Bakanlar Kurulu Toplantısı
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç: (3) "(CHP Genel Başkan Yardımcısı Koç'un iddiaları) Sizin sadece çocuğu, oğlu değil, gelini de Meclis'te olanlar var. Şimdi ben bunları teşhir mi edeyim? Bunları teşhir etmemek için zamanında Önder Sav'a da Sayın Baykal'a da rica etmiştim, 'Beni mecbur etmeyin' diye. Çünkü onların bir kabahati yok varsa babalarının etik bir noksanlığı var" "1993 ile 2002 yılları arasında yani AK Parti'nin iktidar olmadığı dönemlerde istisnai kadrodan atananların sayısı, 2002'den bu yana 13 yıllık iktidarımız döneminde atananların iki mislidir" "Bu konuşmasını yaparken benim hakkımda çok galiz ifadeler kullanıyor.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç'un istisnai atamalarla ilgili iddialarına ilişkin, "Sizin sadece çocuğu, oğlu değil, gelini de Meclis'te olanlar var. Şimdi ben bunları teşhir mi edeyim? Bunları teşhir etmemek için zamanında Önder Sav'a da Sayın Baykal'a da rica etmiştim, 'Beni mecbur etmeyin' diye. Çünkü onların bir kabahati yok varsa babalarının etik bir noksanlığı var" dedi.
Arınç, Başbakanlık Merkez Bina'daki Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç'un istisnai atamalarla ilgili iddialarına ilişkin değerlendirmesi sorulan Arınç, TBMM'de yaptığı bir konuşmada bu konuya kısmen değindiğini kaydederek, şunları söyledi:
"Zannettim ki bir siyasetçi kendi siyasi partisinden milletvekillerinin de alkışla destek verdiği bu konuşma üzerine tekrar bu saçmalıkları yapmaz. Neden yapmaz? Şunun için: Haluk Koç Bey genel başkanlığa aday olmuş bir siyasetçidir, daha baştan kaybetmiştir. Şimdi de partisinin milletvekili ve parti sözcüsüdür. Yaptığı işin, söylediği sözlerin bir ağırlığının olması gerekir. Bir de objektif olması gerekir. Ben, kendilerine misaller vererek geçmişte, CHP'li tarafla neler yaşadığımızı, o akşamki konuşmamızda ifade ettim."
Koç'un, şikayetlerle ilgili internet sitesi kurulduğuna yönelik açıklamasını "Çok çirkin bir şey, bunu kabul etmek mümkün değil" sözleriyle değerlendiren Arınç, "Bu konuşmasını yaparken benim hakkımda çok galiz ifadeler kullanıyor. Bunları kendisine iade ederim. Beni de millet tanıyor, parlamento tanıyor, seni de çok iyi tanıyor ve biliyor. 'İyi polismiş, kötü polismiş, çift kimlik taşıyormuş'... Bunlar bana yakışmaz, senin üstünde kalır. Burada hükümet sözcüsü sıfatıyla bir açıklama yapıyorum ama o insana karşı da söyleyecek bir sözüm olmalı" değerlendirmesini yaptı.
Haluk Koç'un oğlunun nikahında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, gelin ve damada evlilik cüzdanını "Sizler çapulcusunuz, sizden çapulcu evlatlar bekliyorum" sözleriyle verdiğini anımsatan Arınç, bunu hazmedemediğini belirtti. Arınç, şöyle konuştu:
"O günlerde Gezi olaylarının etkisinde kalmış sanki Sayın Kılıçdaroğlu, Haluk Koç'un oğluna ve gelinine 'çapulcu' diye hitap etti. Evliliğinin ilk gününde, en mesut gecesinde, onlar ne kadar benimsedi bilmiyorum ama bir gelin ve damada 'çapulcu' ile hitap edilmesi ve doğacak çocukların da 'çapulcu olmasını istemesi' bana çok garip geldi ve Kılıçdaroğlu'nu eleştirdim, Haluk Koç'a da geçmiş olsun dedim. Ama Haluk Koç, bundan çok memnun olmuş anlaşılan. Keşke onu korumasaydım, keşke Kılıçdaroğlu'nu eleştirmeseydim."
-"Mecbur ederlerse çocuklarıyla baldızlarıyla bunları yüzlerine vururuz"-
"İstisnai kadro"nun Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğundan bu yana var olduğuna dikkati çeken Arınç, "Memuriyetteki süresine bakılmaksızın, mezuniyet önemlidir, KPSS veya buna benzer bir sınava dahil edilmeksizin bazı işler için nitelikli eleman istihdamına imkan veren ama adı da üstünde, hem atama usulleri hem de sayı bakımından istisnai kadrolar bulunur" bilgisini verdi.
Bu kadroların, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM Başkanlığı, bakanlıklar, belediyelerin de arasında olduğu bazı kurumlarda bulunduğunu, istisnai kadroları kurumun başındaki kişilerin kullandığını dile getiren Arınç, bunun bir gelenek olduğunu söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından kendisine bir istatistik geldiğini kaydeden Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
"1993 ile 2002 yılları arasında yani AK Parti'nin iktidar olmadığı dönemlerde istisnai kadrodan atananların sayısı, 2002'den bu yana 13 yıllık iktidarımız döneminde atananların iki mislidir. Bu hükümetler DYP hükümetidir, CHP hükümetidir, SHP hükümetidir veya o zamanlar Anavatan Partisi hükümetidir, bütün bunların hepsini topluyorsunuz, bizim 13 yılda, tek başımıza iktidar olduğumuz dönemde atadıklarımızın iki mislidir. İnsan biraz sıkılır, bu bir.
İkincisi: Meclis'te ataması yapılmış istisnai kadrolardan, ben kendisine de ifade ettim o gece, sizin sadece çocuğu, oğlu değil, gelini de Meclis'te olanlar var. Şimdi ben bunları teşhir mi edeyim? Bunları teşhir etmemek için zamanında Önder Sav'a da Sayın Baykal'a da rica etmiştim, 'Beni mecbur etmeyin' diye. Çünkü onların bir kabahati yok varsa babalarının etik bir noksanlığı var. TRT'de buna benzer atamalar olduğunu yüzlerine karşı söyledim. Buradaki sayı CHP'liye, ANAP'lıya, DYP'liye, SHP'liye bakarsak diyelim ki Refah Partisi, Fazilet Partisi, diyelim ki AK Parti dönemlerindekinin 10 mislidir. Mecbur ederlerse çocuklarıyla baldızlarıyla eşleriyle birlikte bunları yüzlerine vururuz. O zaman Sayın Koç, bu partide yoktu. Ama şimdi o partinin sözcüsüdür. Genel Başkanına danışsın, 'O dönemlerde de atanmış ne kadar CHP'li varsa ismini açıklayın' desinler, bunlar açıklanır ama bu neyi halleder, neyi çözer? Herkesin kanunen yapabileceği bir şeyi, etik açıdan eleştirebilirsiniz ama bunun kanunsuz ve usulsüz bir tarafı yok ki.
Bir tanesine cevap verdim, birincisinde, ismini de unuttum, bilmem ne Gündoğan'dı galiba. Adamı rüyamda görmedim, ismini duymadım ama Meclis'te çalışmış deyince, Meclis'teki dosyasından baktırdım, nerede çalışmış diye. Adam Mamak Belediyesinde, Aile Sosyal Politikalar'da, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında, Kültür ve Turizm Bakanlığında çalışmış, Bolu'da il müdür yardımcılığı yapmış vesaire. 16 yıl sonra da Meclis'e bir proje kapsamında geçici görevle gelmiş. Bunun benimle ne ilgisi var."
-"Suçlamalar ve ithamlardan gündem değiştirme gayreti içinde"-
Koç'un dün yaptığı açıklamada, yeğeninin BOTAŞ Genel Müdür Yardımcısı olduğunu söylediğini aktaran Arınç, yeğeninin İngiltere'de doktora yaptığını, Türkiye'de "Enerji üzerine 10 kişi sayın" denilse ilk beşin içine gireceğini ifade etti. BOTAŞ Genel Müdür Yardımcısı olmadan önce de, yaklaşık 7 yıl boyunca Abdullah Gül'ün enerji danışmanı olarak çalıştığını dile getiren Arınç, "Üç yabancı dil bilen, enerji konusunda bu kadar iyi yetişmiş bir insan neden genel müdür olmadı diye şikayet edeceğine genel müdür yardımcılığından şikayet ediyor" ifadesini kullandı.
Haluk Koç'un kendisine gündem yaratmaya çalıştığını söyleyen Arınç, şöyle devam etti:
"CHP'nin baş başa bulunduğu karşılıklı suçlamalar ve ithamlardan gündem değiştirme gayreti içerisinde. Bir taraftan birisini ihraç ediyorlar, adam 'Bütün MYK'yı mahkemeye vereceğim' diyor, öbür tarafta Birgül Ayman Güler, 'CHP cemaatle işbirliği yaptı' diyor. Beriki bir başka şey söylüyor. Bunlardan sıkılmış, bunalmış, eskimiş bazı şeyleri yeni gündeme getirme gayreti içinde. Çok ayıp ve çok çirkin. Hele bir site yapıp da 'Şikayeti olanlar buraya müracaat etsin' demesi, çok çirkin bir şey. Bunu yakıştıramıyorum, bundan vazgeçmesini diliyorum. Elinde bir taşla camları kırmaya kalkarsa CHP genel merkezinde cam kalmaz, kapı bile kalmaz."
-"Islak tülbent kuruyuncaya kadar geçecek"-
Bir konuşmasında, "Türkiye'nin hem Körfez ülkeleri hem de Mısır ve Suriye ile soğukluklarının giderilmeye başladığı"na yönelik ifadeler kullandığı belirtilerek, bu konuya açıklık getirmesinin istenmesi üzerine de Arınç, İstanbul'daki 5. Boğaziçi Zirvesi'ne Körfez ülkeleri, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün ve o bölgeden gelenlerle Avrupa, ABD ve Uzakdoğu'dan yatırımcıların katıldığını anımsattı.
Zirvenin kapanışında yaptığı konuşmada, ekonomik gelişmeleri izah ettiğini ancak daha çok Türkiye'deki siyasi istikrar, 2015'teki seçimler ve yatırım ortamının nasıl olacağının merak edildiğini dile getiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hepsi milyar dolarları portföylerinde taşıyan yatırımcılar. Onlara çok merak ettikleri bir konuda da birkaç cümle söyledim, o da şudur: Bizim özellikle Ortadoğu bölgesinde, bazı ülkelerle Suriye ve Irak meselesinden veya Mısır konusundan dolayı ilişkilerimizin biraz yavaşlamış olduğunu veya limonileştiğini söyleyenler var. Bunda doğruluk payı olabilir. Suriye'deki tavrımız bellidir. Irak'ta özellikle geçmiş dönemde, Maliki döneminde sıkıntılarımız bellidir. Yine Mısır'da darbeye karşı tavrımız da bellidir. Bundan dolayı bazı ülkeler, Türkiye ile aynı görüşleri paylaşmıyor olabilirler. Yatırımcıların benden ricası şu oldu: 'Bu daha ne kadar devam edebilir.' Çünkü siyasi noktadaki bu sıkıntı, yatırımları engelleyebilecek duruma gelebilir. Ben de onlara rahatlıkla şunu söyledim: 'Türkiye ile bazı ülkeler arasındaki bu görüş farklılığından doğan gelişmeler süratle giderilecektir. Biz aynı coğrafyanın kardeş yaptığı insanlarız. Birbirimize kader birliği yapıyoruz, kaldı ki bölgemizdeki sıkıntılı konular da bir an önce sonuçlanacak. Türkiye ile geçmişte bu ülkelerin nasıl dostluğu ve kader beraberliği varsa bundan sonra da devam edecek.' Onlara Türkiye'de bir atasözünü 'Islak tülbent kuruyuncaya kadar geçecek. Bundan emin olun, gelecek bugünkünden çok daha iyi olacak' dedim. Kabul gördü, bazı yabancı yayın organları da bunu ifade ettiler."
- Ankara