"Çatışma sonrası Libya" online seminer dizisinde konuşulacak
Libya'da çatışmaların sona yaklaşılmasına destek olan Türkiye, ülkede refah, barış ve huzurlu bir geleceğin sağlanması için üniversitelerini de harekete geçirdi.
Libya'da çatışmaların sona yaklaşılmasına destek olan Türkiye, ülkede refah, barış ve huzurlu bir geleceğin sağlanması için üniversitelerini de harekete geçirdi. İstanbul Aydın Üniversitesi, çatışma sürecinin sona ermesinin ardından Libya'nın yeniden inşasının geçireceği aşamaları ele almak amacıyla bir "webinar" (online seminer) dizisi başlattı.
Arap Baharı sürecinden en sert etkilenen ülkelerden biri olan Libya'da, 2011 yılında 42 yıllık lider Muammer Kaddafi devrilmiş, bugün hala devam eden iç savaş bir türlü sonuçlanmamış, ancak son zamanlarda ibre, ülkenin büyük bölümünü kontrolünde tutan Hafter güçlerinden, Birleşmiş Milletler'in resmi hükümet olarak tanıdığı Serraj yönetimine dönmeye başlamıştı. Bu süreç ve sonrasında yaşanabilecek olası gelişmeler, akademi camiasının da dikkatini çekmeye başladı.
ÖNEMLİ AKADEMİSYENLER KATILACAK
Müdürlüğünü Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar'ın üstlendiği İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Afrika Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, (AFRİKAM) konuyla ilgili olarak bir dizi webinar (online seminer) yapmaya başladı. İAÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu ile başlayan diziye üniversiteden, başta Mütevelli Heyet Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın olmak üzere, Prof. Dr. Celal Nazım İrem, Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca, Dr. Adem Ayten ve Prof. Dr. Hasan Saygın gibi isimlerle devam edilecek. Ayrıca başka üniversitelerden de konunun uzmanı önemli akademisyenler konuk olacak.
"ÇATIŞMA SONRASINI TARTIŞIYORUZ"
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İAÜ AFRİKAM Müdürü Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar şunları söyledi:
"İstanbul Aydın Üniversitesi olarak, çatışma sonrası Libya'nın yeni normalleşme sürecine yapılacak katkının kapasite inşası temelinde yürüyeceği bilinciyle bir dizi webinar organize ediyoruz. Böylece, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de karşılaştığı ve başarılı bir şekilde bertaraf ettiği çabaları perçinlemek için gerekli olan girişimlerin akademik ortamda tartışılmasına ve bir yol planı hazırlanmasına zemin oluşturuyoruz. Bu webinarlar, IAÜ'nün farklı fakültelerindeki değerli uzman öğretim üyeleriyle olduğu gibi, başka üniversitelerden de iştirak edecek alanında önemli akademisyenlerle, Libya'daki kapasite inşa sürecinin nasıl yürüyeceği, kapsamı ve nefesi hakkında bir zihin haritası oluşturmayı hedefliyor."
"TÜRKİYE BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR"
Türkiye'nin, başta üniversiteler olmak üzere, Libya'nın çatışma sonrası kurumsal ve toplumsal kapasite inşasına katkı yapma noktasında önem arz ettiğinin altını çizen Prof. Dr. Aybar, "Bu kapasite inşası başta güvenlik olmak üzere, siyaset, iktisat, eğitim, bilişim, iletişim, sanat, arkeoloji, şehir planlama, enerji ve toplumda kadının konumu alanlarını kapsıyor. Güvenlik alanında süregelen meydan okumaların, başta toplumsal organizasyonda önem arz eden kabile ve tarikat bağlantıları üzerinden tehdit ediliyor olmasının mutlaka aşılması gerekiyor. Türkiye burada geleneksel sömürü aracı olarak canlı tutulan kabile yapılanmalarını devre dışına taşıyabilecek bir irade ile hareket etmenin, Libya'nın normalleşmesine sağlanabilecek en büyük katkının bu olacağının bilinciyle hareket etme durumunda. Bu bağlamda İstanbul Aydın Üniversitesi, başlattığımız webinar serisiyle çatışma sonrası normalleşme süreci içindeki Libya'nın yeniden inşasında, Türkiye'nin açık ve net tavır sergilemesinde, kendi payına düşeni yapmayı amaçlıyor" ifadelerini kullandı.
ÇATIŞMALAR KONTROLDEN ÇIKAR MI?
Libya'da ibrenin Hafter'den Serraj'a dönmesinin ardından, çatışmaların, uluslararası bir boyuta taşınarak Mısır, Tunus, Cezayir; güneyden ise Fransa öncülüğündeki Çad ve Nijer gibi ülkelerin de karışmasıyla uluslararası bir boyuta taşınarak kontrolden çıkmasından korkulduğunu kaydeden Prof. Dr. Aybar, "Bu 'en kötü senaryo'nun gerçekleşmeyerek Libya'da farklı bir gerçekliğin oluşması perspektifinin oluşmaya başladığını göz önünde bulundurduğumuzda, karşılaşılan ana meydan okumanın bir yeniden inşa süreci olacağı açık. Buradaki temel soru, köklü travmalardan geçmiş bir toplumda çatışma sonrası süreç ne tür girişimleri gerektiriyor sorusudur. Bu sorunun cevabının verilmesi başta toplumsal, kurumsal ve insani kapasite inşasının yönelimlerinin ne olacağını tespit etmekten geçiyor. Sürecin sonlanmasından sonra girecek siyaset, diplomasi ve ekonomi alanının rasyonel bir zemine taşınması çabalarına şahit olacağımız günlerin yakın olduğunu düşünüyorum. Söz konusu webinar'lar da bu sürece yönelik düzenleniyor" diyerek sözlerini tamamladı.