Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (2)
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni yasama yılı resepsiyonunda siyasi parti genel başkanlarıyla bir araya gelmesine ilişkin, "Özgür Bey'in Meclis'teki malum o fotoğraf karesiyle ilgili günlerdir süregelen söz, değerlendirme ve temelsiz eleştirileri...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni yasama yılı resepsiyonunda siyasi parti genel başkanlarıyla bir araya gelmesine ilişkin, "Özgür Bey'in Meclis'teki malum o fotoğraf karesiyle ilgili günlerdir süregelen söz, değerlendirme ve temelsiz eleştirileri esasen içten içe derinleşen bir kıskançlığın, gittikçe ağırlaşan nedamet psikolojisinin alegorik şifresidir. Samimiyetle ifade etmeliyim ki, o fotoğraf Türkiye'nin fotoğrafıdır." dedi.
Bahçeli, yeni yasama yılının ilk TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, yeni yasama yılının hayırlı olmasını dileyerek TBMM'nin ilk başkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere 105 yıl içerisinde Gazi Meclis'te görev yapan ve ebediyete irtihal eden milletvekillerini andı.
TBMM'nin Türk milletinin gözbebeği, iradesinin tecelli mekanı olduğunu söyleyen Bahçeli, milletin verdiği vekalet görevini demokrasi ahlakına ve tarihsel anlamına müzahir şekilde taşımanın ve temsil etmenin TBMM'de bulunan her milletvekilinin başlıca sorumluluğu olduğunu belirtti. Bahçeli, "TBMM, boykot ve protestolara sahne olacak, ucuz ve uçuk ayak oyunlarına alet edilecek, egoları şişkin, hırs ve ihtirasları kabarık siyasi tufeylilerin tahrip ve tahriklerine maruz kalacak bir yer değildir. Yeni yasama yılının açılış oturumuna sudan bahaneleri öne sürerek katılmayan, Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasına tahammülsüzlüğün yanında aziz milletimizin iradesine saygısızlıkta üst bir faza geçen CHP gene baltayı taşa vurmuştur. Dipsiz çelişkilerde bocalayan CHP, gafil cüretkarlığıyla yanlışı savunacak basit ve baya gerekçelere sığınmayı, devamında bunlarla avunmayı tercih etmiştir. Elbette kendi düşenin ağlamaya, dövünmeye sızlanmaya hakkı yoktur. CHP'nin sadece sayın Cumhurbaşkanımızı, sadece Meclis'imizi değil, esasen Türkiye'yi ve Türk milletini yok saydığı ortadadır. İnanıyorum ki bu seviyesizliğin demokratik sonuçlarına da eninde sonunda katlanacaktır." ifadelerini kullandı.
"O fotoğraf, Türkiye'nin fotoğrafıdır"
Meclis'in açılışı dolayısıyla 1 Ekim'de yapılan özel oturumunun hemen ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un davetine icabet eden parti genel başkanlarının yan yana oturmasının, cepheleşmeden muzdarip milleti umutlandırdığını söyleyen Bahçeli, iktidarın ve muhalefetle birlikte yer aldığı fotoğrafın milli iradenin özlemlerinin yansıdığını belirtti.
Her partinin, her milletvekilinin, her siyaset insanının "Türkiye sevdası" ortak paydasında buluştuktan sonra üstesinden gelemeyeceği hiçbir sorunun olmadığını vurgulayan Bahçeli, "Görüşlerimiz farklı olabilir, fikirlerimiz ayrı olabilir, bunları temin ve teşmil eden siyasetlerimiz de başka olabilir ama hepimiz Türk milletinin evladıyız, mensubiyetinden de onur ve şeref duymalıyız. Gerektiği ve şartlar öyle geliştiği takdirde sesimizi değil yalnızca sözümüzü yükseltmeliyiz. Yapmak varken yıkmanın ne manası vardır? Kucaklaşmak varken kutuplaşmanın kime ne faydası olacaktır? Yapıcı olmak duruyorken yakmanın, kırmanın, diyalog köprülerini havaya uçurmanın, sorarım sizlere getireceği ve sağlayacağı nelerdir?" diye konuştu.
"Cumhuriyet Halk Partisi'nin siyaseti mefluç ve meşruiyet zaafıyla malul sakat bir siyasettir." diyen Bahçeli, bu siyaset kusurunun millete vereceği hiçbir şeyin olmadığını söyledi. Bahçeli, şunları kaydetti:
"Özgür Bey'in Meclis'teki malum o fotoğraf karesiyle ilgili günlerdir süregelen söz, değerlendirme ve temelsiz eleştirileri esasen içten içe derinleşen bir kıskançlığın, gittikçe ağırlaşan nedamet psikolojisinin alegorik şifresidir. Samimiyetle ifade etmeliyim ki, o fotoğraf Türkiye'nin fotoğrafıdır. Her şeyden evvel Cumhuriyet Halk Partisinin sürüklendiği çıkmaz sokağın, içine girdiği korku tünelinin, çırpındıkça battığı rüşvet ve yolsuzluk çamurunun elbette siyasi sonuçları olacaktır. Özgür Bey'in Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili sözde meşruiyet sorunu imal ve icat etmek yerine partisinin ve şahsının ne kadar meşru bir çizgide durduğuna kafa yorması akıbeti ve mahiyeti bakımından akla en yatkın seçenektir.
Egemenliğin ve meşruiyetin yegane kaynağı büyük Türk milletidir. Söz milletindir, karar milletindir, irade milletindir, hüküm milletindir. Eğer millet haricinde meşruiyet arayışlarına tenezzül edip, teşne olabilecek mandacı siyasetçilerin izini sürmek isteyen çıkarsa tavsiyem ve temennim doğrudan CHP'ye bakmaları, orayı kurcalamalarıdır. Zira kurcaladıkça Mavi Vatan'a masal ve safsata diyen işbirlikçiler çıkacaktır. Kurcaladıkça Karabağ zaferinden rahatsız olan devşirmeler görülecektir. Kurcaladıkça yabancı medyaya Türkiye'yi şikayet eden, yabancı ülkelerden aman dilenen, niye bizi görmüyorsunuz diye çığlıklar atan ciğersizlerin eşkali belirlenecektir. "
"İddianamelerin süratle ikmal edilerek adil yargılama sürecinin derhal başlaması da samimi dileğimizdir"
Camdan evi olanların komşuya taş atmadan önce çok iyi düşünmesi ve makus bir hesap hatasından uzak durmaları gerektiğini söyleyen Bahçeli, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretine ilişkin sözlerine tepki gösterdi. Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
"Özgür Bey'in, Sayın Cumhurbaşkanımız ABD'de Türkiye'yi onurla ve takdir edilecek boyutlarda temsil ederken İsrail'in sesi olması, ülkemizi kötüleme yarışına tevessül etmesi kelimenin tam anlamıyla çarpıklıktır. Cumhurbaşkanımız Birleşmiş Milletler kürsüsünü vicdan mahkemesine dönüştürüp mazlumların tercümanı olurken Özgür Bey'in 'Netanyahu'yla kayıkçı kavgası yapıyorlar' sözü unutulmayacak siyasi bühtandır. (ABD Başkanı Donald) Trump'tan randevu dilenenlerin Filistin'in kardeşi olamayacaklarını söylemesi ayıptır, günahtır ve yalandır. Özgür Bey'in nasıl bir dolduruşa getirildiği, kimlerin tuzağına düştüğü az çok malumumuzdur. Nitekim kendisine ve partisine yazık etmiştir.
Birleşmiş Milletler 80'inci Genel Kurulu'nda dünya Türkiye'yi konuşmuşken Özgür Bey ve CHP yönetimi freni boşa almış, şarampole yuvarlanmıştır. Siyonist-emperyalist esaretin altına giren CHP'dir. Hep dedim, yine diyorum, bu CHP'den hiçbir halt olmaz, olamaz. CHP'nin mahkeme kapılarına yüz sürmesi öncelikle kendi iç meselesidir. Ne var ki bu partiyi kasıp kavuran siyasi kriz günbegün çıta yükseltmektedir. Mahkeme kararları, YSK'nın çıkışları, karşılıklı suçlamalar bölünme aşamasına doğru kayan bir CHP tablosunu gün yüzüne çıkarmaktadır. İtirafçı CHP'lidir, iddia sahibi CHP'lidir, müşteki CHP'lidir, fail CHP'lidir. Ne tuhaf, CHP'de kılıçlar çekilmiş, ortak akıl kaybolmuştur. CHP yönetiminin her önüne geleni suçlaması doğru ve omurgalı bir tavır değildir. Aynada başka bir şey görmek istiyorlarsa aynayı değil aynanın karşısındaki görüntüyü değiştirmeleri en makul tercihtir."
CHP'nin "istikrarsızlığının, tarihsel çizgisinden derin kopuşu"nun Türk siyaset ve demokrasi hayatını olumsuz etkileyeceğini ifade eden Bahçeli, CHP'nin içinde kaos içinde bulunduğunu, bu durumunun Türk siyaseti, partinin geleneği ve geleceği açısından esef verici, yürek yaralayıcı olduğunu söyledi.
Bahçeli, "CHP'nin hesabını vermesi gereken hatta yüzleşmesi kaçınılmaz olan korkunç nitelikli rüşvet ve yolsuzluk iddiaları vardır ve ortadadır. Özgür Bey'in savcı ve hakimlerimizle uğraşması, her vahim iddiayı siyasileştirerek karalaması, meydan meydan dolaşarak zehir aşılaması suçluluk psikolojisinin yansımasıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi rüşvet ve yolsuzluğun pençesinde, ekosistemin esareti altındadır. Yüzleşmek için özgüven, gerçekleri kabullenmek için de siyasi ahlak ve dirayet gerekmektedir. CHP'nin belediyelerde dönen gayrimeşru ilişkilerin hesabını vermesi şarttır. Türk yargısına güvenimiz tamdır, iddianamelerin süratle ikmal edilerek adil yargılama sürecinin derhal başlaması da samimi dileğimizdir." değerlendirmesinde bulundu.
(Bitti)