Haberler

Afyonkarahisar'daki Mühimmat Patlamasında Şehit Olan Askerlerin Aileleri TBMM'de

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Afyonkarahisar'daki mühimmat deposu patlamasında şehit olan askerlerin aileleri TBMM'de CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve CHP'li milletvekilleri ile bir araya geldi.5 Eylül 2012 tarihinde Afyonkarahisar'da meydana gelen ve 25 askerin şehit...

Afyonkarahisar'daki mühimmat deposu patlamasında şehit olan askerlerin aileleri TBMM'de CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve CHP'li milletvekilleri ile bir araya geldi.

5 Eylül 2012 tarihinde Afyonkarahisar'da meydana gelen ve 25 askerin şehit olduğu cephanelik patlamasında şehit olan askerlerin aileleri TBMM'de CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve CHP'li milletvekillerini ziyaret ederek sorunlarını anlattı. Avukat Altan Ulutaş ile birlikte şehit yakınlarını milletvekilleri Volkan Canalioğlu ve Ahmet Toptaş ile birlikte kabul eden CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, ailelerin sorunlarını dinledi.

Olayın başından beri çok ciddi çapalar harcadıklarını söyleyen Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, "Biz bu olayda ne olmuşsa, kaza ise kaza, sabotajsa sabotaj, tedbirsizlikse tedbirsizlik, çocuklarımızın nasıl öldüğünü bizi ikna edecek, kamu vicdanını rahatlatacak şekilde ortaya çıkmasını istiyoruz. Başından beri bu olayda sabotaj olma ihtimalini Genel Başkanımız dahil söylemesine rağmen bu konuya araştıracak olan Antalya Özel mahkemesi Savcılığı bir müzekkere dahi yazmadı Afyonkarahisar Savcılığı'na. Adli Tıp Kurumu'ndan verilen rapora göre elde edilen raporda plastik patlayıcılar olduğu söyleniyor. Cephaneliğin son derece korunaksız olduğunu biliyoruz. O gün sayın Bakan daha çocukların kimlikleri tespit edilmeden 'bir el bombası düşmüş, patlamış' diyerek açıklamaya yaptı. Sonuç; 'bir el bombası düşmüş, patlamış' noktasında mahkemede yargılama yapılıyor, herhalde bu şekilde kapatılacak gibi geliyor. Bunun kapatılmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Bu olayın bir kaza süsü verilerek kapatılması istenmektedir, buna karşı mücadelemizi sürdürmekteyiz" dedi.

"ANA MUHALEFET GEREKLİ ÖZENİ GÖSTERMEDİ"

TBMM'ye parti gözetmeksizin geldiklerini söyleyen patlamada hayatını kaybeden askerlerden Onur Fikret Dülger'in babası Zekai Fırat Dülger, "Ana muhalefet partisinin gerekli özeni göstermediğine inanların başında geliyorum. Birinci gün yüzde 99 sabotaj diyen Genel Başkan'ın bu olayın üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen bu olayı bir defa dile getirmemesi, 1. Yıl dönümde CHP'nin Genel Başkanı'nın veya Grup Başkanvekili'nin çıkıp başsağlığı dilemesi bize çok görülen bir şey midir?" şeklinde konuşması sonrasında Zekai Fırat Dülger ile Milletvekili Ahmet Toptaş arasında karşılıklı konuşmalar yaşandı.

Kendilerinin ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini söyleyen Ahmet Toptaş, "Başbakan'a da aynı şeyleri söylemeniz gerekiyor. Genelkurmay Başkanı'na aynı şeyleri söylemeniz gerekiyor. Burada sizinle tartışmak niyetinde değilim. Keşke talimat verecek yetkimiz olsa ben Antalya Özel Yetkili Mahkemesi'ni dağıtırdım bugün. Bu mahkeme sabotaj iddiasını değerlendirmek için bir müzekkere bile yazmamıştır, Adalet Bakanı bu konuda bir tek kelime bile söylememiştir" diye konuştu.

AVUKAT ARAŞTIRILMASI VE DİKKATE ALINMASI GEREKEN HUSUSLARI SIRALADI

Patlama ile ilgili araştırılması ve dikkate alınması gereken hususları sıralayan Avukat Altan Ulutaş, "Adli Tıp Kurumu'nun ceza dosyasının içinde bulunan rapora göre, bazı şehitlerimizin doku parçaları üzerinde bir cephanelikte olmaması gereken plastik patlayıcı ve çukur açma özelliklerine sahip bomba parçaları tespit edilmiştir. Cephanelikte meydana gelen iki patlamadan birincisinin bu patlayıcıların etkisi ile oluştuğunu, ikinci patlama ile birlikte cephaneliğin havaya uçtuğunu düşünüyoruz. Susurluk'taki 5 adet cephanelikten boşaltılarak Afyonkarahisar Cephaneliğine getirilen 248 ton bombanın neden 2 adet cephaneliğe zorla sığdırıldığını, neden çok acele edildiğinin araştırılmasını dikkate sunuyoruz. Teröristlerden ele geçirilen bombaların bu cephanelikte bulunup bulunmadığının araştırılmasını istiyoruz. Türkiye'nin en büyük cephaneliklerinden birisinde neden sahte kameraların kullanıldığını, kameraların gerçekten sahte olup olmadığının araştırılmadığını dikkate sunuyoruz. Cephanelik nizamiyesinde patlamadan çok kısa süre önce askerler ve siviller arasında meydana gelen olayların araştırılmadığını dikkate sunuyoruz. İstihbarat raporlarında belirtilen ve terör örgütleri ile irtibatlı olan personelin araştırılmadığını, yargılanan sanıklardan birisinin 1987 yılında 9 erin şehit düşmesi faciasında da sanık olduğu, neden bu kişinin cephaneliklere komutan olarak atandığının araştırılmadığını dikkate sunmak istiyoruz" şeklinde konuştu.

"BİZİM ÇOCUKLARIMIZIN EĞİTİMİ YOKTU"

"Merak sahibi bir erin bombayı kurcalamasıyla havaya uçtu" demenin bir Başbakan'a yakışmadığını ifade eden hayatını kaybeden askerlerden Onur Fikret Dülger'in babası Zekai Fırat Dülger, "17 tane genç yüksekokul mezunu çocuk, Samsun'da 15 günlük eğitim gördükten sonra ordunun kalbi olan cephaneliğe hangi makam bunları buraya gönderdi. Bu çocuklar Pazar günü birliğe teslim oluyor, Çarşamba günü bu çocuklardan ortada olan yok. 3 günlük çocuğu ordunun kalbi olan bir cephaneliğe gönderip cephane taşıtmanın birisi cevabını vermeli" ifadelerini kullandı.

"SİZ MİLLETVEKİLLERİ OLARAK BU İŞİN BİR KAZA OLDUĞUNA İNANIYOR MUSUNUZ?"

Patlamada hayatını kaybeden Tolga Taştan'ın babası Ali Taştan, oğlunun okulunun bittiği gün asker olduğunu ifade ederek, "Bu çocuklar hiçbir eğitim almadan Afyonkarahisar'a geldiler. Bizim kafamıza takılan şu; özellikle bu 18 tane askerlerimiz neden orada çalıştırıldı. Hepsi Samsun'dan gelen çocuklardı. Biz çocuklarımızı askere gönderirken hiçbir parti adına göndermedik. Biz çocuklarımızı Türkiye Cumhuriyeti al bayrağı altına gönderdik. Adalet benim 23 senelik emeğime sahip çıkamadı. 3 günde benim emeğimi çaldı, hırsızlık yaptı. Başbakan'a şunu sormak istiyorum, 'bir acemi asker pimi çekmiş' demesi bizim yüreklerimizi dağladı. Bu kadar kolay olamaz. Biz çocuklarımızı bu devleti korumaları için gönderdik. Bugün biz ağlıyorsak yarın siz ağlarsınız, bize sahip çıkmazsanız sizlerde ağlayacaksınız. Ben çocuğumun mezar taşına baktığımda çocuğum bana bakıyor, 'baba ne yaptın', dedim oğlum 'bir şey yapamadım.' Niye yapamıyoruz sayın milletvekillerim. Siz milletvekilleri olarak bu işin bir kaza olduğuna inanıyor musunuz, sormayacak mıyız, her şeyi Allah'a mı havale edelim? Bize sadece bir tabut verdiler, tabutun içinde hiçbir şey yoktu" açıklamasında bulundu.

"BENİM KARA GÖLÜ KUZUM YOK"

Hayatını kaybeden askerlerden Tolga Taştan'ın annesi Zekine Taştan, "Bir haberleri izliyorum, bir tane Uludere'yi konuştuğunuz gibi hiçbir parti Afyonkarahisar'ı konuşmuyor. Neden Afyonkarahisar denilmiyor. Gidiyorlar Muhammed'e, Rabia'ya ağlıyorlar, bizim çocuklarımıza neden ağlamıyorlar. Ben neden 'vatan sağ olsun' deyim, vatanı batsın. Benim evladım varsa vatan vardır, benim evladım yoksa vatan yok. Benim Tolgam yok, kara gölü kuzum yok. Tayyip Erdoğan bir kere çıkıp bir şehit adını söylesin. Bir tanesinin adını söylesin ona beddua etmeyeceğim, dua edeceğim. Ben 'vatan sağ olsun' demiyorum. Benim Tolgam dünyaya geri gelmeyecek. Tayyip Erdoğan bana 'kızım al anahtarı Türkiye'yi sen yönet' dese anlamı yok, benim evladım yok içinde. Uludere'ye tanınan şansların hepsini bana versin. Bu devlette 1 liram da kalsa alacağım" dedi.

"BENİM YAVRUMUN TABUTUNDA NE KADARININ GELDİĞİNİ BİLMİYORUM"

Çocuklarının giydikleri kıyafetlerin, künyelerinin ve kullandıkları eşyaların kendilerine verilmesini isteyen aileler. Oğlundan ayrıldıktan 7 saat sonra haberinin geldiğini ifade eden Faruk Ergenç'in babası Bekir Ergenç, "Benim yavrumun ne kadarının geldiğini bilmiyorum. Benim yavrum diplomasını aldığı gün askerliğinin tecilini bozdurdu ve askere gitti. Askeri elbiselerini bile giymeye fırsat bulamadı bizim yavrularımız. En azından bana bir tane giydiği eğitim elbisesini gönderselerdi, odasına koyaydım da arasına şöyle bir koklayaydım" diye konuştu.

"BU MESELİNİN ÖZENLE ÜSTÜ ÖRTÜLDÜ"

Bu olayın öncelikle sabotaj mı, ihmal mi, kusur mu, kaza mı olup olmadığının aydınlanmadan kimsenin vicdanının rahatlamayacağını söyleyen CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Kıbrıs Harekatı'nda Kocatepe faciasında 54 askerimiz aynı şekilde şehit olmuştu, bu olayını ona benzetiyorum. Adeta Afşonkarahisar Valisi Genelkurmay Başkanı'na bir halı verdi o gün, bütün kamuoyu halıyla meşgul oldu. Sanki 'halıyla bu meselinin üstünü örtün' dercesine bir algı oluştu ve bu meselinin özenle üstü örtüldü. Esma'ya ağla, Uludere'ye ağla, onlarda bizim vatandaşımızı ama bu çocuklarda hakikaten nasıl öldüğü dahi bilinmeyen bir şekilde kaybetmemiz devletimiz açısından utanç verici bir durumdur. Avukat beyin iddialarının süratle araştırılması lazım, biz bunun takipçisi olacağız. Sorumlular tespit edilmeli ve mutlaka hesap sorulmalı. Şüphelilerin tutuksuz yargılanmaları kamu vicdanında kabul görmemektedir. Milletvekillerini tutuklu yargılayacaksın ama 25 askerimizin hayatını kaybetmesine sebep olanların tutuksuz yargılanması kabul edilemez. Bu ciddi iddiaların takipçisi olacağız. Bir soruşturma ciddiyetten uzak yürütülmektedir. Ailelerin duygularına hükümet tercüman olamamıştır. Hükümet ailelere devleti göstermemiştir" şeklinde konuştu. - ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika
'Kayyum atanacak belediye sayısı 16'yı bulacak' iddiası

"16 belediyeye daha kayyum" iddiası! Bir şehre özellikle dikkat çekildi

Yenidoğan Çetesi davasında kritik duruşma başladı! Elebaşı Fırat Sarı savunma yapacak

Bebek katili çetenin lideri sanık sandalyesine oturacak

İstanbul'da kar yağışı beklenen ilçeler

İşte İstanbul'da kar yağışı beklenen ilçeler

Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

title