Haberler
Biden, ateşkesin yerel saatle 04.00'te yürürlüğe gireceğini açıkladı

Biden: Ateşkes yerel saatle 04.00'te yürürlüğe girecek

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Bakan Ergin: "Sakıncalı Piyade Olarak Askerlik Yaptım"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

ANKARA (İHA) – Adalet Bakanı Sadullah Ergin, üniversite yıllarında kız öğrencilerin 'başörtülü okula' girmeleri için yaptığı açlık grevine destek verdiği için askerde 'sakıncalı piyade' olarak görev yaptığını söyledi.

ANKARA (İHA) – Adalet Bakanı Sadullah Ergin, üniversite yıllarında kız öğrencilerin 'başörtülü okula' girmeleri için yaptığı açlık grevine destek verdiği için askerde 'sakıncalı piyade' olarak görev yaptığını söyledi.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın hazırlayıp sunduğu "Ankara'nın Gündemi" programında İhlas Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol ve Kanaltürk Ankara Temsilcisi Faruk Mercan'ın sorularını cevaplandırdı. Gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Ergin, başörtülü vekil tartışmalarına da değindi.

TBMM'nin ülkenin ve milletin yaşadığı problemleri çözme yeri olduğunu ifade eden Bakan Ergin, toplumun içerisinde türban sorunun bulunmadığını belirtti. Halkın böyle bir derdinin kalmadığını dile getiren Ergin, "Toplumun kendi içerisinde çözmüş olduğu bir problemi problem olarak TBMM'ye taşımaya çalışmak akıl tutulmasında başka bir şey değil" dedi.

"BU ARTIK VAKA-İ ADİYE BİR OLAYDIR"

Toplumun türban sorunun çözdüğünü dile getiren Ergin, Kılık Kıyafet yönetmeliğinde geçmişten kalan beşinci maddeyi Bakanlar Kurulu'nun çıkardığı yeni yönetmeliğin yürürlükten kaldırdığını ve Türkiye'nin artık böyle bir probleminin kalmadığını vurguladı. Türkiye'nin olmayan bir problemi varmış gibi TBMM'de takdim etmeye çalışanlara prim verilmemesi gerektiğinin altını çizen Ergin, "Bu konunun üzerine fazla gitmek istemiyorum. Halkın çözmüş olduğu bir problemi problemmiş gibi gündeme taşımak doğru değil. Bu artık vaka-i adiyeden bir olay. Milletvekillerimiz yeni mevzuat çerçevesinde Genel Kurul'a arzu ettikleri şekilde gelebileceklerdir" diye konuştu.

"BU ÜLKENİN BAŞBAKANI KENDİ ÇOCUKLARINI BU ÜLKEDE OKUTAMADI"

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana 90 yılın geçtiğinin altını çizen Ergin, konuşmasına şöyle devam etti:

"90 yıl içerisinde bu toplumda birçok kesim ötekileştirildi, öteki muamelesine tabi tutuldu. 90 yıldır bu ülkede Kürtler tehdit olarak algılandı. Aleviler tehdit olarak algılandı. Sosyalistler, komünistler tehdit olarak algılandı. Milliyetçiler, muhafazakarlar, kendini dini bütün olarak takdim edenler, İslamcı kesimler toplum için birer tehdit olarak algılandı ve bunlara karşı konuşlandı devlet refleksi. Bir devlet düşününki tehdit olarak kendi vatandaşlarını gruplar halinde potansiyel tehditler olarak algılıyor ve bütün savunma reflekslerini bunlara yöneltiyor. Böyle bir devlet olamazdı. Bu vatandaşların o bayrağa, o İstiklal Marşı'na aidiyet duygusuyla güçlü şekilde bağlanması için kendilerini o ülkeye ait hissetmeleri lazım. On yıldır her bireyin kendini bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı hissetmesini sağlayacak adımları atmaya çalışıyoruz. Bu kesimler içerisinde başörtülü kadınlarımız vardı. Okullarına gidemeyen öğrenciler vardı. Yurt dışında eğitim yapmak zorunda kalan vatandaşlarımız oldu bu ülkede. Bu ülkenin Başbakanı kendi çocuklarını bu ülkede okutamadı. Düşüne biliyor musunuz? Bir memleket düşünün ki Cumhurbaşkanı gözaltılardan gelmiş, başbakan cezaevinden gelmiş. Adalet Bakanı 'sakıncalı piyade' askerlik yapmış. Ötekisi filancalar yapmış. Parlamentoya baktığınız da 550 milletvekili içerisinde önemli bir kesimi şu yada bu şekilde devletle problem yaşamış. Böyle bir yapı, böyle bir devlet olamaz."

"SAKINCALI PİYADE OLARAK ASKERLİK YAPTIM"

'Sakıncalı piyade' olarak askerlik yaptığını anlatan Ergin, "Ben Ankara Hukuk Fakültesi'nde öğrenciyken yine o zamanda bu başörtü meselesi gündemdeydi. Sınavlarda başörtülü öğrenciler sınava girdiğinde 'ya başını açacaksın yada sınava almayacağız' denildiğinde o zaman kızların bir kısmı başını açmayarak ağlayarak sınavdan çıkarlardı. 1987 yılında Abdi İpekçi Parkı'nda açlık grevi yaptı kız çocukları. Başörtüsüyle okullara gire bilmek için eylem yaptılar. Biz öğrenciyiz o yıllarda o kampanyaya imza verdik. Grevde gözcülük yaptık. Ama askere gittiğimizde önümüze geldi bütün bunlar. Bize özel bir menü hazırlamışlar sağolsunlar. Ben Hatay'dan gelmiş Türkmen çocuğuyum" şeklinde konuştu.

"ASKER VE POLİSE BAŞÖRTÜSÜNÜ KURUMLAR KENDİSİ BELİRLEYECEK"

Hakim, savcılar, emniyet ve askerlerin başörtüsü takıp takmayacağı yönünde ise Kılık Kıyafet yönetmeliğinin beşince maddesinde sınırlamaların olduğunu belirten Ergin, Kılık Kıyafet Yönetmeliğinin beşinci maddesinde bu sınırlamaların kaldırıldığını ancak bu uygulamayı kurumların kendisinin karar vereceğini dile getirdi. Her kurum kendi içerisinde bunu ayarlaya bileceğini vurgulayan Ergin, kurumlar kendi yönetmeliklerini kendileri yapacağının altını çizdi.

"ÇÖZÜM SÜRECİNDEKİ MADDELER 2023 VİZYONUMUZ İÇERİSİNDE VARDI"

Çözüm süreciyle ilgili gelinen son noktayı değerlendiren Adalet Bakanı Sadullah Ergin, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu süreç yokken de AK Parti'nin bir duruşu vardı. 2002'de hükümet olduğumuzdan bu yana hatta partimiz kurulduktan sonra parti programımızda kendimizi bağladığımız taahhütlerimiz var. 2012'de biz büyük bir kongre yaptık. Bu büyük kongrede ve ne çözüm süreci vardı ne bugünkü bu tartışmalar vardı. 63 maddelik 2023 vizyonumuzu ortaya koyduk ve bir hedef belirledik. 2023'e kadar biz bu 63 maddeyi yerine getireceğiz dedik. Aradan bir sene geçmesine rağmen bu 63 madde içerisinde 13 tanesi yerine geldi. 7 tanesi de bu paket içerisinde yer alıyor. Yani 20 tane taahhüdümüz yerine gelmiş oluyor. Biz 11 sene sonraya bir hedef koymuşuz bir senede üçte birini karşılamışız. AK Parti'nin orta ve uzun vadeli hedeflerine sadık kalarak topluma verdiği sözü yerine getirme iradesi milletimizden takdir gören bir tavır oldu bugüne kadar. Biz bakınız Çözüm Süreci yokken de ortaya koyduğumuz hedefler içerisinde kişilerin kendilerini rahat ifade edebilecekleri bir dilde savunma yapmaları ön gördük. Demokratik hakların güçlendirilmesini ülkenin demokratik standartlarının yükseltilmesini ön gören hedefler belirledik. Bir sene içerisinde 20 tanesini yerine getiriyorsunuz. Bu önemli bir tutum. Milletin AK Parti'ye güvenmesi ve her seçimde desteğinin artırarak sürdürmesi AK Parti'nin taahhütlerine sadık kalmasının, istikametini de halktan aldığı verilere göre yönlendirmesinden kaynaklı bir neticedir. AK Parti niye başarılı oluyor. AK Parti her ay anket yaptırtır, belirlediğimiz politikalarda vatandaşın tasvip etmediği bir husus varsa biz hemen tabanın talebine göre hareket ederiz. Bugüne kadar AK Parti bu şekilde tepede kaldı. Milletle beraber yürürseniz inşallah bu tepedeki yürüyüşünüz devam edecek demektir."

"ZORLA GÜZELLİK OLMAZ"

Bakan Ergin, "Son 30 yıldır silahlı çatışma dönemini içeren bir problem var bu ülkede. Osmanlının son dönemlerinden başlamış ve Cumhuriyet tarihi boyunca sıkıntı olarak önümüzde hep olmuş bir problem bu. Bakınız Cumhuriyet kurulduktan sonra sadece 1960 yılına kadar 17 ayrı rapor yazmış bu devlet. Kürt sorunu, doğu sorunu, terör sorunu diye 17 tane rapor yazmış. Başbakanlar, Genelkurmay başkanları, bölge valileri bunların yazdığı raporlar var. Bu raporlarda belirten tedbirler uygulanmış 90 senedir, 90 sene yazdığınız reçeteler uygulanmış ama hastalık daha da ilerlemiş, dert daha kronik hale gelmiş ve bugün önümüz de duran bu kadar zorlu bir hale taşınmış. Şimdi 91. sene bu toplumun önüne çıkarak şunu söyleme hakkınız var mı? '90 sene uyguladığımız reçeteyi ve bir problemi daha da kronik hale getiren bu çözüm önerilerini 91. Senede uygulayayım' demeye hakkınız var mı? Bu diye bilirsiniz. Dediğiniz zaman ne kadar vatansever olabilirsiniz. Ne kadar milliyetçi olursunuz. Böyle bir şey olabilir mi? Hastalığı daha da kökleştiren reçetelerin 91. yılında da uygulanmasını istemek basiret örneği midir. Onun için Herkesin başına ellerin arasına alarak düşünmesi lazım. Bu güne kadar çözüm diye önümüzü getiriler, tedbirler maalesef bu sorunu kronikleştirmekten öteye götürmemiştir. Bir kere bu ülkede yaşayan her bireyi bu ülkenin sahibi görmesini sağlayacak ve aidiyet duygusunu güçlendirecek, birlikte yaşama iradesini inşa edecek bir zemini oluşturmak zorundayız. Birlikte yaşama iradesini güçlendiremez isek istediğimiz kadar devlet politikaları uygulayalım, istediğimiz kadar inzibati tedbirler alalım bu zorla güzellik olmaz. İnsanların gönlüne zorla sevgiyi yerleştiremezsiniz" dedi.

"ÇÖZÜM SÜRECİNİN NETİCE ALMASI İÇİN HALK DESTEK VERİYOR DUA EDİYOR"

30 yıl içerisinde çok canların kaybolduğunu kaydeden Ergin, "Güvenlik güçlerimizden şehit olanlar, bölge insanlarından dağa çıkıp eline silah alıp terör eylemleri yapan unsurlardan ciddi kayıplar oluştu. Ama bütün bunlara baktığınızda bütün bunların tamamı Türkiye'nin geleceği için çalışabilecek potansiyelin Türkiye'ye güç kaybettirmesi bu ülkenin ve milletin geleceğini zaafa uğratması sonucunu doğurmuştur. Bir kere şunu baştan belirtmek lazım. Terör, ölüm, kan akıtma bir hak arama aracı olarak kabul edilemez. Kesinlikle terörle, şiddetle aramıza kesin bir çizgi koymak durumundayız. Bu çalışmaların amacı terör eylemlerinin sona ermesidir. Silahın artık konuşmaması, düşüncelerin ifade edilmesi için bir alan bulunması ve taleplerin meşru zeminde, siyaset zemininde ortaya konulması ve bunun ülkenin siyasetinin el verdiği bir şekilde karşılanmasını öngören bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmaya müspet bakanlar, olumsuz bakanlar elbette ki olacak. Herkesin aynı düşünmesi gerekmiyor. Ama gördüğümüz gibi Türkiye'nin büyük bir çoğunluğu bu sürecin bir netice alması, başarıya ulaşması için destek veriyor dua ediyor. O açıdan biz yeni canlar yitirilmesin, yeni canlar düşmesin diye uğraşıyoruz. Bana göre bu çalışma, bu gayret son derece saygı değer bu ülkeye için, bu millet için son derece önemli bir çalışmadır. Niyet hayır ve akıbet hayır diye yola çıktık. Bu süreç içerisinde öngördüğümüz, öngörmediğimiz gelişmeler yaşandı, yaşanıyor. Ama 'bitti bitiyor, gitti gidiyor' gibi felaket tellallığı yapan unsurlarda çıkıyor" diye konuştu.

"YAPILAN OLUMSUZ ELEŞTİRİLERE RAĞMEN YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ"

AK Parti olarak verdikleri sözün arkasında olduklarını ifade eden Ergin, atılan adımların her birinin değerli ve kıymetli adımlar olduğun vurguladı. Yapılan eleştirilere rağmen yollarına devam ettiklerini vurgulayan Ergin, tüm olumsuzlara karşın bu umudu yarına taşıyacaklarını söyledi. Kanı durdurmaya, ateşi söndürmeye niyetli olanlarla çalışacaklarını dile getiren Ergin, katkı sunmak isteyenleri davet etti. - ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika
title