Aday Adaylarının Vaat Çılgınlığı
Yerel Seçim Öncesi Belediye Başkan Aday Adaylarının Çılgın Vaatleri Havada Uçuşuyor.
YEREL seçim öncesi belediye başkan aday adaylarının çılgın vaatleri havada uçuşuyor. Kimi tarihi Konak Meydanı'nı yıkıp Rusya'nın ‘Kızıl Meydanı’ gibi yapacağını söylerken, kimisi denizin iki yakasını üst geçitle birleştirmek istiyor. Mimarlar ise adayları projelerini kentin ihtiyaçlarına yönelik hazırlamaları, ABD ve Avrupa ülkelerindeki uygulamaları kötü kopya etmemeleri konusunda uyarıyor.
İzmir'de belediye başkan aday adayları, aday gösterilmek için çılgın projelerle kamuoyunun önüne çıkıyor. Konak Belediye Başkan aday adayı olduğu öne sürülen CHP İzmir İl Başkanı Kemal Karataş, tarihi Konak Meydanı'nı yıkıp genişleterek, Rusya'daki ‘Kızıl Meydan’a benzeteceğini, tarihi Saat Kulesi'nin yerini değiştireceğini, Yeşildere'yi ABD'deki ‘The River Walk’ gibi yapacağını söylerken; AKP İzmir İl Başkanlığı için proje hazırlayan Büyükşehir Belediyesi'nin AKP'li Meclis Üyesi Selim Gökdemir, Kordon'a beş yıldızlı oteller ve alışveriş merkezleri yapacaklarını duyurdu. Buca Belediye Başkanı Mimar Cemil Şeboy, AKP'den İzmir Büyükşehir Belediye Başkan aday adaylığı için resmen başvururken daha önce İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Burhan Özfatura ve Mimar Ahmet Vefik Alp, tarafından dile getirilen İnciraltı- Karşıyaka arasına üst geçit projesini anlattı. Mimarlar ise her seçim öncesi yaşanan vaat çılgınlığının sona ermesi gerektiğini belirterek, adaylara gerçekçi, kentin ihtiyaçlarına yönetik proje hazırlamalarını önerdi.
İZMİR'İN İZMİR OLARAK BENİMSENMESİ GEREKİR
Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı Hasan Topal, “Her yerel yönetim seçimleri öncesinde belediye başkan adaylarının kentin ihtiyaçlarını analiz etmeden, kentin imar planlarını ve plan kararlarını bilmeden, araştırmadan, gözetmeden, bütünden kopuk, parçacı bir anlayışla proje üretmeleri doğru değil. Adayların kentin vizyonunu kavrayabilmiş olması, bu vizyona ulaşmak için kentin tarihsel, kültürel geçmişine, kimliğine, mimarlık mirası değerlerine ve uzmanlıklara saygılı yönetim politikalarını benimsemesi, bu politikalar kapsamında öncelikle yasalara saygılı, kentin imar planlarına uyumlu, iyi etüd edilmiş ve kentin ihtiyaç duyduğu projelerin hedeflenmesi daha uygar bir yönetim anlayışı olacak. Özellikle ABD ve Avrupa'da yapılmış uygulamaların özentisi içinde bunların kötü kopyalarının kentlinin gündemine taşınması anlayışlarının terk edilmesi ve İzmir'in İzmir olarak benimsenmesi gerekir.”