AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Açıklaması
"Bir araya gelip konuşacağız. Görüşmelerden sonra acaba neleri ilave ederiz, neleri çıkartırız, ondan sonra zannediyorum ki herhalde şöyle bir iki hafta içerisinde belki meclis açıldıktan sonra veya açılmadan önce bu açıklamayı yaparız" " Meclis Başkanımızın tavrı, nihai neticeyi belirler. Meclis başkanımız ‘biz netice alamıyoruz. Dolayısıyla ben bu çalışmaları noktalıyoruz’ derse orada mesele biter. Fakat biz masadan çekilen taraf olmayacağız. Onun için arkadaşlarımız çalışmaları eksiksiz götürüyorlar" "Türkiye’deki 10 yıl, 10.5 yıl öncesinde bugün arasında tüm etnik unsurların kazandıklarına şöyle bakmak lazım. Bütün bunların yanında, düşünce gruplarının, yazar çizer vesaire, bütün bu insanların 10 yıl, 10.5 önceki bulundukları konumla, bugün geldikleri konuma bakalım. O gün yazarken ne durumdaydılar, bugün yazarken ne durumdalar? Yani düşünce özgürlüğünü kastediyorum. Burada alınan mesafeler ortada'
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çözüm süreci kapsamında, üzerinde çalışılan demokratikleşme paketiyle ilgili, "Bir araya gelip konuşacağız. Görüşmelerden sonra acaba neleri ilave ederiz, neleri çıkartırız, ondan sonra zannediyorum ki herhalde şöyle bir iki hafta içerisinde belki meclis açıldıktan sonra veya açılmadan önce bu açıklamayı yaparız" dedi.
Başbakan Erdoğan, Ülke TV'deki "Sıradışı Özel" programında, Turgay Güler'in moderatörlüğünde Yusuf Ziya Cömert ve Ahmet Kekeç'in sorularını yanıtladı.
Erdoğan, demokratikleşme paketinin içeriğinin sorulması üzerine, "Şu anda nasip olursa önümüzdeki hafta içerisinde hazırlığı yapan arkadaşlarımla oturacağız, onlar hazırlıklarını bitirdiler. Bayramda notlar üzerinde çalışmalarımı yaptım. Bir araya gelip konuşacağız. Görüşmelerden sonra acaba neleri ilave ederiz, neleri çıkartırız, onlan sonra zannediyorum ki herhalde şöyle bir iki hafta içerisinde belki meclis açıldıktan sonra veya açılmadan önce bu açıklamayı yaparız" yanıtını verdi.
Demokratikleşme paketinde Anyasayı ilgilendiren maddelerin yanı sıra yasal değişikliklerle yapılabilecek ve belki yönetmeliğe kadar düşürülebilecek işlerin de olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Bunların en kolay yolla yapılacak olanları nelerdir, bunlardan başlayıp, şu anda Anayasa, yeni anayasa çalışmaları yapıldığı için onun için de çözmeye çalıştığımız tabii ki demokratikleşme paketine ait maddeler de olacak. Biliyorsunuz 48 maddeye kadar iş önce gelmişti. 48 maddede dört partinin mutabakatı vardı. Ben o zaman bir açıklamada bulundum. 'Dört siyasi parti, 48 maddede madem ki mutabıktır, geciktirmeyelim hemen bu 48 maddeyi bir hafta içerisinde, gelin bunu çıkaralım, bir kenara koyalım. 26 madde zaten miltetimizin onayından geçmiş, o da bir kenarda. Ondan sonra diğerlerini ful mesai, hafta iki gün tatil yapsın arkadaşlarımız, 5 gün çalışmayla, yoğun bir şekilde diğer kalanları da bitirsinler' dedim."
-Yeni anayasa çalışmaları-
Bütün siyasi partilerin, seçim öncesinde yeni yasama dönemini, anayasa dönemi olarak ilan ettiklerini, anamuhalefet partisi liderinin miting meydanlarında, Anayasa'nın giriş maddelerine atıfta bulunarak 'bu anayasa çıkmayacak, cesedimi çiğnerler' şeklinde söz sarf ettiğini belirterek, yeni döneme kadar yeni anayasanın çıkarılıp çıkarılamayacağı ile Anayasa üzerine BDP ile ittifak yapıp yapmayacakları konusunda görüşü sorulması üzerine Erdoğan, şunları belirtti:
"Bir defa şunu söyledim: Masadan kaçan taraf biz olmayacağız ancak burada Meclis Başkanımızın tavrı, nihai neticeyi belirler. Meclis başkanımız 'biz netice alamıyoruz. Dolayısıyla ben bu çalışmaları noktalayoruz' derse orada mesele biter. Fakat biz masadan çekilen taraf olmayacağız. Onun için arkadaşlarımız çalışmaları eksiksiz götürüyorlar. Fakat az önce söylediğinizi, ben şimdi bu çalışmayı yürüten, uzmanlardan ve bu tutanaklarda var, ben tutanaktan okuyorum, burası çok enteresan, isim vererek okuyorum, Süheyil Batum'un konuşması bu, 'dolayısıyla bunları burada tartışmak istemiyorum. Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi'nin görüşünü öyle başkan tarafından değil genel başkan bile belirlemez. CHP'nin görüşünü net söylüyorum. Ben bunları, yani tutanaklara geçsin rahat edelim burada kimsenin görüşünü belirlemez. Dolayısıyla burada görüşlerimiz arasında, hepimizin görüşleri arasında uzlaşmazlık varsa bir kere şunu açıkça söyleyeyim: 'Sevgili başkan bir daha bu getirilemez.' Yani şurası çok enteresan, 'CHP'nin görüşünü söylüyorum, tutanaklara girsin' diye ve 'genel başkan bile belirlemez.' Şimdi şüphesiz hiçbir yerde tek başına genel başkan belirlemez ama nihai kararı görüşleri aldıktan sonra genel başkan açıklar, ortaya koyar. Şimdi burada bir defa CHP heyetinde, orada sadece CHP yok. Üç kişi varsa, üçü de ayrı bir parti. Geçenlerde, Genel Başkan Yardımcım Mehmet Ali Bey'in ifade ettiği, biz orada karşımızda bir tane CHP görmüyoruz."
-"Biz elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz"-
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda partilerin temsil edildiği milletvekili sayısıyla ilgili de değerlendirmede bulunan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bizim 326 milletvekilimiz var. Muhalefetin 220 milletvekili var. Bu 220 milletvekili, 9 kişiyle temsil ediliyor. Biz ise 3 milletvekiliyle temsil ediliyoruz. BDP'nin 29, 30 milletvekili var, 3 milletvekili, 1'e 11, biz 3 milletvekili. Aynı şekilde bakıyoruz, MHP'nin 51 milletvekili var, biz onların 6 kat fazlasıyız, fazlası da var, o da 3, biz de 3. Bakıyorsunuz, CHP'nin 2,5 kat fazlasıyız. O da 3, biz de 3. Niye biz bunu Kabul ettik? Bizim derdimiz bağı ile değil derdimiz üzüm yemek. Şurada müşterek çalışmayı güzelce yapalım, neticeye varalım. Ama maalesef şu ana kadar böyle bir dertleri yok. Biz elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Yani anayasa değişir, değişmez, yani biz ülkeyi yönetmeye devam ediyoruz. 10,5 yıldır, bu yeni Anayasa, zaman zaman değiştirebildiğimiz maddeler olmuşsa değiştirmişiz. Son işte refaranduma gitmek suretiyle yine bir 26 maddelik değişim paketiyle o anayasa ile hükümeti şu anda başarıyla, hamdolsun, götürüyoruz. Ama şu yeni Anayasa çıkmış olsa o zaman ne olacak, 'bu ülke bir darbe anayasasıyla değil halkın sivil bir anayasasıyla yönetiliyor' diyebilmeyi demokrasi adına rahat konuşacağız. Olayın aslı bu."
-"Temel hak ve özgürlükler, oylayamaya şuna buna tabii şeyler değlidir"-
Çözüm süreci kapsamında temel hak ve özgürlüklerle ilgil bir soruyu da yanıtlayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şimdi öncelikle temel hak ve özgürlükler, böyle oylamaya şuna buna tabii şeyler değlidir. Yani o yaratılıştan verilmiş olan haklardır ki bunun biz her zaman savunucusu olduk, olmaya devam edeceğiz. Fakat Türkiye'deki 10 yıl, 10,5 yıl öncesinde bugün arasında tüm etnik unsurların kazandıklarına şöyle bakmak lazım. Bütün bunların yanında, düşünce gruplarının, yazar çizer vesaire, bütün bu insanların 10 yıl, 10,5 önceki bulundukları konumla bugün geldikleri konuma bakalım. O gün yazarken ne durumdaydılar, bugün yazarken ne durumdalar? Yani düşünce özgürlüğünü kastetiyorum. Burada alınan mesafeler ortada."
Zaman zaman cezaevlerinde gazetecilerin bulunduğu yönünde yapılan eleştirileri değerlendiren Erdoğan, "Parmak sayısını geçmez. Onların yazar çizer dedikleri hepsi, Adalet Bakanım da defaatle söyledi ben de defaatle söyledim. Yani bunların gazetecilik yazar çizer bu şeyle alakası yok. Bunların hepsinin bölücü terör örgütüyle ihdasları var, silah bulundurmaktan tutunuz, kimisi onlarla olan çok farklı ilişkiler, yani bunlar suç teşkil eden konulardan dolayı içerideler. Yoksa öyle yazdığı şu cümle bu cümle falan, bunlardan dolayı değil" ifadesini kullandı.
"Şimdi bütün bunların yanında çözüm sürecinde dikkat ederseniz, bir şeye hassasiyet gösterdik. O da şuydu: Ülkemizde akil insanlar derken biz bu insanlar, yani 'tamamıyla hakikaten toplumun tümünü temsil edenlerdir' diye öyle bir müracaat yapmadık. Ama seçici olduk" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Seçici olurken de istedik ki çok farklı düşünce gruplarının temsil edildiği, sanatçı gruplarının temsil edildiği, STK'ların temsil edildiği, kadınlı, erkekli, gazeteci yazar, bilim adamı, bunlar burada bulunsun istedik. Bunu ancak 63 kişiyle sığdırabildik. Ülkemizin biliyorsunuz 7 bölgesine dağıttık ve sağolsun arkdaşlarımız yoğun çalışma yaptılar. Bütün hakaretlere, saygısızlıklara rağmen, onlar saygı duydular. Onlara boyun eğdiler ve bu süreci başarıyla getirdiler. Derdimiz neydi, derdimiz şuydu: Topluma onlara bir şeye enjekte etmek değil, toplumun düşüncesini biz onlar vasıtasıyla alalım ve ondan sonra biz bunlar üzerinde çalışarak bizim eksik bıraktıklarımız neler var. Şimdi demokratikleşme paketi diyoruz ya buralardan istifade ederek biz demokratikleşme paketini hazırlıyoruz ve belki de demokratikleşme paketinin içerisine sığdıramayacağız."
- Ankara