"Başbakan da PKK ile Gitsin"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın ustalık dönemi yıkımın, yıkılışın ve yok oluşun karanlık bir devri olacaktır." dedi. Bahçeli çözüm içinse iki şart söyledi; Silahları bıraksınlar Türk Mahkemelerinde yaptıklarının hesabını versinle.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, çözüm süreci ile ilgili "Eğer önlem alınmazsa, Türk milleti olan bitenleri fark etmezse, Başbakan Erdoğan'ın ustalık dönemi yıkımın, yıkılışın ve yok oluşun karanlık bir devri olacaktır." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada 30 Mart 2014'te yapılacak mahalli idareler seçimlerinin çok önemli ve kritik sonuçlara neden olacağını belirtti. Bahçeli, "İddia ile söylüyorum ki, 3 Kasım 2002'nin rövanşı mutlaka alınacak, AKP zihniyeti iktidardan paldır küldür düşecektir. Gelişmeler bu yöndedir."dedi.
PARTİMİZE DESTEK ARTIYOR
"Partimize yönelik her geçen gün büyüyen destek bunu göstermektedir."diyen Bahçeli Antalya'da vatandaşlarımızın muazzam ilgisi, gösterdikleri sıcak yakınlık, her tarafta izdihama varan karşılama ve sevgi seli hepimizi sevindirmiştir. Antalya'nın her insanı AKP'yle daha fazla gidilemeyeceğini bu devranın kapanması gerektiğini haykırmaktadır. Antalya, Türk kimliğine yapılan baskı ve tacizleri reddetmektedir." şeklinde konuştu.
TEMELSİZ DEMOKRASİDEN EN ÇOK BAHSEDEN BUNLARDIR
Ekonomideki gelişmeleri değerlendiren Bahçeli, dün açıklanan 2012 rakamlarının Türkiye ekonomisinin olumsuz tablosunu tescillediğini savundu. Türk milletinin buhranlı dönemlerinin, pusuya yatmış sinsi niyetlerin, kalleş düşüncelerin, düşman tavırların birden bire belini doğrulttuğunu ve harekete geçtiğini her defasında ispatladığını ifade eden Bahçeli, şunları söyledi: "Bunlar hangi devirde yaşarsa yaşasın birbirine benzeyen fikir ve düşünce konusunda aralarında herhangi bir ayrılık bulunmayan vicdanı silik, irfanı delik, milli ahlakı bitik bir zümrenin temsilcileridir. Bu zevatın milletimizin tökezlediği her devirde ön plana çıkma ve seslerini çok çıkarma gibi alışkanlıkları, özellikleri vardır ve bu her zaman da olmuştur. Temelsiz demokrasiden en çok bahseden, sahte özgürlüklerin üzerinde en çok duran, barışı, mütarekeyi avazı çıkarcasına dillendiren bunlardır.
HER ŞEY OLUP TÜRK OLAMAYAN ÇÜRÜMÜŞLER
Sarıkamış'ta on binlerce vatan evladı soğuk havada ecelle boğuşup ruhlarını teslim ederken, Beyoğlu'nda kahkahalarla birbirlerini ısıtan, eğlence mekanlarında kendilerinden geçen gafiller bu zümrenin elebaşlarıdır. Barış diyen, çözüm ve süreç yaygarası koparan, Kandilseverler arasında bulunarak PKK'ya methiyeler düzen, hayatlarında her şey olup da bir tek Türk olmayan, Türk milletinin hakkını teslim edemeyen bu çürümüşlerdir. Bunlar ki, yeri gelince Komünist, yeri gelince liberal, bir gün demokrat, diğer gün otokrat; bazen Marksist, bazen özgürlükçü, işlerine gelince muhafazakar, işlerine gelmeyince ilerici sıfatlarını anında kullanabilmektedir. Bunlar ki, işgal yıllarında İngilizci, Fransızcı, Wilsoncu, sömürge soytarısıdır; bugünkü zaman diliminde Kürtçü, PKK'lı, bülücü, BOP'çu, çözümcü olarak görülmektedir."
USTALIK DÖNEMİ, YOK OLUŞUN KARANLIK BİR DEVRİ OLACAKTIR
Türkiye'yi tasfiye etmek, Türk milletini parçalara ayırmak konusunda fazla iştahlı olan bölünme aktörlerinin, AK Parti öncülüğünde tüm milli ve manevi emanetlere düşmanca davrandığını ileri süren Bahçeli, "Eğer önlem alınmazsa, Türk milleti olan bitenleri fark etmezse, Başbakan Erdoğan'ın ustalık dönemi yıkımın, yıkılışın ve yok oluşun karanlık bir devri olacaktır. AKP'nin küresel hedefler doğrultusunda planladığı, ardından İmralı canisi ile kurduğu ihanet masasında son rötuşlarla olgunlaştırdığı ve nihayetinde de ilan ettiği Yeni Türkiye vaadi bu felaketin sadece bir bölümüdür." ifadesini kullandı.
TÜRKİYE KOBAY ÜLKE DURUMUNA DÜŞÜRÜLDÜ
Türkiye'nin üzerinde derin ve karanlık senaryoların test edildiği kobay bir ülke durumuna düşürüldüğünü iddia eden Bahçeli, "Siyasi ihtiraslarına gem vuramayan, siyasi dalgalanmaya alan açan, rejim ve sistem sorunlarına ortam hazırlayan bir yönetim yapısı geleceğimizi belirsizliklere, birlikteliğimizi risklere mahkum etmiştir. Ülkemiz kısır bir döngünün içine hapsedilmiş durumdadır." dedi.
AKP'Lİ YÖNETİCİLER TARİH BİLMİYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. Erdoğan'ın her fırsatta MHP'ye saldırdığını söyleyen Bahçeli, "Bir programda kendisi Osmanlı'da Lazistan ve Kürdistan eyaletlerinin varlığını söylemiş, bizim de bunu görmezden geldiğimizi iddia etmiştir. Daha ileriye giderek, bizim etnik mücadele verdiğimizi utanmadan, sıkılmadan, yalan sözlerle belirtmiştir. Bize göre Başbakan ve AKP'li yöneticilerin iki vahim eksikliği ve açığı vardır. Birincisi tarih bilmemeleri, ikincisi ise muazzam bir beşeri kudret olan milleti anlamamalarıdır." sözlerini kaydetti. Kendi tarih anlayışları ile AK Parti'nin anlayışı arasında büyük fark olduğunu belirten Bahçeli, "Türk tarihini yanlışa kılıf yapmak, kutlu ceddimizi bölünmeye alet etmek, dönemsel olarak uygulanan, ama daha sonra vazgeçilen bazı yönetim biçimlerini bugüne taşıyarak gerekçe oluşturmak en hafif deyimle zihinsel özürlülüktür." ifadesini kulylandı.
CEDDİMİZ BÖLÜCÜLERİ DARAĞACINDA SALLANDIRMIŞTIR
Başbakan Erdoğan'ın, Osmanlı'nın bir döneminde uygulanan, 19. yüzyılın ikinci yarısında kaldırılan eyalet yönetiminin nelere yol açtığını bilmeyecek kadar tarih bilgisinden uzak olduğunu savunan Bahçeli, şunları söyledi: "Osmanlı Devleti'ni fikri ve fiziki bakımdan bölmek isteyen Batılı güçler, Kürdistan ve Lazistan gibi sözde eyaletler adı altında yeni bir coğrafi bölge ve suni bir kimlik oluşturmanın tertibine soyunmuşlardır. Ancak bu uzun sürmemiş, söz konusu idari düzenlemenin sakıncaları anlaşılınca hemen yürürlükten kaldırılmıştır. Dua ve hürmetle yad ettiğimiz aziz ecdadımız bölücülüğe ve bölünmeye yeltenenleri darağacında sallandırmış, devlet nizamını, toprak bütünlüğünü korumak için can almış, can vermiştir.
BAŞBAKAN KABAKÇI MUSTAFA'YI OKUSUN
Başbakan Erdoğan kendisine ille de tarihten bir örnek alacaksa; ona tavsiyemiz, hamam tellalı Patrona Halil'i öğrenmesi, yenilik düşmanı Kabakçı Mustafa'yı okuması ve gövdesiyle başı başka başka yerlerde bulunan Tepedelenli Ali Paşa'yı anlamasıdır. Daha da yetmezse, kendisinin ve müzakereci dostlarının izinden gittiği; Balkan Dağları'nda silahlarından Türk kanı damlayan çetelerin; Osmanlı'nın başını ezdiği ve hayatlarını zindan ettiği isyan elebaşlarının, emperyalistlerle emel birliği yapan, değişik kisve ve hedeflerle başkaldıran suçluların, devlet ebet müddet, millet ebet müddet anlayışını çiğnemeye kalkışan bedbahtların ibretlik sonunu incelemeli ve gerekli dersleri çıkarmalıdır.
MİLLETİMİZ HAYİNLERİN TEPESİNE HER ZAMAN BİNMİŞTİR
Başbakan unutmasın ki, büyük Kürdistan'ı akıllara sokmak için tarihi tahrif etmesi, yalpalayarak kendisine tutacağı dal araması beyhude bir uğraştır. Türk tarihinin hiçbir sahifesinde ihanete cevaz ve rıza yoktur. Zira Türk milletinin ihanete göz kırpması, müsamaha göstermesi ve sırtını sıvazlaması mümkün değildir. Aziz milletimiz sadakatsizlerin, vefasızların ve hıyanete bulaşanların her daim tepesine binmiş, gırtlağına çökmüş ve kahrıyla da helak etmiştir. Başbakan'ın bizimle tarih konusunda aşık atmasına, nefesi ve birikimi yetmeyecek, her şey bir yana isyankarlara ve hainlere karşı sergilediği özel ilgisi hayatı boyunca bir gölge gibi varlığını takip edecektir."
ÇÖZÜM İÇİN İKİ ŞARTI SÖYLEDİ
Başbakan Erdoğan'ın CNN Türk ve Kanal D ortak yayınında, silahla sınır dışına çıkılmasına karşı çıkmış ve teröristlere yönelik olarak sözlerine değinen Bahçeli, şöyle konuştu: Bizim için tek çıkış PKK'lıları silahlarını güvenlik güçlerine teslim etmesi, arkasından da Türk mahkemelerinde yaptıklarının hesabını vermelidir. Bunun dışında başka bir yol, başka bir çare yoktur; aksine tevessül edenler hıyanetin çamuruna saplanıp kalacaklardır. Erdoğan'ın yapacağı tek şey var. Başbakanlık koltuğundan kalk ve Öcalan'ı oraya oturt. İmralı canisi ile yapılan görüşmeler mutlaka hesabı sorulacak. AKP'nin her taraftan silmeye çalıştığı "Ne Mutlu Türküm" diyene kabusları olacaktır."