Açılışa damga vuran an: Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki sesi duyunca konuşmasına ara verdi

Haberi DinleHaberi Dinle
0:00/0:00
Açılışa damga vuran an: Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki sesi duyunca konuşmasına ara verdi
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sultanbeyli'deki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, bir buçuk yılda 50 projeye imza atan belediyeyi tebrik ederek kentsel dönüşüm çalışmalarına hız verdiklerini söyledi. "Vatandaşlarımızın desteğine ihtiyacımız var, önce can, önce huzur" diyen Erdoğan, konuşması sırasında bir çocuğun "Tayyip dede" diye seslenmesi üzerine tebessüm etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin İstanbul'daki kalesi olarak bilinen Sultanbeyli'de düzenlenen toplu açılış törenine katıldı.

"ÖNCE CAN,ÖNCE HUZUR"

Konuşmasında belediyenin son dönemdeki çalışmalarını öven Erdoğan, "Bir buçuk yıl gibi kısa bir sürede tam 50 projeye imza atan Sultanbeyli Belediyemizi huzurlarınızda tebrik ediyorum. Bu yatırımlarda emeği geçen tüm kardeşlerime de ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Kentsel dönüşüm projeleri hayati öneme sahip. Sultanbeyli'deki kentsel dönüşüm çalışmalarına da bu anlayışla hız verdik. Kentsel dönüşüm projelerini hızla yapabilmemiz için vatandaşlarımızın desteğine ihtiyacımız var. Önce can, önce huzur... El ele vererek bu projeleri hayata geçirirsek inşallah çok kısa sürede çok büyük işler başarırız" ifadelerini kullandı.

Açılışa damga vuran an: Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki sesi duyunca konuşmasına ara verdi

"TAYYİP DEDE" SESİ GÜLÜMSETTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına devam ederken, alandaki çocuklardan birinin "Tayyip dede" diye seslenmesi dikkat çekti. Erdoğan, duyduğu ses üzerine tebessüm ederek kısa süreliğine konuşmasına ara verdi. Kalabalığın coşkulu sloganlarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine kaldığı yerden devam etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından diğer öne çıkan başlıklar ise şöyle:

"Sözlerimin başında hepimizin, tüm İslam dünyası ve insanlığın yakından takip ettiği bir hususa değinmek istiyorum. Gazze'de iki yıldır devam eden soykırımın durdurulması için yoğun çaba içerisindeyiz. İnsani yardımdan diplomatik temaslara her alanda imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Amacımız Gazzeli kardeşlerimizi bir an önce huzura, barışa ve güvenliğe kavuşturmaktır. Geçen hafta hem New York'ta hem de Washington'da bu yönde temaslarda bulunduk. İnsani felakete dikkat çektik. Mazlumların sesi olduk. Birleşmiş Milletler'de Gazzeli çocukların yaşadığı acıları fotoğraflarla tüm dünyanın gündemine taşıdık.

"BARIŞ PLANINI SAYIN TRUMP'LA DETAYLICA KONUŞTUK"

Amerikan Başkanı Sayın Trump'la da bu meseleyi detaylıca konuştuk. Barış için atılması gereken adımları değerlendirdik. Ardından MİT Başkanımızı Katar'a, Dışişleri Bakanımızı Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne gönderdim. Dün akşam Sayın Trump'la olan telefon görüşmemizin en önemli gündemi yine Gazze'ydi. Gazze'ye barışı ve istikrarı getirmekti. Hamas'ın Sayın Trump'ın barış planına verdiği cevabı memnuniyetle karşılıyoruz. Hamas, daha önce defalarca yaptığı gibi barışa hazır olduğunu gösterdi. Böylece bölgemizde kalıcı barış için bir fırsat penceresi aralandı.

İsrail'in saldırılarını derhal durdurması bu bakımdan çok önemlidir. Filizlenen barış umutlarının solmasına müsaade edilmemelidir. Tüm taraflar sorumluluk duygusuyla hareket ederse akan kanı dindirmek ve barışı tesis etmek pekala mümkündür. Tek bir masumun daha ölmemesi ve Gazzeli yavruların yüzünün gülmesi için ne yapılması gerekiyorsa Türkiye olarak bunu yapmaya devam edeceğiz.

"SUMUD FİLOSU'NUN UMUT YOLCULARINI ÜLKEMİZE GETİRİYORUZ"

Küresel Sumud Filosu'nun umut yolcularını da ülkemize getiriyoruz. Öyle zannediyorum ki bir saat sonra İstanbul Havalimanı'na Sumud Filosu'nun sadece Türkiye'den gidenler değil, Malezya ve farklı ülkelerden de bazı 'Sumud Filosu' yolcuları gelen kafilenin içerisinde yerlerini alacaklar. Bir saat sonra İstanbul'a inmiş olacaklar. Rabbim, Gazze'nin huzura kavuştuğunu görmeyi bize, milletimize, Filistin davasına destek olan vicdan sahibi herkese nasip etsin diyorum. Buradan Gazzeli mazlumlara dayanışma mesajlarımızı iletiyor, Türkiye'nin her zaman yanlarında olacağını tekrar ifade ediyorum.

"SİZİN KAYNAKLARINIZI SİZİN İÇİN KULLANDIK"

Sevgili Sultanbeylililer, kıymetli kardeşlerim. Sultanbeyli ile bizim aramızda hep özel bir bağ oldu. En son 31 Mart 2024 seçimlerinde Sultanbeyli, tercihini bir kez daha eser ve hizmet siyasetinden yana kullandı. 31 Mart seçimlerindeki desteğiniz için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Tüm Türkiye'de olduğu gibi Sultanbeyli'de de sizin emeklerinize, sizin her bir kuruşunuza, tüyü bitmedik yetimin hakkına sahip çıkıyoruz. Sizin kaynaklarınızı yine sizin için kullandık ve kullanıyoruz. İşte bugün bunların toplu açılışını yapmak üzere Sultanbeyli'deyiz. Karşımdaki katılım, bugünkü tüm kardeşlerimin bu toplu açılış törenine, temel atmaya ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Hem sizlerle hasret gideriyoruz hem de 41 projenin resmi açılışı ile 9 projenin temel atmasını gerçekleştiriyoruz.

Bir defa şunu tüm samimiyetimle söylemek isterim. Bir İstanbullu olarak eser ve hizmetlerimizle, proje ve yatırımlarımızla sizlerin huzurunda olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Kentsel dönüşüm projelerinden gençlik ve spor merkezlerine, sıfır atık projelerinden çevre ve yeşil alan düzenlemelerine, mesleki eğitim ve bilim merkezlerinden prestij caddelere, toplam değeri 8 milyar 425 milyon lirayı bulan projelerimizin ilçemize ve İstanbul'umuza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

"1,5 YILDA 50 PROJEYE İMZA ATAN SULTANBEYLİ BELEDİYEMİZİ TEBRİK EDİYORUM"

Bir buçuk yıl gibi oldukça kısa bir sürede tam 50 projeye imza atan Sultanbeyli Belediyemizi, Ali Tombaş kardeşim ve ekibini huzurlarınızda tebrik ediyorum. Bu yatırımlarda emeği geçen işçisinden mühendisine, mimarından proje personeline tüm kardeşlerime de ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Sevgili kardeşlerim, burası insanıyla, tabiatıyla ve genç nüfusuyla öne çıkan bir ilçemiz. Biz de ilçemizin bu vasfını daha da güçlendirmenin gayretindeyiz. 140 bin metrekare alana yayılan Fetih Korusu'nu ve 110 bin metrekare büyüklüğündeki Aydos Korusu'nu hizmete açarak İstanbul'a yeni oksijen depoları kazandırdık. Kent Meydanı düzenleme projemizle meydan çevresindeki cadde ve sokakları rehabilite ettik, altyapıyı güçlendirdik.

Deprem, malumunuz, ülkemizin en sancılı gerçeği. 6 Şubat'ta yaşadığımız asrın felaketinde depreme dayanıklı binaların ne kadar önemli olduğunu hep beraber gördük. Perşembe günü yaşanan 5 büyüklüğündeki sarsıntı, bize Marmara'da da elimizi çabuk tutmamız gerektiğini hatırlattı. İstanbullu kardeşlerime tekrar geçmiş olsun diyorum. Depremi engellemek elimizde değil ama can ve mal kayıplarının önüne geçmek mümkün. Bunun için kentsel dönüşüm projeleri hayati öneme sahip. Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan itibaren bizim kentsel dönüşüm meselesindeki hassasiyetimizi herkes çok iyi bilir. Sultanbeyli'deki kentsel dönüşüm çalışmalarına da bu anlayışla hız verdik.

Battalgazi Mahallemizde 15 bin metrekarelik alanda 450 bağımsız bölüm ve üç ticari ünite ile birlikte sosyal yaşam, kültür ve spor alanları, Mimar Sinan Mahallemizde ise 70 bin metrekare alanda 710 bağımsız bölüm, üç ticari ünite, 4 bin 500 metrekare ticari bölüm ve yeni yaşam alanları inşa edeceğiz. Böylelikle toplam 6 milyar 625 milyon liralık yatırımı Sultanbeyli'mize kazandırmış olacağız. Şimdiden ilçemize hayırlı uğurlu olsun.

VATANDAŞA KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇAĞRISI

Benim burada sizlerden özel bir ricam olacak. Kentsel dönüşüm projelerini hızla yapabilmemiz için vatandaşlarımızın da desteğine, yardımına ihtiyacımız var. Önce can, önce güvenlik, önce huzur. Bu hesapla meseleye bakmamız gerekiyor. El ele vererek bu projeleri hayata geçirirsek inşallah çok kısa sürede çok büyük işler başarırız. Fakat ana muhalefetin ve marjinal örgütlerin tezviratlarına prim verirsek neticede kaybeden yine biz oluruz. İnanıyorum ki Sultanbeyli burada da şu andaki tabloyla örnek bir duruş sergileyecektir. Sadece Sultanbeyli'den değil, tüm İstanbul'dan, tüm İstanbullulardan bu konuda yapıcı tavır bekliyorum.

"BİZİM PROJELERİMİZE RANTSAL DÖNÜŞÜM DİYEREK ÇAMUR ATTILAR"

Kardeşlerim, bakınız bunu özellikle şunun için söylüyorum. Yıllarca bizim projelerimiz 'rantsal dönüşüm' diyerek çamur attılar. İşin bir yanından tutmak yerine vatandaşı kışkırtıp çabalarımızı sabote etmeye kalktılar. Peki sonra ne oldu? Olan maalesef millete oldu. Bizim yüreğimiz yandı. 'Rantsal dönüşüm' iftirasıyla projelerimize kara çalanların hiçbiri 6 Şubat depremlerinde ortalıkta yoktu. En fazla bir iki fotoğraf çektirdiler, sonra sırra kadem bastılar. Ama biz hamdolsun tüm kapasitemizle deprem bölgesindeydik. Halen 3 bin 481 şantiyemizle oradayız. Şehirlerimizi tekrar ayağa kaldırana kadar da inşallah oralardan ayrılmayacağız.

Geçen ay 304 bininci yuvamızın anahtarlarını teslim ettik. Önümüzdeki ay 350 bininci konutumuzun kurasını çekiyoruz. Yılbaşına kadar toplam 453 bin bağımsız bölümü hak sahibi ailelerimize teslim etmek için gece gündüz çalışıyoruz. 'Bedava oy vereceğiz' diyerek meydanlarda ahkam kesenleri ise bir daha bölgede gören, duyan olmadı. İzmir'de TOKİ'den bile iyi olacak iddiasıyla başlattıkları projede de sonuç büyük bir hüsran oldu. Binlerce vatandaşın parasını aldılar, insanımızı boş yere umutlandırdılar, sonra da milleti dolandırıp yüzüstü bıraktılar. Şimdi mahkemede bunun hesabını veriyorlar. Kötüledikleri TOKİ'miz ise vatandaşa güvenli, dayanıklı, hesaplı yuvalar inşa etmeye devam ediyor. Bugüne kadar 1 milyon 740 bin sosyal konut üreten TOKİ'miz, projelerine yenilerini ekliyor.

"VATANDAŞA ONCA SÖZÜ NİÇİN VERDİNİZ"

Aziz kardeşlerim, tüm bu gerçekler ortadayken biz bunlara 'millete yanlış yapmayın, biraz dürüst olun' deyince beyler hemen rahatsız oluyor. Peki buradan soruyorum: Halkın parasını oy vaadiyle alıp bunları iç etmek tokatçılık değil midir? Bedava ev sözü verip sonra bir daha hiç oralı olmamak dolandırıcılık değil midir? Meydanlarda bol keseden atıp tutup sonra bunların arkasında durmamak yalancılık değil midir?

Öyle ya, madem yapmayacaktınız, milleti niçin umutlandırdınız? Madem çark edecektiniz, vatandaşa onca sözü niçin verdiniz? Biz bunları sizin yüzünüze çarpmayalım mı? Bunları size hatırlatmayalım mı? Bunların peşine milletimiz adına düşmeyelim mi? Kusura bakmayın, biz milletin hak ve hukukunu korumakla mükellefiz. Bu görevimizi de Allah'ın izniyle sonuna kadar yerine getireceğiz. Aynı şekilde yargı ve emniyet mensuplarımız da vazifelerini yapacak. Buna tehditleriniz, hakaretleriniz, yargı ve emniyetimizi hedef göstermeniz engel olmayacak.

Ortada harcanan milyarlar var ama eser yok, hizmet yok, icraat yok. Şimdi bunun hesabı yargımız tarafından sorulmasın mı? Meblağlar büyümüş ama sorunlar küçülmemiş, hatta daha da artmış. Kesilen faturaların tutarı büyürken hizmetin kalitesi değil, suç örgütünün banka hesapları büyümüş, ahtapotun kolları büyümüş, bavulların ebatı büyümüş, bir de döviz dolu baklava kutularının hacmi büyümüş."

Olgun Kızıltepe
Haberler.com - Politika
title