Anayasa Değişikliği Teklifi Komisyonda
TBMM Anayasa Komisyonu, anayasa değişikliği teklifinin tümü üzerindeki görüşmelerine, 5. gününde devam ediyor.
TBMM Anayasa Komisyonu, anayasa değişikliği teklifinin tümü üzerindeki görüşmelerine, 5. gününde devam ediyor.
MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak, komisyonun yoğun bir mesai sürdürdüğünü, yapılan konuşmalardan yararlandıklarını belirtti.
Parsak, 1982 Anayasası'nın yürürlüğe girdiği andan itibaren, pek çok yönüyle, özellikle kurgulanmış, inşa edilmiş hükümet sistemi itibariyle en başından itibaren tartışmalı bir anayasa olduğunu söyledi.
Bu anayasada, sorumluluğu olmayan bir cumhurbaşkanı ile sorumluluğu üzerinde toplayan başbakan ve bakanlar kurulunun bulunduğu iki başlı bir yapı öngörüldüğünü aktaran Parsak, iki başlılık sorununun,1982 Anayasası'ndan önce de yaşandığını savundu.
Parsak, ancak 1982 Anayasası ile bunun daha fazla kendini gösterdiğini ifade ederek, anayasada cumhurbaşkanın klasik parlamenter sistemin çok daha ötesinde yetkilerle donatıldığını vurguladı. Parsak, 1982 Anayasası'ndan sonraki cumhurbaşkanlarının bazıları daha az, bazıları daha fazla olmak üzere anayasada yer alan görevlerini, yetkilerini kullandıkları, kimi zaman da anayasada yazmayan yetkilerin de kullanıldığını dile getirdi.
Suç tipi bakımından sorumluluğu olmayan cumhurbaşkanının, çok geniş yetkilerle donatıldığına işaret eden Parsak, 1982'den 2007'deki anayasa değişikliğine kadar bu konunun çok çeşitli açılardan tartışıldığını anlattı. Parsak, 2007'de konunun farklı boyut kazandığını belirterek, 11. Cumhurbaşkanı seçimi sürecinde 367 krizi olarak adlandırılan bir kriz yaşadıklarını, bunun da anayasa değişikliğini beraberinde getirdiğini anımsattı.
Parsak, 2007'deki değişiklikle, cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan seçilmesinin kabul edilmesiyle ortaya çıkan sorunun çifte meşruiyet olarak karşılarına çıktığını savundu.
Anayasanın 101. maddesinin son fıkrasında, "Cumhurbaşkanı tarafsızdır varsa partisiyle ilişkisi kesilir" hükmünün yer aldığını anımsatan Parsak, "Siyasi partiler kütüğünde, parti üyeliği sona erer anlamında mı yoksa seçildiği, kurucusu olduğu siyasi partiyle gönülbağı dahil olmak üzere tüm bağlarının kesilmesi midir?" diye sordu.
Parsak, 2014'ten sonraki durumun farklı olduğunu, cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçildiği için çifte meşruiyet sorunuyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Parsak, 7 Haziran seçimleri sürecinde CHP ve HDP'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, iktidar partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'ndan daha fazla miting yapmakla eleştirilerek, YSK'ya itirazda bulunduğunu anımsattı. Parsak, YSK'nın da 101. maddeye yönelik bir yaptırımın olmadığına dikkati çekerek, yetkisinin sınırlı olduğu, mitinglerle ilgili karar veremeyeceği hükmüne vardığını anımsattı.
Parsak, "1982 Anayasası, hükümet sistemi bakımından yürürlüğe girdiği andan şu güne kadar kesintisiz olarak tartışmalı bir konudur. Bir çok yönü itibarıyla 1982 Anayasası tartışıldı, bu tartışmalar, 18 ayrı paket halinde anayasa değişikliğine yol açtı." ifadesini kullandı.
MHP'ye yönelik, "Şu partinin vagonu", "Bu partinin koltuk değneği, yedek lastiği" eleştirilerine de yanıt veren Parsak, "MHP, 47 yılın hiçbir döneminde, hiçbir partiyle, bu sıfatlar mahiyetinde davranmadı. MHP, kendi doğrularını yaptı. Varlık nedeninden, tarihi sorumluluklarından kaynaklanan tutarlı, istikrarlı doğrularını yapmıştır. Bu doğrular kimi zaman A, kimi zaman B partisiyle yan yana gelmiştir. Gayet doğaldır. Bu, A, B partisinin vagonu, koltuk değneği, yedek lastiği olduğu anlamına gelmez. Bilakis MHP'nin doğru yaptığını, diğer partilerin de o doğru etrafında olduğu anlamına gelir." diye konuştu.
-"İnisiyatif almayı tercih ettik"
Parsak, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin olarak, iktidar partisine, "Beter olun, siz yaptınız" diye yaklaşımda bulunamayacaklarını belirtti. Parsak, FETÖ'nün Türk yargısını ele geçirmesinden kaynaklı olarak üç partinin, yargı ağırlık olmak üzere, mini anayasa komisyonu oluşturduğunu anımsattı.
MHP ile AK Parti'nin anayasa değişikliği teklifi için bir araya geldiğini belirten Parsak, burada, anayasanın Türk anayasası olduğu, Türk anayasasının ilk 4 maddesinde hakim olan milli ve üniter devlet ilkesi, eğitim dilinin Türkçe olduğu, Türk vatandaşlığı, yerel yönetimlerde özerklik olamayacağı tartışmalarının söz konusu olmadığını söyledi. Parsak, burada hükümet sistemi odaklı bir tartışma yapıldığını, esasen kaçınılmaz bir tartışma olduğunun altını çizdi.
Türkiye'nin çok sıkıntılı bir döneminde, Türk devletinin bekası, Türk milletinin birlik, beraberliğinin söz konusu olduğu dönemde, iki tutum takınılabileceğini vurgulayan Parsak, ya seyirci kalınabileceğini ya da inisiyatif alınılabileceğini ifade etti. Parsak, inisiyatif almayı tercih ettiklerini, etki etmeye çalıştıklarını, kayda değer sonuç aldıklarını dile getirdi.
Parsak, anayasa değişikliği teklifinde, anayasanın ilk 4 maddesine ilişkin bir değişikliğin bulunmadığını vurguladı. "Rejim değişikliği yapılıyor" eleştirilerine Parsak, şöyle karşılık verdi:
"MHP'ye göre rejim değişikliği söz konusu değildir. Rejimimiz cumhuriyettir. Buna ilişkin değişiklik teklifi yoktur. Rejim değişikliği değil, hükümet sistemi değişikliği, hükümet sistemi netleştirilmesidir. Bizim sistemimiz 1982'den beri parlamenter sistem mi yarı başkanlık mıdır çok da belli değildir. Ortaya tercih çıkmıştır, bu işin sonunda Türk milleti ne derse desin MHP'nin başının gözünün üstündedir. "
"Uzlaştığımız 7 maddeyle bu paketin hiçbir ilgisi yok"
Mini anayasa değişikliği çalışmalarında yer alan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, burada uzlaştıkları 7 maddeyle, bu paketin hiçbir ilgisinin bulunmadığını söyledi.
Tezcan, bu çalışmanın ekseni, doğrultusu, getirdiği sistemin farklı olduğunu savunarak, itiraz ettiği, Parsak'ın da itiraz ettiği bir çok maddenin bu pakette yer aldığını belirtti.
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, MHP'nin, baştan beri karşı çıktığı Türk anayasası olması ve diğer farklılıkların yer alması uğruna seçilmiş krallığı destekleme kararı aldığını öne sürdü.
MHP Mersin Milletvekili Oktay Öztürk, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, namertlerin bile anlayabileceği kadar tavrını net koyduğunu, hiçbir pazarlığın içinde olmadığını ifade etti. Öztürk, MHP'nin net olduğunu, milletten başka kimseye sırtını dayamadığını, milletin ihtiyaçları neyse o doğrultuda hareket ettiğini dile getirdi. Öztürk, MHP'nin gündeminde kirli pazarlıkların bulunmadığını vurguladı.
HDP Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat, anayasa değişikliği teklifinin, kuvvetler birliğini getirdiğini ileri sürdü. Irgat, HSYK'nın 5 üyesinin atanması ve Meclisteki seçim sistemine bakıldığında Türkiye'nin tek elden, tek sistemden yönetilmeye doğru gittiğini savundu.
Irgat, parlamentonun 12 üyesi tutukluyken, bu kadar köklü sorunları barındıran anayasa gibi bir çalışmayı yapamayacaklarını öne sürdü. Irgat, böyle bir psikolojik ortamda, nasıl özgürlükçü bir anayasayı tartışacaklarını sordu.