Haberler

AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal Açıklaması

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, seçim çalışmalarına destek olmak üzere geldiği Şırnak’ta HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a yüklendi.

AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, seçim çalışmalarına destek olmak üzere geldiği Şırnak'ta HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a yüklendi. Ünal, "Demirtaş'a cici çocuk muamelesi yapıyorlar. Demirtaş'a bir imaj oluşturuluyor" dedi.

Seçim çalışmaları kapsamında geldiği Şırnak'ın İdil ilçesinde AK Parti Şırnak milletvekili adayları Arslan Tatar, Adnan Şık, Lezgin Adıyaman, Rizgin Birlik ve AK Parti İl Başkanı Mehmet Aşan tarafından karşılanan Ünal, ilçeye bağlı Kurtuluş, Aksoy köylerini ziyaret ederek, vatandaşlarla sohbet etti. Daha sonra Karalar beldesine gelen Ünal, Türkiye'nin 13 yıldan bu yana bir değişim mücadelesi verdiğini söyledi. Ünal, "Türkiye artık amir devletten memur devlete geçiyor. Bu geçişi de artık elit ve seçkin bir kesim değil, bunu bizzat millet kendi eliyle yaptı. Kürt'ü, Türk'ü, Laz'ı ve Çerkez'iyle bu topraklar üzerinde yaşayan her bir insan eşit vatandaş olmanın temel hak ve özgürlüklerini güvence altına almanın, kimliğinden, inancından, düşüncesinden dolayı ötekileştirilmeden, herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakılmadan sırf kendisi olarak, kendi kimliği ile kendi inancıyla var olmanın mücadelesi veriyor" diye konuştu.

Devletin tek görevinin vatandaşa hizmet etmek olduğunu belirten Ünal, devletin görevinin insanlara bir inanç, bir düşünce, bir kimlik dikte etmek olmadığını dile getirdi. Ünal, "Devletin tek bir görevi vardır. Vatandaşa hizmet etmektir. Devletin bir inancı olmaz. Devletin bir kimliği olmaz. Devlet vatandaşına, sağlıkta, eğitimde, ulaşımda, her alanda hizmet üretir. İnsanın onurunu ve haysiyetini de güvence altına alır. Çünkü insanı var eden insanın onurudur, haysiyetidir, değerleridir, inançlarıdır. Her insan kendini nasıl tanımlıyorsa öyle kabul edilmek ister. Devlet kimseye sen alevi olacaksın, sen şöyle Müslüman olacaksın diyemez. Devlet herhangi bir kimliği de inkar edemez. İşte 13 yıldan beridir beraberce bunun mücadelesini veriyoruz. Bu millet 13 yıldan beridir sandıkta bu işin mücadelesini veriyor" şeklinde konuştu.

Türkiye'yi inşa etmek isteyen, milletten ve demokrasiden yana hareket ile eski Türkiye'yi tekrardan ayağa kaldırmak isteyen, çok partili seçime girmek istemeyen siyasi hareketin var olduğunu ifade eden Ünal, "Eski Türkiye'yi arzulayanların CHP'nin, MHP'nin, milli ittifakın, öbürünün, berinin, eski Türkiye'ye duydukları özlemi anlayabiliriz. Ama düne kadar bölgede acıları, düne kadar bölgede baskıyı, zulmü, devletin bölgedeki insanlara yaptığı baskıyı hep beraber yaşamadık mı? Bizler akademisyenler olarak o dönemde bu işin düşünce bazında mücadelesini verirken bu yanlışlığın sizler bizzat bölgelerinizde bunu yaşadınız. Şimdi Kürtlerin temsilcisi olduklarını iddia edenlerin durdukları yerlerde iyi bakmak lazım. Kimse kimsenin sahibi değildir. Hepimizin sahibi Allah'tır. Kimse Kürtlerin sahibi olmaya kalkışmasın. Kimse Türklerin sahibi olmaya kalkışmasın" diye konuştu.

"TAKSİM İLE KABE'Yİ EŞ TUTAN BİR ANLAYIŞ BU TOPRAKLARA HAKİM OLAMAZ"

Ünal, konuşmasında CHP, MHP ve DHP'ye yüklendi. Ünal, "CHP diyor ki biz cumhuriyeti kurduk, sahibiyiz. MHP diyor ki biz Türklüğün sahibiyiz, Türklerin sahibiyiz. HDP'de diyor ki biz de Kürtlerin sahibiyiz. Artık bu ülkede hiç kimse hiç kimsenin sahipliğine ihtiyaç duymadan birey olarak kendi hakkıyla, kendi temel özgürlükleriyle, kendi onuru ve haysiyetiyle yaşama hakkına sahiptir. Bizim için her hangi bir ırkın, her hangi bir etnik kimliğin başka bir etnik kimliğe ve topluluğa üstünlüğü yoktur. Biz bu toprakların üzerinde İbrahim'in çocukları olarak yaşadık. Geleneğimizi İbrahim'in çocukları olarak inşa ettik. Ama şimdi bu geleneği bilmeyen, bu geleneğe inanmayan, bu geleneği ret eden 'kadınlar sizin emanetinizdir' hadisi şerifine adeta gönderme yapar gibi afişler açan, Kabe'nin anlamına ermediği için Taksim ile Kabe'yi eş tutan bir anlayış bu topraklarda hakim mi olacak. 13 yıldan beri Recep Tayip Erdoğan bu mücadeleyi 'Gerekirse bedenimi bu işin altına koyarım' diyerek 'Gerekirse baldıran zehri içerim' diyerek niye verdi. Çünkü biz aynı yolun yolcusuyuz. Aynı sudan içmişiz, aynı yoldan geçmişiz" dedi.

Geçmiş yıllarda devletin tüm kesimleri ayırt etmeksizin mağdur ettiğini savunan Ünal, "Devlet bu ülkede zulüm ederken Kürt diye ayırmadı. Müslüman diye ayırmadı. Alevi diye ayırmadı. Devlet bu ülkede insanlara neye inanacaklarını dikte ederken, tek tip insan oluşturmaya çalışırken, insanları bu Kürt, bu Türk, bu Alevi, bu Sunni diye ayırmadı. O yüzden mağduriyetleri hep beraber yaşadık. Başörtülü bacımız üniversiteye giremezken hepimiz aynı acıyı yaşamadık mı? Aynı şeylere dertlenmedik mi? Biz Gazze için beraber ağlamadık mı? Mısır'da darbe olduğunda insanların içi yanmıyor mu? Bin yıldan beridir bizi bir birine bağlayan bir şey var. Onun için bu mücadeleyi veriyoruz. Ama şimdi birileri çıkıp sanki 13 yıl bu topraklarda hiçbir mücadele verilmemiş. Yıllarca bu topraklarda yaşayanları yok sayan, bu topraklarda yaşayan insanların kimliklerini ret eden, inkar eden, Kürtçe klip yapmak istediği için bu ülkeden kaçırılan insanlar olmadı mı? Bu ülkede bunlar yaşanmadı mı? Yaşandı. Şimdi benim anlamadığım şey şu. Sanki Recep Tayyip Erdoğan ve biz Kürtlere düşmanlık yapmışız. En iyi Kürt ölü Kürt'tür diyen ve Kürt kimliğini kabul etmeyenler bu gün bakıyorsunuz Kürt sevdalısı olmuş" diye konuştu.

"DEMİRTAŞ'A CİCİ ÇOCUK MUAMELESİ YAPILIYOR"

Ünal, HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın bazı kesimlerce cici çocuk muamelesi yapıldığını söyledi. Ünal, "Bugün Selahattin Demirtaş'a bu beyaz Türkler, o kendisini bu ülkenin sahibi zannedenler, kendisini imtiyazlı görenler neden acaba Selahattin Demirtaş'a cici çocuk muamelesi yapıyorlar. Selahattin Demirtaş'a bir imaj oluşturuluyor. Entelektüel, zeki, nüktedan, özgürlükçü, o perdeyi bir kaldırın bakalım. O Selahattin Demirtaş'ın imajının altında neleri perdeliyorlar bi bakın bakalım. Tek tipçilik yok mu orda. Baskı yok mu orada. Dün devletin yaptığını bu gün kendileri sahada bire bir yapmıyorlar mı? İnsanların kimliklerine, insanların inançlarına saygı duyduklarını bana söyleyebilir misiniz? Kendilerinden olmayana hayat hakkı tanıyabiliyorlar mı? Tanıyorlar diye bilir misiniz? Hayır. İnsanları kendi mahallelerinde, kendi illerden, ilçelerden göç etmeye zorlamıyorlar mı? Bunlar yaşanmıyor mu? ve bu gün, düne kadar bölgede devletten çekinen, korkan insanlar, artık örgütten korkmaya başlamadılar mı? Devlet gelsin ve kamu düzeni sağlasın demiyor mu insanlar. Biz devletimizi ile milletimizi bu 13 yılın sonunda buluşturduk, barıştırdık. Devletin asli görevi olan kamu düzenini sağlamak, hak ve özgürlükleri güvence altına almak noktasına çekildik. Artık demokratik siyaseti beraberce inşa edeceğiz. Eşit vatandaşlığı beraberce inşa edeceğiz. Kimsenin kimseye üstün olmadığı, kimsenin kimseye baskı yapmadığı bir ülkeyi beraber inşa edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Yeni Türkiye'nin inşacı lideri Recep Tayyip Erdoğan olduğunu kaydeden Ünal, HDP'nin çok yanlış bir tercihte bulunarak, Erdoğan düşmanlığını yaptığını söyledi. Ünal konuşmasını şöyle tamamladı:

"Ama Kürtlerin vicdanının ne anlama geldiğini bilmiyorlar. Bu 13 yılda ortaya çıkan değişimin dönüşümün kimin ortaya çıkardığı bellidir. Kürt vatandaşlarımız asla nankörlüğe, haksızlığa rıza göstermezler. Bu topraklarda bin yıldır Müslüman Kürt kimliği de, daha dünkü ne olduğu beli olmayan Marksist, Leninist bir örgütün baskısına boyun eğmez ve teslim olmaz. Bin yıllık bu kimlik, inanç bu topraklar üzerinde her hangi bir şekilde bir yabancı kültüre ve inanca teslim olmaz, olmayacak. İnşallah 2023'e birlikte yürüyeceğiz. Gönlünüz rahat olsun, bu ülkeye güvenin. Bizim çocuklarımıza emanet edeceğimiz ülkeyi hayal edin. Bu hayali gerçekleştirmek için çalışmaya beraberce devam edelim. Yolun çoğunu kat ettik, azı kaldı. Özgür ve demokratik bir ülke kurmak artık sadece bir anayasaya bağlı. Darbecilerin yaptığı o anayasayı kaldırıp atacağız. Yeni bir sözleşme, akit yapacağız devletle. Ama o akitte devlet artık efendi olmayacak. Millet efendi olacak. Bunu da beraber yapacağız. Lokman Aleyhisselam'ın Kur'an-ı Kerim'de evladına son sözü şudur. Der ki 'Bunlar azmedilmeye değer şeylerdir. Çocuklarımızın özgür bir ülkede yaşaması, özgürlükçü bir anayasayla yönetilmeleri için mücadele etmek, azmedilmeye değerdir'. Mevcut anayasa bize görevlerimizi ve sorumluluklarımızı hatırlatıyor. 82 anayasasında devletin sorumluluğundan bahsetmez. Çünkü devlet amir, vatandaş memur. Yıllarca bu devlet insanlara nasıl bir vatandaş olması gerektiğini öğretti". - ŞIRNAK

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika
ABD ve İngiltere'nin ardından Fransa'dan da onay çıktı: Ukrayna füzelerimizi kullanabilir

Batı, topyekun Putin'e savaş açıyor! Bir ülke daha Ukrayna'ya izin verdi

20 bin öğretmenin ataması yapıldı

Eğitim camiasına yeni öğretmenler katıldı

Belediyelere bağlı kreşler kapanabilir

Belediyelere bir kötü haber daha! Kreşlerin kapanması an meselesi

Arka Sokaklar'daki 'tarikat' sahnesi izleyicileri ayaklandırdı

Arka Sokaklar'daki "tarikat" sahnesi izleyicileri ayaklandırdı

title