BBP Genel Başkanı Destici: "Teröre çeşitli yollarla destek sağlayanlar milletimizin, ülkemizin,...
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, teröre çeşitli yollarla destek sağlayanların milletin, ülkenin, devletin düşmanları olduğunu belirterek, "Sınır ötesinde devam eden Pençe-Kartal Operasyonları, tamamen aziz devletimizin hudutlarının korunması ve terör unsurlarının etkisiz hale getirilmesi...
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, teröre çeşitli yollarla destek sağlayanların milletin, ülkenin, devletin düşmanları olduğunu belirterek, "Sınır ötesinde devam eden Pençe- Kartal Operasyonları, tamamen aziz devletimizin hudutlarının korunması ve terör unsurlarının etkisiz hale getirilmesi amacıyla meşru müdafaa hakkı kapsamında sürdürülmektedir. Terörle mücadele etmek, ülkesini, sınırlarını, milletini korumak, güvenlik güçlerimizin asli görevidir" dedi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Destici, Bursa Kestel ve İstanbul'da sele kapılarak hayatını kaybeden vatandaşların ailelerine baş sağlığı diledi. Doğanın korunmak mecburiyetinde olduğunu dile getiren Destici, "Doğa zaten bir şekilde ve bir zamanda ondan kopardıklarımızı geri alıyor, geri alacak. Doğayla, çevreyle ilgili neden olduğumuz tahribatlarla, aslında, insana, insanlığa ve gelecek nesillere zarar veriyoruz" şeklinde konuştu.
"Teröre çeşitli yollarla destek sağlayanlar milletimizin, ülkemizin, devletimizin düşmanlarıdır"
17 Haziran Çarşamba günü Şırnak'ın Cudi Dağı bölgesinde yol yapımı sırasında teröristlerin döşediği mayının infilak etmesi sonucu 4 işçinin şehit olduğunu hatırlatan Destici, "Ülkemizde benzerleri sayısız kez gördüğümüz bu hadise, tek başına, Türkiye'nin terörle mücadelesinin haklılığının delilidir. Artık sayısı on binlerle ifade edilebilen cinayetlere olduğu gibi 4 masum vatandaşımızın katledilmesine de sessiz kalanlar, mazlumların değil katillerinin haklarını koruma derdine düşenler, teröre çeşitli yollarla destek sağlayanlar milletimizin, ülkemizin, devletimizin düşmanlarıdır. Pençe Kaplan Harekatı esnasında teröristlerle yaşanan çatışmalar sonucu şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Ömer Kahya, Piyade Uzman Onbaşı Ertuğrul Köse ve bugün de Hakkari Yüksekova'da şehit olan Recep Durak kardeşlerimizi de rahmetle anıyor, ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve milletimize baş sağlığı diliyorum" ifadelerini kullandı.
"Terörle mücadele etmek, ülkesinin sınırlarını ve milletini korumak, güvenlik güçlerimizin asli görevidir"
Hava Kuvvetleri'nin 15 Haziran'da Irak'ın kuzeyinde PKK kamplarına "Pençe-Kartal Operasyonu" adıyla hava harekatı başlattığını hatırlatan Destici, "Bu kapsamda Sincar, Kandil, Darabi, Karaçok Dağı, Avaşin-Basyan ve Zap bölgelerinde Hava Kuvvetlerimiz operasyon boyunca 81 PKK hedefinin imha etti. Yine bildiğiniz üzere uzun bir süredir İçişleri Bakanlığımıza bağlı Jandarmamız, bilhassa sınırın bizim tarafımızda çok başarılı operasyonlara imza atmıştı. Terör örgütü PKK son dönemde sınır bölgemizde karakol ve üs bölgelerine yönelik taciz ve saldırı teşebbüslerini arttırmıştı. Türkiye-Irak sınırının Türkiye tarafına sızan teröristler sivillere yönelik de eylemlerde bulunmuştu. 28 Mayıs 2019 yılından beri kararlılıkla sınır ötesinde devam eden Pençe Operasyonları, tamamen aziz devletimizin hudutlarının korunması ve terör unsurlarının etkisiz hale getirilmesi amacıyla meşru müdafaa hakkı kapsamında sürdürülmektedir. Terörle mücadele etmek, ülkesini, sınırlarını, milletini korumak, güvenlik güçlerimizin asli görevidir" diye konuştu.
"Bu bir demokrasi yürüyüşü değildir"
HDP'nin vekilliği düşürülen milletvekilleri için yürüyüş yapma hazırlığında olduğuna değinen Destici, "Bu yürüyüş bir provokasyon ve bu provokasyondan bir mağdur üretme gayretidir. Ortada bir mağdur filan yoktur. Gerçek mağdur, terör örgütünün ölümüne sebep olduğu 40 bin kişidir. Mağdur, teröre on binlerce insanını ve 1,5 trilyon dolar feda eden Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bu bir demokrasi yürüyüşü değildir. PKK'ya, teröre, 15 yaşındaki Eren Bülbül'ün, Aybüke öğretmenin, binlerce şehidimizin katillerine saygı yürüyüşüdür. Bu yürüyüş, tek başına suça, suçluya, teröre kurumsal desteğin delilidir. İhanet ve cinayet kelimelerinin yerine ne koyarsanız koyun, hiçbir şey yaşananların ihanet ve cinayet olduğu gerçeğini değiştirmez. Türkiye'nin terörle mücadelesini uluslararası alanda haksız duruma düşürmeye çalışanların, bu tip gerekçeleri provokasyon malzemesi yapmaya çalışmalarına asla izin verilmemelidir" dedi.
"Kabul etmeliyiz ki pek çok baro ve meslek odası uzun yıllar kolay organize olabilen marjinal gruplar tarafından yönetildi"
Baro ve meslek odalarının zaman zaman asli görevleri olan mesleki standartlarını yükseltmek ve hizmet kalitesini artırmak yerine günlük politik çekişmelere taraf olduğunu dile getiren Destici, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Meslek kuruluşlarının politikayla iç içe olma çabaları, kendi görev alanlarıyla ilgili, üyelerine kendilerinden beklenen katkıyı yapamamalarına, o meslek gruplarından hizmet alanlar ve üyelerinin büyük bir çoğunluğu için genel bir memnuniyetsizliğe sebep oluyor. Her fırsatta dahil olmaya çalıştıkları siyasete ise başka işlerle uğraşırken, barolarda başarısız oldukları için giremiyorlar. Kabul etmeliyiz ki pek çok baro ve meslek odası uzun yıllar, kolay organize olabilen marjinal gruplar tarafından yönetildi. Bu gruplar, bu kuruluşları kendi ideolojik hedefleri doğrultusunda kullandılar; barolar ve meslek kuruluşlarınım önemli bir kısmının, temsil ettikleri üyeler ve ileri taşımakla görevli oldukları meslek alanlarıyla ilgileri tek bağları, büyük bir titizlikle tahsil ettikleri aidatlar ve kongreden kongreye yapılan delege hesapları oldu. Bu soruna artık köklü ve kalıcı bir çözüm bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Bu kapsamda, birden fazla baro ya da meslek odası yerine, öncelikli olarak nispi temsilin esas alındığı bir seçim metoduyla, mümkün olan en geniş katılımla oluşan ve tüm kesimlerin temsil edildiği baro ve meslek odalarını tercih ettiğimiz tekrarlamak istiyorum. Bu konuda baroların henüz Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülecek teklifler şekillenmeden gösterdikleri tepkiyi de yersiz ve abartılı bulduğumu ifade etmek istiyorum."
"27 Mayıs'ın neden olduğu haksızlıkların ve mağduriyetlerin giderilmesi ile ilgili yapılan çalışmayı destekliyoruz"
27 Mayıs darbesinin pek çok yönden, ilk gününden itibaren bir utanç sayfası olduğunu belirten Destici, "Çoğu İstiklal Savaşımızın gazileri, kahramanları olan Türkiye Cumhuriyeti'nin seçilmiş yöneticilerine en korkunç, en iğrenç suçları işlemiş kişilere bile uygulansa hiç kimsenin vicdanının kaldırmayacağı muameleler yapıldı. Mensup olduğumuz dinin, milletimizin geleneklerinin, geçmişten bugüne toplumların kabul ettiği ahlak kurallarının ve evrensel hukuk kurallarının hiçbiri ve hiçbir yönüyle bağdaştırılamayacak bir mahkeme süreci ve yargılamayla Yassıada Mahkemeleri, 15 idam, 31 müebbet ve 418 kişiye çeşitli hapis cezaları verdi. İdam cezalarının üçü infaz edildi. Çok sayıda insanımız, takip, gözaltı, sorgu ve cezaevi süreçlerinde sağlıklarını ve hayatlarını kaybetti. 27 Mayıs'ın neden olduğu haksızlıkların ve mağduriyetlerin giderilmesi ile ilgili yapılan çalışmayı kaybedilenlerin geri gelmeyeceği ve çok geç kalındığını belirterek destekliyoruz" şeklinde konuştu. - ANKARA