Mansur Yavaş'tan Bakan Soylu'ya LGBT tepkisi: Maşallah çok zengin fantezileri var
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, LGBT tartışmaları üzerinden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sert sözlerle yüklendi. Yavaş, "Ben, bunların LGBT karnesini açıyorum. Sayın İçişleri Bakanı sürekli 'Bunlar gelirse erkekle erkek, insanla hayvan evlenecek' falan. Sürekli fantezilerini anlatıyor. Maşallah çok zengin fantezileri var. Onun için de 'bunlar gelmesin' diyor. Türkiye'de 2002'den sonra bir sürü LGBT derneği kurulmuş. 14 tane kurulmuş." ifadelerini kullandı.
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün Mersin'de miting düzenledi. Mitinge Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş da katıldı.
"SÜREKLİ FANTEZİLERİNİ ANLATIYOR"
Yavaş, mitinge yaptığı konuşmada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sert sözlerle tepki gösterdi. Yavaş, şunları söyledi: "En son biliyorsunuz; 85 yaşındaki Saadet Partisi Sayın Genel Başkanı'nı da Lgbt'ci ilan ettiler. Sürekli diyorlar ki; 'Bunlar Lgbt'ci' Bunu derken aslında bir şey söylemek istiyorlar. Kötü bir şey. Ben, bunların LGBT karnesini açıyorum. Sayın İçişleri Bakanı sürekli 'Bunlar gelirse erkekle erkek, insanla hayvan evlenecek' falan. Sürekli fantezilerini anlatıyor. Maşallah çok zengin fantezileri var.
"KİMSENİN CİNSEL HAYATINA DEVLET KARIŞMAZ"
Onun için de bunlar gelmesin diyor. Türkiye'de 2002'den sonra bir sürü LGBT derneği kurulmuş. 14 tane kurulmuş. Bunlardan 7'si Süleyman Soylu döneminde. LGBT oteli açılmış. En göze çarpan da şu…Müslüman Eşcinseller Derneği'ne de izin vermişler. Durum budur. Kimsenin cinsel hayatına devlet karışmaz. Bunu şu amaçla söylüyorlar; bizlere hakaret etmek için söylüyorlar.
"HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ SİYASETİ ÇİRKİNLEŞTİRDİLER"
"2019 yılında Ankara'da seçime girerken öyle çok iftiralar attılar ki 'Yapamazlar, yardımları keserler, işçileri çıkaracaklar, üç koyunu güdemezler' derken bugün 11 tane mi belediyesinin hiçbirinde bu söyledikleri olmadı. Kimsenin hayat tarzına karışılmadı. Her zaman olduğu gibi siyaseti çirkinleştirdiler. Uzun yıllardır bu nefret siyaseti ülkemizde devam ediyor. Yakışmıyor. Neden derseniz; İstanbul'da Ekrem Bey'in seçiminde 'Mekke düşer, Kudüs düşer' dediler. Şimdi de aynı sözleri duyuyoruz. Seçime girerken mutlaka biraz milliyetçilik sosu birazcık da muhafazakarlık sosuna ihtiyaçları oluyor. Ankara'da olduğu gibi bir oğluna televizyon bir oğluna futbol kulübü alıp Ankara'nın kaynaklarını belli iş adamlarına, ANKA Park gibi projelere yatırılmasının konuşulmasını istemiyorlar.
"ANKARA'DA SEÇİMİ KAZANIR KAZANMAZ ŞÜKÜR NAMAZINI KILDIK"
Şimdi de üç beş maaşlar, torpilli insanlar, lüks villalar, lüks hayatlar ve bir sürü iddialar. Bunların konuşulmasını istemiyorlar. Aynı iftiraları atıyorlar. Yorulduk artık ve en son bir bakan şunu söyledi; 'Siz, seçim akşamı, 14 Mayıs günü seçimi kazanınca şampanyayla kutlayanlara mı oy vereceksiniz veya sabah şükür namazı kılanlara mı' diye. Bunu yakaladım, cevabını veriyorum. Ankara'da seçimi kazanır kazanmaz otobüsün üzerine çıktık. Sabah da erken saatte gittik Ankara'da biliyorsunuz; Hacı Bayram Camii var. Gittik, sabah namazını, şükür namazını kıldık.
"HİÇ SAMİMİ DEĞİLLER"
Hiç samimi değiller. Kim nasıl kutlarsa kutlasın. Sana ne? İnsanlara yine karışmaya başladınız. Madem şampanyadan rahatsız oluyorsun; bunların bir bakanı var yolsuzlukla itham edilmiş. Uçakta da fotoğrafı var. Her Cuma günü bir ayet sallayan bir bakanları var. Tek kelime buna söz etmediler. Uçaktaki fotoğrafı hatırlıyoruz. Kocaman bir şampanya şişesini devirmiş, gözler bayılmış ve ona bir tek laf söylemeyip şu anda büyükelçi yaptılar. Maalesef. Hiç samimi değiller. Buna benzer yüzlerce olay anlatırız.
"MEVSİMLİK MİLLİYETÇİLİK, MEVSİMLİK MUHAFAZAKARLIK"
Mevsimlik milliyetçilik, mevsimlik muhafazakarlık. Son zamanlarda görüyorsunuz televizyonlarda bazılarının çocuklarının yaşantılarını. Kaybettiler. Niye biliyor musunuz? İktidara gelirken 'Biz zenginleşmeyeceğiz, halk zenginleşecek. Çünkü biz bir lokma bir hırka felsefesinden geliyoruz. Bizim dünya malıyla işimiz olmayacak' diyerek geldiler 2002'de. Şimdi bu aileler 21 yıl önceki fotoğraflarını çıkarsınlar. Nerede oturduklarını bir hatırlasınlar. Ne yediklerini, giydiklerini, içtiklerini bir hatırlasınlar. 21 yıl sonraki farka şöyle bir bakıp 'Eyvah desinler, 'biz dünya malına mağlup olduk. Bunun için kaybediyoruz' desinler. Demezlerse de bunun için kaybedecekler.
"KİMSEYİ AYIRMIYORUZ"
Bütün tuşlara aynı anda basıyorlar. Bir yandan İmralı'ya heyet gönderip, karşı tarafı teröristlikle suçluyorlar. HÜDA-PAR'ı el üstünde tutuyorlar. HÜDA PAR için eski bir başbakan 'O bizim ittifakımızda değil' falan dedi. Kendisini milli bizi de gayri milli olarak ilan etti. Millilik de böyle lafla olmuyor. Oğlunuzun olduğu iddia edilen Hollanda'daki serveti bir anlatın. Getirin Türkiye'ye. Bakın Merkez Bankası'nın dövize ihtiyacı var. Kim milli kim gayri milli mutlaka oradan belli olur. Millet İttifakı'na oy verenler terörist. En son dinsiz imansızlar oraya oy veriyor dedi. Biz diyoruz ki Cumhur İttifakı'na da Millet İttifakı'na da oy verenler, kimseyi ayırmıyoruz.
"BİZ İHA'DAN, SİHA'DAN RAHATSIZ OLMAYIZ"
Bugüne kadar ne silahlı kuvvetler siyasete bu kadar alet edildi ne camiiler ne okullar. En son ben dedim ki; 'Bakın, şimdi gemileri, SİHA'ları hep gösteriyorlar. 15'indne sonra bunlar yerine gidecek. Siz, açlıkla, borçla karşı karşıya kalacaksınız. Ev sahibi kiracıyla karşı karşıya kalacak. Siz bakkalda, manavda 'Nasıl alışveriş edeceğim' diye karşı karşıya kalacaksınız. Pahalı hayat şartlarıyla, enflasyonla karşı karşıya kalacaksınız. Bunların konuşulmasını istemedikleri için 'Sürekli harp var gibi bunları gösteriyorlar' dedim. Bunu da kesip kırptı troller. Soylu da buna alet oldu. Biz, İHA'dan, SİHA'dan rahatsız olmayız."