Haberler
Lübnan-İsrail arasındaki ateşkes için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

Lübnan-İsrail arasındaki ateşkes için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Başbakan Erdoğan - "Yakın tarihi unutturmak, adeta cinayettir" -

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin dostlarının, komşularının Türkiye'nin dostluğundan sonsuza kadar emin olmalarını isteyerek, "Ancak fiziki sınırların içine insani ve vicdanı duyguları, özellikle de dış politikayı hapsedemeyiz.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin dostlarının, komşularının Türkiye'nin dostluğundan sonsuza kadar emin olmalarını isteyerek, "Ancak fiziki sınırların içine insani ve vicdanı duyguları, özellikle de dış politikayı hapsedemeyiz. Daha 100 yıl öncesine kadar aramızda sınırlarımızın olmadığı, birlikte iç içe yaşadığımız ülke ve halklara karşı bigane kalamayız" dedi.

Başbakan Erdoğan, 6. Büyükelçiler Konferansı katılımcılarına verdiği yemekte yaptığı konuşmada, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na, büyükelçiler buluşmasını geleneksel hale getirdiği için teşekkür etti.

6. Büyükelçiler Konferansı kapsamında yapılan ve yapılacak istişarelerin gerek Türkiye, gerek büyükelçilerin görev yaptığı ülkeler, gerekse dış politika açısından çok faydalı sonuçlar doğuracağına inandığını belirten Erdoğan, bu konferansın dış politikanın son derece yoğun gündemin içinde geçtiği, son derece kritik bir dönemde gerçekleştirildiğine işaret etti.

2014 yılı içinde dünya ve Türkiye tarihinde çok önemli bir yeri olan Birinci Dünya Savaşı'nın 100. yılının idrak edileceğini ve 1914 yazında başlayan Birinci Dünya Savaşı'nın 1918 yılına kadar devam ettiğini anımsatan Erdoğan, bu savaşın dünya haritasını köklü şekilde değiştirdiğini, Osmanlı Devleti'nin bu savaşta en ağır insan ve toprak zayiatı yaşamış, neredeyse tamamen işgal edilerek, Mondros ve Sevr anlaşmalarıyla fiilen tarihe karıştığını anımsattı.

Başbakan Erdoğan, 100. yıl dönümü nedeniyle Birinci Dünya Savaşı'nın yıl boyunca çeşitli etkinliklerle değerlendirilecek olmasını çok önemsediğini belirterek, "Türkiye olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin büyükelçileri olarak, Birinci Dünya Savaşı'na ilişkin tüm etkinlikleri dikkatle takip etmenizi, bu savaştaki en önemli devlet olan Osmanlı'nın bakiyesi bir devletin büyükelçileri olarak etkinliklere katkı sunmanızı sizlerden özellikle rica ediyorum" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, "Bu yıl Birinci Dünya Savaşı'nın özellikle dünya savaşı olarak 100. yıl dönümünü idrak ederken önümüzdeki yıl da 1915'in yüzüncü yılını idrak edeceğiz. 2014 yılında Sarıkamış Harekatı'nın, 2015'te de Çanakkale Zaferimizin 100. yıllarına ulaşacak, inşallah şehitlerimizi, çok farklı şekilde yadedeceğiz." dedi.

-"Birinci Dünya Savaşını iyi anlayarak ve iyi anlatarak 2015'in de iyi anlaşılmasını sağlayacağız"

Erdoğan, 2015 yılında 1915 Olayları olarak da bilinen hadiselerin 100. yıl etkinliklerine şahit olacağına işaret ederek, şöyle devam etti:

"1915 hadiselerinin objektif, bilimsel, gerçekç şekilde ele alınabilmesi için hepimizin hazırlıklı ve donanımlı olması gerekiyor. Ermeni diasporası, 1915 olaylarını farklı ve tek yanlı şekilde aksettirmek, tarihi gerçekliğinden koparıp, siyasi bir kampanyaya dönüştürmek için hazırlıklarını yapıyor. Bunun karşısında biz, tarihi, bilimi, bilimsel verileri öne çıkararak, bu siyasi kampanya, kara propaganda karşısında dik bir duruş sergileyeceğiz. 2015'in hazırlıklarına işte bugünden başlayacak, Birinci Dünya Savaşını iyi anlayarak ve iyi anlatarak 2015'in de iyi anlaşılmasını sağlayacağız."

Bir milletin ve ülkenin kendi tarihinden kopartılırsa ayakta duramayacağını, kendini tanımlayamayacağını, tarif edemeyeceğini ve bir kimlik inşa edemeyeceğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Milletler tıpkı ağaçlar gibidir, kökleriyle toprağa tutunur, kökleriyle ayakta kalır ve kökleriyle yaşarlar. Kökü olmayan, unutan ya da inkar eden bir millet sadece geçmişini değil, bugününü, öz kimliğini de reddeder ve kimliksiz kalır. Tarihleri çarpıtılarak yazılan ya da tarihleri unutturulan milletler kendi özlerini, ruhlarını, köklerini unutmuş, talihsiz milletlerdir" diye konuştu.

Türkiye'de de zaman zaman tarihin farklı şekilde yazıldığını, farklı şekilde öğretilmek istendiğini ve çoğu zaman da tarihin unutturulmak istendiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Allah'a hamdolsun bu aziz millet tarihini unutanlardan olmadı, yalan söyleyen tarih karşısında aldananlardan olmadı" şeklinde konuştu.

-"Yakın tarihi unutturmak, adeta cinayettir"

Bugünü anlamanın, analiz etmenin, güncel sorulara çözüm bulmanın en önemli yollarından birinin tarihe bakmak ve tarihi iyi okumaktan geçtiğini belirten Başbakan Erdoğan, konuşmasını söyle sürdürdü:

"Birinci Dünya Savaşı'nın askeri ve siyasi sonuçlarını iyi okumayan, iyi analiz etmeyen biri, aradan 100 yıl bile geçmiş olsa bugünü anlayamaz, idrak edemez, sağlıklı analiz edemez. Bizim dış politikamız, Birinci Dünya Savaşı ve öncesi es geçilerek asla şekillenemez, şekillendirilemez. Öncesini yok sayarak, 1923'ü sıfır noktası olarak alabilmek mümkün değildir. Osmanlı'nın kuruluş yıl dönümü olan 1299'u da sıfır noktası olarak alabilmek, o da mümkün değildir. Bizim asırlara sarih tarihimiz, yürüyüşümüz var. İsimler değişmiştir, devletler, yapılar, politikalar değişmiştir, ama aynı millet, aynı ruh ve aynı idealler yüzyıllar boyunca değişmeden ilerlemiştir. Yakın tarihi unutturmak, adeta cinayettir. Yakın tarihi ıskalayarak iç politika inşa edemezsiniz, dış politika inşa edemezsiniz, hukuk, iktisat inşa edemezsiniz. Yakın tarihi inkar ederek bugünün meselelerine çıkış yolu bulamazsınız, kendi toprağınızı, bayrağınızı, milletinizi idrak edemezsiniz."

-"Fiziki sınırların içine insani ve vicdanı duyguları, özellikle de dış politikayı hapsedemeyiz"

Falih Rıfkı Atay'ın Zey eserinde, Birinci Dünya Savaşı'nı ve Cumhuriyetin birkaç yıl öncesinin, "Bizden Belgrad'ı aldıkları zaman düşman delegeleri Niş kasabasını da istemişlerdi. Osmanlı delegesi ayağı kalkarak 'ne hacet, İstanbul'u da size verelim' dedi. Babalarımız için Niş, İstanbul'a o kadar yakındı. Biz, eğer Vardar'ı, Trablus'u, Girit'i ve Medine'yi bırakırsak Türk milleti yaşayamaz sanıyorduk. Çocuklarımızın Avrupa'sı Marmara ve Meriç'te bitiyor" ifadeleriyle anlattığını belirten Erdoğan, konuşmasın şöyle devam etti:

"Evet, bizim fiziki sınırlarımız Meriç'te bitiyor, ancak tarihimiz ve tarih muhayyilemiz de Meriç'te biterse biz sağlıklı, isabetli bir dış politikayı asla ve asla imar edemeyiz. Komşularımız da dahil olmak üzere dünya üzerindeki her devletin egemenlik haklarına, sınırlarını, iç işlerine sonsuz derecede saygımız var, bunu çok güçlü şekilde muhafaza ediyoruz. Dostlarımız, özellikle de komşularımız bizden ve bizim dostluğumuzdan sonsuza kadar emin olsunlar. Ancak fiziki sınırların içine insani ve vicdanı duyguları, özellikle de dış politikayı hapsedemeyiz. Daha 100 yıl öncesine kadar aramızda sınırlarımızın olmadığı, birlikte iç içe yaşadığımız ülke ve halklara karşı bigane kalamayız.

Bizim ecdat mezarlıklarımız ve şehitliklerimiz, insan ve vicdan odaklı dış politikamızın tabi sınırlarını çizmektedir. Tarihi ve kültürel mirasımızın, şehitliklerimizin, yüzyıllarca birlikte yaşadığımız kardeşlerimizin olduğu Yemen'e sırtını dönen bir Türkiye tahayyül edilemez, şehitliklerimizin olduğu Myanmar'a ilgisiz kalan bir Türkiye düşünülemez. Hem Türkiye içinde hem Filistin'de ortak şehitliklerimiz varken, Filistin'e ve Filistin davasına ilgisiz kalan bir dış politika kurgulanamaz. Hiç kimse bundan farklı anlamlar çıkarmasın, biz dünya üzerinde ecdat eserlerinin izlerinin, mezarlık ve şehitliklerinin bulunduğu her ülkeyi kardeşimiz, dostumuz olarak görür, bu iz ve eserleri de muhabbetimizin vasıtası olarak değerlendiririz. Aynı şeklide bugün vatandaşlarımızın yaşadığı, çalıştığı ülkeleri de kendimize yakın görür, oradaki vatandaşlarımızı da dostluk ve kardeşliğin vasıtası olarak ele alırız. Birinci Dünya Savaşı ve öncesi bu bakımdan son derece önemlidir."

(Sürecek)

Başbakan Erdoğan -
Kaynak: AA / Politika
title