Haberler
Suriye'de Baas Partisi çalışmalarını süresiz olarak askıya aldı

Esad'ın gidişi onları da bitirdi! Faaliyetlerini durdurdular

Sosyal medya platformları WhatsApp, Facebook ve Instagram çöktü

3 sosyal medya platformu, aynı anda çöktü

Bakan Uraloğlu, 16 yaş altı için sosyal medya düzenlemesi geleceğini açıkladı

16 yaş sınırı konuşuluyordu! Sosyal medyaya yeni düzenleme geliyor

Somali ve Etiyopya arasındaki krizi Türkiye çözdü

Afrika'daki krizi Türkiye çözdü

AB Komisyonunun 2018 Türkiye Ülke Raporu

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkcü, AB Komisyonunun Türkiye Raporuyla dağın fare doğurduğunu söyledi.

HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkcü, AB Komisyonunun Türkiye Raporuyla dağın fare doğurduğunu söyledi.

Kürkcü, AB Komisyonunun 2018 Türkiye Ülke Raporu'nu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısıyla değerlendirdi.

Basında "Bugüne kadar en sert rapor" şeklinde bir klişe bulunduğunu belirten Kürkcü, son raporun, bugüne kadar yayınlanan en sert rapor olmadığını ifade etti. Kürkcü, Avrupa Parlamentosunun geçen temmuzda yayımlanan raporunun daha sert olduğunu, burada, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin dondurulmasının, askıya alınmasının talep edildiğini bildirdi.

Kürkcü, Avrupa Komisyonu raporunun, Avrupa Parlamentosu raporunun redakte edilmiş, yumuşatılmış hali olduğunu öne sürdü. Kürkcü, Dışişleri Bakanlığının, sadece yazılı açıklama şeklinde bir reaksiyonla yetinmesine bakılacak olunursa, bunun en sert rapor olmayı hak etmediğini savundu.

Bu raporun AB tarafından kaleme alındığına işaret eden Kürkcü, "Ama bu raporu Erdoğan rejimi, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı ile Türkiye hükümeti hep birlikte yazdılar. OHAL ilan edildiğinden bu yana olan bitenin dökümünü yapan rapora, hükümetin itiraz edeceği, yalan olduğunu söyleyebileceği hiçbir şey yok." dedi.

Kürkcü, Türkiye'nin, sadece AB üyeliği müzakereleri, bununla ilgili yükümlülükler bakımından değil, BM ile hukuku açısından da son derece sıkıntı verici bir durumda olduğunu öne sürdü. Kürkcü, Türkiye'nin OHAL ilanından bu yana BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 9, 10, 12, 13, 14, 17, 19, 21, 22, 25, 26 ve 27. maddelerindeki hakların askıda olduğunu iddia ederek, "Bütün bu hakların askıda olduğu bir ülkenin, kendisini, AB ya da herhangi bir medeni, uluslararası kurum bakımından eşit haklı muamele görme arzusu, siyasi oburluktan ibaret olabilir." ifadesini kullandı.

AB raporunda aktarılan gerçeklerin tamamının, Türkiye'de muhalefet tarafından dile getirildiğini belirten Kürkcü, "Bu rapor açıklandığı gün OHAL'in uzatılması kararı alınmadı mı? Referandumda hile yapılmadı mı? İfade özgürlüğü kısıtlanmadı mı?" dedi.

Kürkcü, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Avrupa Komisyonunun, Avrupa Parlamentosunun ortaya koyduğu gerçeklerden çıkarılabilecek siyasi sonuçlardan geriye doğru adım atarak Türkiye'yi yönetenlere uzlaşma teklif ettiğini anlıyorum. İlerleme raporu, muhalefetin bugüne kadar ortaya koyduğu iddiaları kayıt altına alarak Türkiye'nin, Erdoğan'dan ibaret olmadığını belirlemekle olumlu bir iş görüyor. Öte yandan ulusal hükümetlerle Erdoğan rejiminin yaptığı bütün anlaşmaları da yedeğine alarak, ortaklık perspektifinin kaybolmuş olduğuna dair Avrupa Parlamentosunun raporunu çöpe atıyor. Bahçeli'nin erken seçim talebini tam da raporunu yayınlayacağı gün ortaya atması, rapordan doğabilecek tartışmaları önleyip, erken seçim tartışmasına hizmet etmek içindir. Rapor, dağın fare doğurduğu şeklinde yorumlayabileceğimiz bir sonuç yarattı."

Erken seçime ilişkin bir soru üzerine Kürkcü, uyum yasalarının ağustosa yetişemeyeceğini iddia etti. Kürkcü, "Ağustosta yapılmış bir seçim bilmiyorum. Ne takvime ne iklime ne coğrafyaya ne çalışma ritmine uygun. Küçük hesaplar için büyük tarih verilmiş. Bence uygun gibi görünmüyor." diye konuştu.

Kaynak: AA / Politika
title