Avukat Sarı: 'Netenyahu, Uluslararası Hukuk Mahkemelerinde yargılanmalı'
İsrail'in Filistin'e yönelik zulmüne ve saldırılarına sessiz kalan AİHM'e tepki gösteren Avukat Veli Buğra Sarı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yargılanması gerektiğini belirtti.
Avukat Sarı: "Netenyahu, Uluslararası Hukuk Mahkemelerinde yargılanmalı"
ANKARA - İsrail Devleti'nin, Filistin Devleti'ne yıllardır yaptığı zulme ve Gazze'de bulunan okullara, hastanelere ve ibadethanelere saldırılarına ilişkin Aihm'in sessizliğini koruduğunu söyleyen Avukat Veli Buğra Sarı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yargılanması gerektiğini vurguladı.
Avukat Veli Buğra Sarı, İsrail Devleti'nin Filistin Devleti'ne yıllardır yaptığı ve yapmaya da devam ettiği zulme ilişkin İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. İsrail'in ibadethanelere girilmesini engellemesi, yapılan saldırıların yeni olmadığını ve Aihm'in bu ortamda sessizliğini koruduğunu söyleyen Avukat Sarı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Uluslararası Hukuk Mahkemelerinde ve Uluslararası Ceza Mahkemelerinde yargılanması gerektiğini vurguladı.
"İbadethanelerin girilmesinin engellenmesi uluslararası hukuka da insan haklarına aykırı faaliyetlerdir"
Gazeteci ve sivil halkın Kudüs, Mescidi Haram gibi ibadethanelere girmesinin engellemesinin insan haklarına aykırı olduğunu söyleyen Avukat Sarı, "Dördüncü Cenevre Sözleşmesinde savaş zamanında sivillerin korunmasına yönelik olan maddeler zaten Filistin, Gazze ve Batı Şeria'daki Müslümanları korumaya yönelik maddeler. Aynı zamanda tarafı olmasa bile İsrail'in La Haye Sözleşmesi'ne uyması gerektiğini göz önünde bulundurursak bu ibadethanelerin özellikle Kudüs, Mescidi Haram gibi ibadethanelerin açık tutulması ve kesinlikle ne gazetecilerin ne de sivil halkın oraya girmesini engellenmesi uluslararası hukuka da insan haklarına aykırı faaliyetlerdir" ifadelerini kullandı.
"Yeni saldırılar değildir"
Günümüzdeki saldırıların yeni olmadığını on yıllardır süregelen saldırılar olduğunu ifade eden Sarı, "İsrail devletinin şu an gerçekleştirmekte olduğu saldırılar yeni saldırılar değildir. Bunlar 1917 Balfour Sözleşmesinden fikir alan ve oradan güç alan saldırılardır. Bunu daha önce de yaptılar. 1930'dan sonra özellikle Hitler döneminde kaçan Yahudilerin sığınmacı olarak geldiği topraklarda bir nevi kendilerini efendi ilan etmeleri ve Müslüman ülkelerin Müslüman halkın efendileri ilan etmeleri ondan sonra da buralarda saldırgan, işgalci ve hak sahibi meşru hak sahibi olarak görmeleri sonucunda gerçekleşen bir sürecin sonucudur. On yıllardır sürmektedir. Birkaç haftalık bir mesele değil" dedi.
"Aihm sessizliğine devam ediyor"
Aihm'in sessiz tutumuna tepki gösteren Sarı, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi( Aihm )'nin ve özellikle Avrupa Birliği'nin Ukrayna, Rusya savaşında nasıl tutum aldığını, nasıl mazlum durumda zor durumda olan insanları koruyabildiklerini istediklerini de gördük. Gerçekten de oradaki halkta zor şeyler yaşadılar. Fakat burada özellikle Filistinlilerin Müslüman olmasından kaynaklanan bir geri duruşları ve İsrail lobisinin çok güçlü çalışmaları sonucunda kendini elzem bir şekilde meşru müdafaa şartları içerisinde koruduğunu göstermeye çalışmaları yüzünden AİHM şu an sessizliğine devam ediyor" diye konuştu.
"Netanyahu, Uluslararası Hukuk Mahkemelerinde yargılanmalı"
İsrail Başbakanı Netanyahu'nun yargılanması gerektiğini söyleyen Sarı, "Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak elimizden geldiğince arabuluculuk faaliyetlerinde de Dışişleri Bakanlığında yürüttüğümüz faaliyetlerde de dezenformasyona mücadele faaliyetlerimizde de İsrail'in yaptığı haksız saldırıların, yaptığı vahşetin, hatta soykırımın sistematik bir şekilde devam eden göçe zorlama ve soykırımın sesini duyurmak için elimizden geleni yapıyoruz. Devlet politikalarımız böyle devam ettiği sürece bir sonuç elde etmeye yönelik olacağını düşünüyorum. Başta Binyamin Netanyahu olmak üzere İsrail devlet yetkililerinin gerçekleştirdiği insanlık suçlarından dolayı kurulacak olan Uluslararası Hukuk Mahkemelerinde, Uluslararası Ceza Mahkemelerinde yargılanması gerektiğini düşünüyorum ve bunun içinde ülkemin elinden geleceğini yapacağına inanıyorum" ifadelerine yer verdi.
Avukat Sarı konuşmasını şu cümlelerle noktaladı:
"Biliyorsunuz AİHM, Uluslararası Ceza Mahkemesi bunlar daha önce de Müslüman bir halkın hem de Avrupa'nın göbeğinde soykırımına sessiz kalmış insanlar, sessiz kalmış kuruluşlar. Birleşip yekpare olarak sesimizi düzgün bir şekilde duyuramadığımız sürece AİHM ve diğer kuruluşlar bize fayda sağlamaz bizim burada ülke olarak ya da İslam coğrafyası ülkeleri olarak ortak bir tutum sergileyip sesimizi öyle duymamız gerekmektedir."