Haberler

Başbuğ: Genelkurmay Asla Yalan Söylemez

Başbuğ: Genelkurmay Asla Yalan Söylemez
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

"Balyoz Planı" davasında tanık olarak dinlenilen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığının raporlarına şüpheyle bakılmasının kendilerini üzdüğünü belirtti.

"İrtica ile Mücadele Eylem Planı" davası kapsamında tutuklu bulunan ve "Balyoz Planı" davasında tanık olarak dinlenilen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığının raporlarına şüpheyle bakılmasının kendilerini üzdüğünü belirterek, "Genelkurmay Başkanlığı hiçbir zaman yalan söylemez. Eksik bilgi veya yanlış bilgi olabilir ama asla yalan söylemez" dedi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada dinlenen Başbuğ, plan seminerinin hazırlığının yapıldığı ve icra edildiği dönemde Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları hatırlatarak, 2002'nin Aralık ayında ABD'nin Irak'a müdahale çalışmalarının olduğunu, sadece TSK'nın değil, Türkiye'nin bu konuya yoğunlaştığını anlattı.

O dönemde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı görevinde olan Başbuğ, Irak konusunda Kara Kuvvetleri Komutanlığı olarak ABD ile Ankara arasında yürütülen ikili görüşmelere katıldıklarını, yoğun çalışmalar içinde bulunduklarını, bunların Türkiye'nin hayati konuları olduğunu kaydetti.

Genelkurmay Başkanlığının verdiği "Kuvvet 2010" çalışmasının, bugünlerin Türk Silahlı Kuvvetlerinin nasıl olması gerektiğini anlattığını belirten Başbuğ, bunun iç ve dış tehditte oluşabilecek çalışmaları kapsadığını söyledi.

Başbuğ, dava konusu seminerin üzerinden 9 yıl geçtiğini, yazılı belgeler olmadan net olarak yanıt vermenin mümkün olmadığını ifade etti.

Kurmay başkanının karargahın amiri olduğunu, gerek ast, gerek üst makamlarla olan konularda komutan adına hareket ettiğini dile getiren Başbuğ, "1. Ordu Komutanlığının icra ettiği plan semineri, Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığının tatbikat programları gereğidir. Bu nedenle 1. Ordu Komutanlığı planlanan tatbikatla ilgili planlama çalışmalarına başlamıştır. Bundan sonra bütün planlama, icra makamı olan 1. Ordu'ya aittir. 1. Ordu Komutanlığının çalışmalarını 12 Aralık 2002'de ilgili makamlara gönderdiğini biliyoruz. Bu yazı Kara Kuvvetleri Komutanlığına geldikten sonra Harekat Başkanlığı koordinatörlüğünde yazının incelemesi yapıldı. Oynanması planlanan seminerin OEYTS'ye dayandırıldığı görülmektedir" diye konuştu.

OEYTS'nin açıklamasını yapan Başbuğ, TSK için 2003 yılında geçerli olanın 2000 tarihli Türk Askeri Milli Strateji dokümanı olduğunu anlatarak, ifadesini şöyle sürdürdü:

"1. Ordu Komutanlığının icra etmiş olduğu seminer, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığının tatbikat programının bir gereğidir. 1. Ordu Komutanlığı seminere ilişkin planla ilgili 12 Aralık 2002'de Kara Kuvvetleri Komutanlığına yazı yazarak bilgi vermiştir. Sonra da buna mukabil 3 Ocak 2003'te mesaj emri çektik. (Mesajda) 'Plan seminerini öyle oynayın ki, amacına daha uygun olmalı' denildi. Mesaj emrinin birinci maddesinde '1. Ordu'nun öngördüğü OEYTS'yi Kara Kuvvetleri reddediyor' deniliyor. 'Oynamayacaksın dedi' deniliyor. Hayır, yok öyle bir durum. Sadece 'OEYTS'yi modifiye edin, bazı maddelerini tadil edin' deniliyor. Mesaj emri OEYTS'yi reddetmemektedir. 'Oynamayın' denilmesi başta bahsettiğim kurallara karşı ters düşer. Ama 'ilerde OEYTS'yi modifiye ederek oynayabilirsin' deniliyor. 'Modifiye ettikten sonra da oynayacağın tarihi bildir' deniliyor."

Tanık Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığının raporlarına şüpheyle bakılmasının kendilerini üzdüğünü söyledi.

"Genelkurmay Başkanlığı hiçbir zaman yalan söylemez. Eksik bilgi veya yanlış bilgi olabilir ama asla yalan söylemez" diyen Başbuğ, seminer evraklarının da 5 yıl sonra emir gereği güvenlik nedeniyle imha edildiğini ifade etti. Başbuğ, seminer düzenlendikten sonra gözlemci heyetinin söz konusu tatbikatlarda en ufak bir olağan dışılık görürse kendilerine rapor edeceğini söyledi.

Tatbikattan sonra seminere katılan gözlemcilerin komuta katına sözlü ya da yazılı bir bilgi sunduklarını hatırlamadığını kaydeden Başbuğ, şunları anlattı:

"(Seminerde) eğer sıra dışı olağanüstü bir durum olsa mutlaka bize anlatırlardı. Bugün burada hatırlamamamız söz konusu olamazdı. Prensip olarak tatbikattan sonra sonuç raporunun komuta katına sunulması gerekir. Bugün net olarak bize sunulduğunu hatırlamıyorum. Eğer sunulmuş olsaydı ve gözlemciler tarafından olağanüstü durum belirtilseydi, bunu unutmamız söz konusu olmazdı."

"Suç Unsuru Varsa Bize Sormanız Lazım"

Başbuğ, dava konusu planların ortaya çıkmasından sonra gizliliklerinin ortadan kalktığını belirterek, şöyle devam etti:

"Kimse merak etmesin planları değiştirdik. Senaryonun içeriğinde eğer bir suç unsuru varsa bize sormanız lazım. 'Neden oynanmasına müsaade ettiniz-' diye sormalısınız.

1. Ordu, bizim mesaj emrimizden sonra çalışmalarına devam ediyor. Sonra 17 Ocak 2003'te Kara Kuvvetleri Komutanlığı 1. Ordu Komutanlığını ziyaret ediyor. 31 Ocak 2003'te de 1. Ordu Komutanlığı plan semineriyle ilgili yazısını yazıp gönderiyor. Bu yazı Genelkurmay Başkanlığı dahil 56 adrese gitmiştir. Bu yazıda OEYTS oynayacaklarını, alternatif planlara da bakılacağını söylüyorlar, ancak 2. maddesinde de Egemen Harekat Planı'nın öncelikli oynanacağı söyleniyor. Biz de bir boyutuyla Kara Kuvvetleri Komutanlığının isteklerini büyük ölçüde karşıladığını değerlendirdik. 31 Ocak 2003 tarihli yazıya uygun olarak icra edildiğini değerlendirdik."

CHP'li Milletvekili, Savcının Sorusuna Tepki Gösterince Uyarıldı

Savcı Savaş Kırbaş, seminere ilişkin tanık İlker Başbuğ'a soru sorduğu sırada sanık avukatları ve duruşmayı izlemeye gelen CHP Milletvekili Mahmut Tanal tepki gösterdi.

Söz almak isteyen Tanal'a Mahkeme Başkanı Ömer Diken, "Siz milletvekilisiniz, sizin burada bir müdahale ve söz hakkınız yoktur. Sizin burada oturmanıza kim izin verdi- Biz o bölümü tutuksuz sanıklara ayırmıştık" dedi.

Tanal, "Personelinize sorun" deyince Diken de "Milletvekili olduğunuz için size saygı gösterdik. Lütfen yerinize oturun. Biz Türk milleti adına yargılama yapıyoruz. Siz ise seçilmiş bir milletvekilisiniz. Sizin göreviniz yasamadır, bizimki de yargıdır" şeklinde konuştu.

Cumhuriyet Savcısı Kırbaş da "Nasıl olur da bir milletvekili benim soruma müdahale edebilir-" diye tepki gösterdi.

İlker Başbuğ'un, 3 Ocak 2003 tarihli mesaj emrine ilişkin yaptığı açıklamasını hatırlatan savcı Kırbaş, konuya daha fazla açıklık getirmesini istedi.

Başbuğ da "Bizim gönderdiğimiz 3 Ocak tarihli bu mesaj emrinin ardından 1. Ordu Komutanlığı da 30 Ocak tarihli bir yazı göndererek, 'Ben bu OEYTS'si oynayacağım. Ancak sizin istediğiniz Egemen Harekat Planını öncelikli olarak ele alacağım' diyor. Bu da Kara Kuvvetleri'nin isteklerini karşılıyordu. Bu nedenle itiraz etmedik" şeklinde açıklama yaptı.

Savcı Savaş Kırbaş'ın, "Bu durum emre itaatsizlik değil mi- Doğrudan verdiğiniz emrin tersine hareket edileceği anlaşılmıyor mu-" sorusuna Başbuğ, "O zaman Türkiye'nin içinde bulunduğu durum ve bizim yoğunluğumuzu bahsetmiştim. Bir yazı daha yazmamız gerekirdi, yazamadık. Ancak 1. Ordu'nun yazısına aksi bir cevap vermediğimize göre seminerin onların söyledikleri şekilde yapılmasını kabul ettiğimiz anlamına gelir. Askerler bunu anlar" ifadesini kullandı.

Kırbaş'ın, "Askerlikte böyle midir- Emir nasıl değiştirilir-" şeklindeki sorusu, birçok sanık ve sanık avukatı tarafından tepkiyle karşılandı. Sanık avukatlarından Şule Nazlıoğlu Erol, soruya itiraz etti. Savcı Kırbaş'ın "Siz biraz susun, her söylediğime atlıyorsunuz" demesi üzerine avukat Erol, bu sözlere de ayağa kalkarak tepki gösterdi. Savcı Kırbaş, "Oturun yerinize" dedi. Araya giren Mahkeme Başkanı Diken, "Karşılıklı konuşmayın, burayı mahkeme başkanı yönetir" diyerek tartışmayı sonlandırdı.

Duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, bazı sorularda Yunanistan karasularının 6 mil olduğuna değinilmesi üzerine, hukuk fakültesindeki uluslararası hukuk dersinde bunu gördüklerini belirterek, Yunan karasularının 6 mil olarak görülmesine ilişkin açıklamada bulundu.

Bunun üzerine Başbuğ, "Siz askerliği iyi yapmışsınız Sayın Başkan" deyince salonda gülüşmeler yaşandı.

Diken, Başbuğ'a Genelkurmay Başkanlığı yaptığı dönemi kapsayan göreviyle ilgili sorular yöneltilmesine izin vermedi.

Mesaj formuyla ilgili tanıkların dinlenildiğini belirten Diken, Başbuğ ve Levent Gözkaya'ya salondan ayrılabileceklerini ifade ederek, duruşmaya ara verdi.

- İSTANBUL

Kaynak: AA / Politika
İçişleri Bakanlığı tarafından Tunceli ve Ovacık Belediyelerine kayyum atandı

İçişleri Bakanlığı tarafından Tunceli ve Ovacık Belediyelerine kayyum atandı

Tunceli ve Ovacık belediye başkanlarının yerlerine gelen isimler ve kayyum gerekçeleri belli oldu

Kayyum gerekçeleri ve yerlerine gelen isimler belli oldu

Tunceli ve Ovacık Belediyesi'ne kayyum atanmasının ardından belediye önünde protestolar başladı

Kayyum kararının ardından belediye önünde protestolar başladı

Yenidoğan çetesinin yargılandığı davada 5. gün sona erdi! İşte tüm detaylar

Yenidoğan çetesinin yargılandığı davada 5. gün sona erdi! İşte tüm detaylar

title