AK Parti Sözcüsü Çelik MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (2)
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Türk Devletleri Teşkilatı platformunda yerini alması dünyaya verilmiş bir mesajdır.
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, " Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Türk Devletleri Teşkilatı platformunda yerini alması dünyaya verilmiş bir mesajdır. Bundan sonraki dönemde de KKTC'nin her alanda destekleneceğini, egemen bir devlet olarak tanınması için bütün girişimlerin daha da güçlü bir şekilde sürdürüleceğini ifade etmek isterim." dedi.
Çelik, partisinin genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin kendi potansiyeline, tarihine bakarak dünyanın bütün platformlarında olmayı arzu eden ve bunu açık bir şekilde söyleyen dış politika yürüttüğünü, bu çerçevede de BRICS dahil olmak üzere dünyanın bütün platformlarında var olmak istediğini ifade eden Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son bir ayda çeşitli ülkelerde diplomatik birçok teması olduğunu anımsattı.
Çelik, bunun küresel sistemin ana nirengi noktalarına dokunan, küresel sistemin ana kolonları içerisinde Türkiye'nin söyleyecek sözünün olduğunu gösteren bir yaklaşım olduğunu belirterek, "Dolayısıyla BRICS meselesinde de muhalefetin, 'Türkiye'de eksen kayıyor, Türkiye birikimlerini kaybediyor' gibisinden, ezberden artık slogana dönüşmüş, hiçbir içeriği olmayan, hiçbir karşılığı olmayan sözlerinin dış politikada bir karşılığı yok." değerlendirmesinde bulundu.
BRİCS zirvesinde devlet başkanlarının son derece kapsamlı değerlendirmeleri olduğunu anlatan Çelik, "Biz küresel güneyiz" diyen ülkelerin barış, uluslararası sistemde eşitlik, küresel finans siteminde tek yönlü dayatmaların olmamasını istediklerini ifade etti.
Türkiye'nin de Akdeniz, Avrupa ve NATO üyesi büyük bir devlet olarak bu ülkelerle yakın ilişkileri bulunduğunu dile getiren Çelik, bu ülkelerin bir kısmıyla Türkiye'nin "Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği" toplantılarını düzenli yaptığını söyledi.
Türkiye'nin dünyanın her platformunda olacağını belirten Çelik, "Ama bunun Batılı bazı odaklar tarafından üretilen 'eksen kayması' gibisinden bir provokasyon ve manipülasyon ürünü olan bir ifade çerçevesinde ele alınması bile aslında nasıl bir dış politika vizyonsuzluğu olduğunu net bir şekilde gösteren bir tutumdur." dedi.
"Sıfır Atık Projemiz BM projesi haline gelmiştir"
Çelik, Azerbaycan'da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı'nın (COP29) Son derece önemli olduğunu söyledi. Son yıllarda iklim konusunun büyük bir gündem oluşturduğuna dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:
"Fakat şöyle bir adaletsizlik söz konusu oluyor. Gelişmiş ülkeler, iklimin dengesini bozan ve dünyayı kirleten tutumları karşısında asıl tedbiri alması, iklimdeki bozulmalara karşı asıl bütçeyi üretmesi gerekirken, kendilerinin alması gereken tedbir kadar gelişmekte olan ülkeleri, fakir ülkeleri de tedbir almak çerçevesine sokmaya ya da kendilerinin mali mükellefiyetlerini onlarla eşit bir düzeyde tutmak şeklinde bir yaklaşım sergiliyorlar. Bu başlı başına adaletsiz bir yaklaşımdır.
Bugün iklim konusunda herkesin sorumluluğu vardır. Gelişmiş ülke, gelişmekte olan ülke, zengin ülke, fakir ülke, büyük ülke, küçük ülke, herkesin sorumluluğu vardır. Ama dünyayı asıl kirleten, iklim dengesini asıl bozan gelişmekte olan ülkelerin uyguladığı çeşitli politikalardır. Onların iklim değişikliği ile mücadelede hem bütçe açısından hem de sorumluluk açısından öncü olmaları gerekir."
Türkiye'nin bu konudaki tezlerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dillendirildiğini vurgulayan Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde başlatılan Sıfır Atık Projesi'ne ilişkin de şunları söyledi:
"Emine Erdoğan Hanımefendi'nin liderlik ettiği Sıfır Atık Projemiz artık bir Birleş Milletler projesi haline gelmiştir. Dünyanın çeşitli ülkelerine ilham kaynağı olmuştur. Bir BM mekanizması haline gelmiştir. Bu konuda Türkiye'nin, Emine Erdoğan Hanımefendi'nin ortaya koyduğu bu inisiyatifle iklim değişikliği ve çevre kirliliği ve diğer konularda söylediği sözün bir küresel mekanizma haline gelmiş olması da Türkiye'nin öncülüğünü gösteren net mekanizmalardan, net mesajlardan bir tanesidir."
"Bu başlı başına bir vizyonsuzluktur"
Türk Devletleri Teşkilatı'nın çalışmalarına değinen Çelik, üye ülkelerin merkez bankalarının komite kurmasının, dijital ekonomi, uzay ve ortak alfabe çalışmalarının önemli olduğunu bildirdi.
Çelik, şöyle konuştu:
"Tabii KKTC'nin bu platformda yerini alması da dünyaya verilmiş bir mesajdır. Tabii enteresan olan şudur, KKTC'nin o platformda bulunmasından Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisinin rahatsız olması, yani bunun KKTC'nin tanınmasına dönük bir girişim olduğunu söyleyerek, sadece Rum kesimini Kıbrıs'taki devlet gibi gösterip, ondan sonra da bu girişimler karşısında bir söz söylemesidir. Burada esas bu sorunu ortaya çıkaran, sınır sorunu olan, hiç entegrasyonunu sağlamamış bir ülkeyi, Güney Kıbrıs'ı, Kıbrıs'ın tamamını temsil hakkı olmadığı halde, 'Kıbrıs'ın tamamını temsil hakkı vardır' diyerek AB'ye alanlar aslında bu sorunun kaynağıdır. Şimdi bir de KKTC'nin egemenlik haklarına karışmaya kalkıyorlar. Bu başlı başına bir vizyonsuzluktur. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisinin meselesi bu değildir. Başka meselelerle uğraşmasında fayda vardır. Ama temsilcinin bu sözü AB'deki maalesef bu meseleleri yönetme konusundaki vizyonsuzluğun yeni bir örneği olarak ortaya gelmiştir.
Bundan sonraki dönemde de KKTC'nin her alanda destekleneceğini, KKTC'nin egemen bir devlet olarak tanınması için bütün girişimlerin daha da güçlü bir şekilde sürdürüleceğini ifade etmek isterim."
(Sürecek)