Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Başbakan Erdoğan Çin'de

Başbakan Erdoğan Çin'de
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Adem Kadam/Ali İhsan Çam - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'deki olaylara ilişkin Türkiye'nin yapması gerekenin önemli olduğunu belirterek, "Bir sınır ihlalinin olması halinde Türkiye ne yapmalıdır- Başka ülkeler uluslararası siyasette,"...

Adem Kadam/ Ali İhsan Çam - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'deki olaylara ilişkin Türkiye'nin yapması gerekenin önemli olduğunu belirterek, "Bir sınır ihlalinin olması halinde Türkiye ne yapmalıdır- Başka ülkeler uluslararası siyasette, uluslararası hukukta ne yaptıysalar tabii ki Türkiye'de sonunda onu yapacaktır. Bu bize uluslararası hukukun da tanıdığı bir haktır" dedi.

Erdoğan, Pekin'de kaldığı otelde basın mensupları ile bir araya geldi. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin "Suriye konusunda Türkiye sanki bir yerlere zorlanıyor gibi kaygı var. Böyle bir kaygı taşıyor musunuz en son sınır ihlali ile birlikte-" sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bunu taşınıyor şeklinde mi değerlendirelim yoksa sınırımızda olan bu olay sebebiyle bize düşen insani bir görevin yerine getirilmesi olarak mı düşünelim. Bazen öyle şeyler olur ki bu hesapta yoktur, planda yoktur ama bu sizin başınıza kalabilir, bunu elinizde bulabilirsiniz. Suriye de, bu olayı ben böyle görmek istiyorum. Birinci şekliyle görmek istemiyorum.

Türkiye olarak da bizim bu noktada velev ki birincisi, velev ki ikincisi olsa dahi bizim ne yapmamız gerekir bu çok önemli. Yani bir sınır ihlalinin olması halinde Türkiye ne yapmalıdır- Başka ülkeler uluslararası siyasette, uluslararası hukukta ne yaptıysalar tabii ki Türkiye'de sonunda onu yapacaktır. Bu bize uluslararası hukukun da tanıdığı bir haktır. Ama bakın biz şu ana kadar yaklaşık 25 bin insanı geçici bir sığınmacı olarak kabul ettik, ediyoruz. Bu rakam nereye kadar gider- 100 bin mi olur, daha fazla mı olur- Biz bu kapıları kapayamayız. Çeşitli uluslararası televizyon kanallarında bu insanların nasıl kaçtığını görüyorsunuz. Herhalde bu insanlar keyfinden kaçmıyor. Burada keyfilik yok, bunlar ölümden kaçıyorlar. Siz bu insanlara kapılarınızı kapayamazsınız. Kapadığınız zaman o insanları gayri insani olarak adeta tost edersiniz. Böyle bir şey de olmaz."

Suriye'den kaçanların kabul edildiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu kaçan insanları bile arkadan vuruyorlar. Burada çocuk, kadın böyle bir şeye de bakmıyorlar, acımasızca vuruyorlar. İşte sayın Annan'a söz verdi, söz verdiğinden bu yana yine her gün 60, 70, 80, 100 kişi öldürülmeye devam ediyor. Böyle bir durum var. Bir de tabii çok açık, net bir sınır ihlali artık oluşmuştur, bu da ortadadır. Bu sınır ihlaline yönelik olarak da bizler de son değerlendirmeleri yapacağız, gerek şahsım gerek Dışişleri Bakanımız yoğun bir şekilde çevre ülkelerle diplomasimiz de devam ediyor ondan sonra da atılması gereken adımları tabii ki atacağız."

-"Bu insanların feryadını duymamazlıktan gelemeyiz"-

Bir gazetecinin uluslararası hukukun tanıdığı bütün hakların kullanacağını söylediğini belirterek, "Bu tampon bölgenin hayata geçirilmesi anlamına mı geliyor-" demesi üzerine Başbakan Erdoğan, bu konuda şudur, budur diye kesin bir şey söyleyemeyeceğini belirtti. Erdoğan, şunları kaydetti:

"Masaya yatıracağız. En isabetli olanı neyse, şüphesiz ki en uygun olanı neyse oradan farklı olanına gitme gibi bir adımımız olacaktır. Farklıdan kastım da düşünmek istemediğimizdir. Oraya gitmektir. Ama bizi buna zorlarsa Suriye rejimi zorlar. Zorlamaması için de atılması gereken adımı orası atması gerekir. Biz şimdi Rusya'ya gerekeni söylüyoruz, diyoruz ki; 'Böyle böyle...Şartları görüyorsunuz. Şu anda 25 bin insan benim ülkeme sığındı. Bunların bize şu andaki maliyeti 150 milyon doları buldu, şu ana kadar. Attığımız adımları da durdurmuyoruz. Düşünüyoruz ki bu iş 100 bine doğru giderse. Onlar geldikten sonra ben orada konteyner kent kurayım olmaz. Gelmeden tedbirleri alacaksınız oradaki bütün ön hazırlıkları yapacaksınız ki bunlar geldiği zaman başlarını koyabilecekleri bir yer olsun. Kampların içinde bile 'Türkiye bizi niye kurtarmıyorsunuz' diye bir feryat edenler de var. Çünkü Türkiye'ye öyle bakanlar var. Bir kurtarıcı gözüyle bakıyorlar. Bu insanların feryadını biz duymamazlıktan gelemeyiz. Bizim ne medeniyetimizde bu var, ne kültürümüzde bu var. Sahiplenmek durumundayız."

Bazılarının buradaki insanları terörist olarak nitelendirdiğini, böyle bir yaklaşımda olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bu insanları gidip gördüğünüz zaman bunun saf, samimi Suriye halkı olduğunu görüyorsun zaten. Çocuk, kadın bunlar. Hala orada oyuncakları ile oynayanlar var. Bunlardan terörist olur mu- Bunlara terörist nazarıyla bakacak kadar siyasette maalesef belli bir mahrumiyeti yaşayanlar var. Onlara diyoruz ki, 'Gidin oraları gezin, dolaşın" diye konuştu.

Kendisinin de orayı göreceğini belirten Erdoğan, "Gördükten sonra oradaki vatandaşın, halkın bütün arzularını, taleplerini tekrar kendilerinden bizzat dinlemeyi.. Benim ertelenmiş bir ziyaretimdi bunu da yerinde yapacağız" dedi.

- PEKİN

Kaynak: AA / Politika
title