Bakırhan, DEM Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu Açıklaması

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Hem Hazreti Muhammed'i hatırlatacak bir karikatürün yayımlanmasını hem de bu karikatürü gerekçe göstererek linç girişiminde bulunulmasını doğru bulmuyoruz.
Dem Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Hem Hazreti Muhammed'i hatırlatacak bir karikatürün yayımlanmasını hem de bu karikatürü gerekçe göstererek linç girişiminde bulunulmasını doğru bulmuyoruz." dedi.
Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Sivas'ta 2 Temmuz 1993'te Madımak Otelinin yakılması ve 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayları hatırlatarak, o gün saz, söz, türkü ve şiirin yakıldığını, çok büyük bir acının yaşandığını söyledi.
Tuncer Bakırhan, partisinin eş başkanı Tülay Hatimoğulları ile bir heyetin Madımak Oteli'ne giderek anma törenine katılacağını bildirdi.
Hazreti Muhammed'in karikatür çizimini yayımlayan dergiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hem Hazreti Muhammed'i hatırlatacak bir karikatürün yayımlanması, hem de bu karikatürü gerekçe göstererek linç girişiminde bulunulmasını doğru bulmuyoruz. Herkesin toplumdaki kutsallar ve hassasiyetler konusunda dikkatli davranması gereken bir süreçte yaşıyoruz. Öte yandan bu ülkede kimsenin linç girişiminde bulunma hakkı da yoktur. Bu sebeple herkesi hukuk dışına çıkmamaya davet ediyoruz. Türkiye toplumsal barışını ararken, bu tarz hadiseler toplumsal barışın yaralanmasına neden oluyor. Bu tür olayların bir daha yaşanmamasını diliyoruz."
Türkiye'nin farklı bölgelerinde meydana gelen orman yangınlarına değinen Bakırhan, yıllardır orman yangınlarına karşı iktidarı uyardıklarını ancak hükümetin bu uyarıları dikkate almadığını ileri sürdü.
Orman yangınlarının, ihmallerin bir sonucu olduğunu dile getiren Bakırhan, "İhmali bulunanlar yakalanmalı, gözaltına alınmalı, açığa çıkartmalı ve haklarında yasal işlem başlatmalıdır. Her sene aynı şey olur mu? Her sene ciğerlerimiz yanarken suçlu mu arayacağız? Dünyanın her yerinde yangın oluyor ama böylesine yoğun yangınlar başka yerde yok." ifadesini kullandı.
"İran-İsrail gerilimi bölgesel güç matrisini baştan yazıyor"
Bütün dünyada üçüncü dünya savaşı tartışmalarının yaşandığını aktaran Bakırhan, dünyada milyonlarca insanın açlıkla mücadele ettiğini, hak ve hukukun her yerde askıya alındığını belirtti.
NATO ülkelerinin dünyadaki sorunların çözümsüzlüğünü derinleştirecek yeni bir karara imza attığını ileri süren Bakırhan, "'Bugüne kadar savaşlarda kullandığımız askeri harcamalar için ayırdığımız bütçe yetmiyor' diyorlar. Şimdi milli hasılanın yüzde 5'ini silahlanmaya harcıyorlar. Dünya güvenliğini sağlamanın yolu daha fazla silahta değil, daha fazla eşitliktedir, adalettedir. Daha fazla bombada, topta, tüfekte değil, daha fazla özgürlük ve demokrasidedir." diye konuştu.
Bakırhan, yeni bir dünya savaşının ayak izlerini Orta Doğu'da net bir şekilde gördüklerini, yeni bir nizamın bölgeye dayatıldığını anımsattı.
Gazze'den Tahran'a, Kiev'den Şam'a kadar süren bu ateşin tesadüf olmadığına işaret eden Bakırhan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dünya sistemindeki değişim arayışlarının en sert ayak sesleri Orta Doğu'da yankılanıyor. Her gelişmeyi küresel ve bölgesel hegemonya kavgasından ayrı düşünemeyiz. İran-İsrail gerilimi bölgesel güç matrisini baştan yazıyor. Suriye'deki çalkantı, Irak'taki istikrarsızlık, enerji koridorları üzerindeki rekabet, birbirini besleyen dinamiklerdir. Hint Avrupa enerji koridoru projesini anlamadan, dünya ve Orta Doğu'daki gelişmeleri anlayamayız. Bu proje tam bir emperyal enerji projesidir. Batı'nın ihtiyacını karşılamayı hedefliyor. Bu proje için jeopolitik altüst oluşu hayata geçiriyorlar. Her jeopolitik altüst oluşlarda milyonlarca insan acı çekiyor. Göç yollarına düşüyor. Yoksullukla boğuşmak zorunda kalıyoruz."
İsrail'in hamlelerinin, küresel hegemonya mücadelesinin enerji hatları boyutunu açık bir şekilde ortaya koyduğuna dikkati çeken Bakırhan, bu müdahalelerin halklara hiç huzur getirmediğini vurguladı.
Bakırhan, "7 Ekim'de patlak veren İsrail-Hamas Savaşı, jeopolitik fay hatlarını harekete geçirdi. 'Orta Doğu'da bir taş devrilince oyun yeni baştan kuruluyor' diyorlardı. İşte o taş 7 Ekim'de atıldı. Türkiye başta olmak üzere bölge ülkeleri bu yeni gerçekliğe göre saflarını belirliyor. Orta Doğu gibi Türkiye de sırat köprüsünden geçiyor. Türkiye, geçmişin paranoyalarından ve korkularından kurtularak sırat köprüsünü güçlenmiş bir şekilde geçebilir." görüşünü paylaştı.
Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin de değerlendirmeler yapan Bakırhan, Dem Parti olarak sürecin ciddiyetine layık davrandıklarını, Amerika'dan Almanya'ya, İngiltere'den dünyanın dört bir yanına barış diplomasisini ördüklerini kaydetti.
Türkiye'de farklı sivil toplum örgütleriyle görüştüklerini aktaran Bakırhan, önümüzdeki günlerde de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşeceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile planlanan görüşmeye büyük önem verdiklerini vurgulayan Bakırhan, şöyle devam etti:
"Bölgesel kaos tırmanırken, iç barışımızı güçlendirmek için daha çok konuşmalı ve bir araya gelmeliyiz. Sayın Erdoğan ile yapacağımız görüşme ile herkesi kapsayan demokrasi, hukuk ve iç barışı sağlayacak bir yol haritasının çıkmasını umut ediyoruz. Heyetlerimizin yapacağı görüşmeler sonrasında Türkiye'ye nefes aldıracak bir döneme gireceğimizi düşünüyoruz. Bu kapsamda barış iklimini somut hayata yayacak gelişmelerin en kısa sürede gerçekleşmesini bekliyoruz, temennimiz bu yöndedir. İnşallah önümüzdeki günlerde yeni gelişmeleri, yeni hamleleri hep birlikte göreceğiz. İç barışı kurmak, demokratik siyaset kanallarını güçlendirmekten geçiyor."