Ak Partili Kaya, İzmir'de Gençlerle Bir Araya Geldi
AK Parti MKYK Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya,AK Parti olarak önceliklerinin anayasa konusunda bütün partilerin uzlaşması olduğunu ancak CHP’nin yeni anayasa yapma konusunda samimiyetsiz olduğunu söyledi.
Ak Parti MKYK Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya,
Ak Parti olarak önceliklerinin anayasa konusunda bütün partilerin uzlaşması olduğunu ancak CHP'nin yeni anayasa yapma konusunda samimiyetsiz olduğunu söyledi.
Ak Parti MKYK Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, İzmir'de gençlerle bir araya geldi. İlk olarak Buca Gençlik Merkezi'nde Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) İzmir Şubesi Hukuk Komisyonu üyeleriyle bir araya gelen Kaya, ardından AK Parti İzmir İl Başkanlığı binasında partisinin gençlik kolları üyeleriyle buluştu. Gençlere yeni anayasa çalışmaları ve başkanlık sistemi hakkında bilgiler veren Kaya, gündeme dair soruları da cevapladı. Mevcut anayasanın yıllar içinde yapılan tüm tadilatlara rağmen hala 1960 ve 1980 darbelerinin ruhunu taşıyan, millete karşı güvensizliğin eseri bir metin olduğunu söyleyen Kaya, yeni ve sivil bir anayasa ile milletin talep ve özlemlerini hayata geçireceklerini söyledi. Anayasa metinlerinin bir toplum sözleşmesi olması gerektiğini kaydeden Kaya, Türkiye'deki anayasa metinlerinin ise dayatma olduğunu, darbe direktifleri olarak hazırlandığını belirtti. Mevcut anayasada bugüne kadar 16 defa değişiklik yapılmasına rağmen beklentilerin karşılanamadığını vurgulayan Kaya, "Milletimizin talebi gayet net ve açık. Milletimiz, daha önce defalarca yapıldığı gibi anayasada kısmi bir değişiklik istemiyor. İnsanı merkeze alan, temel hak ve hürriyetleri önceleyerek ülkemizin farklılıklarını zenginlik olarak kabul edip koruyan tamamen yeni bir anayasa yapmamızı istiyor. Milletin devlet için değil, devletin millet için var olduğunu ortaya koyan bir anayasa yapmalıyız. Ancak böyle bir anayasa ile daha gelişmiş ve demokratik bir Türkiye'yi inşa edebiliriz" dedi.
"ÖNCELİĞİMİZ UZLAŞMA"
AK Parti olarak önceliklerinin anayasa konusunda bütün partilerin uzlaşması olduğunu kaydeden Kaya şöyle konuştu:
"Biz AK Parti olarak bütün partilerin katılacağı bir komisyon istedik. 'Oy oranına, Meclis'te temsil edilme gücüne bakılmaksızın her siyasi partiden eşit sayıda üye olsun' dedik. Bütün partiler uzlaşsın, milletimizin talebi yerine getirilsin istedik. Uzlaşma yönündeki talebimiz ve beklentimiz devam etmektedir. Gelin hep birlikte çalışalım ve milletimizin yeni anayasa talebini yerine getirelim. Demokrasiye inanan herkesin milletin talebine saygılı olması gerekir. Milletine güvenen, milletine dayanan, özünü milletin iradesinden alan bir anayasayı yapalım. Eğer bu noktada bir uzlaşma sağlanamazsa o zaman da milletin hakemliğine başvuralım. Çünkü en büyük hakem, milletimizin şaşmaz sağduyusu ve vicdanıdır."
ÜNİTER BAŞKANLIK SİSTEMİ
Türkiye'ye özgü, ülkenin ihtiyaçlarına cevap veren bir başkanlık sistemini tartışmak gerektiğini ifade eden Kaya, başkanlık sistemi ile federasyonun karıştırılmaması gerektiğini vurgulayarak, federal ve üniter sistemlerle ilgili bilgiler verdi. Üniter başkanlık sisteminden yana olduklarının altını çizen Kaya, "Biz ABD'deki gibi federasyonu değil, üniter devlet yapısını esas alan sistemde tek meclisli bir yapı öngörüyoruz. Üniter yapı ve kuvvetler ayrılığı ilkesi korunacak. Bizim önerdiğimiz başkanlık sistemini federasyonla ilişkilendirmek çok yanlış. Bizim önerdiğimiz şey üniter başkanlık sistemi. Bizim bin yıllık devlet geleneğimizde hiçbir zaman federasyon olmamıştır. federasyonun Türkiye'de tarihsel bir geçmişi de, karşılığı da yoktur. 2012 yılı sonunda Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na verdiğimiz teklifte, üniter yapının korunacağı açıkça belirtilmiştir. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ilkesi içinde birlik ve beraberliğimizi, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü muhafaza ederek geleceğe yürüyeceğimizi taahhüt ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"ANA MUHALEFET SAMİMİYETSİZ"
CHP'nin yeni anayasa yapma konusunda samimiyetsiz olduğunu söyleyen Kaya, CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır'ın önceki gün yeni bir anayasa yapılmasına karşı oldukları yönündeki beyanını örnek gösterdi. Sındır'ın yaptığı açıklamada oldukça tutarsız ifadeler olduğunu belirten Kaya, şunları söyledi:
"Sayın Sındır, açık bir şekilde yeni anayasa yapılmasına karşı olduklarını söylüyor. 'Bazı maddeleri değiştirelim, olsun bitsin' mealinde bir şeyler söylüyor. Bu nasıl bir hukuk anlayışıdır, siz genç hukukçuların takdirine bırakıyorum. Gerçi Sayın Sındır'ın hukuk konusundaki acemiliğini aynı açıklamasında şahsıma yönelttiği eleştirilerden de anlayabiliyoruz. TBMM'de Adalet Bakanlığı bütçesi üzerinde AK Parti Grubu adına gerçekleştirdiğim konuşmaya atıfta bulunarak Adalet Bakanlığı'na tahsis edilen bütçenin ne kadar artırıldığını, adli ve idari yargı mahkemelerinin sayılarının, hakim savcı ve personel sayılarının yaklaşık iki katına çıkarıldığını övünerek ifade etmişti. Oysa 'sosyal refahı yüksek, gelir adaleti sağlanmış, herkesin işinin aşının olduğu gelişmiş toplumlarda tam tersine mahkeme ve yargıya daha az iş düşer' şeklinde açıklamada bulunuyor. Hukuk bilmezliğin, cehaletin bu kadarı inanın çok fazla."
"HEDEF, AVRUPA KONSEYİ STANDARDINI YAKALAMAK"
Avrupa Konseyi'nin raporlarına göre Avrupa Konseyi ülkelerinde 100 bin kişiye düşen hakim sayısının ortalama 21,3, savcı sayısının ise 11,1 olduğunu hatırlatan Kaya, "Üstelik bu ülkelerin birçoğunda profesyonel olmayan hakimler de bulunmaktadır. Ülkemizde 2002 yılında 100 bin kişiye düşen hakim sayısı 7,5, savcı sayısı 4,5 iken hakim sayısı bugün itibariyle 12'nin, cumhuriyet savcısı sayısı ise 6'nın üzerine çıkmıştır. 2002 yılında hakim ve savcı sayımız 9 bin 349 iken, 2016 yılı Şubat ayı itibariyle bu sayı 14 bin 712 olmuştur. 2002'den bu yana hakim ve savcı sayımızda yüzde 57 oranında artış sağlanmıştır. Personel sayımız 2002 yılında 26 bin 274 iken, bu sayı 2016 yılı Şubat ayı itibariyle 58 bin 230 olmuştur. Rakamlarda da açıkça görüldüğü gibi son on yılda hakim ve savcı sayısı yüzde 57 artırılmış olmasına rağmen hakim ve savcı sayısında Avrupa Konseyi standardı halen sağlanamamıştır. Hedefimiz 2018 yılına kadar yapılacak alımlarla standardın yakalanmasıdır" diye konuştu.
"TAM BİR SKANDAL"
Hakim, savcı, personel sayılarının yüksek veya az olmasının suç oranlarıyla ilgili bir olay olmadığını belirten Mahmut Atilla Kaya, hakim ve savcı sayısının öneminin adalet mekanizmasının işlevselliğiyle ilgili olduğunu söyledi. Sındır'ın konuyu anlayamamış olmasını hukuk bilgisinin eksikliğine bağladığını söyleyen Kaya, "Sayın Sındır şunu iyi bilmelidir ki, adaletin bir an önce tecelli edebilmesi adına hakim ve savcı sayılarının dünyadaki muasır medeniyetler seviyesine çıkması bir zaruriyettir. Herkes tarafından bilindiği gibi 'geciken adalet, adalet değildir'. Bizim esas gayemiz ise masum olanlar için adaleti aramaktır. Bizden daha çok Almanya'da 110 bin civarında hakim var. Fransa'da 250 binden fazla hakim var. Norveç'te yine aynı şekilde 50 bin hakim var. Almanya, Fransa Norveç gelişmiş ülkeler, peki bu ülkelerde neden hakim sayısı bizimkinin 5, 10, 20 katı? Sayın Sındır'ın bakış açısıyla bu üç ülkede adalet düzeni zayıf mı? Bu ülkelerde mahkeme ve yargı mensuplarına daha az mı iş düşüyor? Bu ülkelerde hakim ve savcılar yatıyor mu? Sayın Sındır'ın refah seviyesi yüksek, gelir adaleti sağlanmış gelişmiş ülkeleri esas alarak fuhuş vakalarından, adam öldürme oranlarından, cinsel taciz olaylarından bahsetmesi tam bir skandaldır. Dünyadan kopuk bir siyasi anlayış ancak bu kadar tespit hatası yaparak kendini ortaya koyabilir" dedi.
"BAKMADAN KONUŞMAK DOĞRU OLMAZ"
Avrupa'da 100 evlilikten 70'inin boşanmayla bittiğini, Belçika'nın boşanma konusunda Avrupa birincisi olduğunu hatırlatan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ardını takip eden ülkelere baktığımızda boşanma oranı Fransa'da yüzde 55, İngiltere'de yüzde 47'dir. ABD uyuşturucu kullanımının yüzde 60'ını elinde tutarak her geçen gün rekor kırmaktadır. Uyuşturucu suçlarının yüksek oranda olduğu ülkeler arasında Hollanda ve Norveç zaten ün sahibidir. Söz konusu araştırmalarda kadına şiddetin dünya ortalaması yüzde 59 olurken, refah seviyesi yüksek olan Danimarka, Finlandiya, İsveç, İngiltere ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinde kadına yönelik şiddet dünya ortalamasının üzerindedir. ABD'de kadınların dörtte biri aile içi şiddete maruz kalırken, her yıl 4 bin kadın dövülerek hayatını yitirmektedir. Kısacası Sayın Sındır, o özendiğiniz çok gelişmiş, çağdaş, eğitimli, zengin, demokrat, refah seviyesi yüksek ülkelerin verilerine bakmadan konuşmak doğru olmaz. Bugün bahsettiğiniz niteliklere sahip ülkelerin birçoğu maddi olarak gelişmişlik gösterebilir, ama geliştikleri oranla vurguladığınız sosyal ve ahlaki çöküntüye kendileri uğramışlardır ve bu çöküntü büyüyerek devam etmektedir." - İZMİR