Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 1992-2002 yılları arasında TİKA'nın Türk dünyasında yaptığı projelerin 2 bin 200 olduğunu ve bu kapsamda yaptığı harcamaların ise 52 milyon Türk lirası olduğunu belirterek, "2002'den günümüze yapılan toplam proje...
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 1992-2002 yılları arasında TİKA'nın Türk dünyasında yaptığı projelerin 2 bin 200 olduğunu ve bu kapsamda yaptığı harcamaların ise 52 milyon Türk lirası olduğunu belirterek, "2002'den günümüze yapılan toplam proje sayısı 6 bin 500'ü geçti, harcama miktarı ise 430 milyon Türk lirasıdır. Baktığınız zaman, çok büyük bir artışın olduğu, yani yaklaşık 8 katı geçen bir artış olduğu ortadır" dedi.
Erdemli Yöneticiler Akademisi (EYAD) tarafından Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın konuşmacı olarak katıldığı "Türk Dış Politikasında Kalkınma Yardımlarının Rolü" adlı söyleşi etkinliği gerçekleştirildi. Başbakan Yardımcısı Bozdağ, hükümetin dış politikada çok yönlü, dinamik, insan eksenli, eşitlikçi ve adil bir siyaset izlediğine dikkat çekerek, "Biliyorsunuz, devletler dış politika üretirken artık sadece Dışişleri Bakanlıkları aracılığıyla klasik yöntemlere başvurmamaktadırlar. Bugün, büyük devletler dış politika araçları olarak kalkınma yardımlarını, kültürel ve medya araçlarını daha fazla öne çıkarmaktadır. Ülkemizin de 1992 yılında kurulmuş ancak hükümetimiz dönemine kadar atıl durumda kalmış Türk İşbirliği Kalkınma Ajansı (TİKA) bugün Orta Asya'dan Balkanlara, Ortadoğu'dan Afrika'ya, Latin Amerika'ya ve hatta Kuzey Amerika'ya kadar birçok bölgede kalkınma yardımlarında bulunmaktadır.
Sizler de basından izlemişsinizdir. Ülkemiz son olarak TİKA aracılığıyla ABD'de Oregon eyaletindeki Kızılderililerin su ihtiyacı için 200 bin dolarlık yardımda bulundu" diye konuştu.
TİKA'nın 21'inci yılını şu anda yaşadığını belirten Bozdağ, Türkiye'nin dış politikasındaki en etkin, yumuşak güçlerinden bir tanesi olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:
"TİKA, dünyanın neresine giderseniz gidin orada Türkiye'nin ay yıldızlı bayrağını, Türkiye Cumhuriyeti devletinin adını ve Türk milletinin adını yükseklerde tutan ve insanların muhabbetine, saygısına olumlu anlamda katkı yapan, Türk dış politikasını güçlendiren önemli kurumlarımızdan bir tanesidir.
TİKA pek çok faaliyet yapıyor. İşte, Makedonya'da bir açılış sırasında çocuk annesine -gazeteler de yazdı- 'TİKA nedir?' diye sorduğunda kadın cevap veriyor: 'Okul yapar, yol yapar.' Ama çocuk soruyu çoğaltınca kadın 'TİKA Türkiye'dir.' diyor. Hakikaten TİKA Türkiye'dir ve her yerde ülkemizin adını ve bayrağını onurla, gururla, başarıyla temsil etmektedir."
Başbakan yardımcısı Bozdağ, kalkınma yardımları arasında TİKA'nın dünyada bir Türkiye modeli oluşturduğuna dikkat çekerek, "Bugün, OECD'nin DAC komitesi Türkiye'ye geldiğinde, bakan olduğum dönemde 2 defa geldi hem eski başkan hem yeni başkan, her 2 defasında da bir görüşme içerisinde defalarca Türkiye'nin OECD DAC üyeliğine davetini yinelediler ve bunun hem DAC'a hem de Türkiye'ye çok şey kazandıracağını ifade ettiler. Türkiye'nin pek çok kuruluşun, uluslararası örgütün kapısında yıllarca beklediğini düşünürsek OECD DAC üyeliğine alınmak için böylesi davet ortaya konulması esasında TİKA'nın ortaya koyduğu başarının, dünyada oluşturduğu yankının ve yansımanın bir sonucudur.
Bu yirmi bir yıllık sürenin on bir yılı bizim, tabii, iktidarlarımız döneminde geçmiştir. Baktığınız zaman, bu süre içerisinde TİKA pek çok projeyi hayata geçiriyor. 2012 yılında, TİKA'nın bin 879 tane proje gerçekleştirdiğini görüyoruz. Büyük bir rakam ama 1992 ile 2002 yılları arasında TİKA'nın faaliyet gösterdiği coğrafyada hayata geçirdiği proje sayısı 2 bin 241'dir; 2002 ile 2012 yılları arasında hayata geçirdiği proje sayısı ise 11 bin 447'dir. Bu büyük bir artış, büyük bir değişme, büyük bir gelişmedir" şeklinde konuştu.
TİKA'nın ortaya koyduğu projelerin dağılımına bakıldığı zaman; bu projelerin dengeli bir şekilde dağılmış projeler olduğunun görüleceğini söyleyen Bozdağ, şunları söyledi:
"Örneğin, 2012 yılında gerçekleştirilen bin 879 projenin önemli bir kısmı ortak tarihi ve kültürel geçmişi paylaştığımız Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve Orta Doğu bölgelerinde hayata geçirilmiştir. Bu projelerin 520'si Balkanlar ve Doğu Avrupa'da, 632'si Kafkaslar ve Orta Asya'da, 636'sı ise Orta Doğu ve Afrika'da yapılmıştır. Ayrıca TİKA, 71 STK ile iş birliği içerisinde de 146 projeyi 2012 yılında gerçekleştirmiştir.
OECD Kalkınma Yardımları Komitesi DAC'a üye ülkelerin yapmış olduğu kalkınma yardımları 2012 yılında yüzde 4 oranında azalmıştır. Resmi kalkınma yardımlarındaki bu düşüş 1997'den bugüne kadar görülmüş en yüksek düşüştür. 25 üyeli OECD Kalkınma Yardımları Komitesinin sadece 9 üye ülkesi yardımlarını artırmayı başarırken 16 üye ülkenin 2012 yılında yapmış olduğu resmi kalkınma yardımları ise azalmıştır. DAC üyesi ülkelerden 2012 yılında Sahra Altı Afrika ülkelerine yapılan ikili yardım yüzde 7,9; Afrika kıtasının geneline yapılan ikili yardım ise yüzde 9,9 oranında azalmıştır. En az gelişmiş ülkelere yapılan yardım ise yüzde 12,8 oranında azalmıştır.
Türkiye'nin 2012 yılı resmi kalkınma yardımları tam 2 milyar 533 milyon Amerikan dolarıdır, artış oranı yüzde 99,4'tür. İlk kez Türkiye 2 milyar dolar sınırını aşmıştır. 2012 yılı toplam kalkınma yardımları: Tabii bunun içerisinde özel sektörümüzün yaptığı yardımlar, sivil toplum örgütlerimizin yaptığı yardımlar var ki bunların miktarı 111,65 milyon dolar. Yani bunu topladığınızda 3 milyar 436 milyon ABD doları, Türkiye'nin hem şirketler hem STK'lar hem de devlet olarak yaptığı toplam kalkınma yardımıdır. DAC listesindeki 121 ülkeyle, DAC listesinde olmayan 41 ülke olmak üzere toplam 161 ülkeye Türkiye yardım eli uzatmıştır.
2012 yılında OECD DAC'a gönderilen veriler kapsamında Türkiye en fazla resmi insani yardım sağlayan 4'üncü ülke olmuştur. Söz konusu insani yardımların büyük bir bölümü 2012 yılında Suriye'de yaşanan karışıklıklar nedeniyle ülkemizde misafir edilen yaklaşık şu anda sayıları 200 bini aşan Türkiye'deki misafirlere yapılan yardımların da bu kapsamda olduğunu özellikle ifade etmek isterim."
TİKA'nın ayrıca yurt dışında bulunan ecdat yadigarı eserlerin restorasyonunda da büyük görevler ifa ettiğini kaydeden Bozdağ, şöyle devam etti:
"Nerede ecdadımızın bir izi, nerede bir eseri varsa o izin, o eserin takipçisi, onun yaşaması için elinden geleni yapan önemli bir kuruluşumuzdur.
Makedonya'da bulunan Kocacık köyündeki Ali Rıza Efendi Anı Evi'nin restorasyon projesi tamamlandı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün babasının doğduğu ve çocukluğunun geçtiği, yaşadığı ev şu anda ziyaretçilerini bekliyor. Resmi açılışını yapmadık ama gayriresmi açılışı yapılmış durumda.
Yine, Makedonya Manastır'da Askeri İdadinin de restorasyonu tamamlandı. Kosova'da Sinan Paşa Camisi'nin restorasyonu, Afganistan'da Bahaeddin Veled Medresesi restorasyonu projesi devam ediyor. Yine Afganistan'da, esasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatlarıyla o dönemde kurulmuş bulunan Doktor Rıfkı Kamil Urga Sanatoryumu Restorasyon Projesi de orada devam etmektedir. Cumhuriyet tarihinde Atatürk tarafından yaptırılan ilk teknik yardımdır esasında bu. Biz, şimdi hem bunun restorasyonunu yapıyoruz hem de oraya bir Atatürk Hastanesini yaparak bu tarihi yeni yüzyıla taşımanın çabası içerisindeyiz, Sağlık Bakanlığımızla beraber bu alanda da çalışmayı yapıyoruz.
Yine Türkmenistan'da Sultan Alparslan ve üç sahabenin türbesinin yeniden inşa edilmesiyle ilgili çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.
Pek çok yerde, hepsini şimdi uzun uzun sayıp vaktinizi almak istemem ama nerede ecdadımızın bir eseri, bir tarihi yapı varsa o tarihi yapıları ortaya çıkaran ve onları hayata geçiren ve yaşama döndüren adımları TİKA marifetiyle atıyoruz, ilgili ülke hükümetleriyle bu anlamda da çok güçlü iş birlikleri yapıyoruz, onlarla birlikte bunu yapıyoruz."
Sağlık alanında da TİKA'nın önemli çalışmalar yaptığını ifade eden Bozdağ, "Bulundukları yerlerde gerçekten marka hastaneler ortaya koydu. Sudan Nyala'da 150 yatak kapasiteli bir hastane tamamlandı, açılışını yapmadık, yapacağız. Somali Mogadişu'da 200 yatak kapasiteli bir başka hastane inşaatı bitmek üzere, önümüzdeki günlerde açacağız. Senegal Pikine'e Sosyal Pediatri Enstitüsü Kadın ve Çocuk Merkezi yapıldı. Yine Senegal'de Mediko-Sosyal Merkezi yapıldı. Moldova Gökoğuz Yeri Vulkaneşti Bölge Hastanesinin tadilatı, Pakistan'da Muzaffargarh'ta 50 yataklı Türk Dostluk Hastanesi, Filistin Tubas ve Gazze'de hastaneler, Afganistan Kabil'de Atatürk Çocuk Hastanesi, yine Afganistan Meymene Afgan-Türk Dostluk İl Hastanesi, Tacikistan Dangara şehrinde Çocuk Onkoloji Merkezi, Özbekistan'da Kemik İliği Nakil Merkezi gibi çok önemli projeleri hayata geçirdik bir kısmını, bir kısmını da geçirmek üzereyiz" ifadesini kullandı.
"TİKA'NIN YAPTIĞI PROJE SAYISI 6 BİN 500'Ü GEÇTİ"
1992-2002 yılları arasında TİKA'nın Türk dünyasında yaptığı projelerin 2 bin 200 olduğunu ve bu kapsamda yaptığı harcamaların ise 52 milyon Türk lirası olduğunu söyleyen Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2002'den günümüze yapılan toplam proje sayısı 6 bin 500'ü geçti, harcama miktarı ise 430 milyon Türk lirasıdır. Baktığınız zaman, çok büyük bir artışın olduğu, yani yaklaşık 8 katı geçen bir artış olduğu ortadır.
Ayrıca Etiyopya'da yaşayan Harar Türklerinden Moğolistan'ın başkenti Ulan Batur'a bin kilometre uzaklıkta olan Hövsgöl vilayetinde yaşayan Dukha Türklerine kadar yine bu çalışmaları yürütüyoruz, yürütmeye devam edeceğiz.
Yine Moğolistan'da Başbakanımızın yaptığı son ziyaret çerçevesinde Bilge Tonyukuk Anıtları'na müze yapılması ve müzeye ulaşım yolu için de çalışma talimatı verildi, bu çalışmalar devam ediyor.
Balkanlardaki Türk STK'ların desteklenmesi, nerede olursa olsun soydaş STK'lara destek verilmesi de bizim önemli çalışmalarımız arasındadır.
Pek çok okul yaptık. Kırgızistan'da, Kazakistan'da, Türkmenistan'da, Gökoğuz Yeri'nde ve başkaca yerlerde ve Balkanlarda yine Türklerin yaşadığı pek çok yerde okulları ya yaptık ya onardık ya da donanımını bugünün şartlarına uygun hale getiren adımları attık, bunları ifade etmek isterim.
Ayrıca, Etiyopya'da Harar Türklerinin olduğu bir yer var. Ben oraya gittiğimde, Harar bölgesinde 'Biz Türk'üz' diyen insanlarla karşılaştım. 'Nasıl oluyor?' diye sorduğum zaman, orada Osmanlı orduları çekilirken askerlerin bazıları orada kalmayı tercih etmiş, onların torunları olduğunu söylediler. Birisi hatta Kırıkkaleli olduğunu söyledi, akrabalarını bulmak istediğini. Biz de onları bir vesileyle Türkiye'ye getirdik. Şimdi onlarla ilgili de bir çalışma yapıyoruz. Orada Osmanlı döneminden kalan vilayet konağı dahil pek çok yerleri ve Türkiye Cumhuriyetinin ilk başkonsolosluklarından bir tanesinin de yine o bölgede var, onların da restorasyonunu yapıyoruz. Yine, Somali'de Zeyla bölgesi var, orada yine Osmanlıdan kalma kale var, hükümet binası var, başka yapılar var, onları hayata geçiriyoruz ve pek çok çalışmayı bu çerçevede yapıyoruz.
Yine, TİKA marifetiyle Alevi-Bektaşi derneklerine ve yurt dışında bu anlayışla bulunan kardeşlerimize dönük de önemli çalışmalar yaptık. Arnavutluk Bektaşi Merkezi tezyinatı yine her sene Nevşehir Hacı Bektaş-ı Veli Kültür Derneği tarafından düzenlenen Ozanlar Buluşması ve Aşure Günü, yine Cem Vakfı tarafından bu yıl düzenlenen Uluslararası Anadolu İnanç Önderleri Toplantısı, Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği tarafından düzenlenen Sarı Saltık Gazi'nin Balkanlara gidişinin 750'nci yılı münasebetiyle Sarı Saltık Gazi'yi Anma ve Saltıkname'yi Tanıtım Toplantısı olmak üzere -hepsini sayarsam çok zaman alacak- pek çok faaliyeti TİKA eliyle destekledik."
TİKA'nın büyük çalışmaları yürüttüğünü vurgulayan Bozdağ, bunlardan bir tanesinin de Amerika Birleşik Devletlerinin Oregon şehrinde yerli vatandaşların yaşadığı bir bölgede bir okula da TİKA marifetiyle destek verilmesi olduğunu kaydederek, "Oradan bir su tankının yapılması talebini büyükelçiliğimiz bize iletti ve TİKA da bu çerçevede bir adım attı, oraya da bir yardım elini uzatıyoruz" dedi.
TİKA'nın kurulduğu zamandan hükümetlerine kadar geçen zaman içerisinde 12 program koordinasyon ofisiyle bu faaliyetlerini yürüttüğünü hatırlatan Bozdağ, şunları söyledi:
"Şu an geldiğimiz noktada 35 koordinasyon ofisiyle beraber tam 106 ülke civarında ülkede aktif faaliyet göstermektedir. Onun dışında pek çok ülkeye de Dışişleri Bakanlığımızla ve ilgili devlet kurumlarımızla iş birliği ve onların önerilerini de dikkate alarak başarılı faaliyetler yürütmektedir.
TİKA ile birlikte bana bağlı bir diğer güzide kuruluşum ise Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'dır. Bu kurumumuz da dış politikamızın önemli araçlarından bir tanesidir.
Ahıska Türkleriyle ilgili önemli çalışmalar yürüttük. Hükümetlerimiz döneminde 2009'da 11.540 Ahıska Türk'ü Türk vatandaşlığına alındı. 2000-2008 arasında 15 bin 513 Ahıska Türkü vatandaşlığa alındı ve bu anlamda toplam bugüne kadar, 92'den bugüne 27 bin 728 Ahıska Türkünün vatandaşlığa alındığını görüyoruz. Tabii, Gürcistan'a geri dönüşleri konusunda Gürcistan Hükümeti ile iş birliği içerisinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bugüne kadar, Gürcistan bin 58 kişiye geri dönüş statüsü verdi ama maalesef orada yeteri kadar geri dönüş konusunda talep olmadığını görüyoruz. Ayrıca, tabii, Gürcistan tarafının da pek çok konuyu engelleyici bir üslup içerisinde ele aldığına da şahitlik ediyoruz, bunların düzeltilmesi için de çalışıyoruz."
"TÜRKİYE'YE MÜRACAAT EDENLERİN SAYISI OLDUKÇA KATLANDI"
Türkiye burslarıyla ilgili de bilgi veren Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şunları söyledi:
"Biliyorsunuz, ülkemizin yurt dışından getirdiği öğrencilere verdiği burslar farklı kurumlar, bakanlıklar eliyle yürütülüyordu. 2010 yılında Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının kurulmasıyla beraber bu görev Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığına verildi. Bugün dünyada 4,3 milyon civarında uluslararası öğrenci var. Esasında, uluslararası öğrencilerden büyük gelir elde eden ülkeler var. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri 21,8 milyar dolar gelir elde ediyor bu öğrencilerden, İngiltere 17,5 milyar dolar gelir elde ediyor, Avustralya 16,3 milyar dolar, Kanada ise 6,5 milyar dolar gelir elde ediyor. Büyük gelirler var burada, büyük rakamlar var. Tabii, bunun siyasi, sosyal, kültürel etkileri de var. Bu öğrencilerin eğitim gördükleri ülkelere karşı bakışlarının olumluya çevrilmesi, ülkelerinde etkin oldukları zaman o ülkelerin ilişkilerini ne kadar olumlu etkilediği de bir gerçektir. İşte bu anlamda 'Uluslararası Öğrenci Strateji Belgesi' diye bir belge hazırladık. Bundan sonra Türkiye bu strateji çerçevesinde yoluna devam etsin kararını aldık ve 2012 yılında bütün bu bursları birleştirerek adını 'Türkiye Bursları' yaptık.
Şu anda 8 dilde on-line başvuru imkanı var. 2011'de 9 bin olan uluslararası öğrenci başvurusu şu anda 2013 başvurularında 56 bine çıktı yani Türkiye'ye müracaat edenlerin sayısı oldukça katlandı. Bunun anlamı şu: Türkiye bu anlamda bir tercih edilen ülke durumundadır. Ama bir sıkıntımız var, o da: Bizim vakıf üniversitelerimizin ve diğer üniversitelerimizin uluslararası öğrencilere kapılarını açma konusunda çekingen davranmalarıdır. Biz Türkiye Burslarıyla 2012 yılında 4 bin 300 civarında öğrenci aldık, şimdi 2014 yılında ise 5 bin 500 öğrenci alacağız ama bunun dışında kendi parasıyla Türkiye'de okumak isteyen pek çok uluslararası öğrenci var ama üniversitelerimiz maalesef bu konularda parasıyla okumak isteyenlere karşı da kapılarını açma konusunda yeteri kadar rahat davranmamaktadırlar. Ben buradan sizin huzurunda Türkiye'nin hem devlet üniversitelerine hem vakıf üniversitelerine bir çağrı yapıyorum. Dünyada bu pazar ortada, Türkiye'nin bu pazardan aldığı pay da ortada. Bakın, ben demin rakamları hep vermedim ama müsaadenizle bir iki rakam daha orada sizinle hemen paylaşmak istiyorum: Mesela, Amerika'da 684 bin 714 okuyan öğrenci, İngiltere'de 389 bin 958, Türkiye'de ise 44 bin, 2012 rakamı. Biz bunu daha ileriye çekebiliriz. Özellikle vakıf üniversiteleri uluslararası öğrencilere dönük adımlar attığı zaman ben eminim ki burayı tercih edecek öğrenciler oralarda daha iyi eğitim imkanı bulacak ve Türkiye bu anlamda da dünyanın eğitim merkezlerinden bir tanesi olacaktır." - ANKARA