AB Bakanı ve Başmüzakereci Konca, Stk Temsilcileri ile Buluştu
AB Bakanı ve Başmüzakereci Ali Haydar Konca, Kocaeli’deki temasları kapsamında STK temsilcileri ile buluştu.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Ali Haydar Konca, Kocaeli'deki temasları kapsamında STK temsilcileri ile buluştu.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ali Haydar Konca, Kocaeli'deki temaslarına bugün de devam etti. Hemşehri dernekleri ve STK temsilcileri ile bir araya gelen Bakan Konca, kendisine yöneltilen soruları da yanıtladı. Toplantının açılışında bir konuşma yapan Bakan Konca, "Halk iradesi tek partinin tek başına istikrar getireceği genel tezinin çok da doğru olmadığını, Türkiye'nin bugünkü konjonktüründe cepheleştiği, bugünkü gerginlikte hiç olmazsa uzlaşıyla bir koalisyonun olması ve gerginliğin en azından bir hafifletilmesi, sorunların çözülmesi noktasında bir mesaj verdi. Halkların Demokratik Partisi inanın seçim sonrası koşullarda bir koalisyonun oluşması için hiçbir engel çıkartmayacağını, tam aksine kolaylaştırıcı olacağını çok açık şekilde ifade etti. Bundan sonra piyasada Halkların Demokratik Partisi ile Adalet ve Kalkınma Partisi'nin koalisyon kurduğu söylentileri çıktı. Bu kesinlikle doğru değildir. Bunun için altını çizdim. Biz anayasadan kaynaklanan bir hakkımızı kullandık. O üç bakanlık bir lütuf değildir. Anayasal hakkın bir teslimidir ve kullanımıdır. Bunun böyle anlaşılması gerekir. Türkiye'de bu şiddet sarmalının, bu ölümlerin, bu gözyaşının, bu kanın hiç kimseye inanın yararına olmadığını 1 Kasım'da göreceğiz. Çünkü halklar, insanlar eskisi gibi düşünmüyor değil. Her şeyi gözlüyor, izliyor ve değerlendiriyor. Varto, Yüksekova, Silvan, Silopi, Şırnak merkez ve cereyan eden olaylar sonrası en son Cizre'de konan sokağa çıkma yasağı gerçekten Kürt bölgesi için dayanılmaz bir hal almıştı. İnsanlar ciddi manada ciddi bir kopuş yaşıyorlar. Benim en çok üzerinde durduğum ve endişe ettiğim nokta odur. Yani halkla devlet arasındaki ilişkinin şiddete dönüştüğü bir ortam, aynı zamanda kopuşun yaşandığı ve aynı zamanda demokratik siyaset yapma kanallarının tıkandığı, tam da dağın yolunun açıldığı bir meydan demektir. Dolayısıyla bu ortamın mutlaka engellenmesi gerekir. O nedenle Cizre olayı vuku bulduğunda, ta ilk günden itibaren şahsen Bakan olarak ben, ilgili bakan arkadaşımı, Şırnak Valisini arayarak, bunun açılmaz bir yol olduğunu, eğer uygun görürlerse, biz HDP olarak devreye girmek istediğimizi ve kan dökülmeden, gözyaşı akmadan uzlaşıyla bu sorunu çözmek istediğimizi, bu konuda görev almak istediğimizi başka bir deyişle aracı olmak isteğimizi beyan ettik, teklif ettik. Ancak tekliflerimiz, taleplerimiz uygun görülmedi, kabul görmedi. Daha doğrusu dönmediler bize. Dolayısıyla yapacağımız tek şey bu insanlık dışı dramı sona erdirmek için parti grubu olarak Cizre'ye doğru yola çıkmaktı" ifadelerini kullandı.
Cizre'ye gitmesinin kendisinin görevi olduğunu da ifade eden Bakan Konca, "Çok net söylüyorum varsa silahlı örgüt, varsa bir terör örgüt mücadele edersiniz, edin hay hay. Ama bu mücadele ederken 120 bin nüfuslu bir kenti, tamamen hayattan izole etmek, orayı bir cezaevi, zindana çevirmek, bir devletin bu çağda yapabileceği bir iş değildir. Bu çok ilkel bir anlayıştır, çağdışı bir anlayıştır ve insan haklarının ihlalidir. Benim açımdan ise, asıl Avrupa Birliği Bakanı olarak benim oraya gidip inceleme yapmam, insan hakları ihlalleri olup olmadığı, Avrupa Birliği standartlarına göre işlemlerin, hizmetlerin yürütülüp yürütülmediği konusunda tespitler yapmam, bilgiler almam benim yasal olarak, doğal olarak görevimdir zaten. Dolayısıyla ben oraya gitmekle görevimi yapmış oluyordum. Bu nedenle basında yer alan, bizi istifaya davet eden ya da azledilmemiz gerektiğini belirten beyanların hiçbir dayanağı yoktur" ifadelerini kullandı.
Bakan Konca, kendisine yöneltilen soruları yanıtladıktan sonra salondan ayrıldı. - KOCAELİ