Bozdağ, Aa Editör Masası'nda
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, anayasa değişikliği teklifine ilişkin, "Cumhurbaşkanını halk seçecek, hükümeti halk kuracak sandıkta, bizim getirdiğimiz sistemin özü bu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, anayasa değişikliği teklifine ilişkin, "Cumhurbaşkanını halk seçecek, hükümeti halk kuracak sandıkta, bizim getirdiğimiz sistemin özü bu. Bunda cumhuriyete aykırı ne var? Cumhuriyetin özü esasında devleti yönetenlerin veraset yoluyla belinlenmesi değildir, halk iradesiyle belirlenmesidir. Şimdi biz tam da cumhuriyetin kavramsal tanımındakinin gereğini yapıyoruz." dedi.
Bozdağ, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Milletin rejim konusundaki hassasiyetini istismar etmek isteyenlerin, hükümet değişikliğini rejim değişikliği gibi takdim ettiğini belirten Bozdağ, bunun, anayasa değişikliği teklifine dönük büyük bir iftira olduğunu, milletin bunu yakından gördüğünü söyledi.
Bakan Bozdağ, bunun hükümet sistemi değişikliği olduğunun altını çizerek, "Cumhurbaşkanını halk seçecek, hükümeti halk kuracak sandıkta, bizim getirdiğimiz sistemin özü bu. Bunda cumhuriyete aykırı ne var? Cumhuriyetin özü esasında devleti yönetenlerin veraset yoluyla belinlenmesi değildir, halk iradesiyle belirlenmesidir. Şimdi biz tam da cumhuriyetin kavramsal tanımındakinin gereğini yapıyoruz." diye konuştu.
CHP'nin, anayasa değişikliğinin parlamentodan geçeceğini gördüğünü ve bunu engelleyemeyeceğini anladığını, "Acaba biz, vatandaşımızın cumhuriyete olan bağlılığını kullanarak halkın bu değişikliğe evet demesinin önüne geçebilir miyiz?" düşüncesiyle büyük bir algı operasyonu içerisine girdiğine değinen Bozdağ, Genel Kuruldaki konuşmaların da bunu açıkça gösterdiğini bildirdi.
CHP'nin değişikliği, "rejim değişikliği", "tek adamlık", "diktatörlük" gibi göstermeye çalıştığına işaret eden Bozdağ, bunun, değişikliği düşürmek için bilinçli bir şekilde yapıldığını söyledi.
"Onlar, 'Bu sistem geldiğinde belki biz bir daha iktidar olma umudunu kaybederiz.' diye düşünüyor olabilirler." diyen Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Ben diyorum ki CHP'lilere, CHP'nin esasında parlamenter sistemde iktidara gelme şansı yok. Gerçekten yok. Bu sistem gitsin, CHP muhalefet olmaya devam edecektir, iktidar olamaz. Parlamenter sistemde, bütün seçimlerde görüyoruz, seçmen kitlenmiş yüzde 25-26'ya. Sayın Baykal gitti, Kılıçdaroğlu geldi ne değişti? Bir şey değişmedi. Şimdi buraya kitlenmiş, aynı seçmen tabakası orada değişmiyor, yenilerini katamıyor. Şimdi öyle olunca diyor ki 'Ben bu kadar oy alırsam, koalisyon yoluyla iktidar olma umudum var. Onun için sistem değişmesin.' Ben de tam tersini söylüyorum, diyorum ki parlamenter sistemde CHP'nin koalisyona girme şansı çok zayıf, yok demiyorum. Tek başına iktidar olma şansı ise sıfır. Ama cumhurbaşkanlığı sisteminde CHP'nin Türkiye'yi yönetme yetkisini elde etme ihtimali var. Neden var? Sağdan diyelim bir cumhurbaşkanı adayı gösterildi, kazandı ama başarısız oldu. Şimdi değiştirdiler adayı, ikinci dönem bir tane daha geldi, o da başarısız oldu. Bu arada CHP, milletin değerleriyle barışık, sadece CHP'lilerin ayakta kendinden geçmişçesine alkışladığı biri değil de sağdakilerin de alkışlayabileceği bir ismi aday gösterdi. O zaman CHP'nin gösterdiği bir adayın Türkiye'de cumhurbaşkanı seçilebilme ihtimali yüksek."
Bozdağ, CHP'nin Hatay Belediye Başkanlığını kazandığını hatırlatarak, "CHP'nin, marjinal fikirleri savunan, milletin değerlerini, milleti aşağılayan, milletin inançlarıyla kavga eden birini değil de milletin değerlerine, millete saygı duyan, milletle bütünleşebilen, bütünleşme özellikleri olan güçlü birini aday gösterdiği zaman, bugünkü sistemden daha fazla yürütme yetkisini kullanabilme yetkisini halktan alma şansı vardır. Ben onun için onlara diyorum ki 'Sizin iktidar yolunuzu biz açıyoruz, gelin siz de evet deyin.' Ama onlar kendilerine inanmadıkları için buna karşı çıkıyorlar." ifadesini kullandı.
-"Partili olmayan cumhurbaşkanı var mı"
Bozdağ, "Cumhurbaşkanının bir parti üyesi olması, tarafsızlığına gölge düşürür mü? Cumhurbaşkanı, parti üyesi olmasının yanı sıra aynı zamanda genel başkanlık görevini de ifa edebilir mi?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Bugün, 'Cumhurbaşkanı partili olursa tarafsız görev yapamaz.' diyenler, yine büyük bir abartı, çarpıtma yapıyorlar. Neden? Belediye meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri, belediye başkanları, milletvekilleri, bakanlar, başbakan, meclis başkanı partili mi? Partili. Peki bunlar, herkesin belediye meclis üyesi, il genel meclis üyesi oluyorlar, herkesin belediye başkanı oluyorlar, 80 milyonu temsil eden milletvekili oluyorlar, herkesin bakanı, başbakanı, meclis başkanı oluyorlar, görevlerini tarafsız yapabiliyorlar, biz tarafsız yaptıklarını kabul ediyoruz ama ' Türkiye'nin cumhurbaşkanı partili olursa, görevini tarafsız yapamaz.' diyoruz. Bu büyük bir çelişki değil midir? Eğer partiyle ilişkisi kesilecekse, o zaman başbakanın da meclis başkanının da bakanların da kesmemiz lazım. Bu esasında siyasetin her işi kötü yapacağı konusundaki bir yanlış kabulün dışa vurumundan başka bir şey değildir. Bazılarında öyle bir anlayış var, 'Bu işe aman siyasileri karıştırmayalım, yanlış yapar, bu işe siyaset bulaşırsa berbat olur, kurullar kuralım, yetkileri siyasilerden alalım, o kurullara aktaralım, yönetimi kurullar, başka organlar yapsın ama milletin temsilcileri bunu yapmasın.' Bu, siyaseti küçümseyen, millete hor bakan bir anlayışın yansımasıdır. O zaman CHP'nin de siyaset yapmaması lazım çünkü onlar da siyaset yapıyorlar."
"Cumhurbaşkanları içerisinde partili olmayan cumhurbaşkanı var mı? diye soran Bozdağ, "Atatürk milletvekili, partili, aynı zamanda cumhurbaşkanı. İnönü milletvekili, partili, aynı zamanda genel başkan ve cumhurbaşkanı. Bayar partili, milletvekili, cumhurbaşkanı. 1960'dan sonra bu değişiyor. Niye 60 darbesinden sonra bu değişiyor? 60 darbesini yapanlar, çok net söylüyorum, CHP'nin parti kongresinde aldıkları kararları 61 Anayasası'na dönüştüren adamlar ve CHP zihniyetinin farklı benimseyicileri." dedi.
-"İktidarı kontrol eden bir vesayet makamı"
Bozdağ, CHP'nin halktan tek başına iktidar yetkisini alma şansının gözükmemesi nedeniyle 1960'da "Öyle bir sistem kuralım ki halk sandıkta iktidarı kime verirse versin, o iktidarı kontrol etme yetkisi bizim adamlarda olsun." düşüncesiyle hareket ettiğini söyledi.
Bakan Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Onun için cumhurbaşkanlığı, 1961 Anayasası'yla iktidarları kontrol eden bir vesayet makamına dönüştürülmüştür. Şu anda Türkiye seçime gidiyor, parlamenter sistemde başbakan kim olacak belli değil. Sadece Anayasa, 'Milletvekillerinden başbakan olur.' diyor. 'En çok oyu alan veya en çok milletvekili çıkaran partinin genel başkanı milletvekili ise başbakan atanır.' demiyor. 'Cumhurbaşkanı milletvekillerinden birini atar.' Kimi atar? Yukarıya bırakıyor. Nitekim merhum Demirel, merhum Erbakan'ın istifası üzerine hükümeti atama yetkisini Sayın Yalım Erez'e verdi. Yalım Erez'in kendi oyundan başka oyu yoktu. Neden? Zamana ihtiyaç vardı yeni bir hükümet oluşumu için. Sonra arkada kulisler yapıldı, yeni hükümet oluşturacak bir yapı ortaya çıkınca da hükümeti götürdü ona verdi. Bakanları, başbakan teklif eder, cumhurbaşkanı onaylar veya azledecek başbakan, cumhurbaşkanının onayıyla azleder. Cumhurbaşkanının istemediği birini bakan yapamaz, cumhurbaşkanının istediği birini de bakanlıktan, başbakanın alma imkanı yok. Şu anda anayasadaki mevcut hükümler, anayasada var bunlar. Kavga sebeplerinden birisi de buradan çıkıyor."
"Şimdi bugün başbakan bir valiyi, cumhurbaşkanının imzası olmadan atayabiliyor mu? Atayamıyor." diyen Bozdağ, "Otomatikman sistemi cumhurbaşkanı marifetiyle kontrol edebilmenin yolunu seçmişler ve hep Cemal Gürsel, Bülent Ulusu, Kenan Evren gibi birilerinin cumhurbaşkanı olacağını planlayarak bunu yapıyorlar. Şimdi Tayyip Bey Cumhurbaşkanı, onlar bunu geçici bir ara dönem gibi görüyorlar ama bir zaman sonra yeniden eski yapıya gelebilir. 1982 Anayasası'nda tahkim etmiş cumhurbaşkanlığı vesayet makamını. Yani halktan alamadıkları iktidarı cumhurbaşkanı üzerinden kullanma iradesini yansıtıyordu." görüşüne yer verdi.
"Kendimizi aldatmanın anlamı yok"
Bakan Bozdağ, değişiklikle cumhurbaşkanının, irade ve yetkiyi halktan alacağını, doğrudan yürütme yetkisini kullanacağını belirterek, şunları ifade etti:
"Cumhurbaşkanının üzerinde bir vesayet organı olmayacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Bey, AK Parti'yi kurdu mu? Kurdu. İktidara taşıdı mı? Taşıdı. Yüzde 50 yaptı mı? Yaptı. Şimdi Cumhurbaşkanı seçildi, kağıt üzerinde 'Partisiyle ilişkisi kesilir.' denince, Tayyip Bey'in bütün zihin kodları resetleniyor mu, sıfırlanıyor mu? Yani Tayyip Erdoğan, siyasi görüşü olmayan bir kişi haline mi geliyor cumhurbaşkanı olunca? Daha önce Sayın Demirel, Doğru Yol Partisi'ni kurmuş, iktidara taşımış, ondan sonra cumhurbaşkanı olmuş. Cumhurbaşkanı olunca Sayın Demirel'in birden Doğru Yol Partisi ile gönül bağının, fikri bağının, her şeyinin koptuğunu kabul edebilir miyiz? 'Kağıt üzerinde siliniyor ama gerçekte de silindi.' Olabilir mi? Sayın Özal parti kurmuş, iktidara taşımış, başbakanlık yapmış, genel başkanlık yapmış, cumhurbaşkanı olunca 'Sen partisizsin' demek, uygulanması mümkün olmayan bir şeyi uygulamak anlamına gelir. Bunun neticesi olur mu? Özal partili birisi, kağıt üzerinde çıkarıyorsunuz ama zihninden, kalbinden partisini silmek imkanı var mı?"
Bozdağ, Ahmet Necdet Sezer'in Anayasa Mahkemesi Başkanıyken Cumhurbaşkanı seçildiğini anımsattı. Bozdağ, "Herkes Sayın Sezer'in siyasi görüşünü gayet iyi biliyor. Onun için kağıt üzerinde böyle yazması ayrı bir şey, gerçek ayrı bir şey. Şu anda gerçeğe baktığımız zaman, kağıt üzerinde partisiz olan cumhurbaşkanları, gerçek anlamda partililer. Bunu değiştirmenin, kendi kendimizi aldatmanın da bir anlamı yok. Belediye başkanının, milletvekilinin, bakanın, başbakanın partili olduğu halde tarafsız görev yapacağına inanıp, cumhurbaşkanının tarafsız görev yapacağına inanmamak gerçekten büyük bir çifte standarttır. Halkın iradesiyle iktidar olan birisi, halkın cumhurbaşkanı olacaktır zaten." dedi.
"Tarafsızlığa engel değil"
Bozdağ, cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğinin bulunmasının, tarafsız görev yapmasına engel olmayacağına dikkati çekti.
"Bu düzenleme hemen mi hayata geçecek?" sorusu üzerine Bozdağ, partili cumhurbaşkanlığı düzenlemesinin referandumdan sonuç alınır alınmaz yürürlüğe gireceğini bildirdi.
Anayasa değişikliği teklifinin, cumhurbaşkanına partiye üye olma, partiye üye olmama veya partiye genel başkan olma imkanlarının tümünü verip vermediği sorusuna Bakan Bozdağ, "Tabii, bu imkanların hepsi var" yanıtını verdi.
(Sürecek)