Başbakan Yardımcısı Akdağ: "Türk Tabipleri Birliği, Bir İdeolojik Saplantı İçinde Konuşmamalıdır ve...
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, "Türk Tabipleri Birliği, bütün Türk tabiplerinin, sağlık çalışanlarının ve milletinin hislerine tercüman olmalıdır, bir ideolojik saplantı içinde konuşmamalıdır ve davranmamalıdır" dedi.
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, " Türk Tabipleri Birliği, bütün Türk tabiplerinin, sağlık çalışanlarının ve milletinin hislerine tercüman olmalıdır, bir ideolojik saplantı içinde konuşmamalıdır ve davranmamalıdır" dedi.
Başbakan Yardımcısı Akdağ, TBMM'de Türk Tabipler Birliği hakkında soruya cevap verdi. Akdağ, Türk Tabipleri Birliği'nin Afrin'le alakalı ifadelerinin bütün toplumu yaraladığını söyleyerek, "Türk Tabipleri Birliği, bütün Türk tabiplerinin, sağlık çalışanlarının ve milletinin hislerine tercüman olmalıdır, bir ideolojik saplantı içinde konuşmamalıdır ve davranmamalıdır. Bu, benim şahsi kanaatimdir ve davranışlarının yanlış olduğuna da inanıyorum. Ben de bir hekimim, bu davranışın yanlış olduğunu da ifade ettim. Ama, bunun ötesinde, yargı tarafından yapılan işlemler elbette yargıya ait işlemlerdir. Açığa alınmış bir doktordan bahsettiniz. Bununla alakalı hususta da takdir edersiniz ki bende şu anda bir malumat yok. İdari soruşturmanın sebebine ve o idari soruşturmanın sonuçlarına bakmak lazım" dedi.
Akdağ, şunları kaydetti:
"Şimdi, Türkiye'deki meslek örgütleri ve meslek örgütlerine ait odalarla alakalı olarak, yine kanaatimce, son derece demokratik olmayan bir sistem geçerli. Dikkat ederseniz şu anda Mecliste 4 partiyiz, yüzde 10 barajı olmasına rağmen 4 partiyiz ve 4 farklı ses Meclis'te çıkabiliyor. Oysa sivil toplum örgütlerinin kuruluş kanunlarında çoğunluğu elde eden bir grup ya da görüş sahibi, o meslek örgütüne mensup bütün insanları temsil etmiş gibi tek bir listeyle seçiliyor. Bunun behemehal değiştirilmesi gerekir. Bu, son derece antidemokratik bir tutum. Yani şu anlama geliyor: Bulunduğunuz şehirde en yüksek oyu alan parti bütün milletvekillerini alır, götürür. Bu, malum, 1950'de ilk defa demokrasiye geçildiğinde böyleydi. Bunun mahzurları ortaya çıktı, Anayasa değiştirildi." - ANKARA