyinme, gıda ve sağlık ihtiyaçlarının giderilmesi gerektiği kaydedildi.
Heyetin Kobani düşse bile IŞİD'in orada sonsuza kadar tutunamayacağı görüşünde olduğu kaydedilerek, "Göçzedeler bir gün evlerine dönecek, IŞİD yok edilecektir. Bu nedenle demokratik bir devletin yapması gereken IŞİD'e karşı masum insanların yanında yer almaktır" denildi. - Ankara