Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Kıvanç El: Basın İlan Kurumu Bir Sansür Kurumudur

Haber: TAMER ARDA ERŞİN / Kamera: MEHMET MEHMETLİOĞLU

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Kıvanç El, CHP'nin Marmaris'te düzenlediği Yerel Medya Çalıştayı'nda; "Basın İlan Kurumu bir sansür kurumudur. Siz günlük 500 bin tık alın, Basın İlan Kurumu size o yardımı vermek istemiyorsa; siz onu kaşıyorsanız, siz onu rahatsız ediyorsanız, onu yine size vermeyecek. Basın İlan Kurumu, haber yapmamızı istemiyor ki bizim. Basın İlan Kurumu bir şart koymuş, günlük şu kadar tık alın, aman sıkıntılı alanlara girmeyin… Böyle bir dünya yok. Öncelikle gazeteciliği konuşmamız lazım" dedi.

CHP, Marmaris Belediyesi ve basın meslek örgütlerinin iş birliği ile Muğla'nın Marmaris ilçesinde otelde düzenlenen "Anadolu Buluşmaları Yerel Medya Çalıştayı 2023" bugün başladı.

Çalıştaya Türkiye'nin dört bir yanından 300'e yakın basın mensubunun yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, CHP Genel Başkan Yardımcısı Semra Dinçer, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, eski CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün,  Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, RTÜK üyeleri İlhan Taşcı ve Tuncay Keser,  CHP Muğla İl Başkanı Zekican Balcı, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Kıvanç El, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Cem Kaytan, Küresel Gazeteciler Konseyi Genel Başkan Yardımcısı Hüsniye Karakoyun katıldı.

Çalıştayın "Basın Özgürlüğünün Önündeki İki Engel: Sansür-Otosansür" başlığındaki oturumunda konuşan Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Kıvanç El, şunları söyledi:

"Burada şöyle bir tablo çıktı. Biz her şeyi konuştuk ama gazeteciliği konuşmadık. Çok güzel trafikler oluyor: Çok güzel sitelerimizde tık alalım, tamam. Kimle alacağız bunu? Bugün en büyük internet sitelerinde 2 gazeteci 20 tane editör. Editörle mi tık alacağız, alırız. Çok güzel alırız. Gazetecilik nerede? Evet, çok güzel başlıklar, haberi satan başlık. Haberi satan başlık değildir, haberi satan haberdir. Nerede haber yapıyor? Gazetecisiz gazeteler, internet siteleri, televizyonlar, gazetecisiz gazete var.

Benim anladığım konuşmalardan, Basın İlan Kurumu çok güzel bir kurummuş. E biz de o sisteme uyum sağlayalım. Hayır. Basın İlan Kurumu bir sansür kurumudur. Siz günlük 500 bin tık alın, Basın İlan Kurumu size o yardımı vermek istemiyorsa, siz onu kaşıyorsanız, siz onu rahatsız ediyorsanız, onu yine size vermeyecek. Basın İlan Kurumu, haber yapmamızı istemiyor ki bizim. Basın İlan Kurumu bir şart koymuş, günlük şu kadar tık alın, aman sıkıntılı alanlara girmeyin… Böyle bir dünya yok. Öncelikle gazeteciliği konuşmamız lazım.

Önceliğimiz gazetecilik. Haberimizi yaptıktan sonra, mesleğimizi yapabildikten sonra; Basın İlan Kurumu'ndan gelecek şeylere…

Sansür ve otosansür… Otosansür bir sonuç. Sansür varsa otosansür de vardır. Mesleğimiz öyle bir boyuta geldi ki… Biz sansürlendiğimiz zaman kamu çıkarı sansürlenmiş oluyor. Sansürün sonucu da doğal otosansür süreçleri.

Sansür Yasası… Bu yasanın dışında bir genelgeye dikkat çekmek istiyorum. Cumhurbaşkanlığı genelgesi. Milli manevi değerler, ahlaki değerler üzerine bir genelge. Bu genelgenin somut sonucu, bir RTÜK açıklaması. 'Ahlaki, milli, manevi değerler üzerinden…' Bu hemen belli kesimlerce kabul edildi. "Biz şunu sorduk, nedir bu ahlaki değer? Kimin ahlaki değeri? Ayşe hanımın ahlakı mı, Mahmut beyin ahlakı mı? Bu ahlak değerini kim belirliyor? Bu soruya hiçbir zaman yanıt bulamadık. İnternet kanunu çıkarken, iktidar 'bunu çocuk pornosuna karşı çıkartıyoruz' dedi. O yasadan sonra yolsuzluk haberlerine erişim yasakları konuldu. Aynı durum bugün yine var…

Çuvaldızı kendimize batırmamız gerek. Otosansürü o kadar çok kabullendik ki, daha klavyenin başına oturur oturmaz, 'zaten bu haber bir şekilde engellenir' mantığı ile masaya oturuyor. Özellikle genç gazetecilerde… Gazetecilik her zaman kazanır. Gazetecilik yapmak zorundayız."