Başbakan Erdoğan: Teröristler Gittiği Anda Süreç Fiilen Başlar (Geniş Haber)
Birleşik Arap Emirlikleri'nden dönen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uçakta, aralarında DHA Genel Müdürü Uğur Cebeci'nin de bulunduğu ajans temsilcilerine başta 'Çözüm süreci' ve Suriye'deki gelişmeler olmak üzere güncel konularda açıklamalarda...
Birleşik Arap Emirlikleri'nden dönen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uçakta, aralarında DHA Genel Müdürü Uğur Cebeci'nin de bulunduğu ajans temsilcilerine başta 'Çözüm süreci' ve Suriye'deki gelişmeler olmak üzere güncel konularda açıklamalarda bulundu. Başbakan Erdoğan, siyaset etmenin risk almak olduğunu, dağdaki PKK'lıların bir bölümünün Kuzey Irak'a, diğer bölümünün Avrupa ülkelerine gitmesi gibi Habur öncesi varılan mutabakatların olduğu gibi geçerli olduğunu anlatırken, "Ancak, bugün öncelik; Kandil değil, Türkiye içindekilerin çekilmesi. Bu gerçekleşirse süreç başlamış olur" dedi. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin 'Kuzey Suriye' gibi bir oluşuma bütünlüğü bozacağı için izin vermeyeceklerini söyledi.
Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki 2'nci Şarjah Hükümeti İletişim Forumu'na katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'ye dönerken uçakta Doğan Haber Ajansı Genel Müdürü Uğur Cebeci, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk, İhlas Haber Ajansı Genel Müdür Yardımcısı İsmail Ballı, Cihan Haber Ajansı Genel müdürü Abdulhamit Bilici'ye güncel konularla ilgili görüşlerini açıkladı.
Başbakan Erdoğan, 'Çözüm süreci'ne ilişkin gelişmeleri değerlendirirken, dağdaki PKK'lıların bir bölümünün Kuzey Irak'a, bir bölümünün Avrupa ülkelerine gitmesi gibi Habur öncesi varılan mutabakatlar aynen geçerli olduğunu vurguladı. Erdoğan, şöyle dedi:
"SİYASET ETMEK, RİSK ALMAKTIR"
"Bugün öncelik, Kandil değil, Türkiye içindekilerin çekilmesi. Bu gerçekleşirse süreç başlamış olur. Bundan sonra Mahmur Kampı geliyor. Bu, BM ile görüşülerek halledilmesi gereken bir süreç. Adeta örgütün kuluçka merkezi gibi. Diğer tarafta Kandil var. Bu da Kuzey Irak yerel yönetimiyle çözmemiz gereken konu. Bunlar, Türkiye'dekilerin ülkemizi terk etmesinden sonra atılacak adımlardır. Siyaset etmek risk almaktır. Hatta yaşamın kendisi risktir. Bu riski almadığımız sürece neticeye varmak mümkün değildir. Bizim aldığımız riski, toplumun diğer etkin katmanları da biraz paylaşırsa ki burada medyanın rolü çok önemli, o zaman mesafe almamız daha da hızlanacaktır. İmralı'yı ziyaretiyle ilgili sadece gidenlerin açıklaması üzerine değerlendirme yapmam doğru değil. Arkadaşlarımın ve özellikle istihbaratın vereceği bilgiler ışığında değerlendirmemiz lazım. Bazıları süreçten söz ederken 'İmralı süreci' diyor. Böyle bir şey olmaz. Doğru ifade, çözüm sürecidir."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi ziyaret edecek ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Suriye konusunu da konuşacaklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, "ABD, henüz taşın altına elini koymadı. Ortada net bir tavrı yok. Rusya'nın tavrı menfi. Çin malum. ABD de bizim bu ülkelerle konuştuğumuz gibi konuşmalı. Ben BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi değilim. Onlar çözümde üzerine düşeni yapmazsa biz ne yapabiliriz? BM bu tür sorunların çözümü için kurulmadı mı?" diye sordu.
Başbakan Erdoğan, Suriye konusunda İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği'nin de eleştirilmesi gerektiğini savundu. Erdoğan, "Şu ana kadar ciddi bir tavır almadılar. Sorumluluğu da üstlenmediler. Açık konuşayım; yük ağırlıklı olarak Türkiye ve Katar'ın omuzunda. Bizim harcadığımız para, 600 milyon doları aştı. Suudi Arabistan daha yeni lojistik için 50 milyon dolar gibi bir yardım yaptı. Diğer ülkelerin toplam insani desteği 30 milyon dolar" dedi.
SURİYE'DEKİ DURUM
Suriye'de muhaliflerin 60 bini aşkın şehit verdiğini belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu konuda şöyle konuştu:
"Bu olay böyle gitmeyecek. Suriye'deki durumun çok daha uzayacağı kanaatinde değilim. Artık son dönemece gelindi. En önemli talihi, muhalif güçlerin ortaya koyduğu tavır. Çok şehit verdiler. 60 bini aştı. Bütün imkansızlıklara rağmen, yılmadan usanmadan Şam'a artık girmiş vaziyetteler. Demek ki güney boyutu da olursa bu iş farklı bir şekilde gelişir."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'de Kuzey Irak benzeri modele karşı olduklarını vurguladı. Başbakan Erdoğan, bu konuda şöyle dedi:
"Başta Türkiye olmak üzere Suud (Suudi Arabistan), Ürdün, Mısır ve birçok ülke Suriye'nin bölünmesine karşı. Suriye'nin bütünlüğü çok çok önemli. Irak'ta yaşanan şu anki sıkıntının da Suriye'de yaşanmasını arzu etmiyoruz. Yani Kuzey Suriye gibi bir oluşuma Türkiye olarak müsaade edemeyiz. Suriye'de ne legal, ne de PYD kontrolünde illegal bir otonomiye müsaade etmeyiz. Bu bütünlüğü bozar. O zaman farklı bir sıkıntı olur. Suriye ile sınırımız, Irak sınırının 3 katı uzunlukta. Gerçi bunun tamamı PYD ile sınır değil. Orada Türkmenlerin, Arapların egemen olduğu bölgeler de var. Kürtler'in yaşadığı yerlerde PYD'nin olduğu ve olmadığı yerler var. Suriye'nin kuzeyindeki bir otonomi, bize farklı hak ve yetkiler verir. Irak'takini bölünme olarak kabul etmiyorlar. Eyalet sistemine geçiş diyorlar. Eğer böyle ise Kerkük veya Musul için de aynı statüyü neden vermiyorlar? Kuzey Irak'ta bu olduktan sonra Kerkük ve Musul'da er geç olacak."
Başbakan Erdoğan, İran'ın baştan bu yana Suriye konusunda net bir tavra sahip olmadığını, 'İkircikli davrandığını& ifade ederken, "Bizim, dünyayı karşımıza alarak onlar için uluslararası arenada yaptıklarımıza rağmen İran'ın Suriye'de bu kadar Müslüman'ın öldürülmesine seyirci kalması demiyorum, buna müsaade etmesi ki bunda rolü var, yenilip yutulacak iş değil. Çok üzüntü verici" diye konuştu.
KUTU 1
İSTANBUL'A YENİ HAVALİMANI İÇİN 15 FİRMA DOSYA ALDI
Başbakan Erdoğan, İstanbul'a yapılacak yeni havalimanı için 15 firma dosya aldığını hatırlatırken, şunları söyledi:
"İstanbul'a yapılacak 3'üncü havalimanının kapasitesi yılda 100 milyon yolcu kapasiteli olacak. Ancak, ileride ihtiyaç olursa arazi 150 milyona kadar artırmaya uygun. Sürecin daha da uzamaması için projenin mimari yönünü uluslararası bir yarışmaya açmayı düşünmedik. İhaleyi alan firma gerekirse ihtiyaçlar ve farklı görüşler çerçevesinde proje üzerine tadilata gider. DHMİ'yi de hafife almamak lazım. Özel sektör de son dönemde havalimanı inşaatında önemli tecrübeler kazandı. İhaleyi alacak firma işletme birimlerini üstlenecek. Şu ana kadar 15 firma dosya aldı. Projede ihtiyaç duyulan 1,5 milyar m küp hafriyatı 3- 5 kilometre mesafeden getirme imkanı var."
KUTU 2
KÖPRÜ VE OTOYOLLAR HALKA ARZ EDİLECEK
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir süre önce iptal edilen köprü ve otoyollar ihalesine değinirken, bu konuda şu açıklamayı yaptı:
"Köprü ve otoyol ihalesinden çıkan rakam beni tatmin etmedi. Bir çalışma yaptırdım. Buna göre olması gereken en üst rakam ihalede verilenin iki katı çıktı. Yani 11-12 milyar dolar. Orta seviyede 8-9 milyar dolar. En düşüğü ise 7 milyar dolar. Sonuç böyle çıktıktan sonra bu ihaleyi verirsem halkıma ve vatana ihanet etmiş olurum. Arkadaşlarla istişare ettik. Bu işi halka arz ile çözeceğiz. Bakanlar Kurulu'ndaki arkadaşların eğilimi de bu yönde. Zaten blok satış olmayacağına göre işletme aynen devam edecek. Hisse sahipleri yıl sonunda karını alacak."
KUTU 3
YENİ YÖK KANUNU İÇİN BATI'DAKİ UYGULAMAYA BAKMALIYIZ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yeni YÖK Kanunu için çalışmaların sürdürüldüğünü, bu konuda Batı'daki uygulamaya bakılması gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Henüz YÖK taslağı Başbakanlığa gelmedi. Milli Eğitim Bakanlığı'nda üzerinde çalışılıyor. Taslakla ilgili bazı istifhamlarımız vardı. Bize ulaştığında bunların giderilip giderilmediğine dair ekibimle bakacağız. Ona göre adım atarız. Dünya ile entegre olacaksak Batı'nın ne tür bir üniversite modeliyle çalıştığına bakmak lazım. Rahmetli Sakıp Sabancı bir keresinde bana, 'Üniveriste için 250 milyon dolar harcadım. Ama rektörünü ben atayamıyorum' dedi. Doğru. İlla rektör mü üniversiteyi yönetecek? ABD'de üniversiteyi rektör mü yönetiyor? Boya sıva işleriyle neden rektör uğraşsın? Onun işi akademik çalışmalar olmalı."
DHA(İD)