Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (2)

Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (2)
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "PKK'nın silah bırakma sürecini tamamlaması bir an evvel sağlanmalı, provokasyon mahiyetli ve hiç kimsenin altından kalkamayacağı yeni çatışmalara yol açacak sivri tahriklere karşı azami derecede dikkat edilmelidir.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, " Pkk'nın silah bırakma sürecini tamamlaması bir an evvel sağlanmalı, provokasyon mahiyetli ve hiç kimsenin altından kalkamayacağı yeni çatışmalara yol açacak sivri tahriklere karşı azami derecede dikkat edilmelidir." dedi.

Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda, yaptığı konuşmada, Belediyeleri saran yolsuzluk tufanından, parti kongrelerinin gölgelenmesine kadar çarpık ve gayrimeşru vakıanın ortaya çıkmasının, en başta millete karşı büyük bir hakaret olduğunu söyledi.

CHP'li belediyelere ilişkin iddialara dikkati çeken Bahçeli, CHP'nin sebebi meçhul bir acının pençesinde ne yapacağını, ne isteyeceğini, ne söyleyeceğini bilemez ve tayin edemez halde olduğunu belirtti.

CHP'nin 38. Kurultayıyla ilgili görülen mutlak butlan davasının ve bu dava duruşmasının 8 Eylül 2025'e ertelenmesinin herhangi bir değerinin olmadığını kaydeden Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:

"CHP'nin kendi içinde birlik ve dirlik halinde olmasının, iç huzur ve dengeyi yakalamasının, Türk demokrasisinin hayrına olacağı kanaatindeyim. Sosyalist Enternasyonal'in yörüngesinde sorgusuz sualsiz dönerek değil Atatürk'ün izinden yürüyerek istikrarsızlıktan ve sonu meçhul kargaşalardan kurtulacakları düşüncesindeyim. 8 Eylül'den bir gün sonra tarihi bir gün olan 9 Eylül'e bir ve bütün halinde ulaşması CHP için demokratik bir fırsattır. Eğer bu samimi tavsiyelerimiz gerçekleşmezse, bu parti Türk siyasetini nedensellik muhtevasında yozlaştıracak ve yıpratacaktır. Hem siyasi varlığına yazık edecek, hem de Türk demokrasisini zedeleyecektir. Maalesef CHP artık kartel partisidir, yani siyasi hedefleri için devletin kaynaklarını kanun dışı yollardan kullanacak ve şebeke oluşturacak kadar çizmeyi aşmıştır. Bununla mündemiç olmak üzere dehşet veren kanunsuzluk, hukuksuzluk ve yolsuzluk markası olmaya da açık ara namzettir."

Bahçeli, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, Avrupa'da Türkiye'nin aleyhine konuşmasının "karanlık üslubun, kararmış ve katılaşmış mensubiyet bilincinin somut yankısı olduğunu" dile getirdi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:

"Neymiş, bu zat Alman Sosyal Demokrat Partisinin kongresinde ayakta alkışlanmış. 'Ya hep beraber ya hiç birimiz' demiş. Geçiniz bu masalları, gelin de külahıma anlatın bu zırvaları. Yabancıların karşısında nabza göre şerbet veren bir siyasetçinin ülkesini ve milletini tartışması, hatta kötüleme yarışına girmesi utanç duyulacak bir ilkesizlik ve itibarsızlıktır. CHP'nin geleceğini dış güçlerin insaf ve merhametine terk edenlerin 'Kuvayımilliye'den kuvayımilliyetsizliğe' geçiş yapmaları oldukça üzücüdür. Biz Türkiye'mizi, Türk milletini ve cennet vatanımızı canımızdan aziz biliyoruz. Ne var ki CHP'nin başkalaşarak, kökünden koparak iç işgal cephesinin iştahını kabarttığını değerlendiriyoruz. ve muhataplarını 'neme gerek' demeden samimiyetle ikaz ediyoruz; aklınızı başınıza alın, tarihin ve milletin hükmüne kulak verin, sessiz çığlığın gazabından da ürkün."

"Yeniden doğan güneş Türkiye Yüzyılı'nı müjdeleyecek"

Ahmet Cevdet Paşa'nın eseri Mecelle'nin kuralını hatırlatan Bahçeli, "'Def'i mazarrat celb-i menafiden evladır'. Yani zararı defetmek menfaat talebinden önce gelmektedir. 11. yüzyılda meşhur nesir yazarı El-Cehiz şunu söylemişti; Kuş bile yuvasının hasretini çekiyorsa insan vatanı için nasıl mum gibi erimez? İşte mum gibi yanıp erimeye hazır olan kutlu irade Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı'dır." diye konuştu.

"Terörsüz Türkiye" çağrısının çağı aşacak kırat olduğuna işaret eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Uzun süren kıştan sonra buzlar altında filiz süren otlar gibi her şey yeniden filizlenecek, fırtına dinecek, bulutlar dağılacak, hava açacak, yeniden doğan güneş Türkiye Yüzyılı'nı müjdeleyecektir. Çıkmaz sokakların, dibi görünmeyen uçurumların, giderek genişleyen karanlıkların önünü kesmek, önünü almak, iman ve irademizle önüne geçmek milli ve manevi görevimiz değil ise nedir? Pek tabii terörsüz Türkiye bu görevin huzur ve güven vaadeden sonucudur. Tarih, yanlış zamanda doğru adım atanlarla, doğru zamanda yanlış adım atanların yaşadığı hezimetlere ve yıkımlara sayısız defa şahitlik etmiştir. Bir yanlışın bütün doğruları götürdüğü bu stratejik mizanda, önemli olan doğru adımın, yine doğru zamanda atılabilmesidir. 'Terörsüz Türkiye' hedefi doğru zamanda atılan doğru adımdır. Milli vicdanın tereddütsüz harekete geçmesidir. Süreklilik içeren barış ve refah ortamına duyulan özlemdir. Komşu coğrafyaları tesirine alan istikrarsızlık ve iradesizlik dalgasına karşı iç bünyemizde tesis edilen emniyet kuşağı, yabancı tesiri olmadan tezahürü gündemde olan milli birlik ve beraberlik kuvvesidir."

Yaşanan coğrafyanın devlet yönetimine yüklediği sorumluluğa "jeopolitik" denildiğini aktaran Bahçeli, "Politikanın coğrafyadan doğan sentezi böyle tanımlanmaktadır. Çünkü coğrafya, anlayışımızı değiştirmektedir. Meselelere bakışımızı, gelişmeler karşısındaki fikrimizi etkilemektedir. Bir bozkırda yalnız yaşayan bir boyun, karşılaşacağı yeni insanlarla birlikteliği onu nasıl yeni şartlara uymaya zorluyorsa, muazzam toprakları yönetmeye talip bir nizam arayışının da barış, huzur ve kardeşlik doğuracak yeni bir anlayışa sahip olmasını zorunlu hale getirmektedir." ifadesini kullandı.

"Yeni yüzyılda teröre yer yoktur"

Bahçeli, yeni yüzyılda teröre yer olmadığını, bugüne kadar ödenen bedellere, çekilen çilelere, yürekleri kavuran acılara tekrar katlanmak, yeniden muhatap kalmanın da söz konusu olmayacağını vurguladı.

Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:

"Türkiye yeni bir döneme geçmiştir. Bu nedenle Pkk'nın silah bırakma sürecini tamamlaması bir an evvel sağlanmalı, provokasyon mahiyetli ve hiç kimsenin altından kalkamayacağı yeni çatışmalara yol açacak sivri tahriklere karşı azami derecede dikkat edilmelidir. Onun bunun ne dediğinin, yürüyen kervana taş atmak için nasıl bir pozisyon aldığının hiçbir ehemmiyet ve evveliyatından bahsedilmeyecektir. 27 Şubat İmralı açıklamasına müzahir şekilde, PKK örgütsel varlığını feshettiğini ve silahları bıraktığını 12 Mayıs'ta açıklamıştır. DEM Parti'nin sorumlu ve sonuç odaklı temasları ise kayda değerdir. Kanlı süreç bütünüyle sonlanmalıdır. Kara bir dönem açılmamak üzere kapanmalıdır. Umutlar kabarmalı, barış havası hakim olmalıdır. Bundan geriye dönüş yoktur. Aksi halde doğacak sonuçların bedeli vahim ötesidir. Çağları aşıp gelmiş büyük bir milletin vizyonuna sahip olarak mücadele ahlakımızı diri tutacağız, barış ve kardeşliği kucaklayıp istikbalin yol haritasını çizeceğiz."

Milletin her ferdine ellerini uzatıp ferah ve selamet dolu bir geleceğin mimarisini Cumhur İttifakı olarak temin edeceklerini belirten Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bu yüzden diyorum ki duygularımızla gerçekleri, olmasını istediklerimizle, yapabileceklerimizi, bugünümüzle, hayallerimizi hesaba katan bir yorum terkibine ulaşmak durumundayız. Öncelikle Türkiye'mizin yükselmesi, zenginleşmesi ve güçlenmesi için 'ama, fakat' demeden omuz vermeliyiz. Türkiye yoksa ülkülerimiz yok demektir. Bizim kendimizi, Türk milleti olarak tanımlamamızı sağlayan sosyokültürel varlık, parçalardan bütün oluşturmanın, bir arada ve beraberce yaşamanın, varlığını bir arada sürdürmenin, bir dil geliştirip anlaşıp kaynaşmanın, bir ahlak oluşturup huzur bulmanın, bir kültür yaratıp etrafında toplanmanın, velhasılıkelam, paylaşmanın, kaynaşmanın, bütünleşmenin, anlaşmanın, bir olmanın, iri olmanın, kardeş olmanın ele geçirilemeyecek şifresidir. Zaman zaman 'Türkiye Tek Yürek' derken muradımız da budur. Bizi tek yürek yapan bu muhteşem değerler manzumesi bir günde oluşmamıştır. Müşterek bir lisanın oluşturduğu çekim alanı, binlerce yılın acı tatlı yaşanmışlıkları, tarihin imbiğinden süzülmüş varoluş anıları, doğru ve yanlışın birer birer elendiği kadim birikim, millet evlatlarının emek, gönül ve fikir süzgecinde oluşan ve olgunlaşan hayatları, bu değerleri bütünleyen ve şereflenmekle şükrettiğimiz inanç ve itikat müktesebatı hiç kuşkunuz olmasın ki milli hazinemizin temelini teşkil etmektedir. Bizler buna milli kültür diyoruz."

"Türkiye'yi canımız ve kanımız pahasına koruyacağız"

Büyüklere saygı duyulmasının, küçüklerin sevilmesinin, dertlere deva olunmasının, komşu açken tok yatmanın reddedilmesinin, hem Türk milletinin hem de ülkücülüğün İslami, vicdani tavır ve davranışı olduğuna vurgu yapan Bahçeli, "Bizi, başka milletlerden ayıran mümeyyiz farklar bunlardır. Bizi, biz yapan değerler mecmuu bizi aynı zamanda koskocaman bir aile yapmıştır. Adımız bellidir, Türk milletiyiz. Devletimiz bellidir, Türkiye Cumhuriyetiyiz." dedi.

Orta Doğu'da yaşanan gelişmelere dikkati çeken Bahçeli, şunları aktardı:

"Etrafımız ateşle ihata edilmektedir. Dönemsel ateşkes kararları, karşılıklı zafer kazandık mesajları, tutarsız açıklamaların yoğunluğu, tiyatro düzeneğini andıran söz ve silahlı cepheleşmeler her gün gözümüzün önünde gerçekleşmektedir. Nükleer silahların kullanımıyla ilgili iddialar feci tehditlerin varlığına işarettir. Yeni bir dünya savaşının fitilini tutuşturmak için adeta planlı bir rekabet söz konusudur.

Uçuşan füzeler, hedeflerine çarpan insansız hava araçları, semaları kapatan savaş uçakları, istihbarat kapışmaları, ölen siviller, kaybolan değerler, harap olan medeniyetler, yeryüzünden silinmek istenen Gazze, emzik yerine kanını emen bebekler, kefenlenmiş çocuklar, rezil rüsva olmuş bir dünya gerçeği karşımızdadır. İşte bu ibretlik gerçeğe karşı terörsüz Türkiye milli varlığımızın, iç barış ve huzurumuzun ebedi güvencesi, aşılması mümkün olmayan kale duvarıdır. Siyonist-emperyalist barbarlığın maksadı bellidir, Türkiye'nin etkisizleştirilmesini temin etmektir."

İmajı ve iradesi parlayan, A'dan Z'ye gücüne güç katan, savunma sanayisinde altın çağını yaşayan, milli birlik ve beraberliğini perçinleyen Türkiye'yi çekemeyen, rahatsız ve huzursuz olmasını hedefleyen zulüm projelerinin devrede olduğuna işaret eden Bahçeli, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bu habis projeleri Allah'ın izniyle yırtıp atacağız. Türkiye'yi canımız ve kanımız pahasına koruyacağız. Bizi haksız ve hayasız şekilde eleştiren siyasi dalaverecileri, hamaset ehli devşirmeleri, milliyetçi geçinen milliyet muhaliflerini de ademe mahkum edeceğiz. Zaman değişir, ama mekan sabit kalır. Uyduruk kayıkçı kavgalarına karnımız toktur. Göstermelik gerginliklere yüzümüz dönüktür.

'Türk'süz Türkiye, düzensiz devlet' yalan ve iftirasına bel bağlayan ucubelerin önce kim olduklarını, neye ve kimlere hizmet ettiklerini açıklamaları siyasi ahlaklarının gereğidir. Sağını solunu karıştıranların, yönünü bulamayanların kaptanlık yapmaya çalıştığı çalkantılı siyaset ortamında ambarda gözü olan tayfalarla verim alınamayacağını, döküntülerle dümenin dönmeyeceğini biz gördük, sonunda da herkes mutlaka görecektir."

(Bitti)

Kaynak: AA / Betül Bilsel - Politika
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title