Başbakan Recep Tayyip Erdoğan."Bizim Çıkardığımız veya Çıkaracağımız Bu Yasal Düzenlemeler, İdari...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Demokratikleşme paketiyle ilgili açıkladıkları maddelerin herhangi bir bölgeyle alakasının bulunmadığını belirterek, ana dilde eğitim tartışmalarına son noktayı koydu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Demokratikleşme paketiyle ilgili açıkladıkları maddelerin herhangi bir bölgeyle alakasının bulunmadığını belirterek, ana dilde eğitim tartışmalarına son noktayı koydu. Başbakan Erdoğan, "Özel okulları kendileri kuracak, kendisi okulunu kurar ve kendi kurdukları okulda da bunu gelir Kürtçe olarak derslerini okuta bilirler, Türkçe yine orada olmak kaydıyla" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün moderatörlüğündeki "Gündem Özel" programında Sabah Gazeteci Yazarı Mehmet Barlas, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak ve Sabah Gazeteci Yazarı Sevilay Yükselir'in gündeme dair sorularını cevaplandırdı.
Demokratikleşme paketinin içerisindeki seçim barajıyla ilgili açıklamalarda bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, pakette tartışılmak üzere üç teklif ileri sürdüklerini ve bu tekliflerin tartışılmasını istediklerini söyledi. Bunlardan bir tanesinin mevcut durumu olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, "Bu mevcut durumu geldiğimiz kucağımızda bulduk. Bizden önceki dönemlerde hazırlanmış olan bildiğiniz gibi bir seçim şekliydi. Yüzde 10 barajı vardı ve biz onunla seçime girdik. Yeni bir partiydik. 16 aylık bir partiydik ve o yüzde 10 barajıyla seçime girerek de parlamentoya adımı attık. İkinci teklifimiz dedik ki, 'madem ki barajın düşürülmesini istiyorsunuz o zaman 5'e düşürelim.' 5'li bölgeler yapalım Türkiye'de… Türkiye'yi 110 bölgeye ayıralım ve böylece yüzde 5 barajı Türkiye genelinin barajı olsun ama her bölgeden 5 milletvekili çıksın ki buna daraltılmış bölge diyoruz. Bu teklifimizde bir diğer. Bir üçüncü teklifimiz var. Buda barajı tamamen kaldıralım, dar bölge sistemi ve bu dar bölge sisteminde de 550 bölgeye Türkiye'yi seçim bölgesi olarak ayıralım ve her bölgeden bir milletvekili çıkmış olsun. Burada hesap sorabilirlik kabiliyeti, hesap verebilirlik noktasındaki devamlı sıkıştıracaktır o dar bölge onu, çok daha farklı seçmenle seçilen arasında… Buda bizin bir diğer teklifimiz. Tabi şimdi bunun üzerinde bizler bize ne gibi bir öneri gelir, teklif gelir onları bekleyeceğiz. Ondan sonra biz tekrar bir değerlendirme yapıp adımımızı ona göre atmayı düşünüyorum. İnanıyorum ki bu yeni dönem içinde çok çok isabetli ve hayırlı bir adım olacaktır. Kamuoyu araştırmalarımızı buna göre yapacağız. Kamuoyu araştırmalarından ne çıkar, yüzde 10'luk, yüzde 5'lik, tamamen barajın kaldırılarak dar bölge… Hangisi çıkarsa ona göre adımımızı atarız" diye konuştu.
"PAKETE YÜZDE 60-70 ORANINDA DESTEK VAR"
Demokratikleşme paketiyle ilgili kamuoyu araştırmalarına göre ellerinde bir veri olup olmadığının sorulması üzerine ise Başbakan Erdoğan, konuşmasında şöyle konuştu:
"Şunu bir defa söylemem gerekir: seçim barajları yasal düzenleme gerektiriyor. Yasal düzenleme gerektirdiği için onun bayrama yetişmesi mümkün değil. Şu olabilir; bizim şimdi idari tasarruflarımız olan maddeler var. Onları hedefimiz bayrama kadar yetiştirmek. Onlar çünkü tamamiyle Bakanlar Kurulu Kararıyla, yönetmelikle süratle çıkarabileceğimiz maddelerdir, düzenlemelerdir. Bunu bayramdan önce çıkartıp halkımıza bu ilk müjdeyi vermek istiyoruz ama bayram sonrası yeni dönemde de süratle yine bu yasal düzenleme gerektiren maddeleri, başlıkları inşallah hemen Meclis'e sevk edip ondan sonra komisyon arkasından Genel Kurul olarak o süreci başlatmak istiyoruz. Şuanda birkaç ankette yüzde 60 ve 70 arasında destek değişiyor."
"BELLİ BİR BÖLGEYLE ALAKASI YOK"
Sabah Gazeteci Yazarı Sevilay Yükselir'in "paketin daha da genişletilmesi mümkün değil miydi?" sorusuna Başbakan Erdoğan, "Bunu eğer lokalize edersek burada yanlış bir tespit yapmış oluruz. Bir defa bizim çıkardığımız veya çıkaracağımız bu yasal düzenlemeler, idari düzenlemelerin belli bir bölgeyle ilgili ve alakası yok. Ülkemizin genelini kapsıyor bu. Bakın şimdi sen Kürt vatandaşlarımız diyorsunuz. Şimdi Kürt vatandaşlarımızın bütünün talebi değil ki… Kürt olmayan farklı etnik unsurların da bu konuda talepleri var. Örneğin Süryani'ler… Nedediler; bizde okulumu şimdi kuracağız dediler. Onlarında beklentileri vardı. Mesela Mor Gabriel onları çok çok mutlu etti. Yıllardır orada gerçekten ciddi bir sıkıntıları vardı. Yurt dışına gittiğim her yerde heyetler olarak gelirlerdi bizi ne zaman topraklarımıza kavuşturacaksınız, biz tekrar Mardin'e döneceğiz bunları söylerlerdi. Şimdi bu ülkeden birçok nedenlerle bu insanlar gitmişti. Ama şimdi yavaş yavaş dönüş başladı. Dönüş başladığı zaman diyor ki benim okulum da olsun. Ülkemizde dikkat edilirse Hasan Bey ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığı yaptı o süreçleri gayet bilir. Birçok liselerimiz var ki Galatasaray Lisesi, Alman Lisesi gibi… Bütün bunların hepsinde şuanda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup oralarda okuyanlar var. Ne yapıyorlar o dillerde tedrisat yapıyorlar. Şimdi burada böyle bir şeyin önünü açalım dedik. Kaldı ki bu önünü açarken de sadece burada kendi anadiliyle değil burada yine Türkçe, burada belli dersler Türkçe olarak okutulmak kaydıyla… Bunların düzenlemesini Milli Eğitim Bakanlığımız yapıyor, yapacak. Böylece buradaki bizi dışlıyorsunuz, terk ediyorsunuz mantığını, anlayışını ortadan kaldırmış oluyoruz. Hayır sizler bizim vatandaşımızsınız, biz sizleri kucaklıyor ve ihmal etmiyoruz" şeklinde konuştu.
"RESMİ DİL TÜRKÇE"
Resmi dille ilgili bir karışıklığa gidilmemesini isteyen Başbakan Erdoğan, bunun resmi dille karıştırılmamasını istedi. Türkiye'nin resmi dilinin Türkçe olduğunun altını çizen Başbakan Erdoğan, "Özel okulları kendileri kuracak. Kendisi okulunu kurar ve kendi kurdukları okulda da bunu gelir Kürtçe olarak derslerini okuta bilirler. Türkçe yine orada olmak kaydıyla" dedi.
Türkiye'de yabancı okul diye bir kavramın kalmadığının altını çizen Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bunlar hükümetler yapılmış anlaşmalarla kurulmuş olan okullar. Ama biz diyoruz ki onlar hükümetler arası yapılmış anlaşmalarla kurulmuş ama bunlarda yine bizim kendi ülkemizde diyoruz ki biz bunlara farklı bir statü verelim, özel okulu kur gel burada bu şekilde bu dersi verebilirsin diyoruz. Fakat burada bir şey daha var. Seçmeli ders olarak Kürtçeyi seçersin ve seçmeli ders olarak Kürtçeyi devletin okullarında da öğrene bilirsin. Biz bunlarında önünü açtık. Bu yetmedi üniversiteler de bölümler açtık bunlarla ilgili olarak. Dert nedir burası önemli. Samimiyetse artık burada atılması gereken adım atılmıştır. Fakat bir şeyi daha tespit etmemiz lazım. Benim Kürt kardeşim sadece güneydoğu Anadolu bölgesinde mi yaşıyor veya güneydoğu Anadolu bölgesinin tamamın damı yaşıyor. Bugün bir Gaziantep var. Demi… Mesela biz Gaziantep'te biz parti olarak adeta silme oradan çıkmışız. Şanlıurfa hakeza öyle. Adıyaman hakeza öyle. Bu üç il bölgenin önemli illeri. Gaziantep bir numarası bölgenin. Şanlıurfa hakeza öyle. Yani nüfus itibariyle, alan itibariyle. Şanlıurfa oda Büyükşehir oluyor. Bunları görmezden gelmemek gerekir. Kaldı ki bizim adeta Kürtlerin talepleri… Hayır; devletin bizim yönetim olarak, hükümet olarak tespitimiz ve bu tespit bugünün tespiti değil ve bir yerlerin talebi üzerine de değil. Bu bizim programımızı okuyanlar varsa bunu gayet iyi bilirler. En son yaptığımız kongrede 63 madde açıkladık. Bu maddelerin içerisinde de bunları görürsünüz. Buradan geliyor zaten ve biz bunu kamuoyu araştırmalarıyla olsun, bölgenin bizden talepleriyle olsun, diğer bölgelerin bizden talepleriyle olsun, diğer bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın talepleriyle olsun bunların hepsini ele alarak biz bunları uygulamaya koyduk. Nedir olay bir zamanlama olayı. Eğer siz bunu zamanlama olarak iyi tespit etmezseniz burada da farklı tepkiler alabilirsiniz. Onun için bir taraftan çözüm süreci, arkasından o çözüm süreciyle tespit ettiklerimiz akil insanlarla ve bunu da şimdi bir kısmını bu şekilde dedik ki bir çözüme kavuşturalım. 28 maddeyle biliyorsunuz bunu böylece bir adımı attık. Aldığımız tepkilerde gerek uluslararası, gerek ulusal bazda gayet iyi."
"ÜLKEMİZE YAZIK OLUR"
Türk Hava Yolları'nda Kürtçe anons yapılabilir mi sorusuna ise Başbakan Erdoğan, "Bilmiyorum ama onlar artık çok spesifik. Yani şimdi Trabzon'a seyahat ettiği zaman orada da bir Lazca yapsalar filan oda. Şimdi oda gelebilir. Trabzon'a inip oradan Lazca konuşan kardeşlerimizin olduğu bölgeye gidenler var. Ne bileyim daha farklı bölgeler için bu tür talepler yani bunlar artık spesifik konular. Bide ülkenin bir belli oturmuş yapısı var. Dünyayı biz diller konusunda ciddi inceledik bu süreç içerisinde. Bakıyoruz şimdi ABD'de İngilizceden başka birşeyi duyuyor musunuz uçaklara bindiğiniz zaman. Ben hiç duymadım. Halbuki orada neredeyse olmayan ırkta yok. Ne ararsan var. Bunları iyice görmemiz lazım. Dünyayı iyi okumamız lazım, iyi tanımamız lazım. Lokalize edersek ülkemize yazık olur" şeklinde konuştu. - ANKARA