Afganistan Tezkeresi TBMM Genel Kurulu'nda
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Çonkar: "Afgan Ulusal Güvenlik Güçleri'nin ciddi yetenek eksiklikleri var. Bu nedenle, Afganistan gerekli kaynaklara sahip olana kadar uluslararası toplum tarafından desteklenmesi gerekmektedir" "Bu amaca yönelik olarak, NATO üyeleri ve ortak ülkeler, önümüzdeki dönem için toplam 5 milyar ABD Doları mali katkıda bulunacaklardır.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Ahmet Berat Çonkar, Afgan Ulusal Güvenlik Güçleri'nin ciddi yetenek eksiklikleri olduğunu belirterek, "Bu nedenle, Afganistan gerekli kaynaklara sahip olana kadar uluslararası toplum tarafından desteklenmesi gerekmektedir. Bu amaca yönelik olarak, NATO üyeleri ve ortak ülkeler, önümüzdeki dönem için toplam 5 milyar ABD Doları mali katkıda bulunacaklardır. Bu çerçevede bizim de önümüzdeki üç yıl için 60 Milyon Dolar taahhüdümüz vardır" dedi.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Ahmet Berat Çonkar, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen Afganistan tezkeresi üzerinde AK Parti Grubu adına yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Afganistan'la, kökleri tarihe dayanan dostluk ve kardeşlik bağları bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin 1932-1960 yılları arasında Afganistan'a öğretmen, doktor, subay ve çeşitli alanlarda birçok uzman gönderdiğini anımsatan Çonkar, 1970'lerin sonundan itibaren işgal ve iç savaşın istikrarsızlığa sürüklediği Afganistan'da terör örgütlerinin barınma imkanı bulduğunu, 11 Eylül 2001 tarihinde ABD'de gerçekleştirilen eylemlerin, istikrarsızlık içindeki ülkelerin yalnız kendi toplumları için değil, tüm uluslararası toplum için de birer tehdit oluşturduğunu acı bir biçimde gösterdiğini bildirdi.
Çonkar, çeyrek yüzyılı aşkın süredir devam eden işgal ve iç çekişmeler nedeniyle büyük tahribata uğrayan Afganistan'ın, dünyanın en fazla yıkıma uğramış ülkelerinden birisi olduğunu belirterek, farklı kaynaklara göre, Afgan halkının yüzde 50 ila 80'inin günlük gelirinin bir doların altında olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin, 2015-2017 döneminde Afganistan'ın kalkınmasına proje temelli olarak, 150 Milyon Dolar tutarında katkı yapmayı taahhüt ettiğini ifade eden Çonkar, Türkiye'nin Afganistan'da 85 okul inşa ettiğini, 700 binden fazla Afgan vatandaşın Türkiye'nin inşa ettiği okullarda eğitim hizmetlerinden yararlandığını belirtti. Çonkar, Türkiye'nin Afganistan'a yaptığı diğer yardımları anlattı.
"17 Bin Afgan asker ve polisi, Afganistan ve Türkiye'de eğitildi"
Çonkar, 17 Bin kadar Afgan asker ve polisinin, Afganistan ve Türkiye'de eğitildiğini söyleyerek, "Ülkemizin Afganistan'a katkıları öncü olduğu çok taraflı platformlarda da sürdürülmektedir. Ülkemiz, Afganistan'ın karşı karşıya bulunduğu sorunların aynı zamanda bölgesi için de tehdit yarattığı görüşündedir. Bu itibarla, bölgesel işbirliğini tesis etmek amacıyla 2 Kasım 2011 tarihinde ülkemiz ile Afganistan'ın eşbaşkanlıklarında 'Asya'nın Kalbinde Güvenlik ve İşbirliği' temasıyla, 'Afganistan için İstanbul Konferansı' düzenlenmiştir" dedi.
Afganistan'ın karşı karşıya olduğu sorunların nedenleri ve sonuçlarının, tüm bölgeyi ve hatta ötesini yakından ilgilendirdiğini belirten Çonkar, Afganistan'da barış ve istikrarın temininin, ancak bölgesel bir zeminde ilerletildiği takdirde kalıcı sonuçlar sağlayabileceğini kaydetti.
Berat Çonkar, 2003 yılından bu yana NATO liderliğinde icra edilen ve ittifakın Avrupa-Atlantik coğrafyası dışındaki en uzun süre ve en kapsamlı harekatı niteliğine haiz olan ISAF Harekatının, 2012 Şikago Zirvesinde NATO Devlet ve Hükümet Başkanlarının aldığı karar doğrultusunda 31 Aralık 2014 tarihinde tamamlandığını belirtti.
Kaydettiği tüm ilerlemeye rağmen, Afgan Ulusal Güvenlik Güçleri'nin ciddi yetenek eksiklikleri bulunduğuna işaret eden Çonkar, "Bu bakımdan, Afganistan gerekli kaynaklara sahip olana kadar, Afgan Ulusal Güvenlik Güçleri bütçesinin uluslararası toplum tarafından desteklenmesi gerekmektedir. Bu amaca yönelik olarak, NATO üyeleri ve ortak ülkeler önümüzdeki dönem için toplam 5 milyar ABD Doları mali katkıda bulunacaklardır. Bu çerçevede bizim de önümüzdeki üç yıl için 60 Milyon Dolar taahhüdümüz vardır" diye konuştu.
Çonkar, 2014 yılından sonra NATO'nun Afganistan'la ilişkilerinin temel unsurlarından üçüncü ve belki de en önemlisinin, Kararlı Destek Misyonu oluşturulması olduğunu ifade etti. 1 Ocak 2015 tarihinde başlatılması kararlaştırılan Kararlı Destek Misyonu'nun muharip bir nitelik taşımayacağını ifade eden Çonkar, "Bu Misyon, ülke genelinde anılan tarihten itibaren güvenlik sorumluluğunu bütünüyle üstlenecek olan Afgan Ulusal Güvenlik Güçlerine ve güvenlik kurumlarına eğitim, danışmanlık ve yardım sağlamak amacıyla icra edilecektir" dedi.
"En önemli rol, Başkentte görev yapacak ülkemiz tarafından üstlenilecektir"
Berat Çonkar, şöyle konuştu:
"Kararlı Destek Misyonu kapsamında, ülkemizin Kabil Bölge Komutanlığı şapkasıyla çok önemli bir görev üstlenmesi söz konusudur. Kabil ve çevresindeki NATO kuvvetlerine ülkemiz liderlik ederken, güney ve doğuda ABD, kuzeyde Almanya ve batıda İtalya aynı görevi yerine getireceklerdir. Ancak, bu çerçevedeki en önemli rol, Başkentte görev yapacak ülkemiz tarafından üstlenilecektir. Türkiye, ayrıca, Afganistan'ın dış dünyaya açıldığı kapı görevini gören ve ülkedeki en büyük havalimanı olan Kabil Uluslararası Havalimanının işletme sorumluluğunu 2015 ve 2016 yılları için üstlenmiş bulunmaktadır.
Afganistan'daki Kararlı Destek Misyonu kapsamında, 800 ila bin civarında TSK personelinin görevlendirilmesine ilişkin planlamalar devam etmektedir. Bugüne kadar Afgan emniyet kurumlarına mensup personelin eğitimlerinde son derece başarılı çalışmalar yapan Emniyet Genel Müdürlüğümüzden de bu çerçevede personel görevlendirilmesi öngörülmektedir. Kabil Büyükelçimiz, 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren NATO'nun Afganistan'daki Kıdemli Sivil Temsilcisi görevini üstlenmiştir. 2003 yılında kurulan NATO Kıdemli Temsilciliği görevini NATO Genel Sekreteri'nin yaptığı seçimle Büyükelçimizin ifa edecek olması, hem ittifakın ve müttefiklerin, hem de Afgan kardeşlerimizin ülkemize olan güveninin bir göstergesidir. Ülkemiz, ayrıca, Kabil Büyükelçiliğimiz vasıtasıyla 2015-2016 döneminde NATO'nun bu ülkedeki Temas Noktası Büyükelçiliği görevini de üstlenecektir."
2015 damgasını vuracak olaylar
CHP Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu, 2015 yılının ülke açısından çok önemli iç ve dış gelişmelerin yaşanacağı bir dönem olacağını, dış ilişkilerde Ermeni iddialarına kaynak teşkil eden 1915 olaylarının 100. yıldönümü, bölgede, özellikle Suriye ve Kıbrıs bağlamında yaşanması muhtemel gelişmelerin 2015'e damgasını vuracağını söyledi.
Türkiye'nin vahim bir girdap içinde savrulduğunu iddia eden Loğoğlu, "Demokrasi bitmiş, temel hak ve özgürlükler diğer birçok şey gibi sıfırlanmıştır. Anayasamıza göre parlamenter sistemle yönetilmesi gereken ülkemizde, bugün, iktidarın gücü fiilen otoriter bir başkanlık sistemine dayanmaktadır. AKP iktidarı, ayak bağı olarak gördüğü erkler ayrılığını rafa kaldırmış, her kararın tek bir kişi tarafından belirlendiği bir yönetim tarzını benimsemiştir" dedi.
Loğoğlu, "Yolsuzluk yapan kardeşim dahi olsa kolunu keserim" diye şeriatçı bir çıkışın sahibi olan Başbakan Ahmet Davutoğlu'na rağmen, Soruşturma Komisyonu'nun AK Parti'li üyelerinin başka bir kaynaktan aldıkları talimat uyarınca, dört eski bakanın Yüce Divan'a sevklerine "hayır" dediğini söyleyerek, "Burada kaldırılan ellerle vicdanlara vurulan darbeler fani ve geçici, adalet ise baki ve ebedidir. Suçlular adalet önünde, vicdanlar ise ahirette bir gün mutlaka hesap vereceklerdir. Halka vereceğiniz hesabı elinizdeki geçici iktidar gücüyle ancak erteleyebilirsiniz ama sonunda hesap vermekten kaçamazsınız" diye konuştu.
Bilime dayalı eğitime son verilip inanca dayalı, dogmatik ve çağdışı medrese düzenine geçilerek ve bilimsel kuruluşlar yozlaştırılarak Cumhuriyetin harcını oluşturan laiklik ilkesinin eğitim yoluyla bitirilmek istendiğini savunan Loğoğlu, AK Parti'nin, insanların yaratıcılığına, sorgulama yeteneklerine gem vurduğunu, korkan, itiraz etmeyen, biat eden bireyler ve bu dogmatik anlayışa itiraz edenleri susturacak kindar nesiller yetiştirmek istediğini iddia etti.
CHP'li Loğoğlu, çözüm sürecinden kaygı duyduklarını belirterek, "Kaygımızın ana kaynağı, AKP'nin daha önce defalarca yaptığı gibi çözüm sürecini, seçimler öncesi Kürt yurttaşlarımızın oylarını çelmeye yönelik siyasi bir taktik olarak kullanmakta olması yolundaki güçlü kanaattir. Görünen odur ki, AKP ile PKK arasındaki tüm pazarlıklar Hükümetin bile hala terörist olarak nitelendirdiği PKK'nın başı Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması noktasında düğümlenmektedir" dedi.
"ABD Kongresi'nin Ermeni soykırım iddialarını destekleyen karar alma olasılığı"
Türkiye'nin 2015'te karşı karşıya kalabileceği en olumsuz gelişmelerden birisinin de ABD Kongresi'nin Ermeni soykırım iddialarını destekleyen bir karar alması olasılığı olduğunu belirten Loğoğlu, ABD Başkanı Obama'nın, soykırım öyküsünü kabul ettiğini peşinen ilan ettiğini ve bunu Türkiye ziyareti sırasında teyit ettiğini bildirdi.
Loğoğlu, bugüne kadar ABD Kongresi'den soykırım kararının çıkmamış olmasının nedeninin, ABD yönetimlerinin "ulusal çıkar" savını kullanarak Kongre'yi frenlemesi olduğunu, ancak iktidarın izlediği iç ve dış politikalar nedeniyle, Beyaz Saray'ın Türkiye bağlamında "ulusal çıkar" kartını bu sefer kullanmayabileceğini söyledi. Böyle bir karar çıkmasının, Türkiye'den toprak, mal ve mülkiyetlerin iadesi, tazminat ve sigorta bedellerinin ödenmesi taleplerinin ABD mahkemelerine götürülmesinin önünü açacağını ifade eden Loğoğlu, "Toprak taleplerinin ciddiye alınacak bir yönü yoktur. Ancak diğer unsurlar ciddidir. Ermeni iddialarını destekleyen bir Kongre kararı, ABD mahkemelerinde Türkiye aleyhine çok sayıda dava açılmasının önünü açacak ve bu davalardan Türkiye aleyhinde kararlar çıkmasını mümkün kılacaktır" diye konuştu.
Faruk Loğoğlu, bu konuda, Hükümet ve kurumların yaptığı çok yönlü hazırlıklara ek olarak başka yaklaşımlar geliştirilmesi gerektiğini, öncelikle TBMM'nin, oybirliğiyle yaptığı 13 Nisan 2005 tarihli Deklarasyon doğrultusunda yeni bir girişim başlatabileceğini vurguladı.
CHP'nin, temelleri Mustafa Kemal Atatürk tarafından atılan Türkiye-Afganistan dostluğunun her zaman yanında olduğunu, bu dostluğun bütün dönemlerde güçlenmesini ve iki kardeş halkın dayanışmasının her koşulda sürmesini savunduğunu belirten Loğoğlu, Türkiye'nin, bütün iktidarlar döneminde Afgan halkıyla birlik içinde olduğunu ve son yıllarda yaptığı katkıyı çeşitlendirip, zenginleştirerek Afgan kardeşleriyle dayanışmasını güçlendirdiğini bildirdi. - TBMM