AKP'nin Değil Ysk'nın Dediği Oldu: Referandum Süresi 60 Gün(2)
TBMM Anayasa Komisyonu'nda Görüşülen Referandum Süresini İndiren AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın İmzasını Taşıyan Yasa Teklifi, Ysk'nın Önerdiği Şekilde Kabul Edildi. Referandum Süresi 60 Gün Olurken, Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlar İçin İse Bu Süre 40 Günden 20 Güne İndi.
TBMM Anayasa Komisyonu'nda görüşülen referandum süresini indiren AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın imzasını taşıyan yasa teklifi YSK'nın önerdiği şekilde kabul edildi. Referandum süresi 60 gün olurken, yurtdışında yaşayan vatandaşlar için ise bu süre 40 günden 20 güne indi.
TBMM Anayasa Komisyonu, AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu başkanlığında toplanarak, AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın, referandum süresini indiren yasa teklifini görüştü.
Toplantının başında konuşan Kuzu, 120 günlük sürenin uzun olduğuna dikkat çekerek, gündemdeki konunun 4 ay tartışılmasının yarar getirmeyeceğini söyledi.
Komisyona katılan Adalet Bakanı Sadullah Ergin de 87 yılında yasalaşan kanundu 120 günlük sürenin 60 günlük süreyi öngördüğünü hatırlatarak, komisyonda Türkiye'nin, coğrafi koşulları seçmen kütüklerini yenileme nedeniyle komisyonda 120 güne çıkarıldığını anımsattı.
Ergin şöyle dedi:
"Bir yıl sonra yapılan referandumda, 5. Geçici madde eklenmiş, 40 günlük sürede referandum yapılmış 88 yılında. Yani o yıllarda 40 gün içinde referandum yapıldı. e-devlet uygulaması yaygınlaştı, bilgisayar destekli merkezi seçmen sistemi yürürlüğe girdi. 733 noktasında YSK'nın kullandığı sistemle hem seçmen kütüklerinin oluşturulmasında yüksek teknolojiye ulaşıldı. 120 günlük süre, bu nedenle oldukça uzun süre. Geriye doğru bakınca beş tane referandum yapılmış. İlki 61 anayasasının halkoyuna sunulması 9 temmuz 61, 82 Anayasasının kabulu için 7 kasım 82 tarihli Anayasa. 6 eylül 87 yılında siyasi yasak kaldırılmasına ilişkin red, 25 Eylül 88 yılında genel seçimin öne alınıp alınması, 21 Ekim 2007, cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesi halkoyuna sunulması uygulanmış."
Teklif sahibi Bekir Bozdağ ise, sürenin kısa olmasını, tartışmaların güncelliğini sıcaklığını koruduğu bir ortamda herkesin kanaatlerini oluştuğu bir ortamda, halkoylamasına gitmenin anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulmasındaki amaca daha uygun olduğunu dile getirdi.
-SEÇİM KANUNU DEĞİL-
Bozdağ, "Bu nedenle bu teklifi verdim. Kanuna baktığınız zaman bir takım düzenlemelerin seçim kanuna paralel düzenlemelerin olduğu görülse de bu tam anlamıyla bir seçim kanunu değildir. Seçim kanunlarında yer alan bir takım şeyler işin doğası gereği yok. Coğrafi açıdan teknolojik gelişmeler açısından bu süre uzun kalmıştır. Neden yapılıyor şimdi, tartışmalar yaşanıyor. Bu bir eksiklik bana göre. Bu kusurun ortadan kaldırılmasında fayda vardır" dedi.
-TARTIŞMALAR-
Teklifin geneli üzerine konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Faruk Bal, anayasanın akademik olarak tanımlandığı şekliyle toplumun sözleşme belgesi olduğunu vurgulayarak, "Toplumsal mutabakat belgesidir. Anayasa değişikliği oldukça ciddidir. Bu değişikliklerin belirli bir mutabakata ulaşılarak yapılmasına gerek var. Toplumsal mutabakat belgesine ulaşılamadığını bu nedenle anayasa değişikliliğine inanmaktadır" diye konuştu.
Bal şöyle dedi:
"Bir dayatmayla değil, tepki unsuru olarak değil bir bütün olarak ele alınmalı uzlaşma 4 önemli noktada temin edilmeye çalışılmalıdır. Bir sosyal uzlaşmadır. Cumhuriyetin demokratik, laik insan haklarına dayanan temel niteliklerinde bir uzlaşmadır. Bu benimsemeyi topluma yaygınlaştırmamız gerekiyor. Siyasi bir uzlaşma sağlanmalıdır. Meclisteki siyasi partilerin anayasa değişikliği konusunda bir ortak noktaya varabilecek bir zeminin oluşturulması gereklidir. Anayasa elbette sosyal, siyasi iş ve işlemleri düzenlerken ekonomik unsurları da değerlendirir. Buna yönelik bir uzlaşma sağlanmalı milli birlik bütünlük... zemin sağlanmalıdır. Bu uzlaşmanın zemini TBMM'dir. Meclis, anayasa değişikliklerinde uzlaşma komisyonu marifetiyle anayasa değişikliklerini yapabilmek için etkili oldu."
Eskişehir Bağımsız Milletvekili Tayfun İçli de, teklifin bir grup başkanvekili tarafından verilmesini eleştirerek, "337 milletvekiliyle temsil edilen AKP'nin grup başkanvekilidir. Anayasa değişiklik tekliflerine ilişkin grup kararı olamaz diye bir madde olması lazım. Bu olay, ileride yapılacak bir anayasa değişikliğinin halkoylamasına sunulmasına ilişkin bir kanun, ana fikir bu" dedi.
AKP İzmir Milletvekili İbrahim Hasgür, geçen dönem Meclis Başkanı Köksal Toptan'ın "Anayasa değişikliği için uzlaşı komisyonu kurulması" için yaptığı çağrıyı hatırlatarak, "Uzlaşma komisyonuna CHP üye vermeyince atıl kaldı, bu komisyon çalışmadı. Tabii ki gönlümüz bütün partilerin katılımıyla desteğini alarak yapılması. Ama her şeyden önce değişiklik yapılır ya da yapılmaz biz bunu gideğiz halka soracağız. Halka sorulmasından niye rahatsız oluyorlar olmaması lazım" dedi.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ise yaptığı konuşmada AKP iktidarını ağır bir dille eleştirdi.
AKP'nin, yasaları her ne pahasına olursa olsun dayatmacı bir anlayışla gerçekleştirdiğini öne süren Kart, "Referandum elbette anayasal bir kurumdur, tartışılacak bir yönü yoktur, demokratik bir yöntemdir de. Ancak demokrasi çoğunluğunun egemen olduğu bir yöntem olmakla birlikte azınlığın temel hak ve özgürlüklerinin bertaraf edici bir yönü olamaz. Referandum istisnai olarak uygulanması gereken bir yöntemdir. Demokrasilerde asıl olan çoğunluk ve azınlık" diye konuştu.
-FETRET DÖNEMİ-
Kart, anayasal kurumlara yönelik saldırının yaşandığı bir dönemden geçildiğini ifade ederek, "Türkiye'nin yönetilemez hale geldiğini, fetret dönemini yaratıldığı bir ülke haline geldiğini görüyoruz. Böyle bir dönemde toplumsal sözleşme olan anayasa değişikliklerinin alt yapısı hazırlanıyor. 2007 yılında anayasa taslağı hazırlayan heyette bulunan Serap Yazıcı'nın yeni bir açıklaması var. Böyle bir yapıda anayasal düzenlemelerin hele hele hızlı şekilde yapılmasının yaratacağı toplumsal kaosa dikkat çekiyor. Böyle bir ayrışmada bizim söylediklerimizi çok daha objektif bir bakış açsıyla ifade ediyor. Böyle bir yapıda bırakın anayasal düzenlemeyi yasal düzenleme yapılmasında bile sıkıntılar vardır" dedi.
-İÇİŞLERİ, ADALET BAKANLIĞI VE BAŞBAKANLIK KARARGAHI-
Kart, AKP'ye yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü;
"AKP'nin, yönetim anlayışını görüyoruz. Diyor ki AKP, "ben diyor seçim erken de olsa zamanında da olsa bir takım anayasa değişiklikleri var kafamda. Ben bunları tek başına yapmayı göze alıyorum. Siyasi anlamda uzlaşma toplumsal anlamda uzlaşma arayışına girmeyi gerek görmüyorum. 330-367 aralığında bu anayasa değişikliklerini gerçekleştireceğim, toplumsal kutuplaşmayı artırarak gemileri yakmak pahasına bu değişiklikleri yapacağım. Çünkü ben kendi yargıcımı seçmek istiyorum, ben başta HSYK olmak üzere, anayasa mahkemesi yapılanması olmak üzere, ben bu değişiklikleri yapmak zorundayım. Bu süreci başlatacağım. Topluma şirin sempatik görünecek bir takım havuçları da vereceğim, sendikal örgütlenme adına sempatik görünecek şeyleri yapacağım.' Anayasal anlamda bunu yapmak istiyor. Bürokratik anlamda da yapmak noktasında belli bir mesafeyi zaten oluşturmuş. Süreç bunu bize gösterecek. Başbakanlık Adalet İçişleri bakanlığı kaynaklı karargah nasıl bir karargah bu elbette başbakanlık içişleri bakanlığı adalet bakanlığı anayasal kurumlarımız ama o legal kurumların dışında biliyoruz ki maalesif bu üç kaynaklı ve kamu gücünü sürekli olarak kötüye kullanmak suretiyle artık legal olmaktan çıkan bir karargah Türkiye'yi yönetiyor. Geldiğimiz noktada bunu cesaretle konuşmamız gerekiyor. Bunları biz anlatmaya çalışıyoruz. Akp çünkü 12 Eylül mahsulü olan bir parti."
-BAKAN ERGİN'DEN: AYNI ŞEYLER ÖZAL'A DA YAPILMIŞTI-
Kart'ın sözleri üzerine Adalet Bakanı Ergin de aynı sertlikte yanıt vermedi. Ergin, "Sayın Kart'ın yapmış olduğu tespitler, anayasal kurumlara saldırı yapıldığı fetret dönemi tanımlarını kabul etmiyorum. Bunun yanında herhangi bir uzlaşma arayışına gerek görmeden ben yapacağım diyor. AKP, diye tespitleri var. Başbakanlık iç ve adalet bakanlığı karargah tespitleri. Bizim adalet bakanlığı olarak yaptığımız çalışma, yargı reformu strateji taslağı kendi parti anlayışımızı bireysel çalışmamız değil. Talihsiz bir beyan. Legal olmaktan çıkan kurumlar olarak... bu legaliteden maksat nedir, bakanlıkların kurumların anayasaya uygun çalışma yöntemleri tatmin etmemekte midir, belli çevrelerden onay alması mı gerekmekte midir, bu çıkışlar özal'a yapılanları da hatırlatıyor. Sivil dikta özlemi içinde aynı tırnak içi cümleler rahmetli Özal döneminde de gündeme taşınmıştı. Şimdi de buna ilaveten karargah olmakla itham ediliyor."
-KART'TAN ÜSLUP TEŞEKKÜRÜ
Bunun üzerine yeniden söz alan Kart, hükümete yönelik çok sert ifadeler kullandığını kabul ederek, Bakan Ergin'in gösterdiği üsluba teşekkür etti.
-KAFATASÇI BENZETMESİ-
AKP Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğlu, MHP'li Behiç Çelik'in AKP'nin aldığı yüzde 47'lik oy oranına karşı sözlerini hatırlatarak, "Yüzde 47 oy oranı konusunda halkın e- muhtıralara, darbelere, kafatasçılara karşı kullanmamız için verilen bir oy oranı" dedi.
Bunun üzerine söz alan MHP'li Bal, "Ben alınmıyorum da burası anayasa komisyonu, iktidar partili arkadaşımız, kafatasçı ifadesi kullandınız, bunu halkoyu Kürt, Laz diye sayanlar kafatasçıdır, çerkez diye sayanlar kafatasçıdır" diye yanıt verdi.
Konuşmaların ardından, yasa teklifi YSK'nın istediği şekilde verilen önergeyle kabul edildi.
Bu çerçevede, referandum süresi 120 günden 60 güne, yurtdışında yaşayan vatandaşlar için ise 40 günlük süre 20 güne indi. (ANKA/SON)
(BK/BÜN)